ATSO Başkanı Çetin: Antalya Ekonomisinin Durgun Günlerindeyiz
- Yazan Kaktus Haber
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin, yaz aylarında günde 70 bin, ayda 1.5 milyon turistin geldiği kente bugünlerde günde 2-3 bin, ayda 100 bin kadar turist geldiğini belirterek, “Antalya ekonomisinin durgun günlerindeyiz" dedi.
2016'ya göre verilerin iyi olduğunu anlatan Çetin, Expo alanı için de geçmişteki hataların tekrarlanmaması uyarısında bulunarak, ilkeler belirlenip, halka yönelik elektronik anket önerdi.
ATSO'nun Ocak ayı meclis toplantısında ülke gündemi ve kent ekonomisi ele alındı. ATSO Başkanı Davut Çetin, geçen yılla bu yıl arasındaki ekonomik göstergelerden Expo alanına ilişkin tartışmalara, Afrin operasyonundan milli uzlaşmaya kadar birçok konuya değindi.
Kış dönemi nedeniyle Antalya'nın sakin günlerinde olunduğunu belirten ATSO Başkanı Çetin, yaz aylarında bir günde 70 bin, bir ayda 1.5 milyon turistin geldiği kente bu dönemde bir günde 2-3 bin, bir ayda 100 bin kadar turist geldiğini söyledi.
Çetin, “Antalya ekonomisinin durgun zamanındayız" dedi. Fuar turizminin Antalya için, özellikle kış aylarındaki önemine dikkat çeken Çetin, fuara gelen bir kişinin, deniz turizmine gelen kişiden 3-4 kat fazla gelir getirdiğini,
Antalya'nın kış aylarında ancak fuar, kongre, sağlık gibi turizm çeşitleriyle ayakta kalabileceğini söyledi.
Mehmetçik'e Selam
Türkiye'nin çok sıcak günler yaşadığını belirten Çetin, “Bizler burada otururken, binlerce gencimiz Afrin'de büyük bir mücadele vermektedir. Cephede vatan savunması yapan bütün asker ve subaylarımız ile ailelerini minnetle selamlıyoruz.
Silahlı kuvvetlerimizin kiralık teröristlere karşı mücadelesini bütün kalbimizle destekliyoruz. Allah evlatlarımızın yardımcısı olsun. Türkiye'de, Ortadoğu'da, Pakistan ve Afganistan'da uzun zamandır aynı oyun oynanmaktadır.
Bölgemiz bir türlü terör belasından kurtulamamaktadır. Terörle ülkemizin 40 yılı çalınmıştır" dedi.
Milli Uzlaşma Vurgusu
Amerika ve Avrupalılar kadar huzur ve güven içinde yaşama hakkımız olduğunu söyleyen Çetin, “Şunu da unutmayalım ki, bölgemizde etnik ve mezhebi gerginlikler devam ettikçe, demokrasiler zayıf kaldıkça dış güçlerin oyun alanı genişlemektedir.
Türkiye olarak biz her zaman demokrasiyi, hukuku ve bölgemizde barış ve işbirliğini savunmalı, oyun ve tuzakları bozmalıyız. Geleneği bozmadan bugün de uzlaşmanın önemini tekrar vurgulayacağım.
Afrin konusundaki milli uzlaşmanın değerini bilmeli ve bunu devam ettirmeliyiz. Toplumda ve siyasette uzlaşmaya, saygıya, adil olmaya özen göstermeliyiz" diye konuştu.
İşsizlik Azalsa Da Yüzde 10'un Üzerinde
Ekonomik verilerin birçok sektörde üretim artışının devam ettiğini gösterdiğini anlatan Çetin, ekonomide büyüme devam ederken, piyasanın birkaç ay önceki gibi canlı olmadığına dikkat çekti.
Enflasyon artışına bağlı olarak bankaların kredi faizlerini yükseltmesi nedeniyle konut satışının düştüğünü dile getiren Çetin, 2016 Aralık ayında kredili satışların yüzde 30 civarındaki düşüşü nedeniyle Antalya'daki konut satışının da yüzde 2.3 azaldığını kaydetti.
Çetin, büyüme ve teşvikler sayesinde işsizlik geçen yıla göre 1.5 puan azalsa da yüzde 10 üzerinde olduğunu da değindi.
Ekonomide Göstergeler Olumlu
Antalya ekonomisi göstergelerinin 2016'ya göre olumlu olduğunu kaydeden Çetin, “2016 yılında Antalya'da vergi geliri artmamıştı, 2017'de ise yüzde 11 tahsilat artışı oldu. Karşılıksız çek oranımız yüzde 1.8'e inmiştir.
Turizmde 2013'ten gerideyiz, fakat 2016'dan daha kötü olduğumuz söylenemez, çünkü yüzde 43 düşüşten yüzde 58 artışa geçtik. 2015'te ihracatımız 1 milyar dolardı, 2016'da 985 milyon dolara düştü,
geçen yıl 1.2 milyar dolar oldu, diğer illerle birlikte artış daha da yüksektir" dedi.
Muratpaşa'dan Büyük Tarım Alanını Kaybettik
Tarım sektörüyle ilgili değerlendirmelerde bulunan ATSO Başkanı, tarım alanlarının kaybına dikkat çekti. Antalya'da örtü altı üretim artışıyla bugün 6 milyon 600 bin ton üretim yapıldığını belirten Çetin,
bu üretimin 4.3 milyon ton sebze, 1.4 milyon ton meyve ve 877 bin ton tarla ürünlerinden oluştuğunu söyledi. Tarım alanlarında sebze ve meyvede artış, fakat toplamda ciddi azalma görüldüğüne dikkat çeken Çetin,
“Son 20 yılda 48 bin hektar, yani Muratpaşa ilçesinden fazla tarım alanı kaybımız var. Bu kayıp tarla alanlarının azalmasından kaynaklanıyor, buna karşılık meyve ve sebze alanları arttı" diye konuştu.
