Menu
RSS

Antalya DİSK: TUİK Gerçekleri Açıkla, Ekmeğimle Oynama!

Antalya DİSK: TUİK Gerçekleri Açıkla, Ekmeğimle Oynama!

TÜİK’in açıkladığı resmi veriler milyonlarca emeklinin, memurun, emekçinin yılın ikinci yarısı için geçim ücretlerini belirledi.

TÜİK, Haziran 2024 enflasyon oranını yıllık yüzde 71,6 olarak açıkladı. TÜİK’e göre aylık enflasyon oranı yüzde 1,64 altı aylık enflasyon oranı yüzde 24,73 olarak gerçekleşti. Verilerin açıklanaması sonrası ise emek kesiminden yoğun bir eleştiri aldı.

DİSK Akdeniz Bölge Temsilcisi ve Genel İş Antalya Şube Başkanı Vedat Küçük TUİK’in verilerini özetledikten sonra şunları söyledi:

“Ancak biz biliyoruz ki bunlar halkın hissettiği enflasyonu yansıtmaktan uzaktır. Asgari ücretin açlık sınırının bile altında kaldığı bu dönemde emekçiler aldıkları ücretle sadece gıda harcamaları yapabiliyor ve bu dönemde gıda enflasyonu yükselmeye devam ediyor.

TÜİK bugün resmi gıda enflasyonunu yüzde 68,08 olarak açıkladı. DİSK-AR tarafından TÜİK’in verileri üzerinden hesaplanan gelir gruplarına göre gıda enflasyonu verilerine göre ise düşük gelirlilerin hissettiği enflasyon çok yüksek. Emeklilerin ve düşük gelirlilerin gıda enflasyonu,

Haziran 2024 itibarıyla yüzde 94-121 bandındadır.

Bu verilere göre asgari ücret başta olmak üzere tüm ücretler resmi verilerle bile önemli ölçüde erimiştir. 2024’ün ilk 6 ayında milyonların ekmeği küçülmüş, alım gücü hızla gerilemiştir.

TÜİK’in bile gizleyemediği bu gerçekler ortadayken, yüksek enflasyon gelirlerimizi eritirken asgari ücrette bir düzenleme yapmamak milyonları açlıkla, yoksullukla karşı karşıya bırakmaktır. Aralık 2023’te belirlenmiş olan ve açlık sınırının dahi altında kalan asgari ücretin

yüksek olduğunu söylemenin akılla, mantıkla, vicdanla bağdaşır bir ifade olmadığını 1 Temmuz Pazartesi günü kamuoyu ile paylaştığımız DİSK-AR raporunda ortaya koymuştuk.

 3 Temmuz 2024 itibarı ile iktidarın “asgari ücret yüksek” tespiti TÜİK verileriyle bile çökmüştür. Bugünden sonra yapılması gereken bellidir. Asgari Ücret Tespit Komisyonu derhal, hemen yarın toplanmalıdır. Asgari ücretin enflasyon karşısındaki kaybı giderilmeli;

bunun yanı sıra işçilere emekçilere emeklilere büyümeden de hak ettikleri pay verilmelidir. Ve enflasyon tek haneli rakamlara inene kadar da asgari ücret yılda dört kez güncellenmelidir.

Ve daha da önemlisi, Türkiye işçi sınıfını asgari ücrete mahkûm eden, sendikalaşmanın ve toplu sözleşme düzeninin önündeki antidemokratik engeller derhal kaldırılmalıdır.

TÜİK’in açıkladığı resmi enflasyon oranları sadece istatistiki bir veri değildir. Resmi enflasyon oranları işçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin ücretlerini doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle TÜİK’in görevini doğru ve şeffaf yapmaması ve enflasyonu düşük hesaplaması, milyonların ekmeği ile oynamaktır.

TÜİK’in yayımladığı enflasyon verileri oldukça şaibelidir. TÜİK yönetimi, kesinleşen yargı kararlarına rağmen madde sepeti ortalama fiyat listesini açıklamayarak verileri karartmaya devam ediyor. Oysa madde fiyat listesi, TÜİK’in enflasyonunun güvenilirliğini kontrol edebileceğimiz tek veriydi.

Bilindiği gibi TÜİK’in tam da enflasyonda ciddi yükselişin yaşanmaya başladığı dönemde, Haziran 2022’de enflasyon hesaplamasına esas ortalama madde fiyatlarını açıklamamaya başlaması üzerine verileri elde edebilmek için hukuki mücadele sürecine başlamıştık.

Ankara 6. İdare Mahkemesi 31 Mart 2023 tarihli kararıyla bu verilerin açıklanmasının TÜİK’in görevi olduğuna karar vermiş ve mahkemenin kararı istinaf aşamasından geçerek kesinleşmişti.

