Menu
RSS

Türkiye’nin İlk Mimarlık Bienali Antalya’da Yeniden Başlıyor

Türkiye’nin İlk Mimarlık Bienali Antalya’da Yeniden Başlıyor

Dünyada Venedik, Sao Paula, Chicago gibi önemli kentlerde düzenlenen, Türkiye’de ise sadece Mimarlar Odası Antalya Şubesi tarafından gerçekleştirilen,

pandemi nedeniyle ara verilen Türkiye’nin ilk ve tek Uluslararası Antalya Mimarlık Bienali, yeniden

Dünyada Venedik, Sao Paula, Chicago gibi önemli kentlerde düzenlenen, Türkiye’de ise sadece Mimarlar Odası Antalya Şubesi tarafından gerçekleştirilen, pandemi nedeniyle ara verilen Türkiye’nin ilk ve tek Uluslararası Antalya Mimarlık Bienali, yeniden düzenlenecek.

5.Uluslararası Antalya Mimarlık Bienali, gelecek yıl “Arada / In-Between Yeni Dünya Düzeninde Mimarlık ve Kent” temasıyla gerçekleştirilecek.

Mimarlar Odası Antalya Şubesi tarafından iki yılda bir, belirlenen tema etrafında düzenlenen, mimarlık ve kent gündemine dair bir tartışma ve paylaşım ortamı sunmayı hedefleyen Uluslararası Antalya Mimarlık Bienali, 2025 yılı Nisan ayında 5. kez Cam Piramit’te düzenlenecek.

Türkiye’nin ilk ve tek uluslararası mimarlık bienali olma özelliğini taşıyan bienalin tanıtım toplantısı, Şube binasında Mimarlar Odası Antalya Şube Başkanı Hasan Çerçiler, Bienal Başkanı Prof. Dr. Abdi Güzer, Küratör Prof. Dr. Lale Özgenel, Küratör E. Hazal Türkyılmaz Bilgiç ve

Koordinatör Ayça Akay Özden tarafından yapıldı.

“Bienali Yeniden Canlandırıyoruz”

Düzenli olarak gerçekleştirdikleri Uluslararası Antalya Mimarlık Bienali’ne Covid-19 pandemisi nedeniyle ara vermek zorunda kaldıklarını ve bu aradan dolayı gelecek yıl Nisan ayında 4.5 olarak 5’incisini yapacaklarını bildiren Mimarlar Odası Antalya Şube Başkanı Hasan Çerçiler,

“Bienali yeniden canlandırmak ve mimarlık camiasını Antalyalılarla buluşturmak istedik. Değerli hocalarımız bizlere bu konuda destek oldular. Hepsine teşekkür ediyorum” dedi.

“Geriye Ve İleriye Bakıyoruz”

Türkiye’nin ilk ve Tek Uluslararası Antalya Mimarlık Bienali’nin, Mimarlar Odası Antalya Şubesi tarafından ilk olarak 2011 yılında “Kesişmeler” başlığıyla düzenlendiğini hatırlatan Bienal Başkanı Prof. Dr. Abdi Güzer ise, “Sürecin başından beri içerisinde olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum.

Bu etkinlikte bir ana sergi bulunuyor ve sorunsal bir problem üzerine hep birlikte düşündüğümüz, tartıştığımız ve belli dersler çıkardığımız, geriye ve ileriye bakma noktası oluyor” dedi.

“Mimarlık Hepimizi İlgilendiren Bir Konu”

Bienallerin birçok farklı etkinlikle desteklenen bir sanat, kültür, felsefe, bilim ortamı haline geldiğini söyleyen Güzer, şöyle konuştu:

“Dolayısıyla ana serginin yanında da ulusal ve uluslararası sergiler yer alıyor. Bunlar doğrudan mimarlıkla ilgili sergiler olabildiği gibi zaman zaman mimarlıkla dirsek teması içinde olan sanat dallarının sergileri de olabiliyor. Böylece bir özel ihtisas alanı halkla buluşuyor.

Burada mimarlığın önemli bir farkı var. Mimarlık özgün bir meslek olmasına karşın, öte yandan hepimizi gündelik hayatta doğrudan ilgilendiren bir konu. Hepimiz kentte, konutlarda yaşıyoruz, iş yerlerinde çalışıyoruz. Binalarla iç içeyiz ve istesek de istemesek de mimarlığın içindeyiz.