Tarımda Mali Göstergeler Olumlu
Örtü altında 6 yılda 53 bin dekar yeni sera yapıldığına dikkat çeken Çetin, “Türkiye'deki sera üretiminin yarısı Antalya'da yapılmaktadır. 3.5 milyon ton sera üretimi yapıyoruz, 2016'da bitkisel üretimimizin değeri 8 milyar 217 milyon lira olmuş.
Hayvansal ürünlerle birlikte 2017'de 11-12 milyarlık üretim yaptığımızı söyleyebiliriz. Tahıl gibi üretimlerde azalma var, fakat domates gibi sebze üretiminde azalma yok.
2016 fiyat artışı neredeyse sıfıra yakın oldu, çünkü Rusya ile kriz vardı. Yani 2016'da hem turizm hem tarımda kaybettik. 2017'de ise haziran ve temmuz dışındaki aylarda fiyat artışları yüksek oldu, toptancı halde ürün değeri yüzde 40 arttı.
2016'da ihracatta sıkıntı yaşadık, geçen yıl ise Antalya ihracatı yüzde 21 artış gösterdi. Domates ve sebze ihracatı yüzde 25 yükseldi. Sonuç olarak mali göstergeler olumlu, tarımda önceki yıllara göre bir nebze düzelme var" dedi.
İşler Yavaşladı
Birçok sektörde Antalya'da işlerin yavaşladığı yönünde şikayetlerin arttığına değinen Davut Çetin, bunu şu üç nedene bağladı:
“Birinci neden son aylarda Türkiye genelinde görülen iç piyasa yavaşlaması. İkincisi 2017'de turist sayısı artsa da turizm gelirinin ve turistik ticaretin artmamış olması. Üçüncüsü ise kent merkezinde ticari yapımızın zayıf kalmasıdır.
Kent merkezinde özellikle perakende ticaretin nabzını tutmak için 1037 işyerinde anket yaptık. Muratpaşa, Kepez ve Konyaaltı'nda, fakat ağırlıklı olarak Muratpaşa ve merkezde anket yapıldı.
Ön bilgilendirme olarak sonuçların iyi olmadığını söyleyebilirim. Kent merkezinde ticarette sorunlar devam ediyor.
Turistlere dönük çalışan işyerlerini anlamak mümkün, fakat diğer işyerlerinde sorunların devam etmesi yapısal zayıflıklara işaret etmektedir:"
EXPO'da Geçmiş Hatalar Tekrarlanmasın
Davut Çetin, son günlerin önemli tartışma konularından Expo alanıyla ilgili olarak, ne yapılması gerektiği yönünde izlenecek yol hakkında uyarılarda bulundu.
Bir vizyon belirlerken veya bir projeye karar verirken önce ilke ve değerlerin belirlenmesi gerektiğini söyleyen Çetin, “Bu yapıldığında vizyon ve proje daha doğru ve gerçekçi olur. Aslında EXPO projesinin en başında da ilkelerden yola çıkılmalıydı.
Oysa biz en başında neden EXPO'ya aday olduğumuzu tartışmadık, sadece EXPO yapalım, devletten para gelsin, dışardan turist gelsin diye hareket ettik. Şimdi aynı hatayı tekrarlamamalıyız, önce ilkeleri, kuralları, değerleri belirlemeliyiz" dedi.
EXPO İçin 5 İlke Önerisi
Çetin, bunun için şu önerileri sundu:
“Birinci ilke olarak, internetle Antalya halkının görüşü alınmalı, halkın katılım ve desteği sağlanmalıdır. İkinci ilke EXPO'nun çocuk ve çiçek temasının unutulmamasıdır.
Esasen çocuk ve çiçek temasının ortak fikri Antalya'nın geleceğinde doğanın ve çevrenin korunmasıdır. Dolayısıyla bu alanda çevre korunması konusuna da hassasiyet gösterilmeli. Üçüncü ilke kamu menfaatinin korunması olmalıdır,
yani projenin amacı sadece parasal bir amaç, satmak, kiralamak olmamalıdır. Bölge Antalya'nın geleceği için düzenlenmiştir, Antalya'ya yararı olacak, bir eksiği giderecek bir proje olmalıdır.
Dördüncü ilke, EXPO bölgesinin Antalya kent merkezine alternatif değil, tamamlayıcı olmasıdır. Yani alışveriş merkezi gibi kent merkezini zayıflatacak projeler olmamalıdır. Beşinci ilke de oradaki mevcut yatırımı, örneğin kongre merkezini yaşatabilecek tamamlayıcı bir proje olmasıdır."
Elektronik Anket Yapılmalı
Expo alanı için ilk önerinin İnan Kıraç'ın yaptığı arkeoloji müzesi olduğunu belirten Davut Çetin, “Bir öneri üniversite olmasıdır, bir başka öneri sağlık merkezi olmasıdır. Bu önerilere yenileri eklenip Antalya halkına elektronik anketle sorulabilir.
Ortak akıl ile en uygun çözüm bulunur. Büyük projelerin alternatifleriyle halka sorulması kente sahiplik duygusu verir. Antalya'da kent kimliğini, kent kültürünü geliştirmek için bu sahiplik duygusuna önem vermeliyiz.
İnternet çağındayız, kentin önemli konularını gündeme alıp, mümkün olduğu kadar geniş katılımla tartışmak iyi olur" dedi.