Menu
RSS

ANSİAD 13. Olağan Toplantısı’nın Konuğu Olan Ümit Özlale: En Önemli Problem Yoksulluk

ANSİAD 13. Olağan Toplantısı’nın Konuğu Olan Ümit Özlale: En Önemli Problem Yoksulluk

ANSİAD 13. Olağan Toplantısı’nın konuğu olan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ümit Özlale, “Küresel konut endeksi fiyatları endeksine göre Türkiye son 6 çeyrektir

56 ülke arasında konut fiyatlarının en çok arttığı ülke konumunda. Çocukların yüzde 48’i, gençlerinse yüzde 35’i en düşük kişi başına hane halkı gelirine sahip yüzde 20’lik grupta yaşıyor” dedi. 

Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANSİAD) 2021 faaliyet yılı 13. Olağan Toplantısı, ekonomide yaşanan gelişmeler ışığında sektörlerin ekonomiden etkilenen sorunlarını Akdeniz Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi & ANSİAD Fahri Üyesi Doç. Dr. Şükrü Erdem moderatörlüğünde,

Ekonomist & İYİ Parti Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Kalkınma Politikaları Başkanı & ANSİAD Fahri Üyesi Prof. Dr. Ümit Özlale’nin katılımlarıyla “2022 ve Sonrasında Türkiye Ekonomisi: Fırsatlar ve Riskler”  başlığında Akra Hotel’de gerçekleştirildi.

Toplantıya, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Mustafa Balcı, TMMOB Şehir Plancıları Odası Antalya Şube Başkanı Ebru Manavoğlu, TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Okan Hançer, İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkan Yardımcısı Aykut Kaya,

İYİ Parti Antalya Kalkınma ve AR-GE Politikaları Başkanı Tayfun Tozluyurt, ANSİAD üyesi iş insanları ve çok sayıda misafir katıldı.

Sosyal Devletin Önemi Anlaşıldı

Dünya ekonomisinin pandemi döneminde serbest piyasa ekonomisi nedeniyle dalgalandığını kaydeden Prof. Dr. Ümit Özlale, “Bildiğimiz anlamda o çılgın neoliberalizm serbest piyasa ekonomisini kasıp kavurduğu küreselleşmenin sonuna geldik. Pandemi döneminde birçok şey değişti,

evden çalışabilmenin mümkün olduğunu gördük, yoksullaşabildiğimizi, yeni iş kollarının olduğunu öğrendik. Küreselleşme ve popülizmle birlikte dünyada ortaya çıkan liderlerin, dünyaya verebileceği zararı anladık” dedi. Karşıtlıklardan kaynaklı olarak halkın kendisini aşırı uçta bulduğuna işaret eden Özlale,

“Donald Trump’ın kaybetmesini hazmedemeyen bir grup beyaz sarayı bastı, Brezilya’da Jair Bolsanaro, Rusya’da Viladimir Putin gibi örnekleri çok fazla. Ama şu ortaya çıktı ki, sosyal devlet var olmak zorunda. Küreselleşme bize pandemide daha dengeli bir kapitalizme tanıklık edeceğimizi gösterdi” diye konuştu.

Faiz İndirimleri Gündemde

Türkiye ekonomisinin günlük reel faiz günlerini geri döndüğüne işaret eden Prof. Dr. Ümit Özlale, “TCMB faiz arttırmayacak, hatta faiz indirimleri gündemde. Negatif reel faiz günleri bir farkla geri döndü, çünkü TCMB’nin kura müdahale etme gücü yok. Değersizleşen TL yüksek bir enflasyon getiriyor.

Enflasyon-devalüasyon sarmalı riski yüksek. Enflasyonun açıklanan haliyle bile yüzde 20’nin altına düşmesi mümkün gözükmüyor. Bu en çok dar gelirliyi etkiler. Türkiye’de büyüme ile kredi genişlemesi arasında çok yüksek bir korelasyon var” dedi. Temmuz ayında kredi genişlemesine gidilmesini hatırlatan Özlale,

“Fiyatlar bu dönemde hatırlarsanız çılgın gibi artmıştı, yine aynısı olacak. Hiç mi olumlu etkilenecek bir şirket yok derseniz, ihracatçılar emek-yol bir ihracat yapıyorsa bundan olumlu çıkarsın. Peki halk ne olacak? Halk elbette olumsuz etkilenir.

Kira fiyatları ve gıda fiyatları yükseleceği için halk çok büyük bir olumsuzluk yaşayacaktır” diye konuştu. Cumhurbaşkanı’nın bankacılık sistemini kredi genişlemesine zorladığını kaydeden Özlale, “Bu bize talebi körükleyen ve enflasyonu arttıracak bir döneme girdiğimizi gösteriyor.

