Menu
RSS

Antalya’da Geçinemiyoruz Diyenler Elektrik Zamlarına Karşı Sokağa Çıktı

Antalya’da Geçinemiyoruz Diyenler Elektrik Zamlarına Karşı Sokağa Çıktı

“Geçinemeyenler” Antalya’dan seslendi: Yüksek faturaya gaz lambası, düşük faturaya başarı plaketi

Antalya'da Geçinemeyenler yeniden Attalos Meydanı'nda elektrik zamlarına karşı toplandı. Eylem sırasında katılan yurttaşlar arasında elektrik faturası en yüksek gelene dayanışma ödülü olarak gaz lambası, faturası en düşük gelen yurttaşa ise başarı plaketi verildi.

Antalya’da Geçinemeyenler yeniden Attalos Meydanı’nda elektrik zamlarına karşı toplandı. Çok sayıda demokratik kitle örgütü ve emek ve meslek örgütünün katılımıyla oluşturulan halk kürsüsünde Eğitim Sen Yönetim Kurulu Üyesi Çiğdem Altıntaş, Antalya Halkevi Başkanı Gülkan Gülseven ve

Emekli Sen Yönetim Kurulu Üyesi Esat Dündar sözler alarak son dönemde gelen zamlar, yüksek enflasyon ve enerji alanındaki özelleştirmelerin faturalar üzerindeki etkisine dair konuşmalar yaptı.

Yapılan eylemde HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül ve CHP Antalya Milletvekili Rafet Zeybek de yer alırken birer konuşma yaptılar.

Haberin Videosu:

Gaz Lambası Ödülü

Eylem sırasında katılan yurttaşlar arasında elektrik faturası en yüksek gelene dayanışma ödülü olarak gaz lambası takdim edildi. Nazime adlı yurttaş, üç bin lira gelen elektrik faturasını ödeyemediği için elektriğinin kesildiğini ifade etti. Elektriği kesilen yurttaşa gaz lambasını DİSK Emekli Sen Antalya Şube Başkanı Belkıs Özgen verdi.

Haberin Videosu (01):

Elektrik faturası en düşük gelen yurttaşa ise başarı plaketi verildi. Söz alan yurttaş sadece televizyon ve buzdolabı çalıştırdığını ifade etti. Yurttaşa ödülünü Antalya Halkevi Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Ayçiçek verdi.

Geçinemeyenlerin yaptıkları açıklamanın tam metni:

AKP iktidarının yirmi yıldır sürdürdüğü vahşi kapitalist politikalar duvara çarptı. Bugün yaşadığımız şey sadece beceriksiz ve yağmacı bir yönetimin ülke ekonomisini krize sokması değildir. Aynı zamanda dünyamızın elli yılına damgasını vuran neo liberal kapitalizmin kendisi kriz içindedir

Yirmi yıldır kamunun ekonomiye dair elinde olan bütün araçları özelleştiren, ne var ne yoksa miras yedi gibi satan AKP iktidarı, bugün yaşanan kriz karşısında, sık sık bakan ve merkez bankası başkanı değiştirmekte, sadece seyretmekte akıldışı iktisat politikaları ile krizi daha da derinleştirmekten başka bir şey yapmamaktadır.

Yaşanan bu ekonomik krizin faturası her zaman olduğu gibi biz emekçilere, halka ödetilmeye çalışılıyor. Elektrikten doğal gaza, temel tüketim mallarından akaryakıta kadar zamlar yağmur gibi yağıyor. İşin kötüsü bu fiyat artışlarının duracağına dair herhangi bir ekonomik belirti de bulunmamaktadır. Açlık, işsizlik ve yoksulluk derinleşerek devam ediyor.

TÜİK’in bütün aldatmacasına karşın çarşı-pazarda gerçek enflasyon %100 üzerinde seyrediyor. Tüm bunlar karşısında halkın öfkesi büyüyor. Çalışmaktan umudunu kesmiş işsizler, evinin geçimini nasıl sağlayacağını düşünen ev kadınları, iş sahibi olup da düşük ücrete mahkûm edilen çalışanlar,

tarlasını ekemeyen köylüler, kepenk kapatan esnaflar, emekliler öfkelidir. Bir tarafta yoksulluk, işsizlik yaşanırken, diğer tarafta bir avuç azınlık lüks ve şatafat içinde gününü gün ediyor.

Tüm bu olup bitenler karşısında siyasi iktidar hala halkı kandırma ve oyalama peşinde. Cumhurbaşkanının ‘’Yeni Ekonomik Model uygulanıyor’’ söylemi, neoliberal ekonomik politikaların yeniden cilalanıp tekrar topluma sunulmasıdır. İşçiye ve emekliye verilen zamlar daha ellerine geçmeden pul olmuştur.

