Menu
RSS

CHP’li Kadınlardan 5 Aralık Kutlama Etkinlikleri

CHP’li Kadınlardan 5 Aralık Kutlama Etkinlikleri

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Antalya İl Kadın Kolları, 5 Aralık Kadına Seçme ve Seçilme Hakkı’nın verilişinin 82.nci yıldönümünü çeşitli etkinliklerle kutladı. İlk kutlama Manavgat’ta yoğun katılımla gerçekleştirildi. İkinci kutlama ise Antalya Cumhuriyet Meydanı’nda Atatürk anıtına çelenk koyma ile gerçekleştirildi.

Manavgat’ta düzenlenen etkinlik Antalya İl Kadın Kolları tarafından oluşturulan kadınlar korosunun Atatürk’ün sevdiği şarkılarla başladı. İlk konuşmacı olarak kürsüye gelen CHP İl Başkanı Mustafa Erdem Nazım Hikmet’in kadınlar üzerine yazdığı bir şiirle konuşmasına başladı.

Sadece CHP’ye oy verenler değil diğer partilere hatta AKP’ye oy verenler de mutsuz ve korku içinde olduğunu söyleyen Erdem, ülkenin içinde bulunduğu karanlık durumu özetledi. Başkanlık sorununda da olayın tek adamlığı hayata geçirmek için olduğunu söyleyen Erdem, “Bizler bu talebi bu kadar masum göremeyiz, bu iş partili cumhurbaşkanlığı adı altında tek adamlığa, özünde de rejim değişikliğini öngören bir sürece doğru gitmektedir.

Bunun sonucu da ülke bölünmeye mahkum edilecektir. Bizler parlamenter sistemin çökertilmesine, ülkenin bölünmesine seyirci kalamayız” dedi.

Erdem sözlerine şöyle devam etti; “OHAL kanunları ile daha doğrusu kanun hükmünde kararnameleri ile kendi suçlarına milat ilan ettiler, yolsuzluklarını akladılar. Hırsızlıklarını akladılar. Yetmedi tecavüzcülerini aklamaya kalktılar. Ama siz kadınlarımızın örgütlü direnişi sonucu geri adım atmak zorunda kaldılar.

Ancak burada hepimizin samimiyetle özeleştiri yapmamız gerektiğini düşünüyorum.

Yıl 1934 bu gün yıl 2016 tam seksen iki yıl.

Seksen iki yıl sağlanamamış bir eşitlik, adalet. Değiştirilmesi gereken anlayış olması gerekirken değiştirilen tüzükler, kota uygulaması vs.

Evde, okulda, sokakta, siyasette her yerde emek veren kadınlarımızın sadece seçme hakkının değil artık seçilme hakkının da uygulamada hayata geçmesi gerektiğinin altını bir kez daha çizmek isterim.

Umuyor ve diliyorum özellikle partimizde ilk seçimlerde geçmişin aksine seçilmişlerin en az yarısı kadınlarımızdan oluşur.

Bu anlamda bizlere düsen görevi sonuna kadar yerine getirme mücadelesi vereceğimizden hiç şüpheniz olmamalıdır.

Gelinen bu noktada bizleri Kuvayı milliye ruhuyla yeni bir mücadele süreci bekliyor, ülkemizin geleceği için, çocuklarımızın geleceği için, hukuk için, adalet için, özgürlük için insanca yaşamak için, büyük bir olasılıkla Nisan 2017 de yapılması muhtemel halk oylamasında, Diktaya hayır diyecek sonucu almak için var gücümüzle çalışmalıyız. Gitmediğimiz mahalle, girmediğimiz ev, sıkmadığımız el kalmamalıdır.

Sizler var oldukça başaracağımızdan şüphe etmiyorum. Eğer adalet herkese lazımsa, hukuk herkese lazımsa, demokrasi herkese lazımsa, barış herkese lazımsa, ki lazım, bu başarının devamı da CHP iktidarıdır”

 Daha sonra kürsüye gelen Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, yaşadığı ikinci dönem belediye başkanlığının kadınların çalışması sonucu başarıyla devam ettiğini belirtti. Ülkenin karanlık bir süreçten geçtiğini belirten Sözen, içinde bulunduğumuz bu günlerde birlikteliğe, barışa, tek yürek olmaya ihtiyaç olduğunu söyledi. Bunun çözümünün de CHP iktidarı ile gerçekleştirileceğini ifade ettikten sonra sözlerine şöyle devam etti;

Sadece bu tarz özel günlerde değil her gün her saat sizlerin idarenin içinde olması gerektiğine inananlardanım. Bugün bunun en önemli göstergesi parlamentoda hanımefendilerin ülkenin işleyişi içerisinde hak ettikleri sayıda olmaları en büyük dileğimizdir.”

