Antalya İYİ Parti Milletvekili Hasan Subaşı; Hükümet Paranın Değerini Düşürmek İçin Çalışıyor
- Yazan Kaktus Haber
“Edirne’ye Bulgarlar, Van’a İranlılar, Artvin ve Trabzon’a Gürcüler, Iğdır’a Azeriler alışverişe geliyor, araçlarını tıka basa Türk mallarıyla doldurup memleketlerine dönüyor.
Kendi vatandaşımızın pek çoğu ise filesini dolduramıyor, ekmek kuyruğunda bekliyor, aynı pazarlardan atılmış mallardan toplayıp evine götürüyor!”
TBMM Genel Kurulunda bütçe Kanunu Teklifinin 15. Maddesine ilişkin İYİ Parti adına bir konuşma yapan Antalya Milletvekili Hasan Subaşı, iktidar yanlılarının, bir yanda “Faiz haram, Nas var, TL’yi dövize bağlamak ahlaksızlık!” dediklerini hatırlatarak, “Peki , Ayşe teyze küçük birikimini ne yapsın?
Samimiyetle soruyorum ne yapsın! Siz parası olanlar ne yapıyorsunuz?” diye sordu.
Hasan Subaşı, son dört yılın faiz ödemelerinin artmasına da dikkat çekerek, “Son dört yılın faiz ödemesi oranları, kötülediğiniz Parlamenter sistemdeki ödemelerden üç kat fazla. Faize batmış durumdayız. Hala Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi çok iyidir diyenler varsa geliri de parası da dolara bağlı demektir” diye konuştu.
“İnat, Israr Ve Bilmediğini Bilmemek Yüzünden Dipteyiz!”
Sözde dev eserlerin bütçesi Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay’ın bütçe teklifi sunumunda 2022 yılı bütçesinin de tıpkı önceki yıllarda olduğu gibi dev eserlerin bütçesi olacağını söylediğini hatırlatan Hasan Subaşı, konuşmasını söyle sürdürdü: “Bakanlar da paralel söylemlerde bulundu.
Özellikle yatırımcı bakanlar, KÖİ (Kamu-Özel İşbirliği) müteahhitlerinin geleceğimizi borçlandırıp yapılan yatırımları en büyük, en yüksek, en uzun köprü, tünel, uçak’ diyerek övdüler. Otomobil ve uzay projeleri, yapay zekadan bile söz edildi!
Unutulan en çok ve en büyük cezaevleri yapıldığı gerçeği olmasına rağmen zannediyorum en çok insan hakları ve hukuk reformu sözünü eden Adalet Bakanımız belki nezaketinden belki de mahcubiyetinden olsa gerek bundan hiç söz etmedi”
Enler ve dev eserler bütçesinde insan unutulmuş!..
“2018’den Sonra Faiz Ödemesi 3 Kat Arttı”
AK Parti grubuna dönerek konuşan ve “Devlet ne yapar görevi nedir?” diye soran Antalya Milletvekili Hasan Subaşı, “Bakın Anayasa’ya… Gerçi sizlerin hukuk ve anayasa ile pek işiniz yok. Çünkü çoğu zaman görmezden geliyorsunuz. Ama nasıl olsa öğreneceksiniz.
Anayasa’mızın 5. Maddesi ‘devletin görevi toplumun refah huzur ve mutluluğunu sağlamaktır. İnsanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaktır’ diye yazar” dedi.
Refahın Devletin en başlıca görevlerinin başında geldiğini söyleyen Subaşı, konuşmasına şöyle devam etti: “Refah nedir diye baktığımız zaman Türk Dil Kurumu’na göre zorluk çekmeden yaşamak, Bereket bolluk demektir.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı tümüyle devletin insanına öncelikle refah sağlama ‘görevini tümden unutmuş olabilir mi?’
diye sunumuna dikkatlice baktığımda 48. Sahifede refahla ilgili bir kelime buldum ama Hemen ardındaki paragrafta şu açıklamaya rastladım: ‘2022 bütçesi de önceki yıllarda olduğu gibi dev eserlerin sürdürülebilir katkıların bütçesi olacaktır’ Ve görüldüğü gibi bütçede faizin dışında kalan ne varsa
yine KÖİ müteahhitlerine döviz cinsi geçiş garantili ödemelere ayrılmıştı! Cumhurbaşkanı ise refahı ve insanı hepten unutmuş görünüyor. Bakara suresini hatırlatarak ‘çektiğiniz yokluğu sabırla karşılayın’ öğüdünü veriyor”
Peki dolar şimdi niye yükseldi?
