Menu
RSS

Antalya İKK: İmar Planlarındaki Amaç, Alt Yapısıyla Üst Yapısıyla Bütünleşik Sağlıklı Kentler Yaratmaktır

Antalya İKK: İmar Planlarındaki Amaç, Alt Yapısıyla Üst Yapısıyla Bütünleşik Sağlıklı Kentler Yaratmaktır

Antalya İl Koordinasyon Kurulu, Antalya’nın 1/100.000 lik imar planının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanmasından sonraki gelişmelere dikkat çekti.

İmar planlarındaki amacın alt yapısıyla üst yapısıyla bütünleşik sağlıklı kentler yaratmaktır olduğunu belirten İKK, Kırcami’nin planlanmasında 1/100.000 ölçekli plan öncesinde yapılmış ve dava konusu edilerek iptal gerekçeleri arasında bu bölgenin olmasına karşın, üst ölçekli planın yapılmasına gerek olmadığını söylemek ya da

Bağımsız Mahkemeler tarafından verilmiş olan iptal kararlarının hukuksuz olduğunu iddia etmek; doğru olmayan, halkı yanlış yönlendiren fakat sonucunda yine plan beklentisi olanların hüsranına yol açabilecek bir söylemdir. Bu söylem yerine bilimsel, hukuksal ve planlama tekniğine dayanan uzman görüşlerine başvurulmalıdır” dedi.

Antalya İKK tarafından konu ile ilgili açıklama şöyle: “Bugüne kadar birçok değerlendirmesi yapılan ve yaklaşık 40 yıllık bir planlama mazisine sahip Muratpaşa İlçesi, Doğuyaka, Topçular, Mehmetçik, Güzeloluk, Zümrütova, Yeşilova, Kırcami, Alan Mahallelerinin tamamı ile Fener ve Çağlayan Mahallelerinin bir kısmını içeren

"Kırcami Bölgesi"ne ait 1/25000 ve 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planı 10.01.2022 tarihinde 97 ve 98. Gündem Maddesi olarak tekrar Antalya Büyükşehir Belediyesi Meclisinin gündemine girmiştir. Tam da bu aşamada geçmiş süreçlerin de değerlendirilmesi ve gelecekte yaşanacak süreçle ilgili

TMMOB Antalya İKK’sı olarak uzman meslek odalarımızın katılımı sağlanarak bir değerlendirme toplantısı düzenlenmiştir. Bu toplantıda görüşülen hususların sürecin verimli bir şekilde işletilmesi adına kent bileşenleriyle paylaşılma kararı alınmıştır.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca onaylanan; Antalya-Burdur-Isparta Planlama Bölgesi, Antalya İli 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Mahkeme Kararlarıyla birçok kez iptal edilmiştir.  Bu iptal gerekçelerinin ana sebeplerinden birisi; Kırcami Bölgesi’dir.

Dolayısıyla bu durum Kırcami Bölgesinde, plan hiyerarşisi açısından üst ölçekli planın yapılması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Söz konusu bölgeye ilişkin Antalya İli 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının sağlam temellere dayandırılarak yapılması ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca onaylanması sağlanmalıdır.

1/100.000 ölçekli plan öncesinde yapılmış ve dava konusu edilerek iptal gerekçeleri arasında bu bölgenin olmasına karşın, üst ölçekli planın yapılmasına gerek olmadığını söylemek ya da Bağımsız Mahkemeler tarafından verilmiş olan iptal kararlarının hukuksuz olduğunu iddia etmek; doğru olmayan,

halkı yanlış yönlendiren fakat sonucunda yine plan beklentisi olanların hüsranına yol açabilecek bir söylemdir. Bu söylem yerine bilimsel, hukuksal ve planlama tekniğine dayanan uzman görüşlerine başvurulmalıdır.