TÜİK, yargı kararına uymamak ve madde fiyat listesini açıklamamak amacıyla Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin vermiş olduğu kesin kabul kararına rağmen bu işlemin iptali için Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’nun kararının iptali istemiyle Adalet Bakanlığını da dava etmişti.

13. İdare Mahkemesi, 10 Ocak 2024 tarihli kararı ile bu haksız davanın reddine karar vermişti ve TÜİK’in hukuksuz davranışı bir kez daha kanıtlanmıştı.

Ancak TÜİK yöneticileri yargı kararlarının gereğini yine yerine getirmedi. Anayasa ve yasaların bağlayıcı hükümlerine rağmen verileri açıklamamaya devam etmesi sebebiyle TÜİK Başkanı ve Başkan Yardımcıları için suç duyurusunda bulunduğumuzda,

TÜİK’in hukuksuzluğuna savcılık destek verdi ve dosyayı işleme koymadı. Oysa savcılığın yapması gereken suç duyurumuzu işleme koymak veya takipsizlik kararı vermekti.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığın hukuksuz işleme koymama kararı, TÜİK’in madde sepeti ve ortalama madde fiyatlarına ilişkin veri setini açıklama yükümlülüğünü ortadan kaldırmamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurumları keyfi olarak hareket edemez.

TÜİK’in yöneticileri Anayasa ve yasalar gereği mahkeme kararlarını gecikmesizin yerine getirmek zorundadırlar.

TÜİK, veri talebi sonrası tarafımıza verdiği yanıtlarda tutarsız davranmış, işi yokuşa sürmeye devam etmiştir. TÜİK ortalama madde fiyatlarını hesaplamadığını, hatta kurumda olmadığını açıklamıştır. O zaman soruyoruz. TÜİK, ortalama madde fiyatları olmadan fiyatlardaki artışı nasıl hesaplamaktadır?

Haziran 2022’de bu tablolarının yanlış anlama ve yanıltıcı değerlendirmelere sebebiyet vermesini gerekçesini öne süren TÜİK’in daha sonra öne sürdüğü bu fiyatların kendilerinde olmadığı gerekçesi arasında büyük bir çelişki vardır.

Tutarsız ve soru işaretleri dolu bu açıklamalar, kesinleşen yargı kararları sonrası kaçacak yeri kalmayan TÜİK’in bahanelerinden başka bir şey değildir.

Anayasa’nın 138. Maddesi açıktır: “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez”.

TÜİK’in Anayasa’yı ve yargı kararlarını hiçe sayması üzerine dün de Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunduk.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu olarak, bu ülkede yaşan her bir emekçinin, emeklinin yaşam ve çalışma koşullarından duyduğumuz sorumluluk gereği TÜİK’in halkın ekmeğiyle oynamasına izin vermeyeceğiz ve konunun sonuna kadar takipçisi olacağız.

Haziran 2022’den beri TÜİK hangi malı kaç liradan hesaplıyor bilmiyoruz. Çarşıda pazarda karşı karşıya kaldığımız gerçek enflasyonla TÜİK enflasyonu arasındaki farkın nerelerden kaynaklandığını göremiyoruz. Buradan TÜİK Başkanlığına görevini bir kez daha hatırlatıyoruz:

TÜİK’in görevi enflasyonu düşük göstermek değildir.  TÜİK enflasyonu doğru ölçmekle görevli bir kamu kurumudur. Bugün “başardık” mesajları atmak için TÜİK’in hukuksuzluğuna arka çıkanlar, yarın yanlarında olmayacak, TÜİK’in bu hukuksuzluğu tek başına yaptığını iddia edecektir.

TÜİK Başkanlığına çağrımız, yol yakınken hukuksuzluktan vazgeçmesi ve halkın ekmeğiyle oynamamasıdır. Enflasyonun bir puan düşük gösterilmesi bile milyonların ekmeğini, aşını küçültmektedir. Çocukların beslenmesini tehdit etmektedir. Bunun vebali ağırdır.

Buradan bir kez daha TÜİK Başkanlığını hukuka ve vicdana davet ediyoruz.

Evet, iktidar zengini daha zengin yoksulu daha yoksul yapacak adı konulmamış bir IMF programını uygulamak için her şeyi göze almış durumda. Bugün açıklanan baskılanmış enflasyon verilerine rağmen işçiyi, emekçiyi, emekliyi yoksullaştırmakta kararlı.

Ancak biz de kararlıyız. İki yıldır sürdürdüğümüz “Gelirde Adalet, Vergide Adalet” mücadelemizi işyerlerinden TÜİK’e, vergi dairelerinden meydanlara büyüterek taşımaya kararlıyız.

Gelirde adalet istiyoruz! Vergide adalet istiyoruz! Ülkede adalet istiyoruz!

Direne direne kazanacağız!”

yukarı çık
0
Paylaşım