CHP Antalya İl Kadın Kolları’nın, Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı verilmesinin yıldönümünde Manavgat’ta gerçekleştirilen etkinlikte konuşan CHP Antalya Milletvekili Niyazi Nefi Kara, Aladağ’da yaşanan yurt yangını felaketinden Hükümet’i sorumlu tuttu.

CHP’li Kara, insanların devlet yeterli imkânı sunmadığı için çocuklarını tarikat-cemaat yurtlarına göndermek zorunda kaldığını belirtti. AKP iktidarının da bu tarikatları desteklediğini ve insanları çocuklarını bu yurt ve okullara göndermeleri için teşvik ettiğini belirten Kara, on kız çocuğunun yanarak can verdiği Adana’daki tarikat yurdu yangınıyla ilgili “Bu felaketi bu iktidar gerçekleştirdi” dedi.

Kara, FETÖ/PDY operasyonlarında ihraç edilen, işinden olan vatandaşlar için de “Darbenin gerçek sorumlularından hesap sorulmuyor. Biz gerçek mağdurların hakkını arayacağız” şeklinde konuştu.

KIZLARIMIZ BİZİM İÇİN YANDI!

“Bu kızlarımız bizim için yandı. Hepimizin yüreğini yaktılar. Bu ateş, katil ve insanlık düşmanı bu iktidarı yok edecektir. Bunu hep beraber başaracağız. O tarikatlardan bir tanesi, nereye bağlı derlerse desinler, isterlerse CIA’e bağlı desinler, biliyoruz ki o tarikatların kandırdıkları insanlarımız, devletin açmadığı yurtlar dolayısıyla çocuklarını o yurtlara gönderdiler. Bizler çocuklarımızı imkânsızlıktan o yurtlara bıraktık. O okullara çocuklarımızı gönderdik, eğitim alabilsinler diye.

Devlet, insanları çocuklarını bu yurtlara, bu okullara göndermeye teşvik etti. Çocuklarınızı bu yurtlara, bu okullara gönderirseniz masrafları biz karşılayacağız dediler. Bu iktidar yaptı bunu! Ve bu iktidar ki; bu insanları bu yollara iterken, onları teşvik ederken hiç aldanmamışlardı. Oysaki bugün, onları terörist ilan edenler, Meclis’in içinde bu milletin vekili olanlar, AKP’liler, bakan olanlar, başbakan olanlar, hatta cumhurbaşkanı olanlar bu insanlara ihanet ettiler.

YALANLARI HEP AYNI!

Onlar ki; askeriyeden istihbaratına kadar her yerde hala üst düzeyde görevlerine devam etmektedirler. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu insanları mağdur ettiniz dediğimizde, ‘Vay bunlar Fethullahçı Terör Örgütü’ne sahip çıkıyorlar’ diyorlar. Yalanları hep aynı; biz mazlumdan yanayız, biz mağdurdan yanayız… Antalya Havaalanı’nda on yıldır çalışan ve bir günde ‘FETÖ’cü sendikaya üye’ diyerek işten attıkları, tazminatsız sokak ortasında bırakılan insandan yanayız!

Biz bu insanların haklarını aramaya devam edeceğiz. Ama aynı iktidar, Manavgat – Gündoğdu altında tahsis ettiği okul alanına, 400 dönümlük sizlerin hakkını, bizlerin geleceğini, okul alanı diye verilen alana otel yapıp işletenlere dokunmuyorlar. Bu mudur hak? Bu mudur adalet? Bu mudur insanlık? Bunların hesabını sormayacak mıyız?

BU GARİBAN ESNAF MI DARBE YAPTI?

