Menu
RSS

Antalya CHP İl Başkan Adayı Tuncer’den ‘Faşizme Karşı Birleşik Cephe’ Önerisi!

Antalya CHP İl Başkan Adayı Tuncer’den ‘Faşizme Karşı Birleşik Cephe’ Önerisi!

Antalya CHP İl Başkanlığını il binası önünde açıklayan ikinci isim Ziraat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Vahap Tuncer oldu. Tuncer,  “Biz, tarihsel olarak Şeyh Bedreddinlerin, Pir Sultanların ve Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK'ün çizgisini takip ediyoruz.

At pisliğinden arpa ayıklayan ama emperyalizme teslim olmayan halkın evlatlarıyız. Atatürk'ün, İnönü'nün ve silah arkadaşlarının, yani Kuvayı Milliyecilerin yedi düvele karşı verdiği mücadelenin devamıyız biz” dedi.

AKP’nin 10 Kasım’daki “Atatürkçü” tutumunu sert bir dille eleştiren Tuncer, “Ne adına yapılıyor tüm bunlar: Bir diktatörün daimi iktidarı için.

Tüm gerçekler ters yüz edilerek, büyük bir illüzyonla yapılıyor tüm bunlar” diye sürdürdüğü konuşmasında hiçbir zaman emperyalizme boyun eğmediklerini dile getirerek faşizme karşı birleşik cephe önerdi.

Tuncer konuşmasının devamında şunlara değindi;

Emperyalizme, Vahşi Kapitalizme Karşı Çıkıyoruz!

“Biz emperyalizme boyun eğmedik, eğmiyoruz. Eşitliği, kardeşliği, adaleti yok eden ve doğamızı talan eden vahşi kapitalizmi reddediyoruz. Ona karşı mücadele etmenin bir insanlık sorunu olduğunu biliyoruz.

Tüm emekçilerin, yoksulların, işsizlerin, gençlerin, kadınların yani tüm ötekileştirilenlerin birlikte mücadelesiyle kapitalizmi alt edeceğine inanıyoruz.

Herkesin insanca, eşit, adil, özgür ve kardeşçe yaşayabileceğine; bu gezegenin, bu zenginliklerin, doğanın hepimize yeteceğine inancımız tamdır...

Ülkemize Ve Kentimize Sahip Çıktık, Sahip Çıkacağız!

Dünya kenti Antalya için yapılması gereken tek şey bu güzelim kentin doğasına sahip çıkmaktır.

Doğası talan edilen, ranta kurban edilen bir kente izin vermeyeceğiz, vermemeliyiz. Doğal su kaynaklarımızın, ormanlarımızın Konyaaltı ve Lara gibi sahillerimizin, dağlarımızın, akarsularımızın yok edilmesine sessiz kalmayacağız.

Sivil, meşru, militan ruhlu bir mücadeleyi hayatın tüm alanında yürütüp kentimize, kentimizin tüm doğal güzelliklerine sahip çıkmak için yerel yönetimleri alarak cevap vereceğiz!

Ülkemizin her köşesinin talan edildiğini, bir avuç rantiyeciye ve işbirlikçilerine peşkeş çekildiği biliyoruz. Halkın öz kaynaklarının faize, çok uluslu şirketlere, bize küfredenler pay edildiğini; yönetim kademesinin en tepesinde bulunanların

her yapılan işten nasıl pay aldıklarını da ayakkabı kutularından, sıfırlanan dolarlardan ve tüm REZA'letlerden biliyoruz.

Gitmek İstemiyorlar Ama Göndereceğiz!

KHK'ler ve OHAL'le bizi esaret altına alan ve ülkeyi koca bir hapishaneye çeviren AKP karşısında önemli olan 2019'da ülkeyi bunlardan kurtarmaktır. Ama nasıl? Hangi araçlarla ve hangi yöntemlerle? İşte tüm sorun da burada düğümlenmekte...

Peki, bu tek adam yönetimi bitecek mi? Yargıyı kendine bağlaması, seçimleri tekrar etmesi, çatışmalardan ve gerilimden güç devşirmesine, paramiliter faşist güçler oluşturmasına ve onlara yetkiler vermesine,

OHAL'i süreklileştirmesine bakarsak gitmeyecekler gibi... Gitmek istemiyorlar ve gittiklerinde başlarına neler geleceklerini biliyorlar...

Faşizme Karşı Birleşik Cephe, Siyasal İslam'a Karşı Demokrasi Ve Özgürlük

Ülkemiz, dünyada ve bölgemizde hızla yalnızlaşırken kendi iktidarından başka hiçbir amacı olmayanlar, temiz ve bir o kadar halis duygular taşıyan bu halka yalan söylüyorlar! Sürekli bir birini çürüten yalanlarla tüm

REZA'letlerini kapatacaklarını, yolsuzluklarını ve hırsızlıklarını unutturacaklarını sanıyorlar.

Partimizi her zamankinden daha güç ve sıkıntılı günlerin beklediği pek açık görünüyor. Yüzümüzü sokağa dönmez, en geniş halk kitleleriyle ve tüm toplumsal muhalefet kesimleriyle bütünleşemezsek bu ceberrut

iktidarın normal bir seçimle gitmek bir yana, iktidardan gitmemek için ülkeyi bir iç savaşa götürmekten kaçınmayacağı görünüyor...

