Menu
RSS
Kepez Belediye Başkan Vekilliğine Refik Emre Altekin Seçildi

Kepez Belediye Başkan Vekilliğine Refik Emre Altek…

Kepez Belediye Meclisi, görevi...

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

Antalya'nın Kaş ilçesinde 3,9 ...

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün Tutuklanması AKP’nin Bir İntikam Planı Olarak Görünüyor

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün T…

“AKP ve onun sözünden çıkmayan...

CHP: İktidarın Demokrasi Anlayışı İşte Tam Budur; Kepez Belediye Başkanı Şok Bir Kararla Tutuklandı

CHP: İktidarın Demokrasi Anlayışı İşte Tam Budur; …

Antalya’nın Sarısu teleferik h...

Prev Next

Antalya 29 Ekim Kadınları Derneği Başkanı Kantarcılar: Hak Mücadelesi İçin Yılmayacağımızın Bilinmesini İsteriz

Antalya 29 Ekim Kadınları Derneği Başkanı Kantarcılar: Hak Mücadelesi İçin Yılmayacağımızın Bilinmesini İsteriz

29 Ekim Kadınları Derneği Antalya Şubesi 10 Kasım nedeniyle Gaziantep Restoran’ta etkinlik düzenledi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması sonrası konuşan

29 Ekim Kadınları Derneği Antalya Şube Başkanı Ayşe Kantarcılar son 20 yılda kadınlara yönelik olumsuz yaptırım ve kararlara dikkat çekti ve “İktidar, kadını sadece analık görevine hapsetmenin yollarını aradı. 4+4+4 uygulamaları ile kızlarımızın eğitim olanaklarını kısıtladı.

Onları karma okullardan ve birlikte eğitim almaktan uzaklaştırarak, çocuk gelinler olmalarının ya da eve mahkum edilmelerinin yollarını açtı. Evli kadınları üç çocuk yapmaya teşvik ederek, onları iş yaşamından ve toplumsal yaşamdan uzaklaştırmaya çalıştı. Esnek çalışma, uzun doğum izinleri,

çocuk sayısı oranında parasal destek gibi, ilk bakışta “olumlu” gibi görünen ancak kadını sosyal güvenceden de yoksun bırakan düzenlemeler de aynı amaca hizmet etti” dedi.

Haberin Videosu:

Kalabalık bir kadın topluluğuna seslenen Kantarcılar sözlerine şöyle devam etti:

“Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum, yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların nedeni, kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur.” diyen Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk;

İşgale karşı direnişin hemen ardından Cumhuriyeti ilan ederek, halk egemenliğinin temelini atan devrimci önderlik, kadın-erkek, ayrımsız bir halk iktidarının inşası kararlılığı ile devrimleri inşa etti. Devrimin önderi Mustafa Kemal Atatürk, tüm kazanımların kadın-erkek herkesin başarısı olduğuna inanıyor ve

kazanımlardan eşit yararlanarak ülkede demokrasinin gerçekleşeceğini biliyordu. Ne var ki toplumumuzda yerleşik erkek egemen yapı, kadınların eşit haklara sahip olmasının önüne hep engel koydu. Özellikle son yirmi yıl, mevcut iktidarın, kadının insan haklarını yok sayan ve

mevcut kazanımları da bir bir ellerinden almaya çalışan uygulamalarına sahne oldu.  Tek adam rejiminin ilk ağır bedeli yine kadınlara ödetildi. İçinde bulunduğumuz yüzyılın doruk kazanımlarından olan İstanbul Sözleşmesi bir gecede yok sayıldı.

İktidar, kadını sadece analık görevine hapsetmenin yollarını aradı. 4+4+4 uygulamaları ile kızlarımızın eğitim olanaklarını kısıtladı. Onları karma okullardan ve birlikte eğitim almaktan uzaklaştırarak, çocuk gelinler olmalarının ya da eve mahkum edilmelerinin yollarını açtı.

Haberin Videosu:01

Evli kadınları üç çocuk yapmaya teşvik ederek, onları iş yaşamından ve toplumsal yaşamdan uzaklaştırmaya çalıştı. Esnek çalışma, uzun doğum izinleri, çocuk sayısı oranında parasal destek gibi, ilk bakışta “olumlu” gibi görünen ancak kadını sosyal güvenceden de yoksun bırakan düzenlemeler de aynı amaca hizmet etti.

İktidarın, kadınlar aleyhine olan bu girişimleri, özünde kadının gücünün farkında oluşunun bir sonucudur. Kadın, ev kadınlığı ve analık görevlerine hapsedilerek etkisiz kılınmaya çalışılmaktadır. Son dönemde sözde “aile kutsiyetinden” söz ederken, aileyi perişan eden şiddet olgusunun görmezden gelinmesi ve

gerekli önlemlerin alınmaması, yargılamalarda özenli olunmayış bu nedenledir. Aile birliği, resmi olarak sürsün sürmesin, nafaka hakkının, bu birliğin bir sonucu olarak devamını hak olmaktan çıkarma çabası da aynı mantığın ürünüdür. Kadın insandır ve hakları vardır.

Bu hakkın en başında da yaşam hakkı gelmektedir. Kadın cinayetlerinin bu denli tırmandığı bir süreçte, kadının insan haklarını ihlal eden uygulamalar kabul edilemez.

Cumhuriyet Devrimlerinin önderi Atatürk’ü anarken, kadın ve erkeğin eşit ve özgür yaşaması için mücadele edenlerin emeğinin boşa gitmediğini, ikinci bir yüzyıla girerken toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı, ülkemizin kadın-erkek herkes için özgür, demokratik, laik,

insan haklarına dayalı bir ülke oluşunun onuru ile başımızın dik olduğunu söylemek isterdik.

Ne yazık ki acı içindeyiz. Ancak, kadınlar olarak, hak mücadelesi için yılmayacağımızın bilinmesini isteriz. Kararlılığımızı, işgal altındaki İstanbul’da kürsülerden haykıran Halide Edip’lerin, Meliha, Sabahat, Naciye, Zekiye, Hayriye’lerin; Sivas’ta kadınları örgütleyen Melek Hanımların,

üniversite öğrencisi Münevver Saim’lerin, silah kuşanan Zehra’ların, Çukurovalı Gülsün’lerin, Çete Ayşe’lerin, Aydınlanma önderi Bahriye Üçok’ların, Türkan Saylan’ların anılarından alıyor; Mücadelemize bu kararlılıkla devam edeceğimizin bilinmesini istiyoruz.

Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.”

Etkinliğe CHP İl Kadın Kolları Başkanı Nilüfer Deveci, CHP Kadın Kolları Genel Merkez yöneticilerinden Bahar Önal, CHP İlçe Kadın Kolları Başkanları katıldı. Etkinlik 10. Yıl Marşı’nın coşkulu şekilde okunması ile son buldu.

yukarı çık
0
Paylaşım