Antalya Dem: Özgür Basına yönelik Baskı, Gözaltı ve Tutuklamalar Bizi Yıldıramaz
- Yazan Kaktus Haber
DEM Parti Antalya il örgütü Attalos Meydanı’nda bir araya gelerek Belçika’da Dem partililere ve Medya Haber ve Sterk Tv kuruluşlarına yönelik operasyonları protesto ettiler.
DEM Eş Başkanı Hülya Can yaptığı konuşmada “Türkiye'nin yeni bir maceraya, çözümsüzlüğe, krize ve kaosa sürüklenmesini istemeyen herkesi bu saldırıya karşı duyarlı olmaya çağırıyoruz. Yapılan saldırıların derhal durdurulması çağrısını yapıyor,
Özgür ve muhalif basınla dayanışma içinde olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz” dedi.
Kürt basınına yönelik yapılan operasyonları kınamak ve protesto etmek için toplanan Dem partililere yönelik ilk konuşmayı DEM Parti Antalya Eş Başkanı İhsan Nergis yaptı. Nergis konuşmasında Cumhurbaşkanını herkesin cumhurbaşkanı olmaya davet etti.
Haberin Videosu:
Nergis gündemin bir takım ortalık bulandırmaya çalışanlarca belirlenmeye çalışıldığını belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“31 Mart seçimlerinden sonra Türkiye’nin gündeki günübirlikten ziyade saatlere düştü. Birileri gündemi kendilerine göre belirlemeye başladılar. Üzülerek ifade etmek istiyorum, yine bir el ortalıkta dolanıyor. Ve bu el ülkenin huzurunu, hepimizin huzurunu bozmak üzere ortalıkta dolaşmaktadır.
Birkaç gün önce özgür basına yapılan baskı, yurt dışında yapılan operasyonlara ilişkin, bu şekilde devam ederse biz yıllardın alanlarda, meydanlarda hep beraber barışı haykırırken, barışı savunurken birileri bu barışı farklı yerlere çekmeye çalışıyor.
İnadına biz bunu ısrarla söylemeye devam edeceğiz. Biz barışta ısrarcı olacağız.
AKP ile MHP’nin bir seçimlik ömrü kaldı. Neden derseniz, 2019 seçimlerinde büyükşehirleri kaybederken kendisi zaten şahit oldu, gördü, yaşadı. Yine 31 Mart 2024 seçimlerinde halkın artık bu zulmün, bu kadar işkencenin, cenderenin çekilmesine ilişkin halk tahammül edemedi.
Demokraside çareler tükenmez ve sandıkta demokrasi ortaya çıktı.
Hani Bahçeli diyor ya; çözüm sandıkta değil. Çözüm senin hergün hakaret etmenden de geçmiyor. Yani bazı şahsiyetler kendilerine nereye koyuyorlar, bu iradeyi, bu cesareti nereden alıyorlar? Neye dayanarak bu hakaretleri geliştiriyorlar.
Bugün Bahçeli söylüyor, Sayın Cumhurbaşkanı onaylıyor, Bahçeli söylüyor Adalet Bakanlığı onaylıyor.
Sayın Cumhurbaşkanına şu çağrıyı yapmamız gerekiyor; Siz sadece MHP’nin ve AKP’nin cumhurbaşkanı değilsiniz. Siz yemin ettiniz. Sizin bağımsız olmanız gerekiyor. Kişisel çıkarları bir kenara bırakıp bu ülkenin insanların çıkarları için arayışlara girin”
Haberin Videosu:01
Daha sonra DEM Parti Antalya İl Eşbaşkan ıHülya Can konuşmasını yaptı. Can sözkonusu Kürt basın olunca demokratik temayüllerin ayaklar altına alındığını belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“23 Nisan gecesi özgür kürt basının iki önemli tv. binasına Avrupa'nın başkenti Brüksel'de bir baskın yapıldı.
AKP, MHP, ERGENEKON hükümetinin diplomatik faaliyetleri sonucu ama hangi tavizleri vererek yaptırttığını bilmediğimiz bir operasyondur. Eş zamanlı olarak İstanbul, Ankara ve Urfa'da özgür basın çalışanlarına yönelik operasyonla da bağlantılıdır.
Kürt basınının kuruluşunun yıldönümünde Kürt basınına karşı böyle bir saldırı yapılması da tesadüf olamaz. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun yıldönümüne rastlaması da ilginçtir.
Medya haber ve Sterk tv yasal olarak kurulan şirketler tarafından işletilmektedir. Herşeyi ayan beyan ortadadır. Açık çalışan kurumlardır.
Hiçbir arama izni gösterilmeden kapılar kırılarak 2 tv. Binasına ve ofislerine girilmiş,yayın araçları tahrip edilmiş, ofislere zarar verilmiştir.
Mesele Kürtler olunca hukuk devletlerinde bile hukuk askıya alınabiliyor, yasalar yok sayılıyor, etik değerler bir kenara itiliyor.
Bu hukuksuzluk Avrupa'nın başkenti Brüksel'de yapılıyor. İnsan hakları ve demokrasi konusunda iddalı olan Belçika'nın bu tutumu çıkarlar söz konusu olduğunda insan haklarının tefferuat olabildiğini de gösteriyor.
Hani Avrupa medeniyeti? Nerede kaldı insan hakları ve demokrasi?
Tabii Belçika'nın Avrupa başkenti olmasının yanında Nato'nun da başkenti olduğunu unutmamak gerekir. Türkiye'nin Kürtlere karşı yürüttüğü savaşın ortağı olduğunun altını da kalın harflerle çizmek lazım.
Özgür basına yönelik bu ve benzer saldırılar Türk devletinin işleyeceği insanlık suçlarının görülmesini engellemeye yöneliktir. Çünkü biliyoruz ki Başur'da kullanılan yasaklı silahları deşifre eden özgür Kürt basınıdır. Kimyasal silah kullanıldığını duyuran yine aynı basın kuruluşlarıdır.
Özgür basın başka ne yapmıştı? İnsanlık dışı, katil örgüt DAİŞ'in suçlarını dünyaya duyurmuştu. Türkiye Cumhuriyeti'nin bu örgütü besleyip, kollayıp dünyanın başına bela ettiğini haberleştirmişti.
Şimdi herşey bir yana itilerek basit çıkarlara demokrasi ve insanlık feda ediliyorsa bunu yapanlar gelecek kuşaklara nasıl anlatacak
Türkiye'nin yeni bir maceraya, çözümsüzlüğe, krize ve kaosa sürüklenmesini istemeyen herkesi bu saldırıya karşı duyarlı olmaya çağırıyoruz. Yapılan saldırıların derhal durdurulması çağrısını yapıyor, Özgür ve muhalif basınla dayanışma içinde olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz.”
Eyleme Eğitim Sen Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk ile Tüm Bel Sen Antalya Şube Başkanı İlhan Karakurut’ta katılım sağladı.