Menu
RSS
Kaktus Haber

Kaktus Haber

Antalya EMEK Partisi İl Başkanı Alkan: Irkçı Saldırılar Son Bulsun!

Emek Partisi Antalya İl Başkanı Hasan Alkan kağıt toplayıcısının dövülmesi ve motosikletinin yakılmasına tepki göstererek, bu tür saldırıların ırkçı saldırı olduğunu ve Antalya’da böyle birçok eylemin yapıldığını söyledi.

Emek Partisi Antalya İl Başkanı Hasan Alkan yaptığı yazılı açıklamada “Fabrikada, turizmde, tarımda birlikte ter döktüğümüz mülteciler sınıf kardeşlerimizdir.

Sermayenin ayrımcı politikalarına, ırkçılığa geçit vermeyelim birleşelim, ekmeğimizi birlikte büyütelim” dedi.

Alkan açıklamasında şunlara değindi:

“İşsizlik ve yoksulluğa karşı biriken öfke sistemin dayatması ile birlikte mültecilere dönük ırkçı saldırılara yol açıyor. Dün Antalya'nın Muratpaşa ilçesi fener mahallesinde hurda kağıt toplayan Suriyeli genç mülteciye,

3 kişinin saldırı haberi gazetelerde yer aldı. Kentimizde bulunan mültecilerin yaşadığı ilk olay bu değil. Geçtiğimiz yıllarda Manavgat ve Elmalı ilçelerinde de benzer olaylar yaşanmış ve Suriyeli mültecilerden biri hayatını kaybetmişti.

Suriye göçünün üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen bu ırkçı saldırılar kentimizde olduğu gibi ülkemizin çeşitli illerinde benzerlik gösteriyor.

Dün yaşanan olayın failleri gözaltına alınsa da cezasızlık politikaları yeni ırkçı saldırıların önünü açmaktadır. Valilik ve emniyet gerekli önlemleri almalı. Bu tür saldırılar basit suçtan sayılmamalıdır.

Bu yalnızca yaralama değil, ırkçılıktır, nefret suçudur. Emek Partisi olarak biz de bu davanın sonuna kadar takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz.

Emperyalizmin kana buladığı Ortadoğu silah tüccarlarının savaş laboratuvarına dönüşmüş durumda. Ortadoğu’ya barış, ülkeye demokrasi gelmediği sürece kardeş halklar bu savaşın kaybedeni olmaya devam edecektir.

Yönetenlerin rant kavgası Suriyelileri 10 yıl önce yurdundan etti. 10 yıldır çözülemeyen bu sorun egemen güçlerin de kışkırtmasıyla birlikte ırkçı saldırılara dönüşmüş durumda.

Öte yandan medyanın kullandığı ayrıştırıcı dil de ateşe benzinle gitme anlamı taşıyor. Medya, kamuoyu ve akademi çevreleri bu sorunu birleştirici bir dille ele almalı, çözümsüzlük değil çözüm üretmelidir.

Muhalefet de sağ ve sol popülist ayrımcı dilden vazgeçerek hak temelli politikalar üretilmelidir

Bilmek gerekir ki 'Ekmeğimizi çalan' mülteciler değil, Kod 29'un ardına sığınarak bizleri kapı önüne koyan patronlardır. İhracat rekorlarıyla övünürken işçiye asgari ücreti reva görenlerdir.

Emeğimizin karşılığını isteyeceğimiz sermaye grupları, patronlar sınıfıdır. Birlikte kazanmamızın tek yolu; işsizliğe ve yoksulluğa karşı biriken öfkemizi sınıf kardeşlerimizle ortak talepler etrafında örgütlenmektir.

Birlikte mücadele etmektir. Birleşince nasıl kazanılabileceğimizi, ekmeğimizi büyüterek paylaşmanın örneğini Adana'daki Saya işçileri gösterdi.

Fabrikada, turizmde, tarımda birlikte ter döktüğümüz mülteciler sınıf kardeşlerimizdir. Sermayenin ayrımcı politikalarına, ırkçılığa geçit vermeyelim birleşelim, ekmeğimizi birlikte büyütelim!”

Bu kullanıcının RSS akışına abone olun