Geçtiğimiz ay Antalya Büyükşehir Belediyesi Meclisinde görüşülmek üzere İmar Komisyonuna havalesi yapılan planın ilk altlığının 2012 yılında atıldığını, 2014 yılında 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planının, 2016 yılında da 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planının onaylandığı,

sonrasında da 2019 yılında revizyon planının onaylandığı anlaşılmakta olup tüm bu planların ise çeşitli Mahkeme Kararları ile iptal edildiği görülmektedir. Daha sonrasında ise 4. İdare Mahkemesinin 12.03.2021 tarihli kararı ile üst ölçekli planların dayanıksız kalması sebebiyle,

buna bağlı olarak 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı ve Parselasyon İşlemi iptal edilmiştir. Kırcami Bölgesinde Parselasyon İşlemine açılmış 20’ye yakın dava bulunmaktadır. Bu davaların ikisinin sonucunda parselasyonda parsel bazlı dağıtımın iptaline karar verilmiştir.

Diğer dosyalarda ise parselasyonun içeriğine girilmeyerek sadece planların iptal edilmesinden dolayı parselasyon planının iptal edildiği karara bağlanmıştır.

Bugüne kadar birbirinin devamı niteliğindeki bu planların iptalinde, sonra yine bu planların devamı niteliğinde benzer bir imar planı Meclis Gündemine taşınmak istenilmektedir. Bu durum geçmişte yaşanmış olan sürecin aynı şekilde tekrarlanması durumunu akıllara getirmektedir ki

bu da planlamanın ne kadar acele edilirse o kadar geciktiği ile ilgili süreçleri tüm halkımıza yaşatmıştır.

2014 yılında başlayan süreçte, onaylanan ve Mahkeme Kararlarıyla iptal edilen imar planlarının sorunları doğru tespit edilerek, özeleştirileri yapılmalıdır:

- İmar planında nüfus projeksiyonu hesaplamaları yeniden gözden geçirilmeli, bu doğrultuda da sosyal donatı alanlarının yeterliliği kontrol edilmelidir. İmar planı açıklama raporunda 130.000 kişi olarak belirtilen nüfusun, imar planı kararlarına göre belirli standart katsayısılar ile yeniden hesaplanması suretiyle

yaklaşık 250.000 kişi olduğu görülmektedir. Bu durumda belirtilen nüfusun üzerinde olan yaşayan nüfusa göre,  kente yönelik sosyal donatı ihtiyaçlarının karşılanması ile yola çıkılan planlamanın, kendi içerisinde de giderilmesi gereken kamusal alanlarının olduğu anlamanı taşımaktadır. 

Ayrıca Antalya İli merkez ilçeleri arasında yer alan 2021 yılı Konyaaltı İlçesinde yaşayan kişi sayısının yaklaşık 200.000 olduğu düşünüldüğünde, Antalya merkezinin en yoğun yerleşimlerinin yer aldığı bölgenin ortasında kalan 1600 hektarlık bir alanda, Konyaaltı İlçesindeki kadar bir nüfus yerleştirildiği de

dikkate alınması gereken bir husustur.  Kent planlamalarının bütüncül çevresiyle birlikte yapıldığı esasına göre bu bölgenin, bu planlama nüfusunu içermesi için Antalya İl merkezi çevresindeki nüfus yoğunluğu dikkate alınarak yapılaşmaya açılacak alanların öncelikleri teknik,

bilimsel ve şehircilik ilkelerinin yanı sıra kamusal maliyetleri de göz önüne alınarak değerlendirilmelidir. Kırcami Bölgesi ise kent merkezinin ortasında, etrafı planlı alanlarla çevrelenmiş, planlanması zorunlu hale gelen öncelikli alanlardan en önemlisidir.

- Planlamadaki ulaşım bağlantılarının yetersizliği, kent merkezinde yeni ulaşım sorunlarına yol açacağını göstermektedir. Hâlbuki bu alanın planlanmasındaki en büyük beklentilerden birisi çevrede yerleşmiş alanların ulaşım sıkıntılarını da çözmesine yöneliktir.

