Nöbet Ücretinden Tüm Öğretmenler Yararlanmalıdır
- Yazan Editör
Eğitim İş Sendikası Antalya Şube Başkanı Mehmet Balık yaptığı yazılı açıklamada, “Milli Eğitim Bakanlığı’ndan, eğitim ve bilim emekçileri arasında huzursuzluklara yol açacak, çalışma barışını bozacak olan toplu sözleşmenin söz konusu hükmünün alınacak bir kararla hiçbir ayrım yapılmaksızın eğitim ve öğretim faaliyeti içerisinde fiilen görev yapan tüm öğretmenleri kapsayacak şekilde genişleterek uygulanmasını istedik” dedi.
Açıklama şöyle;
“Bilindiği üzere Eğitim-İş’in başlattığı “Ücret Yoksa Nöbet de Yok” mücadelesi sonucu, 2016-2017 yılına yönelik toplu sözleşme metninde, “Örgün eğitim kurumlarında (mesleki eğitim merkezleri dahil) ders yılı süresi içinde eğitim ve öğretimin fiilen yapıldığı normal çalışma günleri için ilgili mevzuatına göre kendilerine nöbet görevi verilen ve bu görevi de fiilen yerine getiren müdür yardımcıları ile öğretmenlere, 2016 yılında haftada 2 saati ve 2017 yılında ise haftada 3 saati geçmemek üzere ek ders ücreti ödenir" denilerek yetersiz de olsa nöbet görevinin karşılığı bir ücret ödenmesi kararlaştırılmıştır.
Ancak eğitimin ve öğretimin bütünlüğü içerisinde aynı okulda veya eğitim kurumunda görev yapan bazı öğretmen ve idarecilerin haksızlık yapılarak bu imkândan yararlandırılması sözleşmenin sınırlayıcı hükümler taşıyan bu maddesiyle engellenmiştir.
Okul müdürleri, müdür başyardımcıları, teneffüs yapma hakkı bile tanınmayan ilkokul, ortaokul, lise ve dengi okullar bünyesinde faaliyet gösteren anasınıfı öğretmenleri, özel eğitim öğretmenleri, rehberlik öğretmenleri, yatarak tedavi gören hasta çocuk okul öğretmenleri ile Rehberlik Araştırma Merkezi’nde (RAM) görevli öğretmenler sözleşmenin bu maddesinin kapsamı dışında tutulmuştur.
Yapılması gereken, zaten sembolik bir değer ifade eden nöbet ücretinden örgün eğitim kurumlarında fiilen eğitim ve öğretime katılan, öğrencinin eğitimi, gözetimi ve denetiminde şu veya bu şekilde görev alan, sorumluluk üstlenen, adı, unvanı ne olursa olsun tüm eğitim çalışanlarının yararlandırılması, bu ayrım ve eşitsizliğin ortadan kaldırılmasıdır.
Bu nedenle Eğitim-İş olarak Milli Eğitim Bakanlığı’ndan, eğitim ve bilim emekçileri arasında huzursuzluklara yol açacak, çalışma barışını bozacak olan toplu sözleşmenin söz konusu hükmünün alınacak bir kararla hiçbir ayrım yapılmaksızın eğitim ve öğretim faaliyeti içerisinde fiilen görev yapan tüm öğretmenleri kapsayacak şekilde genişleterek uygulanmasını istedik.”