Dolayısıyla mimarlıkla ilgili herkesin bir fikri, düşüncesi var. Kent hayatımızı doğrudan etkiliyor. Hayat kalitemizi doğrudan etkiliyor. Bu nedenle kentin düşünülmesi kent üzerine beraberce bir üretim yapmamız son derece önemli.”

 “Mimarlık Üzerine Beyin Fırtınası Yoğunluğu Yaşayacağız”

Türkiye’de ekonomi, göç, deprem, çevre, enerji gibi sorunların yoğunlaştığı bir dönemde, kentsel konuların başka alanlarla ilişkilenerek daha da öne çıktığını belirten Güzer, “Konut sorunundan başlayarak kentsel dönüşüme, yapı kalitesine, konut fiyatlarından konut edinme güçlüklerine

o kadar çok konu var ki mimarlıkla sokağın kesiştiği bir arada yer aldığı. Bütün bunları sadece kentliyle, sokaktaki insanla değil, aynı zamanda diğer meslek alanlarından gelen kişilerle birlikte masaya yatırıyoruz. Dolayısıyla bir yandan sanatçılar, tarihçiler, mühendisler,

felsefeciler daha önceki bienallerde olduğu gibi bir dizi toplantı, aslında kent ve mimarlık üzerine bir beyin fırtınası yoğunluğu yaşıyoruz. Bunun bir katılımcı süreç olması son derece önemli” açıklamasında bulundu.

 “Amaç, Geleceğe Dair Fikirler, Öneriler, Tartışmalar Geliştirmek”

Mimarlar Odası Antalya Şubesi’ne hem bienal hem de yaptıkları diğer çalışmalar için teşekkür eden Küratör Prof. Dr. Lale Özgenel ise, “21. yüzyılın yaklaşık ilk çeyreğini tamamladık. Bir önceki yüzyılın gündelik yaşam pratikleriyle arada sadece belki 25 yıl olmasına rağmen

bu yüzyılınkiler çok farklılaştı. Gerek teknoloji, gerekse sosyal problemler, politik siyasi kaynaklı krizler, sağlık, pandemi gibi pek çok etken gündelik yaşam ve iş pratiklerimizi bazıları radikal olmak üzere değiştirdi. Dolayısıyla düzenlerimiz değişti.

Biz bu bienaldeki arada kavramıyla bugünün dinamiklerine çok yönlü bir bakış atmayı, bu bakış üzerinden de geleceğe dair bir takım fikirler öneriler, tartışmalar geliştirmeyi amaçlıyoruz. Temel sorumuz da yeni dünya düzeninde mimarlık ve kent nereye eviriliyor, ya da neye dönüşüyor?

Özellikle son günlerde kentte yaşam güvenliği, kent sağlığı, kent kimliği, toplumsal kimlik, kültürel erozyon, aidiyet meselesi gibi giderek güncelliği artan bazı temalarla birlikte bienal boyunca düzenlenecek sergilerde, konuklarla yapılacak buluşmalarda,

söyleşilerde bu sorunun cevaplarına yönelik bir paylaşım ortamı hedefliyoruz” dedi.

 “Sadece Mimarlar Olmayacak, Çok Disimlinli Bir Temsiliyet Hedefliyoruz”

Bienalin katılımcıları arasında sadece mimarların olmayacağını söyleyen Özgenel, “Çok disiplinli bir temsiliyet hedefliyoruz. Sosyologlar, politikacılar, ekonomistler, kent plancıları, tarihçiler, belki psikologlar, edebiyatçılar gibi çok farklı disiplinlerden gelen uzmanlarla söyleşilerde,

tartışma platformlarında, sergilerde bir araya gelmeyi amaçlıyoruz. Özellikle kültür, turizm ve ticaretin çok önemli bir kenti olan Antalya'da öğrencileri, kentlileri, halkı bu anlamda uzmanlarla ya da yapılacak söyleşilerle buluşturmayı ve buradan çıkacak fikirleri,

düşünceleri de daha geniş bir platformda, belki Türkiye genelinde daha sürekli kılacak paylaşımlarla artırmayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