Soğuk kış günlerinde sadece ısınma ve elektrik giderleri maaşlara yapılan zamları çoktan götürmüştür.

2-Kamunun Tasfiyesi Ve Elektrik Soygunu

Ülkemizde sosyal devlet uygulamalarına son verilip kamuya ait varlıkların birikimlerin satılması kuşkusuz AKP ile başlamadı. Ancak AKP kamunun tasfiyesi sürecinin, yirmi yıllık yağmacı, talancı aktörüdür. Eğitimden sağlığa, tarımdan madenlere, enerjiden doğal varlıklarımıza kadar her şey özelleştirilmiş ve yağmaya uğratılmıştır.

Hasta garantili hastaneler, öğrenci garantili okullar, kur garantili mevduatlarla yağma talan katmerleşmiştir.

Enerji sektörü ve elektrik bu sürecin yandaşa peşkeş çekilen önemli sektörü olmuştur. Elektrik dağıtımları özelleştirilmiş, dışa bağlı fosil yakıtlarla işleyen elektrik santralleri ile dövize endeksli elektrik üretimi yaratılmıştır.

AKP döneminde enerji sektörünün yüzde 85’i özel sektöre geçti! AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında toplam elektrik üretiminin yüzde 60’ı kamu tarafından gerçekleşirken, bugün bu oran yüzde 15!

Bir de tutturmuşlar şirketler zarar ediyor. Kim bu şirketler; Kolin, Limak, Cengiz, Sabancı, Aksa, Çalık, Zorlu! Bir bu memleketin çektiği yoksulluğa bakın bir de bu şirketlere bakın! Kimin korunması gerekiyor? Bunlar değil mi ki milyonlarca liralık teşvikler alan, vergileri affolan, kamu bankalarından aldıkları borçları ödemeyen.

Elektriğe yapılan yüzde 75 ile yüzde 158 arasındaki kademeli zam, TÜİK’in yıllık yüzde 36’lık TÜFE yalanının çok çok üstündedir. Ama bizler biliyoruz ki yapılan bu zamlar, maliyet hesabından çok enerji şirketlerinin bankalara olan borçlarının halkın sırtına yıkılmasıdır.

Bankaların verdiği toplam ticari kredilerin yüzde 9’u enerji şirketlerine aittir. EÜAŞ’dan elektriğin Kwh’ını 32 kuruşa alan enerji şirketleri, konutlara 135 kuruşa, ticarethanelere ise 189 kuruşa satmaktadır.

Yağma öyle boyuta varmıştır ki enerji şirketleri bakım onarım sorumluluklarını dahi yerine getirmemektedir. Geçtiğimiz haftalarda Isparta örneğinde gördüğümüz gibi enerji nakil hatları trafolara yatırım yapılmamakta, çürüyen direkler ve trafolar kar yağışının etkisi ile çöküp bir kenti günlerce elektriksiz bırakabilmektedir.

Yandaş enerji şirketlerini doyurmak için bunlar yapılırken gelecek faturayı düşünüp elektrik ve doğalgaz kullanmayanlar, kış günlerinde evlerinde battaniye ile oturmaktadır.

3-Halkın Ucuz Enerji Talebi İçin Ne Yapmalı?

İlk önce yapmamız gereken bu yağma ve talan düzenin sahipleri ile mücadele etmek olmalıdır. Hayatın her alanında yağma ve talanın sonuçları olan sosyal yıkımı kabul etmeyeceğimizi haykırmalıyız.

-Halka ucuz enerji sağlamanın yolu acil önlem olarak zamların derhal geri çekilmesidir.

- Ödenmeyen faturalar nedeniyle yurttaşlarımızın elektrikleri kesilmemelidir.

-Asıl yapılması gereken ise teşviklerle, geri ödemedikleri ucuz kredilerle, affedilen vergileriyle semiren bütün enerji şirketlerinin bedelsiz olarak kamulaştırılmasıdır. Bedelleri ödemedikleri kredilere, aldıkları vergi aflarına sayılmalıdır.

-Her haneye 240 kilowat elektrik sosyal devletin gereği olarak bedelsiz verilmelidir.

Evet bizler bugün Antalya’da bu meydanda geçinemeyenler olarak buradayız.

Haklarımızı aramak için buradayız.

Milyonların sesi olmak için buradayız.

Biliyoruz ki yalnız ve güçsüz değiliz.

Özgürlük, eşitlik, adalet isteyen milyonlarız.

Birlikte güçlüyüz.

Buradan tüm geçinemeyenlere çağrımız olsun!

Bir araya gelelim. Umudunu kaybedene umut, ekmeğini kaybedene ekmek, geleceğini kaybedene gelecek olmak için el ele verelim.

Tüm halkımıza saygılarımızla GEÇİNEMEYENLER”

yukarı çık
0
Paylaşım