Halkın Eğitiminden Tasarruf Olmaz
- Yazan Kaktus Haber
Haberi okuyunca donup kaldım.
… intihar etti…
‘’Şahin öğretmenin tasarruf tedbirleri kapsamında Halk Eğitim Müdürlüğü’ndeki kursiyerlik işine son verildi ve bir süredir geçim sıkıntısı yaşadığı öğrenildi...’’
Haber bu kadar kıssaydı ama etki gücü bütün günü yıkmaya yetti. Bu haberin içinde o kadar çok kötü haber vardı ki.
Ülkemizde artık geçimini zar zor da olsa sağlayacak bir işi olamayan pek çoğu yüksek öğrenim görmüş gencin hayata tutunacak umudu kalmadığının ilanıydı öncelikle. Ülke kaynaklarından onun nasibine bir ekmek parası bile düşmediğinin resmiydi.
O genç yaşta sevdiklerini sevenlerini geride bırakmaya karar vermek nasıl da derin bir çaresizlikti. Sebebi kendi olmayan bozuk düzenin insan hayatlarına kastetmesiydi haber.
Milli Eğitim’e bağlı Halk Eğitim Merkezlerine her yıl düzenli olarak beceri kursları açılır. Ya da belediyelerin Halk eğitimle protokol yapıp öğretmenlerin Halk Eğitim Merkezleri tarafından, kurs mekanlarının da belediye tarafından tedarik edildiği kurslar olur.
Veya belediyelerin kendi bünyelerinde saatlik kurs bedeli verip çalıştırdığı öğretmenlerle verdiği beceri kursları olur.
Bu kursların pek çoğundan özellikle kadınlar faydalanır. Bu kurslar kadınlar için beceri edinme kursu olduğu kadar bir sosyalleşme alanıdır da. Profesyonel bir meslek sahibi olma
yan ya da iş imkânı bulamamış kadınlar için yeni bir hayata açılma kapılarıdır. Bu kurslardan edinilen beceriler ve alınan belgeler kadınlar için bir gelir olanağı da sağlar, ekonomik özgürlük için bir şans olur.
Belediyede çalıştığım dönemde, ilgilendiğim kadın odaklı işlerde bu kurslarda yetişmiş kadınların hayatın diğer alanlarına/işlerine daha çabuk entegre olduğunu, bulundukları emek pazarlarının kalitesini artırdığına bizzat şa
hit olmuşumdur. Bir keresinde el emeği pazarında bulunan bir kadınımızın “burada bir ürün satmam çok önemli değil, buraya gelebilmem burada bulunmam asıl önemli” dediğini hatırlıyorum.
Bu kurslar ve kadın emeği pazarları kadınların dış dünyaya güvenle açılabilecekleri ve ekonomik bir kaynak yaratabilecekleri alanlar olmuştur. Özellikle sanatla ilgili kurslar kadınlar için bir rehabilitasyon alanına dönmekte günün stresinden arındıkları unuttukları anlara dönüşmektedir.
Büyükşehir belediyesinde çalıştığım dönemde yıllık 25 bin kursiyere belge verildiğini biliyorum.
Ve bu kurslarda hizmet veren öğretmenler de ders ücreti karşılığı bile olsa bir iş ediniyorlardı. Ülkemizin önemli üniversitelerinden mezun olmuş pek çok sanatçı/öğretmen bilgilerini ve birikimlerini aktarırken evlerini de geçindirme olanağına sahip oluyorlardı.
Belediyeler mekân tedariki yapıp eğiticilerin ücretini halk eğitim merkezlerinin ödediği modelde halka hizmet ederken bütçelerinde personel gider yükü de olmuyordu. Tabi bütçe olanakları uygun olan Belediyelerimiz zaten kendi eğitmenlerini tutup kent halkına uygun kursları planlıyorlardı
. Ama bu durumda da milli eğitimle protokol olmadığı için Belediyenin verdiği sertifikanın resmi geçerliliği olamıyor hobi kursu olarak kalıyorlar.
Böylesi girift bir olayda bu yıl Eylül 2024 tarihinde Milli Eğitim -sözüm ona- ‘tasarruf paketi’’ kapsamında Usta Öğretici başvurularını kapatıp, pek çok hocanın işine son vererek pek çok kursu kapattı. Bunun doğal sonucu olarak pek çok kurs öğretmeni/usta öğretici işsiz, evleri aşsız kaldı.
Tasarrufun akla bile gelmediği o kadar çok alan varken özellikle kadın projelerinin en masumunda kolayca bu kararın verilmiş olması şaşırtıcı oldu. Hatta otizmli bireyler için halk eğitim merkezlerinde düzenlenen kurslar bile tasarruf engeline takıldı.
Otizmli bireyler evlerine kapanmak zorunda kaldı.
Tasarruf mazeretli bu uygulamadan belediyeler de etkilendi doğal olarak. Bütçelerinde eğitmen ücreti, kadrosu bulunmayınca bağımsız kurslar da açamadılar.
Muhakkak pek çok problem var yeterli donanıma sahip olmayan torpilli eğitmenler ya da öğrencisi sanal olan sadece tanıdıklara para vermek için açılan kurslar gibi, bunlar basından ögrendiklerimiz.
Dilerim tasarruf tedbirlerinin hiç olmaması gereken alanlarda uygulanmış olmasının bu ağır sonuçları görülür ve ona göre de bu hatalardan dönülür, daha gelişmiş formda yeniden uygulanmaya başlanır. Kestirip atarak neyi çözmüş olabildik ki. Bu kurslarda nefes alan yüzlerce kursiyer mağdur.
Bu kurslardan elde ettikleri küçük paralarla geçim sağlamaya çalışan, olmayınca da intihar eden eğitmenler ise anlatılır gibi değil. Bizim için bunları konuşmak da hem acı hem de utanç verici. Bu yanlıştan bir an önce dönülmeli. Evet, bir sistem iptal edilebilir. Ama daha iyisini kurmak şartıyla.
Mevcut uygulamanın aksayan yönleri hızlıca yenilenip topluma sunulmalı.
Paşa gönlünüzü bekleyemeyecek bu düzen ve bunca mağdur?