Menu
RSS

Antalya’da Avukatlar Anayasayı Savunmak İçin Yürüdü: “Gün Gelecek Devran Dönecek Yargıtay Hesap Verecek”

Antalya’da Avukatlar Anayasayı Savunmak İçin Yürüdü: “Gün Gelecek Devran Dönecek Yargıtay Hesap Verecek”

Antalya Barosu üyeleri Antalya Müzesi’nden başlayarak Cumhuriyet Meydanı’na yürüyüş düzenledi. Yaklaşık 300 kişinin katıldığı yürüyüş öncesi

Antalya Barosu Başkanı Hüseyin Geçilmez merkezi Hatay olan depremde hayatını kaybedenler adına Antalya Adliyesi önünde açıklama yapanlardan İrem Türkmener Karslı’yı yanına çağırarak oonların beklentilerini anlatmasını istedi.

Baro Başkanı Geçilmez yürüyüş öncesi yaptığı basın açıklamasında yargı bağımsızlığı ilkesinin zedelendiğini ve vatandaşların yargıya olan güveninin azaldığını belirtti.

Haberin Videosu:

Yargıtay 3. Ceza Dairesi kararı ve öncesinde yaşanan gelişmelerin hukuka bir darbe olduğunu söyleyen Geçilmez, “Yargıda rüşvet iddialarının en yüksek makamlardan ifade edildiği, bürokrasinin üst kademelerinde bulunan kişiler hakkında torpil söylentilerinin yayıldığı günlerden geçiyoruz.

Haberin Videosu:01

Kaygı ve üzüntü ile bu iddiaların üzerine gidilmediğini görüyor, sorunu çözmekten ziyade iddia sahiplerinin suçlanması yönteminin tercih edildiğini görüyoruz. Yargı bağımsızlığı ilkesi hiç olmadığı kadar zedelenirken, vatandaşların yargıya olan güveni de tarihte görülmemiş derecede azalmıştır.

Haberin Videosu:02

Türkiye, 38 OECD ülkesi arasında yargıya güven sıralamasında 36’ncı sırada yer aldı. Yapılan araştırmalara göre vatandaşların sadece yüzde 15’i yargının bağımsız olduğunu düşünürken, yargıya güvenenlerin oranı yüzde 18’de kaldı. Yargıda yaşanan çürümeyi izah etmek için birçok örnek sıralayabiliriz.

Son olarak 3 Ocak 2024 tarihli Yargıtay 3. Ceza Dairesi kararı ve öncesinde yaşanan gelişmeler ise hukuka darbe yapıldığı, hukuk devletinin telafisi mümkün olmayacak şekilde yara aldığı şeklinde yorumlanmıştır.” dedi.

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’nun, Hatay Milletvekili Av. Can Atalay hakkında kişi hürriyeti, güvenliği ile seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkını ihlal eden bir karar imza attığını iddia eden Geçilmez, “İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, kararının temyiz incelemesinden geçtiği ve

kesinleştiği gerekçesiyle karar gereğini yerine getirmemiş, dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne göndermiştir. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 8 Kasım 2023 tarihli kararı ile Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararına uyulmamasına karar vermiştir. Karara imza atan Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında

gereğinin takdir ve ifası için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulması şaşkınlıkla karşılanmış, bu karar başta hukuk camiası olmak üzere ülke çapında büyük tepki almıştır. Takip eden süreçte Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin ikinci ihlal kararının

hukuki değerinin olmadığını, neticede Anayasa'nın 153/6. maddesi çerçevesinde uygulanabilecek bir kararın olmadığını ifade ederek, karara uyulmamasına karar vermiştir.” diye konuştu.

Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı nitelikte olduğunu hatırlatan Geçilmez, “Yeniden yargılama kararı, taleple bağlı olmaksızın, diğer mahkemelerce re’sen başlatılması zorunlu olan bir işlemdir.

Bu kararı tebliğ alan mahkeme, konuya ilişkin takdir yetkisi olmaksızın yargılamayı yenilemelidir. 6216 sayılı Kanun m.50/2’ye göre, yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde karar vermek zorundadır.” ifadelerine yer verdi.

Can Atalay’ın tahliyesinin sağlanması gerektiğini vurgulayan Geçilmez, “İhlal kararının anayasal zorunluluğa karşın yerine getirilmemesi, Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulması, ikinci ihlal kararının hukuki değerinin olmadığının belirtilmesi,

hukuk devleti ilkesine telafisi mümkün olmayacak şekilde zarar vermiştir. Yargı organlarının temel varlık sebebi, anayasal düzenin ve hukukun üstünlüğünün teminidir. Aksine hareket ederek, hukuk devletinin sorgulanmasına sebep olacak kararlara imza atmak,

mahkemelerin görevleriyle bağdaşmaz. Gelinen aşama itibariyle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi gecikmeksizin Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararının gereğini yerine getirmeli ve Can Atalay’ın tahliyesi sağlanmalıdır. Aksi tutum Anayasal düzene karşı suç işlemek anlamına gelecektir.” şeklinde konuştu.

