Antalya Zafer Partili Kadınlar: Vazgeçmeyin, Alışmayın, Kabullenmeyin, Öldürülen Kız Kardeşlerinizi Unutmayın
- Yazan Kaktus Haber
Zafer Partisi Antalya İl Örgütü kadın yönetici ve üyeler Attalos Meydanında toplanarak son günlerde hemen herkesin öfkesine neden olan kadın cinayetlerinin
korkunç boyutlara ulaşmasını protesto ettiler. Kadın cinayetlerinin politik olduğunu belirten Zafer Partisi Konyaaltı İlçeden Ceren Demir: “Kadın cinayetleri politiktir sorumlusu ise her gün kadın haklarına saldıranlardır. İstanbul sözleşmesinden geri çekilenlerdir. 6284’ü etkin uygulamayan,
tartışmaya alanlardır. Kadınlar yaşam mücadelesi verirken “ailenin korunması eylem planı” adı altında laiklik ilkesine savaş açarak tarikat ve cemaatleri yaşamın her alanına dahil etmek için mücadele eden
AKP zihniyetinden kadınların yaşam mücadelesi için bir adım atmasını zaten beklemiyoruz” dedi.
Hem iktidardaki partiyi hem de ana muhalefeti bu konuda sertçe eleştiren demir açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Bugün burada AKP Hükümeti’nin daha kaç çocuğun ya da kaç kadının ölmesini beklediğini sormak istiyoruz. Her geçen gün hedef gösterdiği kadınları, çocukları koruyamadığını dile getiriyoruz. Arkasına aldığı gerici zihniyet ile her gün saldırdığı kadınların toplumsal çöküş içerisinde uğradığı şiddeti,
tacizi ve yaşam hakkının elinden alınmasına ses çıkarıyoruz. Semih Çelik tarafından öldürülen ikbal Uzuner ve Ayşenur Halil’in sesi olmak için buradayız. Katiller İstanbul’un göbeğinde peşi sıra 2 kadın öldürüp, bedenlerini canice parçalara ayırabiliyor.
Haberin Videosu:
Bunun cesaretini nereden alıyorlar? Neden basın ve belirli kurumlar öldürülen iki kız kardeşimizin failini masum göstermek, aklamak için yine kadını suçlu göstermeye çalışan imalarda bulunuyor?
Biz ikbal ve Ayşenur için ses çıkarırken aynı saatlerde 21 yaşında Pelin Karaca’nın acı haberini aldık. Her öldürülen kadın aslında bir önceki kadın için ses çıkarıyordu.
Kadın cinayetleri politiktir sorumlusu ise her gün kadın haklarına saldıranlardır. İstanbul sözleşmesinden geri çekilenlerdir. 6284’ü etkin uygulamayan, tartışmaya alanlardır. Kadınlar yaşam mücadelesi verirken “ailenin korunması eylem planı” adı altında laiklik ilkesine savaş açarak
tarikat ve cemaatleri yaşamın her alanına dahil etmek için mücadele eden AKP zihniyetinden kadınların yaşam mücadelesi için bir adım atmasını zaten beklemiyoruz. Lakin mecliste bulunan sözde muhalefet vekillerine sesleniyoruz.
Mecliste oy aldığınız halkın yarısını oluşturan kadınların yaşam hakkını savunmak, dile getirmekten neden kaçıyorsunuz? Türkiye cumhuriyeti meclisi her gün öldürülen, şiddet gören, istismar edilen kadın ve çocuklar hakkında neden etkin çalışma yapmıyor?
Neden yargıda adalet kavramını halka unutturanlarla mücadele etmiyorsunuz? Neden bir vekilden çocuk ihmal ve istismarında 2.mağduriyet yaşatan kurumlarla ilgili bir düzenleme yapılmasının gerektiğinin mücadelesini verdiğini görmüyoruz?
Toplumun en ağır ve açık kanayan yarası olan kadın ve çocuk cinayetleri neden mecliste bulunan kadın milletvekillerini ilgilendirmiyor? Kadınlar eşit ve özgür bir yaşam için okullarda, üniversitede, iş yerinde, evinde, adalet arayışında bulunduğu adliyede,
karakolda mücadele verirken meydanlarda siz neden yoksunuz?
Bir yanda gerici zihniyeti arkasına almış AKP diğer yanda halkın gerçeklerinden uzak sözde ana muhalefet bu iki kitlenin arasında kalmış yaşam mücadelesi veren Türk halkına bunlar mı reva görülmektedir? Türk genci dilruba sokak röportajındaki sözleri gerekçesiyle günlerce tutuklu kaldı.
