Menu
RSS

İnsanlık Suçu İşleyen, Buna Yol Açan Her Kurumu, Her Kişiyi Antalya Tabip Odası Olarak Lanetliyoruz

İnsanlık Suçu İşleyen, Buna Yol Açan Her Kurumu, Her Kişiyi Antalya Tabip Odası Olarak Lanetliyoruz

Antalya Tabip Odası son günlerde gündeme bomba gibi düşen bebek ölümleri ve bunu yaptığı iddası ile göz altına alınan

Yenidoğan Çetesi hakkın yaptığı yazılı açıklama ile hem bu ölümlerin gerçekleştiği kurumu hem de bunu gerçekleştiren “doktor”ları lanetlediler. Dodadan yapılan yazılı açıklama şuyle:

“BASINA Ve KAMUOYUNA

Hekimliğin özü hümanist olmayı gerektirdiği için insanlık suçu işleyen, buna yol açan her kurumu, her kişiyi Antalya Tabip Odası olarak lanetliyoruz.

İstanbul da yenidoğan bebeklere yönelik sağlık skandalına karışan tüm kurum ve hekimlerin, sağlık çalışanlarının Türk adalet sisteminde hakettikleri cezayı alacaklarına inanıyoruz.

Dünya standartlarına göre her 1.000 canlı doğum için 5 yenidoğan yatağına ihtiyaç var. Bunlardan biri iyi eğitimli ekibiyle, donanımıyla eksiksiz bir Yenidoğan Yoğun Bakım yatağı olmalı

Bir yıl içinde yaklaşık bir milyon dolayında doğum gerçekleşiyor ülkemizde.

Yaklaşık 1000 dolayında 3. Basamak yoğun bakım yatağına ihtiyacımız var demektir. Bizde bu rakam 13657.

Son dört yıl içinde yenidoğan yoğun bakım yatak sayısı iki kat arttı.

3.Basamak yenidoğan yoğun bakım yatak sayımız ihtiyaç duyulan sayının çok üstünde.

Ne yazık bu yatakların 3/4 ü  özel hastanelerde tescil edilmiştir.

Sağlık Bakanlığı kayıtlarına göre, onaylanmış   toplam yenidoğan yatağımız  ise 10.000 dolayında. Bu oran bile yatırım tercihinde yanlışı gösteriyor.Çocuk yoğun bakım ünitelerindeki yatak sayısı özel kurumlarda 235.Buna karşın Yenidoğan yoğun bakım yatağı 9953.

Özel sektörün yenidoğan sağlığına gösterdiği ilgi dikkat çekici.

Yenidoğan sağlığı,  özellikle “ yenidoğan yoğun bakımı /yatırım yapıldığı zaman/ en fazla “getiri” sağlayan bir alan. SGK geri ödemeleri en yüksek hizmetler arasında.

Yatırım yapan bunu kısa sürede bu maliyeti karşılamak peşindedir. Sağlık hizmeti kar zarar hesabına kurban edilmiştir. Bu en önemli sağlık sorunudur. Oysa sağlık bir kamu hizmeti olmak durumundadır.

Son yirmi yılda yenidoğan uzmanı( Neonatalog) sayısı 600 e yaklaştı. Bu sayı istediğimiz minimum düzeyde uzman sayısıdır.

Üçüncü düzey yeni doğan yatakların üçte biri kamu ve üniversite hastanelerinde, üçte ikisi ise özel hastanelerdedir.

Buna karşın yenidoğan uzmanlarının   %90’ı kamuda, %10’u özel hastanelerde çalışmaktadır.

Özel hastanelerde yenidoğan servislerinin büyük bir kısmında neonatologlar değil pediatri uzmanları çalıştırılmaktadır.

Koruyucu hekimliğe gerekli önemi vermeyen hiçbir ülke sağlık harcamalarının altından kalkamaz.

Doğum öncesi bakım  %99’a, gebe başına izlem sayısının 4,7’ye ulaştığı ülkemizde; anne ölüm oranının 100.000’de 13.5, sezaryen oranının %53,1 ve bebek ölüm oranının hızının %9,8 dolayında olması kabul edilemez.

Her 1000 canlı doğumda yenidoğan bebek ölüm oranı % 6;

İlk 6 ayda anne sütü kullanma oranının %30 civarında olması işlerin iyi gitmediğini gösterir.

 Alınterinin onurlu ve baştacı olmadığı, emeğin ortamda bu yüzkarası olayları peşpeşe görmek mümkün. Hayatın her alanına yayılan kokuşmuşluğun sağlık alanına sızması hiç istemediğimiz bir durumdur. Sağlıkta yeniden kamucu, milli, halkçı bir çizgi gerekmektedir.

Mağdur olan bebek ve ailelerin acısını yüreğimizde taşıyoruz. Başsağlığı diliyoruz.

ANTALYA TABİP ODASI”

yukarı çık
0
Paylaşım