Bugün, Döşemealtı’nda bir üniversite var, biliyorsunuz… Himmet paralarıyla toplanmış Bank Asya’da 150 milyon TL para var… Bu paralar nereye gitti? Mütevelli heyet başkanı ‘Haberim yok’ diyor. Bu üniversiteden yüzlerce öğretim üyesi hapse girdi diyoruz. ‘Benim haberim yok, bana Hocaefendi talimat gönderdi, ben de yaptım diyor. Paraları topladım diyor. Bunlardan hesap sorulmuyor da bu gariban esnaf mı darbe yaptı? Öldürülen gariban erler, erbaşlar mı darbe yaptı?

Bu öğretmenler mi darbe yaptı? Bu doktorlar mı hemşireler mi darbe yaptı? Hayır! Darbeyi yapanlar bugün hala görevdeler… Bunun hesabını sormadılar. Bu ülkeye hakkını ödemeliyiz. Yüce Atatürk’e ve silah arkadaşlarına borcumuzu asla ödeyemeyiz. Tehditlerden yılmayacağız. Asla bizi susturamayacaklar. Bizim kadınlarımıza asla söz söyletmeyeceğiz. Hak etmeyenlerden hesabı hepimiz soracağız. Çünkü bu ülkeyi ve bizleri var edenler sizlersiniz.

Bizleri doğuran, büyüten sizlersiniz. Bu ülkeyi yüce Atatürk ve silah arkadaşları yanında, gece-gündüz çoluğunu çocuğunu bırakıp, savaşa, cephaneye koşan sizlersiniz. Siz dün de yandınız, bugün de yandınız, yarınlarda da bizim kadınlarımız yanmaya devam ediyor. Ama insan olmak için yanıyor! Ama kendi çıkarları için değil, Türkiye için, bizler için, geleceğimiz için, insanlık için mücadele ediyorsunuz. Ve o yürekli elleriniz var ya; ilmik ilmik işleyecek, Türkiye’de laik demokratik, sosyal hukuk devletini, insanca yaşama hakkını korumak için o güzel öpülesi elleriniz… Hep beraber kuracağız! Sağ olun, var olun… Zafer bizimdir yoldaşlarım…”

Daha sonra kürsüye gelen Antalya milletvekili Mustafa Akaydın Osmanlı’nın kadına bakış açısını gösteren bir örnek anlattı.

Akaydın; “Onsekizinci yüzyılda ismini söylemeyeyim bir Osmanlı padişahı ki çok özlüyoruz ya Osmanlı ilanı kadınların Kaymakçı dükkanına girmesini Yasaklıyor sebebi de erkekler ve orada muhabbet ediyormuşum kadınların erkeklerle Kaya dinmesini Yasaklıyor haremde de özel bir takunya yaptırıyor ayak sesleri çıksın da kadınlar kalsın gözükmesin gözüme diye ve Birkan'ın çıkarıyor padişah haftada üç gün İstanbul'da dolaşırken kadınların sokağa çıkması yasak. öyle bir Osmanlı'dan Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyeti geliyoruz.

Dünyada 134 ülke içerisinde kadın erkek eşitliği açısından 120 dokuzuncu sıraya düştük son 14 yıl içerisinde oldu bu. Kadına şiddet yüzde 1400 arttı son 14 yıl içinde oldu bu. Bir günde ortalama 3 kadın erkek şiddetinden öldürülüyor. Dünyada kadınların üçte biri şiddet görüyor, Türkiye'de en az yüzde 50'si şiddet görüyor, varoşlarda yüzde 97'ye çıkıyor bu oran.

Başımızda iktidar sahipleri de adam gibi ölmek mi madam gibi ölmek mi diye kadını aşağılayıcı laflar söylüyorlar. Kadının gebeliğine karışıyorlar, çocuk sayısını karışıyorlar, kürtajına karışıyorlar. Bunlara derslerini vermek bunları da iktidardan etmek özellikle siz kadınlarımızın kaydettiğin olacak. Bunu genel başkanı Kılıçdaroğlu sık sık ifade etti ve sizlere çok güveniyorum” dedi.