İthal ara malı ve yatırım malı ithal eden şirketlerin, döviz borcu olan işletmelerin bilançoları çok olumsuz etkilenir” dedi.

Türkiye’de Konut Fiyatları Son 6 Çeyrektir Artıyor

Küresel konut endeksi fiyatları endeksine göre Türkiye son 6 çeyrektir, 56 ülke arasında konut fiyatlarının en çok arttığı ülke konumunda olduğunu kaydeden Özlale, sözlerini şöyle sürdürdü; “Ankara, İstanbul ve İzmir’de, Avrupa’da konut fiyatlarının ne çok arttığı ilk 3 il konumunda.

Düşünün durumu. Bu kadar çok fazla konut satılıyor, o zaman konut sahibi olan ailelerin oranı artmış mı derseniz orada da ilginç bir şey var, konut sahipliği bu arada düşüyor. Çünkü aynı aileler konut alıyor. Dar gelirli birisi yeni evini almıyor, 4 evi olan bir hane kredi erişimi olduğu için beşinci evini alıyor.

Milyonlarca konut satılıyor ama konut sahipliği oranı düşüyor. Dar gelirli aile artan konut fiyatlarıyla ev alamıyor.”

Özel Sektör İstihdamı Azalırken Kamu İstihdamı Artıyor

Türkiye’de en önemli problemlerden birinin istihdam olduğunun altını çizen Özlale, “Almanya’da nüfus 83.7 milyon, 2020 itibariyle çalışan nüfus 44.5 milyon, işsizlik oranı yüzde 4.6, Türkiye’de 83.6 milyon nüfus var, bu nüfusun 26.8 milyonu çalışan, işsizlik oranı yüzde 13.2,

yani Türkiye’nin nüfusuna oranla 16 milyon kişi daha çalıştırması gerekiyor. Türkiye kapasitesinin yüzde 57’sini kullanmıyor” dedi. Kamu alımlarının liyakatsizliğine işaret eden Özlale, “Son 4 yılda özel sektör istihdamını 1,14 milyon azaltırken, kamu istihdamını 1,24 milyon artırdı.

Özel sektör darboğazda eleman çıkartmaya gidiyor, kamuda ise bir şekilde yoluna bulan bankamatik memurları alınıyor” dedi. Türkiye’de dar gelirli vatandaşların ciddi anlamda çöküntüye gittiğini belirten Özlale, “Ülkede en önemli problemimiz yoksulluk.

Çocukların yüzde 48’i, gençlerin yüzde 35’i en düşük kişi başına hane halkı gelirine sahip yüzde 20’lik grupta yaşıyor. Son 5 yıldır da üniversite bitiren mezunların mutluluk düzeyi bir okul bitiremeyenlerin gerisinde” diye konuştu.

Z Kuşağı Esneklik İstiyor

Türkiye’de istihdam artışı için yeni firma oluşumunu, büyük ölçekli firma yatırımlarını destekleyeceklerini kaydeden Prof. Dr. Ümit Özlale, “Yeni işletme oluşumunun desteklenmesi istihdamı artırmak için önemlidir. Bunun için sektör bağımsız yatırım çekiciliğinin iyileştirilmesi gerekmektedir.

Büyük ölçekli işletmelerin net istihdam oluşumuna katkısı yüksek olduğundan, bu firmaların yatırım artışını teşvik etmek önemlidir. Ancak büyükler için asıl mesele firma yüzdürmeyi bırakıp, bu firmalarda verimlilik artışı sağlayabilecek olanlar için doğru yatırımların yapılmasıdır.

Türkiye işgücü piyasasında kadınlara daha fazla alan açmalıdır” dedi. Z kuşağı için iş yaşamında esneklik, iş ve yaşam dengesinin önemine işaret eden Özlale, “Esneklik ve iş-yaşam dengesi Z Kuşağı için olmazsa olmazlar arasında Z kuşağı kendi zaman planını yapmak istiyor, esnek çalışma süresi beklentileri içerisinde,

tatillerini, zaman planlamasını kendisi yapmak istiyor. Peş peşe vardiyalarda çalışmak asla istemiyor ve esnek süre sunan firmada daha sıkı ve uzun çalışmayı öngörüyor. Bu öngörülerle yeni çalışma biçimleri işgücü piyasasında kadın-erkek eşitliğini artırmaktadır” dedi.

Üniversiteler İşsizliği Öteliyor

Türkiye’nin 200’ün üzerindeki üniversitesiyle eğitimde gerçekleşen devrime kayıtsız kaldığını belirten Özlale, “Üniversitelerin yüzde 80’i işsizliği öteleyen duruma gelmiş. Otomasyon, yapay zeka ve teknolojiler Türkiye’de geleceğin işleri ve mesleklerini önemli ölçüde değiştirecek.