 “Uluslararası Alanda Tartışmalar Hedefliyoruz”

Küratör Hazal Türkyılmaz Bilgiç ise, “Pandemi sonrası dünyada değişen sosyoekonomik düzenin fiziksel ve dijital alanlar arasındaki sınırların belirsizleşme durumunu ve tüm bunların sonucunda ortaya çıkan yeni düzenle aslında hepimizin alışkın olduğu önceki düzenler arasındaki

hem dinamik etkileşimleri, yer yer gerilimleri ele alacağımız, tartışacağımız bir bienal olmasını hedefledik. Bu arada kalma durumunun getirdiği belirsizlikler, kimi zaman fırsatlar ve yenilikçi çözümleri hem mimarlık hem de kent ortamında ve mimarlığın ve

kentin dönüşümü bağlamında çok disiplinli bir alanda ve uluslararası düzeyde tartışmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Geçmişten Günümüze Mimarlık Bienali

İlki, 2011 yılında Kesişmeler / Intersections temasıyla düzenlenen bienalin ikincisi 2013 yılında Şablon / Template temasıyla, üçüncüsü 2015 yılında Geleceği Düşünmek / Thinking The Future temasıyla, dördüncüsü ise 2017 yılında Süreklilik / Continuity teması adı altında düzenlenmişti.

Bienalin olağan takvimi içinde 5. buluşmanın 2019 yılında düzenlenmesi planlanmıştı. Ancak, COVID 19 Pandemisi nedeniyle buluşma ertelenmiş ve bienal serisine ara verilmişti. Uluslararası Antalya Mimarlık Bienali serisi, 2025 yılındaki buluşmayla birlikte yeniden olağan ritmine dönmeyi hedefliyor.

Teması, Arada / In-Between olarak belirlenen 2025 yılı buluşması bu ritmi yakalamayı amaçlayan bir anımsatma ve olağana geçiş etkinliği olarak ön görülüyor. Bu anlamda, 5. kez düzenlenecek etkinliğin ismindeki 4.5, bu geçiş sürecini sembolik anlamda temsil ediyor.

4.5 aynı zamanda, pandeminin küresel ve yerel ölçeklerde gündelik yaşam pratiklerine getirdiği, bazıları kalıcı hale gelen, değişikliklerle farklı boyutlar kazanan yeni düzenler ve öncekiler arasındaki geçişe; yani bir çeşit “arada olma, arada bulunma” durumuna da atıf yapıyor.

Yeni Dünya Düzeninde Mimarlık Ve Kent Nereye Eviriliyor? Sorusuna Yanıt Aranacak

Bienalin ana teması olarak belirlenen Arada / In-Between, bu bağlamda, Yeni Dünya Düzeninde Mimarlık ve Kent Nereye Eviriliyor? sorusuna bir tartışma zemini oluşturmayı hedefliyor. Tema çerçevesinde, bu sorunun yapay zekâ, sınırsız dijitalleşme, teknoloji hegemonyası,

sosyal medya olgusu, göç ve yer değiştirme, çatışma ve savaş, insan sağlığı ve küresel salgın tehdidi, sürdürülebilirlik ve direnç, iklim ve çevre aciliyeti, gıdaya erişim, sağlıklı yaşam çevresi ve barınma, sosyal ve mekansal adalet, kent, mekan ve insan güvenliği, kültürel erozyon,

sosyal ve mekânsal sınırlar ve geçirgenlik, toplum ve kent kimliği gibi gerek Türkiye’de, gerekse dünyada sıklıkla gündem oluşturan çeşitli alt başlıklar üzerinden irdelenmesi amaçlanıyor. Bienal kapsamında bir araya gelecek katılımcıların, sergiler, sunuşlar,

atölyeler ve panellerle belirtilen alt başlıklar veya başkalarının yönlendiriciliğinde, bugünün dünyasında mimarlık ve kenti Arada / In-Between perspektifinden sorgulamaları; bu bağlamda, tespitler, öneriler, projeksiyonlar, manifestolar, özgün fikirler ve tartışmalar geliştirmeleri bekleniyor.

yukarı çık
0
Paylaşım