1567 sayılı yasaya göre Cumhurbaşkanı’nın Türk parasını koruma görevi bulunduğunu da hatırlatan Subaşı, “Bugün ise görev tümüyle unutulmuş. Türk parasına korumak yerine adeta değerini düşürmek için çaba sarf edilmektedir. Gezi olayları hatırlardadır.
Gösteri ve eylemler sonucunda doların 1.80 bandından 2 seviyesine çıkmasını örnek gösteren Cumhurbaşkanı; gezi olaylarını devleti ve milleti hedef alan alçak bir saldırı olarak yorumlamıştı. Türk parasının değerinin düşmesine neden olan eylemcilere her türlü cezanın verileceği söyleyerek,
adete mahkemelere telkin ve talimat yağdırıyordu. Peki, 1 yılda doların %100 artmasının, TL’nin rekor değer kaybından kim sorumludur?”
Paramız pul oldu
Dünyada pandemiden sadece Türkiye’nin etkilenmediğini, bazı ülkelerin de ekonomilerinin bozulduğunu da dile getiren Hasan Subaşı, “Ama biz hem hukuk da hem ekonomide dibe vurduk. İnat ve ısrardan bilmezlikten, bilmediğini bilmezlik ve ortak akılı terk ettiğimizden paramızın değerini yitirdik,
halkı yoksullaştırdık. İnsanımızı açlıkla yüz yüze getirdik” dedi.
Türkiye’nin zengin ve bereketli toprakları ile bolluk ülkesi olduğunu hatırlatan, fedakâr çiftçilerin bile artık toprağını terk ederek üretimden vazgeçtiğini, şehirde iş aradığını söyleyen Milletvekili Subaşı, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Edirne’ye Bulgarlar, Van’a İranlılar, Artvin ve Trabzon’a Gürcüler, Iğdır’a Azeriler alışverişe geliyor, araçlarını tıka basa Türk mallarıyla doldurup memleketlerine dönüyor. Katar ve BAE sermayesi de kamusal varlıkları kelepir fiyatına kapış kapış almak için geliyor.
Çünkü her ülkenin parası bizim paraya karşı değerli hale geldi. Kendi vatandaşımızın pek çoğu ise filesini dolduramıyor, ekmek kuyruğunda bekliyor. Aynı pazarlardan atılmış mallardan toplayıp evine götüren vatandaşlarımızın sayısı az değil.
Devletin tarım ve üretimi korumak için de çeşitli görevleri vardır ama böyle giderse çiftçiyi sadece küstürmekle kalmayacağız önümüzdeki yıllarda toprakların terkedilmesi ekilenlerim de gübresizlikten ürün kaybından tarım ve bolluk ülkesinde ürünümüzün, etin ve sütün de yokluklarına tanık olacağız.
Emekliler, işçiler, işsizler, EYT’liler, söz verilen 3600 ek gösterge bekleyenler yine söz verilip de bir türlü gündeme gelemeyen on binlerce VUK 359 mağdurları, KHK mağdurları, atanamayan 460 bin öğretmen, 200 milyar TL’yi aşan çiftçi borçları ne olacak?
İcra iflas dairelerindeki dosya sayısı 30 milyonu aştı. Enerji Bakanına göre 2020 yılında faturasını ödeyemediği için 3,8 milyon hanenin elektriği; 1,3 milyon hanenin doğalgazı kesildi.
Bir yılda 3-4 kat pahalı aldığımız gübre ve 2 kat pahalı aldığımız mazot ve elektrikle nasıl çiftçi üretim yapacak sorularına ise hiç cevap yok!! Köyler boşaldı, hayvancılık bitti. 40 milyon dekara yakın arazi ekilmiyor seneye buğdayı, eti, sütü hangi dolarla hangi bütçeyle nasıl temin ederiz soruları da cevapsız.
İçinde bulunduğumuz dört yıldır süren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, 20 yılınızın en dip yıllarıdır. Ve inat ısrar ve bu zihniyetle hiç çıkış yolu kalmamıştır. Bir an önce kurtulmak için güçlendirilmiş parlamenter sistem ile yeniden demokrasiyi ihya etmek zorunluğu bulunmaktadır”