Geçmiş planlarda bu ulaşım olanakları sağlanamadığı gibi ana arter olarak planlanan alanların devamında yolların daraltıldığı ve mevcutta açık olan yolların plana aktarılmamasından kaynaklı ulaşım bağlantılarının doğru yapılmadığı görülmektedir.

Örneğin kuzeyden ana arter niteliğinde inen yol güzergâhı güneye doğru devam ettikçe daralarak gitmekte olduğundan; ulaşım ile ilgili sorunların, bölgede yerleşimin artmasıyla kentin trafik yoğunluğunun daha da katlanmasına sebep olacağı kaçınılmazdır.

- İmar planlarının mevcut hâlihazır ve arazi kullanım haritaları gözetilerek hazırlanması, planlamanın olmazsa olmazı ana prensiplerinden birisi olup, geçmişte onaylanan planlarda mevcut dokunun dikkate alınmadığı görülmektedir. Ayrıca iptal edilen tüm planların altlığında kullanılan hâlihazır haritalarda güncelleme yapılmadığı bilinmektedir. 

Bu durum asırlık çınar ağaçları, mevcut akan arıklar vb. doğal çevre eşiklerinin planda korunmamasına neden olmaktadır. Bölgenin mevcut dokusu bile hâkim rüzgar yönüne (güneyden kuzeye) göre oluşmuş iken geçmiş planlarda hâkim rüzgar yönüne esas planlama yapılmamış olup

bu da iklimsel verilerin dikkate alınmadığı hususunu ön plana çıkarmaktadır.

- Ayrıca mevcut arazi dokusunun planlarda dikkate alınmaması, kamuyu zarara uğratacaktır. İlgili kurumların, belediyelerin dolayısıyla Antalya Halkının; altyapı yatırımlarına (yol, içme suyu, atık su, elektrik vb. yatırımları) harcayacağı maliyet son derece yüksek olacağı bununda aslında kamu kaynaklarının

doğru kullanılmaması yani kamuyu zarara uğratmak olacağı unutulmamalıdır. Örneğin; mevcutta aktif olarak kullanılan asfalt yolların, yerine çok farklı güzergâhların tercih edilmesi ve arkların korunmaması ile yol açma, arkların taşınması gibi durumlar altyapı ve üstyapı maliyetlerini attıracağı gibi,

iklimsel ve çevresel (sel, taşkın vb. sorunlar) olumsuzluklara da yol açacaktır. Bu bağlamda mevcut kullanımlara göre yapılmayan 1600 hektarlık bir planda ne kadarlık kent/kamu kaynağının boşa harcanacağı hususu tüm kent halkının hakkını ilgilendirmektedir.

- Bölgenin planlanmasına altlık oluşturacak olan kurum görüşleri 2014 yılında yapılan 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planına esas alınmış olup bölgede planlama sürecinin sağlıklı devam edebilmesi adına yapılacak her türlü ve her ölçekteki planlar için güncel kurum görüşlerinin alınması gerekmektedir.

Yukarıda bahsi geçen önemli sebeplerden ötürü mevcut plan anlayışının değiştirilmesi gerekli olup mevcut alan kullanımları dikkate alınarak bu bağlamda hâlihazır haritaların güncellenmesi, çevresel ulaşım bağlantılarının kuvvetlendirilmesi, doğal eşiklerin korunması, kurum/kuruluş görüşlerinin yenilenmesi ve

kentin ihtiyaçlarının göz önüne alınması ile birlikte bölgenin üst ölçekli planlardan başlayarak yeniden planlaması yapılmalıdır. Ayrıca tüm plan revizyonunun değerlendirmesini bölgede ekonomik olarak kazanç bekleyen halka referandumla imar planının nasıl yapılacağını sormak,

hiçbir planlama anlayışına uymamaktadır. Planlamada halkın katılımının olması gerekliliği, planlama tekniği, etiği ve ilkelerinin önüne geçebileceği olgusunu taşımaz.