Biz soruyoruz bir kadın bir erkek tarafından eğer tacize uğrasaydı tacizci tutuklu yargılanacak mıydı ? Cevabı hepimiz biliyoruz tabii ki hayır. Çünkü bir kaç gün önce Beyoğlu’nda iki sapık tarafından taciz edildi bir kadın. Peki ne oldu iki sapık salıverildi sokağa.
Sosyal medyada görüntüler yayılıp türk halkı tepki gösterince hemen geri tutuklandı.
Suç kaydında çocuk istismarı, taciz, yaralama olan cani sapıklarla aynı sokaklarda yaşamaya çalışıyoruz. Birinden biri sokakta bizi öldürmesin diye dua ediyoruz. Ben bir Türk kadını olarak soruyorum bu devlet en temel olarak beni yaşatmak zorunda değil mi?
Bu topraklarda bu benim en temel hakkım değil mi? Yarattığınız ve yaratmaya çalıştığınız toplumu biliyoruz. İzin vermiyoruz. Adil yargılama, yasaların etkin uygulanması için mücadele vermekten korkmuyoruz.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç “Dünyanın en büyük adalet sarayını Ankara’mızda inşa ediyoruz.' açıklaması yaptığı gün kaç kadın öldürüldü haberi var mı? Kaç çocuk ihmal ve istismara maruz kaldı? Her şeyden önemlisi bu sapık ve katillere ne ceza verildi?
Bakan Mahinur Özdemir Göktaş
“Kadın cinayetlerini bu coğrafyadan kazımak için mücadelemizi sıfır tolerans ilkesiyle kararlılıkla sürdüreceğiz” dedi.
22 yıldır iktidarda başkaları mı vardı?
İstanbul Sözleşmesinden çıkan siz ve iktidarda bulunan partiniz değil miydiniz?
13 milyon sığınmacı ve kaçağı sınırlarımızı korumadan bu ülkeye alırken kadınların ve çocukların ne yaşayacağını düşünüyordunuz? Başarısız siyasetiniz ve yaratmak istediğiniz Türkiye’nin orta doğulaşması planının sonuçlarını en ağır şekilde kadın ve çocuklara ödetiyorsunuz.
Bunun karşısında biz Zafer Partisi olarak siyaset yapmıyoruz kadın ve çocuklarımızın güvenliği için,Türk halkının güvenliği için vatan mücadelesi veriyoruz.
Kıymetli başkanımız Sayın Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın dediği gibi;
Öyle bir Türkiye istiyoruz ki; genç bir kadın, gecenin saat kaçında olursa olsun, Türkiye’nin neresinde olursa olsun, yürürken karşısından gelen erkekler onu gördükleri zaman “iyi geceler hanımefendi” demek dışında bir şey söyleyemesinler...”
İşte böyle bir ülke için bütün Türk milletini mücadeleye davet ediyoruz.
Türkiye’deki Çocuk ihmal ve istismarı acı gerçeğini son günlerde net şekilde görmekteyiz. Diyarbakır’da 9 Eylül tarihinde kaybolan daha sonra öldürüldüğü ortaya çıkan Narin’i unutmadık. Narin’e ne oldu? Kimlerin korunması için bu olayın üstünü örtmeye çalışıyorsunuz? Neden susuyorsunuz?
Ancak biz biliyoruz ki her çocuğun güvende yaşayamadığı bir toplumda sağlıklı bir toplum olarak yaşayamayız. Bizler;
Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı, Onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır." Diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün evlatları olarak bu sözü kendimize şiar edinmiş Türk milletiyiz.
Her çocuk eşit, sağlıklı ve güvende yaşadığı bir toplumu hak eder. Biz çocuklarımızın, geleceğimizin yaşam haklarını savunmak zorundayız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan kadın hakları konusunda bize kimse ders veremez demişti. Geçtiğimiz eylül ayında 34 kadın öldürüldü. 20 kadın ölümü ise şüpheli ölüm. Öldürülen kadınların %65’i kendi evinde öldürüldü.%47’si evli olduğu erkek tarafından öldürüldü.
Etkin uygulanmayan yasalar, geri çekilen sözleşmeler, kadından yana olmayan yasa ve kolluklar olduğu sürece hiçbir yerde güvende değiliz. İstanbul Sözleşmesi hukuksuzca feshedilmeseydi, 6284 etkin uygulansaydı bu kadınlar hala hayatta olabilirlerdi.
Yaşatamadığınız kadınlar konusunda kimseden ders almadığınızın farkındayız.
Bu topraklarda yaşayan bütün kadınlara çağrımızdır. Gidenlerin kalanlara mirasıdır mücadele.
Vazgeçmeyin, alışmayın, kabullenmeyin.
Öldürülen kız kardeşlerinizi unutmayın.
Mücadele etmekten korkmayın.”