Menu
RSS
Kepez Belediye Başkan Vekilliğine Refik Emre Altekin Seçildi

Kepez Belediye Başkan Vekilliğine Refik Emre Altek…

Kepez Belediye Meclisi, görevi...

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

Antalya'nın Kaş ilçesinde 3,9 ...

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün Tutuklanması AKP’nin Bir İntikam Planı Olarak Görünüyor

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün T…

“AKP ve onun sözünden çıkmayan...

CHP: İktidarın Demokrasi Anlayışı İşte Tam Budur; Kepez Belediye Başkanı Şok Bir Kararla Tutuklandı

CHP: İktidarın Demokrasi Anlayışı İşte Tam Budur; …

Antalya’nın Sarısu teleferik h...

Prev Next

MHP’li Günal: Cumhurbaşkanı Örtülü Ödenekten Ne Kadar Harcadı?

  • Yazan 
MHP’li Günal: Cumhurbaşkanı Örtülü Ödenekten Ne Kadar Harcadı?

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhurbaşkanlığı ve Sayıştay’ın 2016 Yılı bütçesi görüşmeleri sırasında söz alan MHP Antalya Milletvekili Doç.Dr.Mehmet Günal, Sayıştay’ın Rapor Değerlendirme Kurulu’nda kuşa çevirip gönderdiği raporlar ile Meclisin temel hakkı olan bütçe hakkının, denetim hakkının gasp edildiğini, bu şekilde kesin hesap bütçesinin görüşülemeyeceğini söyledi.

Her yıl artan Cumhurbaşkanlığı bütçesinde bu yıl sarayın oda sayısından başka ne arttığını soran Günal, örtülü ödenekten Cumhurbaşkanın ne kadar harcadığını ve Başbakan’a ne kadar kaldığını sordu. TBMM Başkanının bile onaylamadığı torba kanunların görüşüldüğü Mecliste yemin edemediği için Engin Alan’a verilmeyen yardımcı personelin, mazeretsiz şekilde yemin etmeyen Leyla Zana’ya verilmesinin ve kendilerine maaş ödenmesinin çifte standart olduğunu söyledi ve Meclis Başkanı’nı İç Tüzük’ü Uygulaması konusunda uyardı.

TBMM Başkanı Meclisin Yasama Hakkını ve Bütçe Yapma Hakkını Korumalıdır

2014 bütçe kesin hesabını görüşüyoruz ama maalesef Sayıştay’ın bize gönderdiği raporlar rapor değil. Gerçekte bir rapor var, ama bize sunulmuyor, Sayıştay’ın Rapor Değerlendirme Kurulu bizim için raporları kuşa çevirme kurulu hâline geldi. Bu şartlarda da Meclis olarak bizim bu kesin hesapları denetleme imkânımız yok. Çünkü raporlarda sadece strateji planı, performans bilgileri var. Onlar da hâlen daha birtakım kurumları denetlemeyelim diye kanun maddeleri çıkartılıyor.

Meclisin en temel hakkı bütçe hakkıdır ki onun için Plan ve Bütçe Komisyonu anayasal bir Komisyondur. Bu görevi Meclis yani bizim adımıza Sayıştay yapmaktadır. Yani Sayıştay’ın Türkiye Büyük Millet Meclisine bilgi vermemesi, rapor heyetinin sunumunun içinden bize zararsız yerleri olan onda 1’lik bir kısmı geliyor. Bu konuda bir ciddiyetsizlik var. Tek tek olmasa da en azından toplu olarak bir sunum yapılması gerekir. Örneğin; 188 tane belediye var, 24 tane belediyenin şirketi var, bunlarla ilgili usulsüzlükten, kanuna uymadığından bahsediyor ama toplamda ne kadar belediye var, kaç tanesi devredilmemiş, hangi şirkette ne kadar zarar var bildirilmesi lazım.

