Antalya’nın Kaotik Ulaşımı

Ülkemizin doğusuna ya da kuzeyine yolculuk yapanlar görüyorlardır biliyorlardır. Otobanlar,    peş peşe tekrar eden sayısız tüneller, 15 km uzunluğu bulan gidiş geliş tüneller, köprülü kavşaklar, çift şerit yollar ,sıcak asfaltlı konforlu yollar ulaşımı konforlu hale getirmiştir.

Ülkemiz için elbette gurur verici bu konfor.   Bu konforlu yolların bazılarındaki trafiğin çok az olduğunu bazen karşıdan gelen ya da sizi sollayan bir araç görmeden seyahat edildiği pek çoğumuz   şahit olmuşuzdur.

Antalya ’ya da ise kente hangi yönden girerseniz girin bu konforda bir yol bulmanız mümkün değildir. Antalya’da bir otoban yoktur. Aslında gerçek anlamda çevre yolu bile yoktur. Manavgat’ta çalıştığım yıllarda da gidip gelirken şahit olmuşumdur,

Gazipaşa’ya ulaşan E400 karayolu şehir içi trafik yoğunluğuna sahiptir. Özellikle otel servisleri bir konvoya dönüşerek sabah ve akşam saatlerini felç eder.

E400 yoluna alternatif Kuzey çevre yolu’’ ihale edilecek’’, ‘ihale edildi’’, ‘ihale iptal edildi’’, ‘’tekrar ihale edildiği ‘’repliği biz Antalyalıların kanıksadığı bir repliktir. 36 yıldır Antalya’dayım gördüğüm tek yeni yol, yakın zamanda   açılan Taşağıl- Konya yolu olmuştur. 

O da bir gidişinizde tünelden geçersiniz dönüşünüzde bakım var denir geçemezsiniz.

Yoğun E400 trafiğini rahatlata bilecek Antalya’dan Alanya hatta Gazipaşa’ya ulaşacak hızlı tren, tüm servis trafiğini kaldıracak, pazarlamacıların ve ilçelerde oturup merkeze gelen ya da tam tersi trafiğe sahip insanların otomobille yollarda sürünmesinin de önüne geçecektir.

Bu yolda gidip gelirken hiç değilse mevcut raylı sistemin Belek’e ulaştırılması halinde trafiğin nasıl azalacağını hayal edip aynı zamanda belekte konaklayan 2023 yılında sayısı 1 milyon 770 bin olan turistinde Antalya’ya kolaylıkla ulaşıp kent ekonomisine katkı vereceğini de hayal ederim.

Expoya kadar ulaşmış raylı sistemin Belek’e ulaşması çok mu zor?

Beleğe ve Alanya’ya gidecek hızlı tren ise gerekiyorsa belediyemizin majör işlerinden biri olmalıdır. İzmir ve çevre ilçelerine bağlayan belediyenin işlettiği 136 km hat İzmir Banliyö Sistemi, bu hatta örnek gösterile bilir.

Şehrin merkezinden geçen E400 devamı Gazi Bulvarı artık şehir içi bir yoldur ve artık kent merkezine hizmet etmelidir. Transit geçişler kuzeye yapılacak çevre yoluna aktarılarak bu yol kent içi trafiğe terk edilmelidir.

Kırcami imar probleminin çözülmemesi de trafiğini rahatlatacak alternatif yollardan kenti mahrum bırakmaktadır.

Kent merkezinin hızla yayalaşıp trafikten arındırılması gerekmektedir. Merkeze Özel araç talebini azaltacak toplu taşıma sistemlerine öncelik verilmelidir., otopark ücreti artırılarak merkeze araçla geliş teşvik edilmemelidir.

Park eden otomobiller değerli kent mekanlarını verimsiz şekilde işgal etmektedirler. Otomobiller ömürlerinin %95’ini park ederek geçirmektedirler. Özel araç talebini azaltacak toplu taşıma sistemlerine öncelik verilmelidir. Kent merkezleri o kentin en önemli kıymetli tarihi merkezidir.

Kent içinde otomobil kullanımının bedeli olmalıdır.

Bisiklet kullanımı yaygınlaştırılmalı, özendirilmeli, herkesin kullanabileceği bölgesel bisiklet park alanları oluşturulmalıdır. İptal edilen bisiklet alteri iyileştirilerek geri dönmelidir.

Mevcut raylı sistem hızını artıra bilecek çözümler gözden geçirilmeli. Bazı bölgelerde hızlanmasını sağlayacak güvenlik bariyerleri oluşturulabilir. Havaalanına ulaşan raylı sistemimiz var ama yeterince yolcu taşımadığını da görmekteyiz.

Reklam mı yapacağız teşvik mi yapacağız bir çözümünü bulup bu taşınan yolcu sayısını artırmalıyız. Belediye başkanlarımız bu hattı kullanarak bu reklamı yapabilir, dikkat çekebilir.

Kentin batısına yönlendiğimizde Döşemealtı İlçemize sabah ve akşam saatlerinde gidip gelmek olmazı istemek gibi bir şey. Kepez üstündeki Korkuteli kavşağını katlı hale getirilmediğine göre bir bilenlerin bir bildiği var demekten başka bir şey kalmıyor elimizde.

Uncalı, Yeni Sanayi kavşaklarının yapılmaması sayesinde Konyaaltı ilçesinin başında oluşan kördüğüm yine karayollarının başarısı.

Kemer yoluna bakarsak özellikle yaz aylarında kente girişin saatler alan bir uğraşa dönüşmesi yine karayollarının Sarısu kavşağını katlı hale getirmemesi ile başarılıyor.

Kentimizin çıkışında yer alan Çubuk Beli’ne yapılacak tünelin bitiş tarihi ise bir sır sanırım.

Bu ilde her ay İl Koordinasyon toplantıları yapılıyor. Acaba Karayollarının şehir içi trafiğini felç eden kendi sorumluluk alanındaki işlerle ilgili bir açıklaması oluyor mu ya da bu kuruma soru soran oluyor mu?

Antalya’nın 2 milyon 700 bine yaklaşık yerleşik bir nüfusu var. Ülkemizin dördüncü büyük kenti. Ve 2024 yılında 13 milyon yabancı, 10 milyon da yerli ziyaretçi ağırlamış kentimiz.

 Kent yurttaşına yetmeyen yollar turizm nüfusuna nasıl hizmet verebilir? Merkezi idare  kent olarak Antalya’yı düşünmüyorsa ülkemize turizm yoluyla en büyük katma değeri veren turizm başkentinin  problemi olarak düşünmeli...

Çevre yolları çözülmeden kent içi trafiğinin rahatlaması da imkânsız gözüküyor. Sorunun sorumluları sadece belediyeler değil, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün çevre trafiğini çözecek asal uygulamalarındadır.

Sihirli kelimeler: Toplu taşıma ve çevre yollarıdır. Rüya kelime ise metrodur.