Menu
RSS

Konyaaltı’nda da Yaşanabilecekti…

Konyaaltı’nda da Yaşanabilecekti…

Suratlarında, kılıklarında meymenet olmayan, görüntüleri yanında uygulamalarıyla insanların tüylerini ürperten ‘TALİBAN’ denen güruha kesesinde mavi boncuk biriktirenler var. 

Ağızları sulandıran asıl neden Afganistan’ ın en az 1 trilyon dolar değerindeki el değmemiş madenlerini Taliban’ ın izni ve katılımıyla işletebilmek bence.

Onlar da memnun… Basında gördüğüm bir haberde, Taliban sözcüsünün ‘Madenleri çıkaracak durumlarının olmadığı, Türkiye ile iş birliğinin olabileceği…’ anlamında sözlerini dinledim, yanlış çevrilmediyse…

Eh… Tamam… Ülkemizde deşelenmedik yer bırakmayan, herkesçe bilinen şirketler var. Gerçi büyük ortakları, arka planda yabancılar ama orada da bunu gizlemenin yolunu bulurlar nasıl olsa, gönderelim onları, gitsinler, daha da zengin olsunlar ve bir daha da gelmesinler, DOĞAMIZ KENDİNİ TOPLASIN biraz.

İzlemede kalalım, bakalım Mevlam neyler, neylerse, belki bizim için güzel eyler…

* * *

 Önceki haftadan bu yana endişeyle KARADENİZ’ imizdeki sel haberlerini izledik.

 Herkes bir şeyler yazdı, söyledi, üzüldük, kahrolduk, en az orada yaşayanlar kadar çaresizlik duyumsadık. Bu sırada sık sık, belki gelecek yıl, ya da 5, 10, 15 yıl sonra yaşanabilecek iken ‘ÖNCESİNDE ÖNLENMİŞ’ olanımızı düşündüm, kendime de birazcık pay çıkararak…

 KANAL İSTANBUL atılmıştı gündeme ÇILGIN PROJE övüncüyle. Seçim yaklaşıyordu, Antalya’ mızın paralel yönetimi durur mu, KONYAALTI’ ndaki BOĞAÇAYI için de bir benzeri ÇILGIN PROJE gündeme getirilivermişti.

- Proje alanına bakmıştım, yarıdan fazlası Devlet Ormanı’ ydı. Kıyıları şehirleşme yaratan öyle bir proje uygulaması Anayasa’ mız, Anayasa Mahkemesi Kararları ve 6831 Sayılı Yasa’ ya kesinlikle aykırıydı.

 - BOĞAÇAYI’ nı bilenler huyunu da kesinlikle bilirlerdi ki, yazın uyuyan, çakıl zeminin altına inen akış, kış aylarında dağlardan alıp getirdiği malzemeyle coşar, sekiz-on yılda bir de zapt olmaz bir güçle yatağına sığmaz hale gelir, etrafındaki portakal bahçelerini götürmesin diye yapılmış olup her yıl bakımı yapılan seddeleri bile alır giderdi.

 Gerek KAKTÜS DERGİ’ mizde gerekse GAZETE KAKTÜS’ te bıkmadan, usanmadan yazdım, DSİ’ nin yetkin mühendisleriyle bir araya geldim, düşüncelerime uygun raporlarını gördüm, Orman Bölge Müdürlüğü’ ndeki izin vermekle görevli arkadaşlarımı imza atamayacakları konusunda uyardım.

 Sonra izledim gelişmeleri. Mühendis odaları projeyi davaya konu etti, proje uygulamaları sürüncemede kaldı, bir sonraki seçim önünde yeniden ortaya atıldı, Devlet Ormanı’ na planlanan yerleri eksiltildi ve 2019 yılında verilen mahkeme kararı sonucu YAPILMAMASI GEREKTİĞİNE İLİŞİN gerekçelerimizle bire bir aynı açıklamalarla, 24.12.2019 tarihinde kısmen iptal edildi; işte karar haberi;

 ‘’ Antalya'nın 'çılgın proje'sinin yapılaşma planları iptal edildi.

Antalya'nın 'çılgın projesi' diye anılan BOĞAÇAYI PROJESİ' ne ilişkin açılan davada mahkeme 70 bin metrekarelik bir kısmın konut alanına çevrilmesine yol açan

imar planı değişikliklerini iptal etti. Mahkemenin bazı gerekçeleri şöyle: Kamusal kullanımın özel mülkiyete konu konut alanına dönüştürülmesi, TAŞKIN RİSKİ,

su kaynaklarının korunması açısından planlama tekniklerine ve kamu yararına uygun olmaması...’’

Seçime kadar geçen sürede bir kısmı uygulandı ama ÇILGIN özelliği kalmadan sanırım…

Bu çalışmalar gelecekte KONYAALTI’ nda yaşayacağımız KASTAMONU AFETİ benzerinin öngörülerle önlendiği duygusunu yaşattı bana, kendime gülümseyerek baktım aynada.

yukarı çık
0
Paylaşım