Menu
RSS
Seçimlerde Bükemediğiniz Bileği, Yasaklarla, Tutuklamalarla, Kayyumlarla Bir Milim Bile Eğemeyeceksiniz

Seçimlerde Bükemediğiniz Bileği, Yasaklarla, Tutuk…

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ...

Sebahat Çevik Yazdı: Bir Sokağın Anatomisi

Sebahat Çevik Yazdı: Bir Sokağın Anatomisi

Sebahat Çevik'in Bu Haftaki Ga...

Antalya Valiliğinden ’29 Ekim Cumhuriyet’ Videosu

Antalya Valiliğinden ’29 Ekim Cumhuriyet’ Videosu

Antalya Valiliği 29 Ekim Cumhu...

Elektriğe Gizli Zam: 200 TL'lik Fatura 500 TL Civarına Çıkacak

Elektriğe Gizli Zam: 200 TL'lik Fatura 500 TL Civa…

Prof. Dr. Şenol Babuşcu, Enerj...

Manavgat'ta Yüzer Güneş Enerji Projesi İptal Edildi: Halkın Sesine Kulak Verildi

Manavgat'ta Yüzer Güneş Enerji Projesi İptal Edild…

Manavgat Baraj Gölü üzerinde g...

Travmatik Parklar

Travmatik Parklar

Her gün başka bir utançla, üzü...

Başkan Böcek, Doyran (HES) Projesi İptal Edildi: Geleceği Hep Birlikte Koruyacağız

Başkan Böcek, Doyran (HES) Projesi İptal Edildi: G…

Antalya Büyükşehir Belediye Ba...

Prev Next

Antalya KESK: Kabul Etmiyoruz! Tüm Kamu Emekçilerini 1 Günlük Hizmet Üretmeme Eylemimize Katılmaya Çağırıyoruz!

Antalya KESK: Kabul Etmiyoruz! Tüm Kamu Emekçilerini 1 Günlük Hizmet Üretmeme Eylemimize Katılmaya Çağırıyoruz!

2022-2023 yıllarını kapsayan 6. Dönem “toplu sözleşme” Kamu emekçilerine yoksulluğa ve açlığa mahkûm etmiştir. İktidar yandaş sendikayla göstermelik sözleşme imzalayarak

5 milyon kamu emekçisini ve milyonlarca emekli ve aileyi mağdur etmiştir.

KESK Antalya Şubeler Platformu olarak tepkimize kamuoyuyla paylaşmak ve diğer konfederasyonlara ortak eylem çağrısı yapmak için İl Defterdarlık önünde basın açıklaması yapıldı. Açıklamayı KESK dönem sözcüsü Nurettin Sönmez okudu.

KESK tarafından yapılan açıklama şöyle: “5,5 milyon kamu emekçisini ve emeklisi olarak ailelerimizi de kattığımızda 20 milyonluk geniş bir kitlenin geleceğini doğrudan ilgilendiren “toplu sözleşme” görüşmeleri bugün taraflar arasında varılan mutabakatla sona ermiştir.

Hemen baştan ifade eldim ki, günlerdir bizden adeta kaçırılan,  kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerin ürünü mutabakatın adı “ölümü gösterip sıtmaya razı etme mutabakatıdır.

Bilindiği üzere KESK olarak hükümetin 12 Ağustos’ta yaptığı ilk teklifine ilişkin basın toplantımızda bugün varılan mutabakatın içeriğine ilişkin önemli tehlikeye dikkat çekmiştik.

Yıllardır birikmiş hiçbir temel sorunumuzu çözmeyen, bir iki puanlık maaş artışları ve sonraki yıllara ertelenen vaatlerle cilalanan bir teklifin mutabakatla sonuçlanmasının çok güçlü bir ihtimal olduğunu ifade etmiştik.

Ne yazık ki bugün ortaya çıkan tablo tam da budur. 

Hükümet 12 Ağustos’ta yaptığı kamu emekçileri ve emeklikleri tarafından tepki ile karşılanan ilk teklifini yenilemek için 11 gün boyunca hiçbir adım atmamıştır.

Kamu Görevlikleri Sendikaları Heyetinde yer alan bir konfederasyon olarak,  KESK olarak tam 11 gün boyunca, her gün, yeni bir teklifi yapılıp yapılmayacağını, yapılacaksa 4688 sayılı yasaya göre bizim de katılmamız gereken toplantının ne zaman gerçekleştirileceği konularında

defalarca girişimde bulunduk Ancak 11 gündür defalarca görüştüğümüz Çalışma Bakanlığı’ndan hep aynı cevabı, “Henüz net değil” cevabını aldık. 