Anayasa Mahkemesi kararına uymayan Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyelerinin görevden el çektirilmesi konusunda ısrarlı olacaklarını belirten Geçilmez, “Hukukun üstünlüğünü, yargı bağımsızlığını, liyakati, yaşam hakkını savunmak laik, demokratik hukuk devletini, yüz yıllık çınarımız

Cumhuriyeti savunmak demektir. Laik, demokratik, insan haklarına saygılı Cumhuriyet; adaletin, hakkın, hukukun, yaşamın, özgürlüğün teminatıdır. Cumhuriyetimizin temel kazanımlarının değerini iliklerimize kadar hissettiğimiz bugünlerde, hak-hukuk-adalet mücadelesinden yılmayacağımızı,

savunma susmadı susmayacak demeye devam edeceğimizi, kamuoyuna saygıyla bildiririz.” dedi.

Haberin Videosu:03

Geçilmez sonrası konuşan Türkiye Barolar Birliği Saymanı Gökhan Bozkurt ise şunları söyledi:

“Yine Antalya Barosuyla beraber olduğumuz yerde vatandaşın susma hakkı vardır ama avukatın susma hakkı hiç yoktur. Eğer avukat susarsa vatandaş hakkını arayamaz mealinde konuşmalar yapmıştık. O gün bugün 21. Yüzyılda bir adım ileriye gideceğimize,

hukukun üstünlüğü ve demokrasi anlamında, sürekli beş adım, on adım adeta koşturuluyoruz. Bu süreçleri sessiz sedasız izlemeyeceğiz. Hiç izlemedik. Avukatlar ve avukatlar mesleği var olduğundan beri buna bu camia hiç sessiz kalmadı, dünyanın her yerinde olduğu gibi. Bugün de bu sesi burada görüyoruz.

Bu sürece ilişkin birkaç şey söylemek istiyorum. Durumun vehametinin henüz farkına varamadıklarını gözlerini kapattığını, ya da kulaklarını kapattığını düşündüğümüz Yargıtaya gittik. İlk karardan sonra TBB Başkanlık Divanı olarak biz şikayet dilekçesiyle birlikte disiplin yönünden

gereğinin yapılmasını içeren bir dilekçeyle gittik ve durumu anlattık. Baktıkları, gördükleri, anlattıkları genel olarak şu; Anayasa Mahkemesi’nin hiçbir suçu yok. Adeta mahallede kavga eden iki çocuğun mahallenin büyüklerine birbirini şikayeti gibi bir ortamı Türkiye Cumhuriyeti devletinde yaratamazsınız.

Çok yakışıksız bir durumla karşı karşıyayız. Anayasa Mahkemesinin kararı üzerine yaşanan olaylardan sonra Ankara’da meslektaşlarımızla birlikte Yargıtaya yürüdük ve Yargıtayın o demir parmaklıklarının üzerine işte bu Anayasa Maddesini astık. Bunu okumamış olamazlar elbette, bilmiyor da olamazlar.

Ancak gözlerinin içine sokmak istedik. Çünkü bu maddeyi ihlal etme hakkı, burada üç satırda anlatılan bir hüküm var. Burada hiçbir kişi yada kurum bağışık tutulmamış. Yargıtay uymayabilir denilmemiş. Bunun ötesine geçildi, ikinci ihlal kararı verildi.

Gittiğimizde bu üç kurum arasındaki çekişmenin vatandaşın gözünde adalete olan güveni yok ettiğini anlattık. Her yerde anlatmaya devam ediyoruz fakat ihlaller devam ediyor”

Konuşmaların ardından yürüyüşe geçildi. Sık sık “Gün Gelecek, Devran Dönecek, Yargıtay Hesap Verecek”, “Bu daha Başlangıç, Mücadeleye Devam” “Hak Hukuk Adalet” sloganları atıldı.

Yürüyüşe katılanlar Cumhuriyet Meydanı’na geldiler ve orada önce depremde hayatını kaybedenler nedeniyle saygı duruşu yapıldı.

Yürüyüşe siyasi partilerin başkan ve temsilcileri, sendikalar. Demokratik kitle örgütleri, CHP Antalya milletvekilleri Aliye Coşar ve Cavit Arı, baro üyesi avukatlar katıldı. Civardan geçen araçlardan destek kornalarının yanısıra binalardan alkış destekleri geldi. Yürüyüş olaysız sona erdi.

yukarı çık
0
Paylaşım