200’den fazla kurumun raporu geldi ama bu bilgiler olmadan biz nasıl denetim yapacağız? Temel hakkımız olan denetim hakkı, bütçe hakkı gasp ediliyor. Kesin hesapları da buna göre denetlememiz gerektiği için dolayısıyla hiç denetlenmeden geçiyor. Bana mali rapor lazım, bana hesap lazım. Örneğin; diyor ki devredilen ve hukuksuz olarak belediyelerce kullanılan Hazine arazilerinin, kanuna uygun olmadığı söyleniyor ve “Bunların devredilmemesi gerekirdi, el konulması gerekirdi.” diyor. Raporda “Özel hesaplardan para aktarılmış.” deniyor. Ne kadar aktarılmış? Tek tek bütün kurumları sormuyorum ama buradaki usulsüzlük ne? Yok.

Tarım Bakanlığına para aktarılmış, jokey kulübü yarışlarında ne kadar olmuş, özel hesaptan ne harcanmış? Yok. Yani bu nasıl bir rapor? O zaman hiç göndermeyin bari. Söylediklerimizi Rapor Değerlendirme Kurulunun da, Sayıştay Genel Kurulunun da bunu dikkate alması, Meclis Başkanlığı’nın da kurumsal olarak onlarla bu konuyu ayrıntılı olarak görüşmesi gerekiyor!

Cumhurbaşkanı Örtülü Ödenekten Ne Kadar Harcadı?

Cumhurbaşkanlığı bütçesinde faaliyetlerle ilgili bütçe bilgileri, örneğin, “Bu bütçedeki artışlar nereden kaynaklanıyor?” sorusunun cevabını görmek isterdik. Sadece sermaye ödeneği 170 milyon lira dediniz, onun dışında mal/hizmet alım giderleri yok. Abdullah Gül göreve geldiğinde de söylemiştik, “Yeni Cumhurbaşkanı geldi, tadilat tamirat” denildi. O yıldan beri her sene artış devam etti. 2008’de 55,6 idi, 2012’de 116, yani 2 misli, 2014’te 244,5; 2015’te 397 istemişsiniz ama 471 harcamışsınız.

Bu aradaki 75 milyon neden hasıl oldu? Yani niye bütçeye uyulmadı? Biz bu teknik bilgileri beklerken siz “Cumhurbaşkanımız şöyledir, böyledir, hoplar, zıplar” dediniz ama onu bir şekilde burada bakanlar da yapıyor. Geçen yıl 397’nin yerine 471 harcandığına göre, bu yılki 434 kaç olacak? “Külliye gibi bir kütüphane yaptıracağız.” Dediniz, bunların hizmet alımına ne kadar gidecek? Sarayda yeni yapılan yatırımlar nasıl oluyor? Daha önce Başbakanlığın yapmış olduğu harcamalar üzerinden yapılıp Başbakanlığın binasının üzerine çökülmüştü.

Binayı naklettiniz ama bunun giderlerini nasıl muhasebeleştiriyorsunuz? Bu harcırahlar nereden harcanıyor? Daha önemlisi, örtülü ödenek bu kadar artarken açık ödeneğin de bu kadar artmasını nasıl izah ediyorsunuz? Cumhurbaşkanlığında oda sayısından başka ne artacak? Bir de Cumhurbaşkanına 2,8 milyara yakın örtülü ödenekten pay verilmesi hususu var. Cumhurbaşkanı ve Başbakana örtülü ödenek verilir.” diyorsunuz. Peki, yüzde kaçını Cumhurbaşkanı harcar, yüzde kaçını Başbakan harcar? Cumhurbaşkanı “Tamamına ben el koydum.” derse, Başbakan örtülü ödenekten bir şey harcayamayacak mı? Yasama, yürütme, yargının hepsini bir araya getiriyorsunuz ama bu kadar da açık olur mu? Ne istiyorlarsa millî güvenlik için Millî Savunma Bakanlığına da, MİT’e de ne bütçe isterlerse veriyoruz ama 1 milyar TL’ye yaklaşırsa bir yıl, iki yıl, hele seçim arifesinde, pat pat iki ayda harcanırsa o zaman burada aklımıza başka şeyler geliyor.

Burada güya bütçe denetliyoruz, niye verdik? İstihbarat toplama yetkisi için. “Muhalefetle ilgili, MHP’lilerle ilgili, MHP’ye destek veren iş adamlarıyla ilgili toplanan istihbarat faaliyetlerine de örtülü ödenekten harcama yapılıyor mu?” Yani polis devletine doğru gidiyoruz, herkesin üzerine polisi salarken böyle bir şeyin olmasını açıkçası doğru bulmuyorum.

