Menu
RSS

1 Mayıs’ta İlk Yürüyüş Türk İş ve Birleşik Kamu İş Sendikalarından

1 Mayıs’ta İlk Yürüyüş Türk İş ve Birleşik Kamu İş Sendikalarından

Antalya’da 1 Mayıs kutlamaları sabahın erken saatlerinde başladı. Birikme alanı ve miting alanının bomba ekipleri tarafından didik didik aranmasından sonra 1 Mayıs kutlamasına gelenler iki arama noktasından geçtikten sonra alana alınmaya başlandılar.

Saat 10.00 da başlaması gereken yürüyüş bu güvenlik önlemlerinin tamamlanmasından sonra, saat 11.00 de başladı. Türk İş ve Birleşik Kamu İş Sendikalarına mensup insanlar çeşitli flama ve bayraklar eşliğinde Aydın Kanza Parkı’ndan Cumhuriyet Alanı’na doğru yürüdü.

Yolda sık sık “Yaşasın 1 Mayıs” sloganlarının atıldığı yürüyüşe yaklaşık 1500 kişi katıldı. Diş Hekimleri Odası Antalya Şubesi ve CHP’de yürüyüşte yerini aldı.

Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan yürüyüşçüler halaylar çektiler. Miting alanına kurulan kürsüde sendika il başkanlarının yanı sıra CHP İl Başkanı Semih Esen ve CHP milletvekili Mustafa Akaydın’da kürsüde yerini aldılar.

İlk konuşmayı Türk İş Antalya Temsilcisi Hacı Mevlüt Ünal yaptı. Ünal, “Dünyada emeğin haklarına yönelik bir saldırı var. Buna karşı topyekün karşı durmalıyız” dedi.

Ünal konuşmasında şunları söyledi;

“Yine ve yeniden alanlardayız. Eşitliğin, barışın, kardeşliğin, özgürlüğün, dünyada ve ülkemizde egemen olması için alanlardayız. Emeğin çıkarının savaşta değil, barışta olduğunu bildiğimiz, savaştan yana hiçbir politikaya onay vermeyeceğimiz için alanlardayız. Terörün bin yıllık kardeşliğimizi bozamayacağını göstermek için alanlardayız. Biz daha çok demokrasiyi herkes için talep ettiğimiz ve insan onuruna yaraşır şartlarda yaşamak istediğimiz için alanlardayız.

Bugün 1 Mayıs 2016. Tüm dünyada emekçiler, daha dün kölelik koşullarında çalışmaya karşı çıkarken, 8 saatlik çalışma uğruna canlarını verirken, bugün, hala birçok ülkede benzeri çalışma koşullarının var olmasını kabul etmiyoruz.

Ülkemizdeki işsizliğe, yoksulluğa, güvencesiz çalışmaya, baskılara karşı çıkıyoruz. Sağlığın, eğitimin, sosyal güvenlik hizmetlerinin paralı hale getirilmesine karşı çıkıyoruz. Sosyal devlet uygulamalarının budanmasına, yalnızca sosyal yardımlarla sınırlı tutulmasına karşı çıkıyoruz.

Sorunlarımız giderek büyüyor. Emeğin haklarına karşı yürütülen sistemli müdahaleler artarak devam ediyor. Bizlere ücretli kölelik şartları dayatılmak isteniyor. Esneklik ve kuralsızlık temelinde güvencesiz çalışma esas haline getiriliyor. Kıdem tazminatımıza göz dikiliyor. Her yıl binlerce işçi iş cinayetlerinde ölüyor. Asgari ücretteki artış yoksulluğu azaltmıyor. Taşeron işçilerinin mevcut sınırlı hakları elinden alınmaya çalışılıyor, işçi kadrosu verilmiyor. İşçiyi özel istihdam bürosu aracılığıyla kiralama düzenlemeleri yapılıyor. Örgütlenen işçiler işten atılıyor. Özelleştirme adı altında talan sürdürülüyor.

Şimdiye kadar uygulanan ekonomik ve sosyal politikalarla işçiler, kamu emekçileri, emekliler, köylüler, esnaf, yani iktisaden güçsüz geniş halk kesimleri bedel ödemek durumunda bırakılıyor.

Artık bu gidişe "dur" demek zorundayız. Biz sosyal adalet, eşitlik ve refah istiyoruz. Tüm çalışanlar için insan onuruna yaraşır yaşam koşulları ve sendikal haklar istiyoruz. Özgürlükçü, adaletli barış içinde bir dünya ve ülke istiyoruz. Alanlardan yankılanan bu sesimiz iyi duyulmalıdır. Emekçilerin hak ve özgürlük taleplerine kulak verilmelidir. Emek karşıtı politikaların ekonomik refah ve toplumsal barış getirmeyeceği bilinmelidir.

Toplumsal huzurun sosyal adalet ve hakça bir bölüşümle mümkün olacağı bilinmelidir. Biz emekçiler, bilgi birikimimiz ve geçmiş tecrübelerimizden faydalanarak bunun için çaba gösteriyoruz.

