Antalya Kadın Platformu Üyeleri 8 Mart İçin Alanlardaydı

6284’yen Nafaka Hakkından, Laiklikten Vazgeçmiyoruz” pankartı açan Antalya Kadın Platformu adına basın açıklamasını Kadriye Tuğcu okudu.

Tuğcu konuşmasına 8 Mart’ın tarihçesini okuyarak başladı. Ülkemizdeki mevcut iktidarın kadınlara bakış açısını anlatan Tuğcu konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Ataerkil kapitalist düzende kadınlar, her geçen yıl daha fazla sömürüye, güvencesizliğe ve yoksulluğa karşı yaşam savaşı vermek zorunda kalıyor. AKP-MHP iktidarının yanlış politikaları yandaş sermayedarları koruyor, ekonomik krizi büyütüyor. Krizin sonuçlarını ağır yaşayan kadınlar iş yerlerinde ücret eşitsizliğine,

mobinge daha çok maruz bırakılarak, iş yaşamından uzaklaştırılmak isteniyor. İşçi olarak sayılmayan ev işçisi kadınlar sosyal güvencesiz bir geleceğe mahkum ediliyor.

Haberin Videosu:

İktidar baskıcı, adaletsiz politikaları ile kadınları ekonomik, psikolojik, fiziksel şiddete karşı savunmasız bırakmaya çalışmakta, diyanetiyle itaatkar ve sabırlı olmayı telkin etmektedir. Tek adamın istekleriyle işleyen yargı, cezaevlerinde ağır hasta tutsakların mahkumiyetlerinin devamına karar vererek insan haklarını yok saymaktadır.

Bunca saldırıya karşı kadın düşmanlığının ve faşizmin gelip çarptığı duvar yine kadın mücadelesinin gücü oluyor. Yaşamın her alanında eşit-özgür olmak için örgütlü mücadelemizden vazgeçmiyoruz.

 Kadınların kazanılmış hakları tek adam yönetiminin ihtiyaçlarına göre gasp ediliyor. İstanbul Sözleşmesinden çıkılması, nafaka hakkı dahil pek çok hakkın yok edilmesinin hedeflenmesi, 6284 Sayılı kanuna saldırılar, çocuk evlilikleri teşvik ve meşrulaştırma politikaları kadınların içinde bulunduğu yaşam çemberini daraltıyor.

2021 yılında 280 kadın erkekler tarafından öldürüldü, 217 kadın ise şüpheli şekilde ölü buldu. 2022  yılında sadece Ocak ve Şubat aylarında 49 kadın erkekler tarafından öldürüldü, 49 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu.  Her geçen gün artan kadın cinayeti, şiddet, taciz ve tecavüzün sebebi AKP hükümetinin cinsiyetçi ve gerici politikalarıdır. 

İşte bu nedenle diyoruz ki; kadın cinayetlerinin ve kadınlara yönelik saldırıların faili devlettir.

Her türlü cinsiyetçi yaklaşımlarla toplumu ayrıştıranlar, cinsel eğilimine göre eşcinsel bireyleri sosyal hayatta ötekileştirmekte ve LGBT+ların   yaşamlarına kastederek şiddet, taciz, tecavüz ve cinayete kurban gitmelerine neden olmaktadırlar. Sapkın zihniyetlere karşı, kadınların ve

LGBT+ların hayat çığlığını bulunduğumuz tüm alanlara taşımaya devam edeceğiz.

Dindar, kindar ve sorgulamayan bir nesil yaratmak isteyen Akp iktidarı, laik ve bilimsel eğitimden bilinçli olarak uzaklaşarak çocuklarımızı karanlığa sürüklemektedir. Sermaye ve iktidar odaklarının ekonomik, siyasal ve ideolojik çıkarlarına yönelik düzenlemelere karşı laik ve bilimsel eğitimi biz kadınlar inşa edeceğiz.

Savaş kadınlar için daha çok göç, taciz ve tecavüzdür. Savaş doğanın yıkımıdır. Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgali ile başlayan savaşta en çok kadınlar ve çocuklar zarar görürken, emperyalist güçlerin amaçları ise sadece çıkarlarıdır. Savaş aynı zamanda yoksulluk, işsizlik, belirsizlik, geleceksizlik demektir.

Bu savaş emperyalistlerin savaşıdır. Sesimizi, öfkemizi emperyalistlere karşı yükseltiyoruz. 

Yaşamın her alanında; ayrımcılığa, cinsiyetçiliğe, yoksulluğa, erkek ve devlet şiddetine, savaşa karşı direnmeye ve örgütlü mücadelemizi büyütmeye devam ediyoruz!!! Doğaya ve hayvanlara yönelik suçların cezasız bırakılmasını asla kabul etmiyoruz, tüm canlılar için yaşam hakkını savunuyoruz.

Yüzyılların Mücadelesiyle kazandığımız haklarımızdan vazgeçmiyoruz, Geleceğimizi sizin karanlığınıza teslim etmiyoruz!!!

Selam olsun mücadeleyi büyüten kadınlara!

Yaşasın 8 Mart, Yaşasın Kadın Mücadelesi!”