Menu
RSS

İHD Antalya Şubesi: Antalya Valiliği’nin Yasak Kararını Tanımıyoruz

İHD Antalya Şubesi: Antalya Valiliği’nin Yasak Kararını Tanımıyoruz

İnsan Hakları Derneği (İHD) Antalya Şubesi, Antalya Valiliği’nin yasak duyurusuna yönelik açıklamada bulundu. İHD üyesi Ahmet Çevik karara ilişkin,

“Biz, yasaklama kararını tanımadığımızı, böyle bir kararı saçma bulduğumuzu ve bu kararın hükümsüz olduğunu ifade ediyoruz” dedi

Antalya Valiliği’nden yapılan duyuruya ilişkin konuşan Avukat Ahmet Çevik, “Bugün 10. Onur Ayı Komitesi’ni kutlamak için bir araya geldik. Ancak Antalya Valiliği yaptığı bir açıklamayla yasaklama kararını ilan etti. İlan ettikten sonra sayfalardan geri çekti ama aynı anda açıklamayla beraber

yandaş basında yasaklama kararı olduğu kamuoyuna duyuruldu. Ancak biz, yasaklama kararını tanımadığımızı, böyle bir kararı saçma bulduğumuzu ve bu kararın hükümsüz olduğunu ifade ediyoruz. Biz bu kararı asla kabul etmiyoruz” diye eleştirisini dile getirdi.

Çevik, 2024 Antalya Onur Ayı kutlamalarının 10 yıldır devam ettirildiğini belirterek, “Özgürlük düşmanı zihniyete karşı mücadele ördü, lubunyayı yok saymaya çalışanların çabalarını boşa çıkardı. Lubunyalar, her zaman her yerde vardı, varlar ve var olacaklar.

Lubunyalar, hiçbir kirli politikayla kriminalize edilemez. Kendi başarısızlıklarını ve hukuk tanımaz yönetim tarzının doğal sonuçlarını arka plana gömmek ve ülkenin gündemini en savunmasız gördüğü gruplara saldırmakla gizlemek isteyen hükümete ve ortaklarına sesleniyoruz;

lubunyanın varlığından, huzurundan, insan haklarından gölgeni çek. Doğa üzerinden kara gölgeni çek. Hayvanların, ağaçların, yaşamın üzerinden gölgeni çek. Hayvan ve insan aleminin doğal yapısından kaynaklanan cinsel yönelim ve cinsel kimlik çeşitliliği dünyada vicdan,

akıl ve pozitif hukuk tarafından tanınmıştır. İnsanların cinsel yönelim ve kimliklerini nefrete hedef göstererek, ötekileştirerek ne yapmaya çalıştığınız ortada” diye konuştu.

‘Yasaklanıyorduk, yine yasaklandık’

Çevreci Zeliha Şengöz ise Valiliğin yasak duyurusuna yönelik şöyle konuştu: “Bu sene Antalya’da lubunya, feminist, vegan, çevreci ve hayvan özgürlükçü hareketlerden gönüllüler, aktivistler olarak birleştik, şiddetsiz, vegan sofralarda, sunumlarda, sohbetlerde nefrete,

ayrımcılığa, ötekileştirmeye karşı bir arada toplanmaya karar verdik. Yasaklanıyorduk, yine yasaklandık. Çünkü biz lubunyalar son günlerde Suriyelilere yönlendirilmiş nefret söylemlerini kınadık, bu nefret ve şiddetin önlenmesi için harekete geçmeyen,

ses çıkarmayanlara da aynı derecede itiraz ettik. Çünkü yönetilememe, ekonomik ve sosyal politikaların etkisizliği yüzünden yaşanan sıkıntılar toplumsal nefret ve saldırganlığa dönüşerek en zayıf halkadan hıncını çıkmaya çalışırken, ‘Biz bu hınç ve nefrete ortak olmayacağız’ dedik.

Bu sene ne İsrail’in Filistin’de sebep olduğu zulme ne haksız, hukuksuz, millet iradesini gasp ederek atanan kayyumlara ne yönetilemeyerek mahkum edildiğimiz sosyal ve ekonomik fakirliğe ne kadın cinayetlerine ve mizojiniye ne trans cinayetlerine ne lubunyanın,

haklarının tanınmamasına, ne de cani köpek itlafı yasa teklifine ve ne de katledilen hayvanlara, ne şirket güdümüne feda etmek için öldürülen ormanlara, yaşam alanlarına, ne de laikliğe ve demokratik anlayışa göz dikmiş eğitim müfredatı teklifine karşı sessiz kaldık.

Biz bütün bu mücadelelerle dayanışmayı seçtik, çünkü biz LGBT+’lar, lubunyalar haksızlığı yalnızlığı, ezilmeyi, susturulup karanlığa gömülmeyi iyi biliriz. İyi biliriz ki varlığımız için ve eşitlik talebimiz için doğuştan mücadele etmek zorundayız ve bu sebeple mücadele

içinde olan bütün grupların dayanışmasını hisseder ve anlarız. Hepimizin önünde haklarımızı talan etmek için duran işçi, kadın, lubunya, hayvan, çevre ve hukuk düşmanı zihniyeti tanıyoruz ve bir daha kınıyor ve bir daha utanmayan, kızarmayan yüzüne haykırıyoruz. Ne yanlışız ne de yalnızız.”

yukarı çık
0
Paylaşım