Menu
RSS

Antalya KESK: Hükümetin Bizleri Yok Sayan İlk Teklifine İlk Uyarı İçin G(Ö)Revdeyiz!

Antalya KESK: Hükümetin Bizleri Yok Sayan İlk Teklifine İlk Uyarı İçin G(Ö)Revdeyiz!

Hükümetin TİS görüşmelerindeki tutumunu protesto etmek, yaptığı maaş zam önerisini kabul etmedikleri duyurmak için 16 Ağustos günü bir günlük iş bırakma eylemi yapacağını açıklayan

KESK Antalya Şubeler Platformu üyeleri Defterdarlık önünde iş bırakma eylemini gerçekleştirdi. Hükümet zammını aly başına çal sloganları eşliğinde konuşmasını yapan KESK Antalya Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Nurettin Sönmez “Ne yazık ki ülkemizde çok uzun süredir gecenin karanlığı hâkim.

Üstelik ülkeyi yönetenler attıkları her adımda üzerimize çöken karanlığı daha da zifiri hale getirmeye çalışıyor” dedi.

Maaş zammı konusundaki gelişmeleri özetleyen Sönmez, “İktidar Merkez Bankasının hedeflediği, ama her zamanki gibi tutmayacağı bugünden belli olan enflasyon oranlarının bile altındaki teklifi ile hepimizle açıkça alay etmiştir.

Üstelik hükümetin tırnak içinde teklifinde tüm kamu emekçilerinin ortak taleplerine ve 11 hizmet kolunun taleplerine dair tek cümle edilmemiştir. Tüm bunlar “müzakereler devam ediyor” denilip geçiştirilmiştir.  Kısacası ilk toplantının yapıldığı 1 Ağustostan iki hafta sonra gelinen

yerde dağ fare doğurmuştur” diye konuşmasına devam etti.

Haberin Videosu:

Sönmez açıklamasına şöyle devam etti:

“Bizde buradan soruyoruz, bu teklifte 4 milyonu aşkın kamu emekçisini, 2 milyonu aşkın kamu emeklisini memnun edecek ne vardır?

*İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret artışı var mı? YOK.

*Taban aylığımıza yansımayan 8.077 TL tutarındaki ilave seyyanen ödeneğe ilişkin bir adım var mı? YOK.

*Barınma hakkı kapsamında konutu olmayan kamu emekçisine kira yardımı var mı? YOK.

*Hangi ad altında olursa olsun emekli maaşlarımızı adeta kemiren, tüm ek ödemelerin taban aylığımıza, emekliliğimize yansıtılması var mı? YOK.

*Büyümeden, refahtan pay var mı? YOK.

Haberin Videosu:01

*Yıllardır maaşlarımızı dilim dilim buharlaştıran Gelir Vergisi adaletsizliğine son verilmesi var mı? YOK

*Ücretsiz servis, yemek, ulaşım taleplerine ilişkin bir adım var mı? YOK.

*Vekil, ücretli, taşeron, sözleşmeli, İHS’li gibi farklı adlar altında sürdürülen güvencesiz istihdama son verilmesi, güvencesiz istihdam edilenlerin kadrolu-güvenceli istihdama geçirilmesi var mı? YOK

*Kamu kurumlarında ücretsiz kreşler açılması, söz konusu kreşler açılıncaya kadar kreş yardımı verilmesi var mı? YOK.

*Kayırmanın, torpilin kapısını sonuna kadar açtığını kabul ettiğiniz, seçim öncesi sözünü verdiğiniz mülakatın kaldırılması var mı? YOK.

*Kadın kamu emekçilerine; çalışma yaşamında uygulanan, cinsiyetçiliğin, ayrımcılığın, mobbingin son bulması var mı? YOK

*OHAL KHK’leri ile sorgusuz-sualsiz işinden ekmeğinden edilen kamu emekçilerinin görevine iadesi, 7 yıldır yaşadıkları zulme son verilmesi var mı? YOK.

* için en önemlisi Grev Hakkı İle Tamamlanmış Gerçek Toplu Sözleşme Sistemi, Demokratik Bir Çalışma Yasasına ilişkin tek bir cümle var mı? Yine YOK.

YOK, YOK, YOK. Çünkü aslında ORTADA BİR TOPLU SÖZLEŞME TEKLİFİ YOK.

Haberin Videosu:02

Peki, ne var?

4 milyonu aşkın kamu emekçisini çalışırken daha fazla yoksullukla,

2,5 milyon emekliyi ise daha fazla sefaletle TEHDİT VAR.

Biz KESK olarak en başından beri kamu işvereni olan hükümetin, geçtiğimiz 6 dönem boyunca yaptığı gibi bu dönem de masaya, tutmayan enflasyon hedeflerini, TÜİK sahte enflasyon rakamlarını temel alan bir maaş artışı teklifi ile gelmesi durumunda üretimden gelen gücümüzü kullanacağımızı ilan ettik. 

