Antalya CHP İl Başkanı Erdem’den Türel’e: Korkun Sinemanın Eceli Oldu!

Türel’in bu kararına karşı oldukça sert bir dille karşı çıktı. Milli olan her şeye karşı olan bir AKP zihniyetini eleştirdi.

Erdem yaptığı yazılı açıklama ile “Sayın Başkan, Antalya’yı uluslararası sinema endüstrisinin merkezlerinden biri haline getirmenin yolu yarışmanın ulusal boyutunu kaldırmaktan değil daha güçlü kılmaktan geçmektedir.   

Yerli sinema aynı zamanda bir ülkenin dilidir. Milli olan her şeye karşı çıkmaktan vazgeçin. Kaldırdığınız bu etkinlik Türk sinemasının yaşamasında ve gelişmesinde ulusal anlamda büyük değere sahiptir” dedi.

CHP Antalya İl Başkanı Mustafa Erdem’in yazılı açıklaması şöyle;

“Antalya, eksiklikleri öyle ya da böyle her yıl tartışılmasa da, ulusal sinemanın gelişmesinde 50 yılı aşkın bir süredir “lokomotif, destek” gibi sözcüklerle açıklanamayacak bir şekilde yaşamsal öneme sahip olmuştur.

Bugün Türk sinemasını uluslararası festivallerde temsil eden, ödüle uzanan birçok isim adından Altın Portakal çıkartılan Antalya Film Festivali’nden aldığı ödüllerle ismini duyurmuş, yeni filmi için bütçe imkânlarına sahip olmuştur.

Ulusal sinema için yarım asrı aşkın bir süre yaşam suyu olan Antalya Film Festivali’nden ‘Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’ bölümünü boş küreselleşme söylemlerine sığınarak kaldırmak hem ulusal sinemayı kavrayamamaktır hem de dünyanın yerelden küresele dönüşümü anlamamaktır.

Akıl Dışı Bir Uygulama

Nereden bakarsanız bakın ‘akıl dışı’ olan bu uygulamayla Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, sadece ulusal sinemaya değil Antalya’ya da büyük zarar vermiştir.

Evet, Antalya, uluslararası alanda bir festivali hak etmektedir. Ancak, Türel’in tercih ettiği yöntem kendi ifade ettiği gibi asla ve asla bir ‘devrimcinin sahip olduğu’ cesaret değildir.

Türel ve şürekasının Antalya’da, İstanbul’da şatafatlı toplantılarda Antalya Film Festivali için ‘vizyon’ diyerek, ‘Korkaklar devrimci olmuyor’ diyerek anlattıkları olsa olsa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “14 yıldır kesintisiz iktidarız ama sosyal ve kültürel iktidar olma konusunda sıkıntılar var” sözlerinin ardından yaşadığı korkunun yansımasıdır.

Sayın Başkan, geçmiş yıllarda esirgenen Başbakanlık Tanıtma Fonu’nun, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın maddi destekleri, THY gibi sponsorluklarla milyonlarca lira harcayarak gerçekleştirdiği festivali ne yaparsa yapsın elinde tutamıyor.

Ödül alan sanatçılar sahneye çıktığında, toplumsal sorunlara değinen filmler, belgeseller, kısa filmler beyaz perdede belirlediğinde hep aynı korkuyu yaşıyor. Onun için ödül konuşmaları sırasında canlı yayınlarda ses kesiliyor,  bir yanıyla festival heyecanını ayakta tutan belgesel ve kısa filmler kaldırılıyor.

Bu tavır korkakların tavrıdır

Her festival zamanı karnı ağrıyan, korkularının esiri olan Sayın Başkan, her yıl karşımıza sözde ‘devrimci’ ama ancak korkakların yapacağı işlerle karşımıza çıkıyor.

Antalya’nın uluslararası bir festivali hak ettiği doğrudur. Ancak Antalya’yı uluslararası sinema endüstrisinin parçası yapacak yol ve yöntem bu değildir.

Türel Ulusal Sinemaya İhanet Ediyor

Sayın Başkan, bunun böyle olmayacağını, söz konusu kararlar alınmadan önce sinema sektörüyle, oyuncu dernekleri, sendikalar, birlikler, sinema yazarlarıyla tartışmış, konuşmuş olsa görebilecekti.

Belki Sayın Başkan da bu gerçeği biliyor ama korkularının esiri olduğu için Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bakın biz yaptık. Kültür alanında da iktidar olduk” diyebilmek için ulusal sinemaya ihanet ediyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ödül gecesinde gönül rahatlığıyla ağırlayabilmek için Antalya’ya ihanet ediyor.

Sayın Başkan, Antalya’yı uluslararası sinema endüstrisinin merkezlerinden biri haline getirmenin yolu yarışmanın ulusal boyutunu kaldırmaktan değil daha güçlü kılmaktan geçmektedir. Yerli sinema aynı zamanda bir ülkenin dilidir. Millî olan her şeye karşı çıkmaktan vazgeçin.

Kaldırdığınız bu etkinlik Türk sinemasının yaşamasında ve gelişmesinde ulusal anlamda büyük değere sahiptir. Bu güne kadar başarı ile sürdürülen etkinliğin kaldırılması yönünde verdiğiniz kararınızdan vazgeçmeniz hem Antalya’mızın hem de Türk sinemasının yararına olacaktır.

Eleştirilerden korkmayın, sanatı politik oyunlara malzeme etmeyin ve bu yanlıştan dönün”