İmar planları Mahkemelerce iptal edilmeseydi sadece parselasyon planında iptal söz konusu olsaydı; Arazi ve Arsa Düzenlemesi Yönetmeliği’nde yapılan değişiklik ile Kırcami Bölgesindeki Parselasyon İşleminin DOP(Düzenleme ortaklık payı) hesabında herhangi bir hata olmadığından dolayı

(Davalara esas bilirkişi raporlarında da sabittir) bahse konu mahkeme kararları geri dönüşüm işlemine gerek duyulmadan imardan imara tekrardan parselasyon planı yapılarak çözüm oluşturulabileceği ön görülmüştür. Ancak gelinen noktada mahkemeye intikal etmiş olan Kırcami Bölgesi ile ilgili olarak,

mahkeme kararlarının açıklanmasının ardından öncelikle 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı olmak üzere alt ölçekli planların hazırlanarak kesinlik kazanmasının ardından onaylanacak 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planlarına esas Parselasyon İşlemlerinin gündeme alınması gereklidir.

Kırcami Bölgesinin planlanmasının Antalya’nın sağlıklı kentleşmesi yönünde ihtiyaç olduğu, parselasyonun mahalle bazında ya da en az dört/beş uygulama alanına bölünmek suretiyle yapılarak olası iptal kararlarının bölgenin tamamında kısıtlılık yaratmaması açısından önem arz etmektedir.

Ayrıca bölgede yeniden Parselasyon İşleminin yapılması durumunda; güncel yürürlüğe girmiş olan yönetmelik ve mevzuatlar kapsamında tüm kamusal alanlar kamuya geçecek olup, herhangi bir kamu kurumu veya Belediyesi tarafından bir kuruş bile ödenmeden sosyal donatı alanları

(sağlık tesisleri, sosyal ve kültürel tesisler, spor alanları, trafolar vb. alanlar) kamuya kazandırılacaktır. Böylelikle de kamusal alanlar çok hisseli mülkiyet dokusundan dolayı atıl olarak kalmayacak hatta hisseli mülk sahipleri de kullanamadıkları alanlar için vergi ödeme külfetinden kurtulmuş olacaklardır.

İmar planları ve sonrasında Arazi ve Arsa Düzenlemesi işlemlerinde temel amaç; vatandaşa tapu dağıtmak değil artan nüfusun ihtiyacına cevap verecek şekilde alt yapısıyla üst yapısıyla bütünleşik sağlıklı kentler yaratmaktır. Bu nedenle ilgili idareler ve yerel yönetimler Kırcami başta olmak üzere,

Kaş'tan Gazipaşa'ya kadar kent genelinde, imar planlarından kaynaklı sorunlar nedeniyle mülkiyet hakkı kısıtlanmış olan bölgelerin sorunlarına yönelik acilen çözüm üretmeleri gerekmektedir.

Antalya kenti ve yaşayanlarının gelecek nesillere taşıyacağı bir miras olan kentimizin kalbi niteliğindeki bölge, henüz yoğun yapılaşmalara başlamadan kentin vizyonuna yön verecek şekilde, kamu yararı ön planda tutularak hem merkezin kentsel sorunlarının çözümlenmesine

hem de doğal karakterlerin yaşamasının sağlanması hedefleri ile planlanmalıdır. Başka Kırcami Bölgesi yok, bu planlamaların geri dönüşleri de yoktur. Antalya kenti ve kentlileri, geçmişte yapılan planlamadaki eksikliklerinin/hatalarının bedelini ödemeye devam ederken,

yeni planlamaya açılacak bu alanlarda mutlaka geçmiş kent belleklerinden ders çıkartmalıyız ve benzer sorunları çocuklarımıza yaşatmamalıyız…

yukarı çık
0
Paylaşım