Antalya Saadet Partisi İl Başkanı Düzen’den İdlip Uyarısı!
- Yazan Super User
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült yazı boyutunu büyüt
Saadet Partisi Antalya İl Başkanı Ramazan Düzen, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İl Başkanı Ramazan Düzen, Suriye'deki gelişmelere ilişkin olarak, "Suriye problemi, sahada kazanılacak bir problem değil. Amerika da Rusya da bu savaşa müdahil olabilir, birbirleri ile çatışmadan.
Biz sadece kullanılmış oluruz, şehit vermekle kalırız. Şehit üzerinden kendi kendimizle çekişiriz." dedi. İl Başkanı Düzen, iktidarın, muhalefeti bilgilendirmek amacıyla Meclis'te kapalı toplantı düzenlemesini önemli bulduğunu belirtti.
Şehit haberlerinin artmasının kendilerini derinden yaraladığını söyleyen İl Başkanı Ramazan Düzen, "Bu saldırıda ve akabinde yaşanan çatışmalarda şehit düşen bütün askerlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
Bir kandil gecesi aldığımız, yüreklerimizi param parça eden haberin artık son olmasını diliyor, bölgede akan kanın dinmesini temenni ediyorum." ifadesini kullandı.
"Şehitler tepesi" polemiğine değinen İl Başkanı Ramazan Düzen, "Şehitlik yüce bir makam. Şehit olan insan Cenab-ı Hak indinde en büyük mevkiye mazhar olur ama son zamanlarda gündemimize şehitlik bu itibarı dile getirmek için değil siyasi bir malzeme olarak kullanılıyor.
Bu maksatla gündem getiriliyor. Şehitlik üzerinden siyasi prim yapmak kimseye fayda vermez. Şehitlik kutsaldır ama birisi şehit oldu mu biz şenlik yapmayız. Şimdi şehitler tepesi diye bir polemik sık sık gündeme getiriliyor,
biz askerlerimizi inşallah şehit olsunlar diye mi göndeririz yoksa gazi olsun diye mi? Elbette biz askerimizin sağ salim dönmesini isteriz." dedi.
Türkiye'nin birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğunu aktaran İl Başkanı Ramazan Düzen, "Bize karşı oynanan oyunlara karşı ancak birlik ve beraberlik içinde direnebiliriz. Bu ülke içinde insanları farklı düşündükleri için hain ilan etmeye hiçbirimizin hakkı yoktur. Bu ülke hepimizin." açıklamasını yaptı.
Suriye'deki hadiselerin bugünün meseleleri olmadığına dikkat çeken İl Başkanı Ramazan Düzen, şöyle konuştu:
"Suriye hadiseleri ve şu an İdlib’te yaşanan süreçle alakalı yıllardır sesimizi duyurmaya, derdimizi anlatmaya çalışıyoruz. Bu hadiseler bugünün meseleleri değil, rahmetli Erbakan hocamız bununla alakalı uyarılarını yıllar evvel yapmıştı.
Bugün Erdoğan’da dâhil herkesin ağzında Erbakan hocamızın yıllar evvel söylediği “Suriye’den sonra hedef Türkiye’dir” sözü var. Erbakan Hocamızın sözlerini söylüyorlar ama hocamızı tam olarak anlamıyorlar.
Bu söz Ak Parti iktidarının destek verdiği Irak ile başlayan işgallerin Suriye'ye ardından Türkiye ve İran’a kadar geleceği uyarısıdır. Sonuçta Irak ve Suriye tarumar edildi. Bugün Türkiye’yi hedef noktasına getiren ana unsur izlenen yanlış politikalardır.
BOP ile başlatılan sürecin gönüllü ortağı olan bu iktidar, coğrafyamızın harap olma sürecinde aktör olmuştur. Tekrar ediyorum BOP’u anlamak bugün yaşanan hadiseleri anlamak olacaktır. Bu projeyi anlamadan kimse Türkiye’nin nasıl hedef haline geldiğini anlayamaz."
Erbakan'ın Suriye’den sonra hedef Türkiye’dir sözünde bir hususu daha vurguladığını söyleyen İl Başkanı Düzen, "O husus Siyonizm’in Türkiye ile İran’ı savaştırmak, karşı karşıya getirmek istemesidir.
Biz yarım asırdır coğrafyamızda kirli emelleri bulunan mihrakların bu planlarına dikkat çekiyoruz. Şairin dediği gibi biz bağıracağız, birileri hiç, duymayacak, hep aynı hikaye, duyanlara selam olsun.
Özellikle vurgulamak istiyorum; bizim bu coğrafyada akl-ı selim ve diyalog ile çözemeyeceğimiz hiçbir meselemiz yok. Yeter ki bir araya gelelim, sorunlarımızı aynı masa etrafında konuşabilelim." diye konuştu.
İl Başkanı Düzen, sorunları çözmek için Türkiye'nin bölge ülkeleriyle bir araya gelmesi gerektiğini ifade ederek; “İdlib'de oluşturulacak güvenli bölgenin, Rusya, İran ve Esad rejimiyle birlikte inşa edilmesi gerektirir” dedi
Yunanistan'a giden mültecilerin durumunun üzüntü verici olduğunu kaydeden İl Başkanı Düzen, mültecilerin siyasi malzeme yapılmasının "ahlaki" olmadığını dile getirdi. Düzen, "9 yılı bulan Suriye iç savaşının en ağır sonuçlarından birisi ülkemize göç etmek zorunda kalan mülteciler oldu.
Bizim tavrımız bugüne kadar hep mazluma el uzatmak oldu. Mülteci meselesine de bu zaviyeden baktık, düşene bir tekmede biz atamayız dedik. Biz bugün geldiğimiz noktada mültecileri bir araç olarak kullanmaya kalkarsak sadece biz insanlık suçuna ortak olmuş oluruz.
Tablo buyken şu kadar küsur mülteci gitti diye rakamlar vermenin ne gereği var? Böyle giderse Aylan bebeklerin akıbetine uğrayan yeni yavruları göreceğiz. Bu yaklaşımı çok çirkin bir yaklaşım olarak görüyorum. Kış günü yaşlılar, çocuklar, anneler perişan olmuş vaziyetteler.
İnsaflı olmak, vicdanı ve merhameti elden bırakmamak lazım, milletimize de seslenmek istiyorum Suriyeli mülteci düşmanlığını körükleyenlere, provokasyon peşinde olanlara fırsat verilmemelidir.
Maraş’ta ve bazı illerde son günlerde mültecilere karşı gerçekleşen saldırılar bizi endişeye sevk etmektedir. Herkes itidalli olmalı, bu zor süreci birlik ve beraberlik içinde hep beraber atlatmalıyız." şeklinde konuştu.