Daha sonra etkinliği düzenleyen il kadın kolları adına , CHP İl Kadın Kolları Başkanı Nilüfer Deveci konuşmasını yaptı. Cumhuriyetin erdemlerini sıraladıktan sonra konuşmasında şunlara değindi;

“Cumhuriyet, aynı zamanda bir kadın devrimidir. Eğitim; kadınların, ekonomik, sosyal ve siyasal alanda var olabilmesinin en önemli aracıdır. 14 yıldır süren AKP iktidarının, kız çocuklarını okuldan uzaklaştıran düzenlemeleri ardı ardına uygulamaya koymuş; 4+4+4 eğitim sistemi, taşımalı eğitim sistemi ile kız öğrencilerin 5.-6. Sınıftan sonra eğitimi bırakmalarına ya da tarikat ve cemaatlerin yurtlarına mahkum bırakmıştır.

Gençlerimiz; ulusal bilinçten uzaklaştırılıp, ülkenin kültürel birikimleri, sanat ve sanatçı, çağdaş yaşam bu zorbalıkla yok edilmeye çalışılıyor.

5 Aralık dendiği zaman, kanla emekle kurduğumuz Cumhuriyetin kuruluşunda emek vermiş Gördesli Makbule, Kara Fatma, Tayyar Rahmiye, Elif Ana gelir aklımıza. Bahriye Üçok, Türkan Saylan gibi yol önderleri gelir aklımıza. Cumhuriyeti savunmak gelir aklımıza.

Cumhuriyetle hesaplaşmak isteyenlerin, kadınların siyasal ve sosyal haklarını korumasını ve geliştirmesini elbette beklemiyoruz.

Nüfusun yarısı olan biz kadınlar, temsilde adaletten ve sonuçta eşitlikten söz ediyoruz.

Anayasa önünde, kadın-erkek eşit demekle olmuyor.

Yakın zamanda, kız çocuklarının tecavüzcüsüyle evlendirilecek olan yasa tasarısının geri çekilmesi, kadınların dayanışarak, güçlerini birleştirerek verdikleri örgütlü mücadelenin sonucudur.

Bizler Cumhuriyet’te yetişmiş kadınlar olarak,

Cumhuriyet’imize, Atatürk’ümüze sahip çıkmaktan,

Laik demokratik parlamenter sistemi ve Cumhuriyet devrimlerini savunmaktan vazgeçmeyeceğiz.

Cumhuriyetle kazanılmış haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz.

Kadınlar arasında dayanışma ve birliktelik kültürü geliştikçe; kadınlar, hak ettiği yeri alacaktır.

Sadece seçme hakkını değil artık seçilme hakkını da kullanmak istiyoruz.

Çünkü kadınlar;

Hassas, kibar ve duygusal olmanın yanı sıra;

Azimli, kararlı ve güçlüdür.

Çalışkandır, yaratıcıdır.

Başı dik, çağdaş, özgür, aydın kadınlar olarak yaşamak için mücadeleye devam edeceğiz.

Biz inanıyoruz;

Dünya yerinden oynar kadınlar birlik olsa!

Özgür, aydınlık yarınlar kurmayı birlikte başaracağız..!”

CHP İl Kadın Kolları tarafından düzenlenen ikinci etkinlik ise Cumhuriyet Meydanı’nda Atatürk anıtına çelenk koyma ile gerçekleştirildi.

Törende bir konuşma yapan CHP İL Kadın Kolları Başkanı Nilüfer Deveci, “Kadın hareketinin siyaset yapmaya dair taleplerinin ve mücadelesinin devamı olarak, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, onun eşsiz öngörüsü sonucu, 5 Aralık 1934’te, pek çok Avrupa ülkesinden çok önce kadınlara verilen bu hak, kadınlar açısından bir devrimdir. Türkiye’nin demokratikleşmesinin en önemli adımlarından biridir” dedi.

Deveci “2015 Genel Seçimi sonucunda, biz kadınlar, TBMM’de sadece 81 kadın vekille %13 oranında temsil ediliyoruz. Nüfusun yarısı olan biz kadınlar, yasalar önünde erkeklerle eşit haklara sahibiz, ancak haklara ulaşmada eşit değiliz. Oysa daha çok kadın vekil demek, kadına yönelik şiddet, kadın istihdamı, eğitim gibi konuların daha fazla ele alınması ve çözüm üretilmesi demektir” diyerek seçme ve seçilme hakkının ne anlama geldiğine değindi.

yukarı çık
0
Paylaşım