11 günlük sessizlikten sonra Çalışma Bakanlığı nihayet dün kamu görevlilerinin geneline ilişkin toplu sözleşme müzakerelerinin sonucunun bugün saat 14.30’da açıklanacağı duyurmuştur.

Yani ne Çalışma Bakanlığı yetkilileri ne de masada “yetkili” sıfatı ile oturan konfederasyon ve sendikalar kapalı kapılar ardında yürütülen müzakerelerin içeriği hakkında 11 gün boyunca tek bir cümle dahi etmemiştir.  Ta ki bugün bir saatti aşan gecikme ile saat 15.45’ta başlayan toplantıya kadar.

Kamu Emekçileri Bir “oldu bitti” İle Karşı Karşıya Kaldı

Kısacası 5,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisi bir “oldubitti” durumu ile karşı karşıya bırakılmıştır. Bu durum bile tek başına 5,5 milyon kamu emekçisine ve emekliye verilen değeri ortaya koymaktadır.

Bugün açıklanan mutabakat ise kamu emekçilerine, emekliklere verilen değeri gösteren bir belgedir.

Varılan mutabakata göre;

Buna göre hükümetin 12 Ağustos’ta yaptığı ilk teklifin 2022 yılı için sadece 1 puan, 2022 için ise 2 puan, yani toplamda 3 puan artırıldığı mutabakat büyük kazanım,  bir başarı gibi sunulmaktadır.

Oysa bir toplu sözleşmenin başarılı ya da iyi bir toplu sözleşme olarak gösterilmesinin kriterleri açıktır. Bir toplu sözleşmede başarının temel kriteri ne talep ettiğiniz,  ne aldığınız arasındaki makasın ağzı ile ölçülür.

Buna göre masaya “yetkili” sıfatı ile oturanlar ve bu dönem ortak hareket ettikleri konfederasyon 2022 için %21 maaş artışı artı %3 refah payı artı 600 TL önceki dönem kaybı talep etmiştir. Yani 2022 yılı için %39 maaş artışı talep etmiştir. Buna karşım 2022 yılı için

altışar aylık dilimler halinde %.5.+%7 maaş artışına imza atmıştır.

Yine 2023 için %17 maaş artışı + %3 refah payı teklifine karşılık altışar aylık dilimler halinde %8 + %6 oranına imza atılmıştır.

Kısacası iki yıl için toplamda %67,2 maaş artışı teklif eden “yetkili” konfederasyon iki yıl için toplamda %26 oranına imza atmıştır.

5,5 Milyon Kamu Emekçisinin ve Emeklinin En Az Bir Yılı Çalındı

Teklif ve varılan mutabakat arasında iki yıl için toplamda 41 puan fark vardır. Bunun anlamı 5,5 milyon kamu emekçisinin ve emeklinin en az bir yılının çalınmasıdır. 

Buna rağmen sanki büyük bir lütufmuş gibi,  altışar aylık dönemlerde enflasyon farkının oluşması durumunda söz konusu farkın maaşlara yansıtılacağı ifade edilmiştir.

Öte yandan refah payı talebi yine görmezden gelinmiştir. Bunun yerine hakli hazırda sadece sendika üyesi kamu emekçilerinin yararlandığı yıllık 135 TL tutarındaki toplu sözleşme ikramiyesi yıllık 235 TL artırılmıştır.

Söz konusu artıştan sendika üyesi olmayan toplamda en az 1 milyon 800 bin kamu emekçisi ve 2 milyon kamu emekçisi emeklisi yararlanamayacaktır.

Dolayısıyla toplu sözleşme ikramiyesindeki artışın refah payı talebi ile kıyaslanması veya “refah payı vermiyoruz ama toplu sözleşme ikramiyesini artırdık” denmesinin bir karşılığı yoktur.

Ayrıca mutabakatın sunumunda Üç yıl önce bizzat Cumhurbaşkanı tarafından verilen 3600 ek gösterge sözü hakkında “toplu sözleşme dönemi içinde yapacağımız çalışmaları meclise yasa haline getirilmek üzere göndereceğiz” denilmiştir.

Yıllardır kadro bekleyen, bugün sayıları beş yüz bini aşan sözleşmeli personel konusu ise “3+1 sistemi üzerinde çalışacağız” gibi net olmayan, köşeli ‘vaatlerle geçiştirilmiştir. 

Kısacası 3600 ek gösterge ve sözleşmeli personel konularında yine suya yazılmıştır. Milyonların beklentisi önümüzdeki dönemin seçimlerinin yatırımı olarak çıkmaz ayın son çarşambasına ertelenmiştir.

Durum ortada olmasına rağmen “çalışanlarımızı enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz nutukları atılmıştır. Türkiye pandemi döneminde dünyada vatandaşlarına en az doğrudan yardım eden ülkelerin başında gelmesine rağmen, sefalet oranındaki artışlara gerekçe olarak pandemi harcamaları gösterilmesi de manidardır.