Siyasal İslam'a karşı alternatif bir güç oluşturmak için de tüm toplumsal muhalefetle iş birliği yapmak, yani sokağı örgütlemek gerekiyor. En kısa sürede tüm örgütlerimizin en kitlesel eylem ve etkinliklere hazır olması gerekiyor.

Adalet yürüyüşüyle başlattığımız umudu yeniden yeşertmek, tüm toplumsal muhalefeti harekete geçirmek zorundayız.

Şimdi Tünelden Önceki Son Çıkıştayız!

Şimdi son çıkış noktasındayız. Belirttik, tekrar vurgulamalıyız... Gitmemek için her hileyi ve insanlık dışı uygulamayı hayata geçiriyorlar. 2019'da gitmek istemeyecekler. Sadece sandıklara sahip çıkmak da yetmeyecek!

Hayatın tüm alanlarında; emekçilerin, yoksulların, gençlerin, kadınların ve etnik olarak dışlanan tüm kesimlerin mücadelemiz içinde yer alması için bütün gücümüzle çalışacağız. Halka gidip halkla birlikte halkın sorunlarını gidermenin mücadelesini vereceğiz.

Tüm çevrecilerle, doğaseverlerle buluşacağız. Nükleer karşıtları, HESlere karşı direnen, zeytinliklerine sahip çıkan, derelerinin özgür akması için mücadele edenlerle güç birliği yapacağız.

Emek, kadın, gençlik, sivil toplum örgütleri ve çevreci örgütlerle yan yana olacağız; omuz omuza mücadele edeceğiz.

Biz Varız, Yaparız!

Bu zorlu görevden başarılı çıkabilmek için, makam ve mevki beklentisi içinde olmayan bir dava adamı kimliği ile her türlü bedeli ödemeye hazır, ideolojik donanımı yüksek yönetici kadrolarına ihtiyacımız vardır.

Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun da işaret ettiği gibi gün partim bana ne verecek sorusu yerine ben partime ve halkıma ne verebilirim sorusunun sorulması günüdür.

Gün kenara çekilip nasıl olsa AKP iktidarı gider, birileri bu mücadeleyi sürdürür diyerek bekleme günü değildir.

Mesele Memleket, Adalet, Barışın Yeniden Tesisi Meselesidir

Mesele memleket meselesidir. Mesele adalet meselesidir. Mesele özgürlük, iş, ekmek ve bu kadim topraklarda barışın tekrar sağlanması meselesidir.

Yaşanan sürece bu pencereden bakarak delege hesaplarını bir kenara bırakıp, küçük beklentilerden arınarak ülkeye ve geleceğimize sahip çıkma günüdür.

Aydınlanma devriminin büyük önderi Mustafa Kemal Atatürk'e, Deniz Gezmiş'lere, başta gezide yaşamını yitirenler olmak üzere çocuklarımıza ve gelecek kuşaklara borcumuz vardır. Ve bugün bu borcu ödemenin tam zamanıdır.

Kırk yıldır Antalya'da demokratik kitle örgütlerinde, meslek odası ve sendikalarda, CHP bünyesinde yöneticilik yapmış, 2016 referandumunda görev yapan

Antalya Cumhuriyet ve Demokrasi Platformunun kurucularından biri ve sözcüsü olarak, aynı inanca ve dava ruhuna sahip arkadaşlarımla birlikte bu zorlu görevin üstesinden geleceğimize inanıyorum.

Geldikleri Gibi Gidecekler!

Hayır diyen ve referandumda bunlara kapıyı gösterenlerle birlikte olacak, parlamenter sisteme, demokrasiye yeniden dönecek ama bu sefer çoğulcu, eşitlikçi tam bir demokrasiyi hayata geçireceğiz.

Parlamenter yoldan gelenlerin yine o yolla iktidardan gidecekleri bir demokrasiyi yeniden inşa edeceğiz.

Biz bu haramileri, bezirgânları, kara para aklayıcılarını, ayakkabı kutucularını, yoksul halkın geleceğini satıp inançları üzerine iktidar kuranları tarihin çöplüğüne göndereceğiz.

Biz, bu Şeyhler, Müritler, Dervişler ve Meczuplardan halkın iktidarını koparıp alacak ve onlarla ülkemizin her köşesinde mücadele edecek inanca;

Bu din simsarları, Saray meraklılarıyla tarihsel olarak da mücadele edecek bir geleneğe;

Halkı açlığa, yoksulluğa mahkûm eden; ülkenin yer altı ve yer üstü kaynaklarını peşkeş çekenlere karşı ideolojik olarak mücadele edecek bir birikime SAHİBİZ.

Biz; aklın, bilimin, aydınlanmanın, laikliğin, uygarlığın gereklerine inanarak geliyoruz.

Halkın iktidarını, CHP’nin iktidarını birlikte kuracağız. Yeter ki inanalım, güç birliği yapalım! Biz inanıyor ve her türlü güç birliğine hazır olduğumuzu ilan ediyoruz”

yukarı çık
0
Paylaşım