Seçim Öncesi Cumhurbaşkanı “Cülus” Parası Dağıtmış!

Ayrıca Ekim ayının sonunda PTT ilgili otomasyon birimlerine “Cumhurbaşkanlığı ödentisi” adı altında paralar ödeniyor. Ne olduğunu araştırdık ki: “Cumhurbaşkanlığı yani eski tip törenlerde cülus dağıtma gibi belli kesimlere, mağdur olan kesimlere dağıtır.” dedi Maliye Bakanı. 27 Ekim tarihinde yani, seçime üç gün kala böyle bir hayır yapılıyorsa devletin itibarı seçime alet edilmiş olmuyor mu? Acaba bu kisve altında, hak etmeyenlere de ödeme yapıldı mı? Ne kadar yapıldı? Bu konular siyasete alet edilememelidir. Cumhurbaşkanlığı kurumunun itibarı açısından dikkat edilmesi gereken konulardır.

TBMM Başkanı Çifte Standart Değil İç Tüzük’ü Uygulasın!

TBMM Başkanı sesleniyorum; “Mevcut İç Tüzük’ü uygulayın. Yasama yılı başladığından beri getirilen torba kanunların hiçbirisi İç Tüzük’e uygun değil, Anayasa Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi olsun, daha girmeden usulden bozar. Geçen yasama yılındaki Torba Kanunların “Torbadaki Hukuk” diye kitabını yazdım. Neden? Çünkü eski başkan Cemil Çiçek’in Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığına 6552 sayılı torba kanun tam 48 tane maddenin İç Tüzük’ün 35’inci maddesine aykırı olduğunu belirten dilekçesine karşılık Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı “Siz anlamazsınız, biz daha iyi biliriz.

Bizim yaptığımız doğrudur.” diye geri yazı yazmıştır. Sonuç olarak bu 48 maddeyle beraber benim tespit ettiğim 9 madde ile birlikte 150 maddelik torba kanunun toplam 57 tane maddesi İç Tüzük’e aykırı şekilde kabul edildi ve buna maalesef göz yumuldu. Bu yüzden öncelikle mevcut İç Tüzük’e uyulması ve uygulanması lazım. Fakat AKP Meclis gündemine sürekli rant içeren Torba Kanunları, içine de 2-3 tane şirketi Sayıştay’ın denetiminden kaçırmak için usulsüz maddeleri sıkıştırıyor. Meclisin İçtüzüğe uygun çalışabilmesi için uzlaşma gerekiyorsa bunun da iktidar tarafından gelmesi lazım.

Ayrıca Meclisin yasama işlevi dışındaki işleyişi yani binaları, otoparkları, personel lojmanları ile ilgili birçok talep geliyor. Yeni Halkla İlişkiler binası hakikaten Meclisin genel görünümüne uymuyor. Çok daha önemli bir husus var ki yine bir çifte standart uygulanıyor. Önceki hafta Cumhurbaşkanı da “Leyla Zana’yla görüşebilirim.” dedi, o nedenle hatırlatmak ve uyarmak istiyorum. Geçen dönem İstanbul Milletvekilimiz Sayın Engin Alan cezaevinde olduğu ve yemin edemediği için kendisine ve personeline kaç ay maaş ödemesinin başlatılmadığını, özlük haklarının verilmediğini biliyoruz.

Yemin etmeyen Leyla Zana’nın mazereti var mı? Şu ana kadar Leyla Zana’ya maaş ödeme durumu nedir? Genel Kurula bir gün bile katılamayacağımız bir durum olduğunda şu nedenle diye mazeret dilekçesi veriyoruz, bunda mazereti var mı? Meclis iradesine, kanunlara, Anayasa’ya aykırı bir şekilde gelip yeminini etmiyorsa bunun bedeli nedir? Kendisine danışman tahsis edilmiş midir? Engin Alan ile bu Milletvekiline uygulanan arasında bir çifte standart yok mu?

yukarı çık
0
Paylaşım