Antalya Eğitim İş: Sahiller Talan Edilmeye Devam Ediyor

halkı bilgilendirmek ve bilinçlendirmek durumundayız. Talana ve haksızlığa izin vermeyeceğiz” dedi.

Iltar Antalya’da kamuoyunun gündemine gelen sahillerle ilgili gelişmelerin Antalya’nın doğasına ve sahillerine yapılan katliamlardır dedikten sonra sözlerini şöyle sürdürdü:

“Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ünde dediği gibi “Hiç şüphesiz ki Antalya dünyanın en güzel şehridir, ” İşte dünyanın en güzel şehirlerinden biri olan Antalya’mızın doğasına ve sahillerine yapılan katliamlar ile ilgili son durum. 

Cumhuriyetin ideolojisi, kıyılarımızdaki doğal güzellikleri ve tarihi zenginliklerimizi Anadolu da yaşayan medeniyetlerden bizlere bırakılan bir miras ve bu mirasın gelecek kuşaklara aktarılmasını ifade eder. Ancak günümüzde Cumhuriyetin bu bakışına

AKP iktidarı önce karşı çıkarak bozuyor, bozarken de devletin bundan kazanç sağlayacağını söyleyerek algı oluşturuyor.

AKP iktidarı tarafından ruhumuz, yaşam enerjimiz talan edilmektedir. Sıra ülkemizin ormanına, taşına toprağına, suyuna, sahiline denizine gelmiştir. Sahillerimiz halkımızın dinlendiği, denizinden, kumundan, güneşinden yaralandığı ve bir araya geldiği yerlerdir.

 Antalya’da bu talandan payına düşeni almaktadır. Toros dağlarında açılan mermer ocakları, akarsularımızda yapılan plansız çevre düşmanı HES’ler, Geçtiğimiz yıllarda  Konyaaltı ilçemizde Boğa çayının denize dökülen yerine yat limanı yapılması ve denizin iç bölgelere getirilmesi projesi,

yine bölgemizdeki Salda Gölünün binlerce yılda oluşan kumunun birileri tarafından taşınması ve çevresinin imara açılması, Gazipaşa sahillerinin bakanlık tarafından merkezce planlanan uygulaması, Serik Kadriye sahillerinin turizme tahsisi,

Kumluca Olimpos Antik kentinin 1. Derece koruma alnından 3. Derece alana dönüştürülerek imara açılması,      

Sevgili Antalyalılar;

Antalya’mıza yapılan bu yanlış ve kapitalca düşünülen hataları sendikalar, dernekler ve meslek odaları olarak engellemek tüzüğümüzde de belirtildiği gibi zorunlu görevlerimiz arasındadır.

Eğer bu merkeziyetçi kararlardan vazgeçilmez ise ;

1-Akarsularımız HES adı altında özelleştirilmekle, yakın bir gelecekte, üreticinin tarımda kullanabilmesi için zaruri olan suya ücret ödemeleri gündeme gelecektir.

2-Sahillerimizin işgal edilerek özelleştirilmesi sonrasında, vatandaşın denizden ve kumdan yararlanması engellenecektir.

3-Mermer ve plansızca izin verilen taş ocakları ile canlıların yaşamları, yeraltı ve yerüstü su kaynakları, bitki örtüsü ve tarım alanları tehdit altında kalacaktır. Salgın döneminde önemi birkez daha ortaya çıkan tarımın bu yapılan uygulamalarla sonlanması demektir.

4-En önemlisi de Antalyamızın geleceğinin ve talan edilen bu yerlerin hangi uluslararası şirketlere peşkeş çekildiği belli değildir.

Toros dağları, akarsularımız, Konyaaltı Boğa çayı, Salda Gölü, Gazipaşa sahilleri, Serik Kadriye sahilleri, Kumluca Olimpos mevkii Antalya’nın, Türkiye’nin değil Dünya insanlarının ortak mirasıdır. Milyonlarca insan bu nimetlerden yararlanmaktadır.

Bu mirası korumak boynumuzun borcudur.

Sendikalar, dernekler ve meslek odaları ile birlikte, projeye benzemeyen ama birilerine rant sağlayan bu çalışmaları Antalya’ya ve Ülkemize ihanet olarak değerlendiriyor, her koşulda engelleyeceğimizi ifade ediyoruz.

Eğitim İş Sendikası olarak, Sadece eğitim sorunları değil ülkenin geleceğini tehlikeye atacak her türlü yanlış adımların takipçisi olarak, halkı bilgilendirmek ve bilinçlendirmek durumundayız. Talana ve haksızlığa izin vermeyeceğiz”