Tüm Bunlardan Sonra Soruyoruz, Bu Mudur Başarı?

Bu ülkede çarşıda, pazarda, mutfakta yaşanan gerçek enflasyon %45’i aşmıştır.

İğneden ipliğe her şeye zam yağmurunun devam ettiği,  

Üretici ve tüketici enflasyonu arasındaki makasın tam 26 puan açıldığı dolayısıyla hayat pahalılığının önümüzdeki dönmede bırakalım düşmeyi daha da artacağının açık olduğu koşullara rağmen hiç kimsenin inanmadığı hedeflenen enflasyon rakamlarını temel alan bu mutabakatın neresi başarılı?

Bu mutabakatta:

*Kamu emekçilerinin yıllardır yaşadığı gelir vergisi adaletsizliğine son verilmesi yine yok.

*Emekli olduğumuzda maaşlarımızın yarı yarıya düşmesine yol açan ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması başlığı yine yok.

*Farklı adlar altında güvencesiz istihdam edilenlerin kadrolu-güvenceli istihdama geçirilmesi yine yok.

*“4/C’li 4/B’liler” olarak bilinen kamu emekçilerinin ek ödeme, emeklilik gibi temel sorunlarının çözümü yok.

*Sayıları yüz bini aşan Yardımcı Hizmetler Sınıfının yaşadığı mağduriyetlerin giderilmesi yine yok. 

*Torpilin, kayırmanın kapsını sonuna kadar açan mülakat sitemine son verilmesi yok.

*OHAL KHK’leri ile sorgusuz-sualsiz işinden ekmeğinden edilen kamu emekçilerinin görevine iadesi yine yok.

*Kadın kamu emekçilerine yönelik ayrımcılığın önüne geçilmesi için kadın taleplerinin kadın emekçiler tarafından görüşülmesi ve mutabakat metninde ayrı bir başlık altında yer alması yine yok.

*Kamu kurumlarında ücretsiz kreşler açılması, söz konusu kreşler açılıncaya kadar kreş yardımı verilmesi yok.

Mutabakatta saymakla bitirmeyeceğimiz daha pek çok temel sorunumuza ilişkin tek bir cümle bile edilmemiştir.

Sonuç olarak ortada taraflar arasında bağlayıcılığı olan bir toplu sözleşme metni değil, 3600 ek gösterge ve sözleşmeli personeli durumu başta olmak üzere çıkmaz ayın son çarşambasına bırakılan bir vaat-temenni metni vardır. 

KESK olarak 20 milyonluk devasa bir kitleye sefalet, yoksulluk, güvencesizlik dayatan bu mutabakatı KABUL ETMİYORUZ!

Yıllardır yaşanan kayıplar, biriken sorunlar bu yıl konfederasyonların tekliflerine daha fazla yansımıştır. Bu yıl konfederasyonların maaş artış talepleri başta olmak üzere pek çok talebi ilk defa bu kadar bir birine yakınlaşmıştır.

Ancak bugün altına imza atılan mutabakat taleplerde ortaklaşmadan daha önemli olanın bu talepler için mücadelede ortaklaşmak olduğunu açık bir şekilde ortaya koymuştur.

KESK olarak bu yönde yaptığımız çağrılar, kamu emekçilerinin ve emekliklerini daha da mağdur edecek yeni bir “satış” sözleşmesine onay verilmemesi yönündeki uyarılarımız “yetkili” konfederasyon tarafından yok sayılmıştır.

Biz her şeye rağmen sendika-konfederasyon olmanın gereğini yerine getirmeye devam edeceğiz. Hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmekle görevli olduğumuz 5,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisinin sesi olmayı sürdüreceğiz.

Bu görev ve sorumluluğun bir adımı olarak tüm kamu emekçilerini kendilerine dayatılan sefalet-yoksulluk ve güvencesizlik mutabakatına karşı tepkilerini göstermek üzere üretimden gelen gücümüzü kullanmaya,

27 Ağustos 2021 Cuma günü bir günlük hizmet üretmeme eylemine katılmaya çağırıyoruz.

Bizleri yıllardır siyasi iktidarın ve yine bu iktidarın Hakem Kurulu’nun iki dudağı arasından çıkacak kararlara mahkûm eden mevcut sisteme karşı grev hakkı ile tamamlanmış gerçek toplu sözleşme sistemi için mücadelemizi sürdüreceğiz”

Basın açıklamasına CHP, HDP, HDP milletvekili Kemal Bülbül, Sol Parti, çeşitli demokratik kitle örgütleri ve KESK’e bağlı sendikalar katıldı

yukarı çık
0
Paylaşım