Menu
RSS

Başbuğ: Sivil Vesayetin Tesisi Sağlanıyor

Başbuğ: Sivil Vesayetin Tesisi Sağlanıyor

Genelkurmay eski başkanı İlker Başbuğ, Türkiye gündemiyle ilgili verdiği röportajda darbe teşebbüsünden Gülen Cemaati yapılanmasına, ordunun bugünkü durumundan ‘Fırat Kalkanı’ operasyonuna kadar birçok konuyla ilgili görüşlerini aktardı.

Başbuğ, 5 Ağustos 2013 tarihinde ‘darbeye teşebbüs ve terör örgütü’ yöneticiliğinden müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.

Eski genelkurmay başkanı hakkında 7 Mart 2014 tarihinde “Sabit ikamet sahibi oluşu, sosyal durumu, tutuklu kaldığı süre, delillerin toplanıp davanın karara bağlanmış bulunması ve tedbir niteliğindeki tutuklamadan beklenen gayenin elde edilmiş olması” gerekçesiyle tahliye kararı alınmıştı.

Hürriyet’ten Çınar Oskay’a konuşan İlker Başbuğ, 15 Temmuz’la ilgili kafasını en çok kurcalayan soruların başında ‘istihbarat zafiyeti’ geldiğini belirterek, “Bir yapılanma var, bunu herkes biliyordu.

Darbe teşebbüsünde bulunabileceği yazıldı. 8-8.5 aylık bir hazırlanma süreci var. İstihbarat örgütlerimiz bu faaliyeti nasıl tespit edememiş? Sadece MİT değil, Emniyet İstihbarat, Jandarma İstihbarat…” ifadelerini kullandı.

Hepsi ‘FETÖ’ üyesi demek doğru değil

Darbe teşebbüsünde yer alan üç grubun olduğunu aktaran Başbuğ, “Emrin Gülen’den çıktığına dair deliller çıkacağını tahmin ediyorum. Darbe teşebbüsünde bulunanların hepsi ‘FETÖ’ üyesi demek mümkün değil. Büyük bir kısmı… 15 Temmuz gecesi biraz tereddütlü hareket edenler var, Cemaat’in içinde olmayan ama müdahaleye sıcak bakan bir grup var. Sonuncusu da ne olduğunu anlamadan kendilerini olayın içinde bulan, hatta aldatılan bir grup” dedi.

MİT’ten Cemaat bağlantılı kişilerin bilgisi gelmedi

Gülen cemaatinin TSK’ya sızma hareketinin 1970’li yıllarda başladığına da dikkat çeken genelkurmay eski başkanı, “1992’ye kadar etkin bir mücadele veriyor TSK.

Çünkü MİT Müsteşarı’ndan bilgi akışı var. Ama 1992’den sonra MİT Müsteşarı sivilleşiyor ve bilgi akışı kesiliyor. Benim komuta zincirinde olduğum 2002-2010 arası bize MİT’ten tek bir kişiyle ilgili Cemaat bağlantılı bilgi gelmedi” bilgisini verdi.

Başbuğ, AKP’nin iktidara geldiği zaman kendi bürokrasisi olmadığını da hatırlattı: “Bürokrasinin bir kısmı ülkücü-milliyetçi, bir kısmı sosyal-demokrat, liberaldi. Bunlarla işbirliği yapmayı düşünmedi. Cemaat’in müthiş bir gücü vardı, “Ona dayanacağım” dedi. 2002-2007 arası AK Parti ile Cemaat’in ‘işbirliği’ dönemiydi. TSK ile direkt çatışma yoktu.

Burada özel bir nokta var: Tayyip Erdoğan Cemaat’e sıcak değildi, hep mesafeliydi. Ama işbirliği yapmıştır. 2007-2011 ise ‘tam ittifak’ dönemiydi. Yani TSK’ya karşı icra edilen komplolara destek…”

Başbuğ: ‘Ne istediler de vermedik’ döneminde görev yaptım

Komuta zincirinde görev yaptığı sürenin, “Ne istediler de vermedik” dönemine denk geldiğine dikkat çeken Başbuğ, “Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi sorumluluğu var, onu açık söyleyeyim.

Zaten kendisi de özür diledi. İttifakın bitişi ise 2011 seçimleri, dershaneler olayı, 3 Temmuz-Fenerbahçe olayı, benim tutuklanmamla sona erdi. Arkasından MİT Müsteşarı’nın ifadeye çağrılması Sayın Erdoğan için alarmdı, ‘Sıra bize geliyor’ dedi. O noktada ‘savaş’ dönemi başladı” ifadelerini kullandı.

Ciddi bir pilot zafiyeti var

TSK’nin ciddi bir travma yaşadığını kaydeden Başbuğ, “Zorluklara rağmen yüreğine taş basıyor, görevini en iyi şekilde yapmaya çalışıyor. İşte Cerablus operasyonu… Bu operasyon travmanın biraz azaltılmasında etken midir? Elbette. Ama imkân kabiliyetlerini aşan durumlar var. Ciddi bir pilot zafiyeti var.

Bir pilotu kaç senede yetiştiriyorsunuz! İçinde bulunduğumuz coğrafyada yarın ne olacak belli değil. İstanbul’daki birlikleri, Ankara’daki zırhlıları boşaltıyorsunuz. Ama Türkiye olağanüstü bir durumdan geçiyor” yorumunda bulundu.

Fotoğraf: Reuters

Sivil vesayetin tesisi sağlanıyor

Yüksek Askeri Şura’nın dört asker ve sekiz sivilden oluşturulan yapısına dikkat çeken eski Genelkurmay Başkanı, “Askeri vesayeti kaldıralım derken asker üzerinde ‘sivil vesayet’ mi kuruluyor? Yüksek Askeri Şûra’nın yeni yapısı bunu gösteriyor. Vesayet kendini yönetemeyen bir kuruma vasilik yapmaktır.

Asker kendini idare edemiyor diyerek, askeri şûrayı değiştiriyorsunuz, 4’ü 8 yapıyorsunuz, Milli Savunma Üniversitesi kuruyorsunuz. Bunları sivil vesayetin tesisi olarak görüyorum” şeklinde konuştu.

Fırat Kalkanı geç kalmış bir operasyondu

Türkiye’nin güney sınırında IŞİD ve YPG’ye yönelik başlattığı Fırat Kalkanı harekatını ‘geç kalmış bir operasyon’ olarak yorumlayan Başbuğ, “Operasyonu Kısa kapatalım derseniz Mare’ye gidebilir. Ama güvenliğinizi tam sağlamaz. Derinlik için ya Menbiç’e inecektiniz ya Elbab’a… Orası 20-30 kilometrelik bir mesafe.

Esad rejimi için önemli olan Halep. Rusya buna göz yumabilir. Konuşulmuş bile olabilir Rusya’yla” dedi

yukarı çık
0
Paylaşım