Daha sonra Birleşik Kamu İş adına konuşan il temsilcisi ve Eğitim İş Antalya Şube Başkanı Mehmet Balık “Bu yıl 1 Mayıs İşçi Sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü kutlamaları, sermaye güçlerinin tam desteğini arkasına alan AKP Hükümeti’nin kamu emekçilerinin ve işçi sınıfının kazanılmış haklarına karşı giriştiği saldırıların yoğunlaştığı bir dönemde gerçekleşmektedir.

AKP iktidarının, emperyalizmin bölgemizdeki politikalarıyla uyumlu olarak oluşturmak istediği yeni siyasal rejim, emekçi sınıfların sömürüsünü derinleştirdiği gibi aynı zamanda sermaye egemenliğini de pekiştirmiştir” dedikten sonra konuşmasını şöyle sürdürdü;

“Birleşik Kamu-İş, kamu emekçilerinin ekonomik, özlük ve sınıfsal haklar mücadelesinde topyekun bir hezimet sayılacak olan iş güvencesinin ortadan kaldırılması girişimine her yerde olduğu gibi 1 Mayıs alanlarında da karşı çıkacaktır.

Birleşik Kamu-İş sadece devlet memurlarının iş güvencesini değil, ülkedeki bütün çalışanların güvenceli, kadrolu ve insanca yaşayabilecekleri bir ücret seviyesinde çalışmalarını savunmaktadır.

Her türlü hak alma çabasının ve mücadelesinin baskı ve şiddet ile durdurulmak istendiği, işsizlik ve yoksulluğun kalıcılaştığı, sağlık ve eğitim alanının ticarileştiği, gazetecilerin, sendikacıların, aydınların tutuklandığı, sendikal hak ihlallerinin sürdüğü, baskının hakim olduğu bir dönemden geçmekteyiz.

İktidarın tüm emek düşmanı ve baskıcı uygulamalarının emekçilerin birlikte mücadelesi sayesinde durdurulacağının bilincindeyiz.

Halkımızla, emekçilerle birlikte, yurdun tüm meydanlarında, iktidarın;

-Emek ve Cumhuriyet düşmanı politikalarına,  İş güvencesinin kaldırılması girişimlerine, Taşeron, esnek ve kuralsız çalıştırmaya, İş cinayetlerine, Irkçı, gerici ve bölücü eğitim sistemine, Özelleştirme ve yerelleştirmeye, Gerici faşizme Karşı çıkacağız.

Sermaye güdümlü iktidarlar eliyle, ülkemizdeki emeğin sömürülmesi düzenine, emekçilerin “Birlik, mücadele ve dayanışma” ruhuyla karşı koyulacağına inanıyoruz. Sömürü düzenine “Ancak bu böyle gitmez, sömürü devam etmez. Yepyeni bir hayat gelir, bizde ve her yerde” marşlarını kaderleri ortak olan emekçilerle birlikte söyleyeceğiz.

İnanıyoruz ki, birlik ve dayanışma içinde vereceğimiz mücadele kazanılacaktır ve inanıyoruz ki bu mücadele kazanıldığında;

-Emekçi alın terinin karşılığını alacaktır, Yoksulluk ve işsizlik yok edilecektir, Hakça bir paylaşım düzeni kurulacaktır.

Cumhuriyetin laik, demokratik eğitim politikaları yaşama geçirilecektir, Herkes için güvenceli bir iş, herkes için insanca yaşam hakkı sağlanacaktır.

Bütün emekçiler temel hakları ve ekonomik talepleri için birleştiğinde, daha adil ve özgür bir dünyanın kurulacağını, emeğimizi sömürenlerin ise “bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gideceklerini” ve “bu güzelim memlekette hürriyetin en şanlı elbisesiyle elini kolunu sallaya sallaya dolaşacağını” biliyoruz.

Daha sonra kürsüye gelen ADD Antalya Şube Başkanı İbrahim Daş ise yeni anayasa çalışmalarına vurgu yaparak, “Bugün gelinen noktada ABD emperyalizmi ve işbirlikçi iktidar; Cumhuriyetimizi etnik ve dinsel temelde parçalamak istemektedir. TBMM başkanının açıklaması da Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına aykırı olduğu gibi aynı zamanda emperyalizme hizmet etmektedir.

Diğer yandan TBMM başkanına Laiklik İlkesi Anayasadan kaldırılsın söylemi özenle söyletilerek halkımızın nabzı ölçüldüğü görülmektedir. Ardından iktidar ve çevresinden yapılan açıklamalarla halkımıza verilen algı ise anayasada laiklik olacak algısıdır. Amaçları ise Türk Milletini etnik ve dinsel yapıda parçalayacak olan ANAYASA TUZAĞINA taraftar toplamak olduğunu artık herkes görmektedir.” Dedi. 

yukarı çık
0
Paylaşım