Ne yazık ki hükümet bu kez bizi yanılttı.

Açıkçası biz bile bu kadarını tahmin etmiyorduk.

Enflasyon hedeflerinin bile altında artışları teklif diye sundu.

Buradan Tüm Kamu Emekçilerine, Emeklilere Sesleniyoruz.

Sevgili kamu emekçileri, sevgili emekliler

Kamu işvereni olan iktidarın toplu sözleşmeye ilişkin ilk teklifini hepiniz duydunuz, öğrendiniz. 

Yıllardır önümüze konulan bu tutmayan hedeflerin, suni TÜİK rakamlarına dayalı bir elin parmak sayısını geçmeyen yüzdelik artışların faturasını hepimiz maaşlarımızda her yıl daha fazla erime, daha fazla yoksullaşma, daha fazla güvencesiz hale getirilme ile ödedik. Ödemeye de devam ediyoruz.

Seçimden önce “en düşük memur maaşı 22 bin TL olacak, artışlar emekli maaşlarına da yansıtılacak” sözü verdiler.

Ancak verdikleri sözü arkadan dolanma yöntemleri ile tutmadılar. İlave seyyanen ödenek adı altında hepimizin yıllardır yaşadığı kayıpları daha da artıracak yeni bir maaş-ücrete rejimi getirdiler.

Bugün için ortalama 13 bin TL’lik bir tutarı emekli aylığı bağlama tutarımızdan düştüler.

Böylece emekli maaşlarımızın kısa vadede çalışırken aldığımız maaşın üçte birine uzun vade de ise beşte birine kadar düşeceği bir tuzak kurdular.

Ne yazık bizim dışımızda, KESK dışında diğer konfederasyonlar bu tuzağa dikkat çekmedi. Görmezden geldiler. Hala görmezden gelmeye devam ediyorlar.

Son bir ayda akaryakıt ve doğalgazda ÖTV artışı, hemen her şeyin KDV oranlarının artırılması, TL’nin döviz karşısında değer yitirmesi ile hızlanan zam kasırgası zincirleme bir şekilde iğneden ipliğe tüm ürünlere yansımaya devam ediyor. Bu durumda 2023 yılı için %58 olarak “güncellenen”

enflasyon hedefi daha şimdiden kağıt üzerinde kalmıştır.

Temmuz’da aldığımız maaş artışları bir ay geçmeden eridi.

Hepimize dayatılan bu yoksulluğa dur deme vakti gelmedi mi?

Sevgili emekliler

Temmuz maaş artışlarında en büyük darbe sizler vuruldu. 12 milyon emekli gözlerinin içine baka baka aldatıldı. 

Milyonlarca emekli kök aylığı 6 bin TL’nin altında kaldığı için %25’lik artıştan bile yararlanamadı, aylıkları bir kuruş bile artmadı. Üstelik emekliye verilen %25 maaş artışından 12 gün sonra çıkıp dalga geçer gibi “2023 enflasyonunu %58 olarak güncelledik” açıklaması yapıldı.

Bu sefalete dur deme vakti gelmedi mi?

Bugün ya bizleri yok sayan bu yoksulluk, sefalet, güvencesizlik teklifine boyun eğeceğiz. Ya da hangi sendikaya üye olursak olalım kamu emekçisi ile emeklisi ile “hak verilmez mücadele ile alınır” diyerek ortak sorunlarımız, taleplerimiz için mücadeleyi yükselteceğiz.

Bizler sustukça, yetkimizi başkalarına teslim ettikçe başımıza nelerin geldiğini geçtiğimiz 6 toplu sözleşmede gördük.

Kamu işvereni olan hükümetin sesimize kulaklarını kapatamaması, üzerinde pazarlık yapılabilecek yeni ve gerçek bir teklif sunması bizlere bağlı.

Bunun için KESK olarak hükümetin hepimize sefalet-yoksulluk ve güvencesizlik dayatan ilk teklifine karşı ilk uyarımızı yapıyoruz. Üretimden gelen gücümüzü kullanıyoruz.

Bu daha başlangıç, mücadeleye devam diyoruz.

Unutmayalım ki, mücadele edenler her zaman kazanamasa da kazananlar hep mücadele edenlerdir.

Bizleri yıllardır siyasi iktidarın ve yine bu iktidarın Hakem Kurulunun iki dudağı arasından çıkacak kararlara mahkûm eden bu garabet sisteme karşı hangi sendikanın üyesi olursa olsun tüm kamu emekçilerini Yoksulluk Sınırı Üzerinde İnsanca Yaşamaya Yetecek Bir Ücret,

Güvenceli İstihdam Demokratik Bir Çalışma Yaşamı, Grev Hakkı İle Tamamlanmış Gerçek Toplu Sözleşme Sistemi için her adımda omuz omuza vermeye davet ediyoruz.”

yukarı çık
0
Paylaşım