Otomasyon ve dijitalleşme, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de salgın etkisi ile çok hızlandı” dedi. Aranan kritik rollere uygun çalışanlar bulunamadığını belirten Özlale, “Mevcut çalışanlar da kendine uygun olan işi bulmakta zorlanıyor. Sanal mağaza görevlisi, dijital terzi,

çiftlik drone operatörü gibi potansiyel yeni meslekler ortaya çıktı. İşlerin geleceğine hazır olmak, ihtiyaçları karşılamak için milyonlarca kişinin yeni beceriler kazanması ya da becerilerini değiştirmesi gerekmekte” diye konuştu.

Tedarik Zincirine Dahil Olmak İçin Fırsat

Bozulan Çin algısından kaynaklı küresel tedarik zinciri değişikliklerinin yaşanması kolay olmadığı gibi hızlı da gerçekleşmeyeceğini dile getiren Özlale, “Çin’in küresel tedarik zincirinden bypass etmenin çok mümkün değil. Çünkü verimlilik sabit kalmak üzere,

Çin’in İmalat İhracatının yüzde 1’ini karşılamak için ülkemizdeki imalat sektörünün yüzde 16 büyümesi lazım. Ülkelerin küresel imalat katma değerine katkısına baktığımızda Çin’in katkısı 8,63. Çin hala dünyanın değişmeyen imalat sanayi üssü” dedi.

Küresel tedarik zincirlerinin kısalmaya başlamasının Türkiye için fırsat olduğunu belirten Özlale, “Türkiye için çok önemli fırsatlardan biri bu tedarik zincirlerinden birkaç tanesini ülkeye çekmek olmalıdır. Onun için de iyi bir yatırım vitrini oluşturulması gerekiyor” diye konuştu.

Yabancı Yatırımcıyı Kaçırdık

Küresel finans krizine kadar Doğrudan Yabancı Yatırımcı akımlarında başarılı olan Türkiye’nin, 2010 sonrasında yeterince yatırımcıyı çekemediğinin altını çizen Özlale, “Türkiye 2010’da küresel içe doğru Doğrudan Yabancı Yatırım stokundan aldığı yüzde 0,95 payı koruyabilseydi 2019 itibariyle ülkedeki

Doğrudan Yabancı Yatırım stoku 180 milyar USD, doğrudan istihdam ise 378 bin kişi daha fazla istihdam etmiş olacaktı. Biz bu altın fırsatı maalesef kaçırdık” dedi.

Yapay zeka teknolojilerinin gelişmiş ekonomilerdeki büyümeyi gelişmekte olan ülke düzeylerine çıkarmasının beklendiğini dile getiren Prof. Dr. Özlale, “Sanayi 4.0, yapay zeka ismine ne derseniz deyin dünyada yeni bir dönem başlıyor. Şu anda 4. Sanayi Devrimi var daha öncekilerden çok daha yıkıcı bir etkiye sahip.

Gelişmekte olan ülkeler yapay zeka alanına yatırım yapmazsa, biz robot yapmazsak gelişmiş ülkelerle aramızdaki makas açılır” diye konuştu. 

Türkiye G20’nin Dışına Çıkar

Yeni dünya düzeninde üniversitelerin yeniden şekillendiğine dikkati Çeken Prof. Dr. Ümit Özlale, sözlerini şöyle sürdürdü; “Biz üniversiteleri sadece bina olarak algılıyoruz, o yüzden de buradaki çok başarılı sanayicilere çok fazla katkı veremiyor maalesef. Üniversitenin binadan ibaret olduğu algısını değiştirmemiz gerekiyor.

Stanford üniversitesi mezunlarının kurduğu şirket sayısı 40 bin, 5.4 milyon çalışanıyla 2.7 trilyon Dolar büyüklüğe ulaşmış. Stanford üniversitesi bugün bir ülke kursa dünyanın en büyük 8. ekonomisi olacak.  Bugün Stanford ve MIT mezunları bağımsızlıklarını ilan etseler

ABD dünyanın en büyük ekonomisi olmaya devam eder, ancak Türkiye G20’nin dışına çıkardı. Türkiye’nin 3 milyon şirketi ve 26,8 milyon çalışanı var ve bu üniversitelerin 3’te biriyle 21’inci büyük ekonomiye sahip.” Toplantı, ANSİAD Başkanı Akın Akıncı’nın,

Ekonomist & İYİ Parti Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Kalkınma Politikaları Başkanı & ANSİAD Fahri Üyesi Prof. Dr. Ümit Özlale ve Akdeniz Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi & ANSİAD Fahri Üyesi Doç. Dr. Şükrü Erdem’e günün anısına hediye takdimiyle sona erdi.

yukarı çık
0
Paylaşım