Menu
RSS

Antalya CKD: Demokrasimiz Hala ‘Erkek Demokrasisidir’

Antalya CKD: Demokrasimiz Hala ‘Erkek Demokrasisidir’

Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı’nın verilişinin 83. Yılı nedeniyle Cumhuriyet Kadınları Derneği ülke çapında CKD Genel Başkanı Canan Arıtman imzalı eş zamanlı basın açıklaması yaptı. CKD Antalya Şube Başkanı Ayşe Kantarcılar yaptığı basın açıklamasında

‘83 yıl sonra Meclislerimiz "Kadınsız Meclistir" ve Demokrasimiz hala "Erkek Demokrasisidir. Yaşadığımız bu "Eksik Demokrasi" veya bir Bilim Kadınımızın değişiyle "Defolu Demokrasi" 21.yüzyılda Türkiye'nin ayıbıdır’ dedi.

“Türk Kadınının Seçme ve Seçilme Hakkını kazanışının 83. yılında bize Siyasal Haklarımızı pek çok ülkeden önce veren Ulu Önderimiz Atatürk'ümüzü sonsuz bir sevgi, saygı ve minnetle anıyoruz” diyen Kantarcılar, bu günün aynı zamanda Cumhuriyet Kadınları Derneği’nin 20.nci kuruluş yıldönümü olduğunu belirtti.

Kantarcılar açıklamasında bu hakkın ülkemizde kabul edildiği tarihte, dünyada sadece 17 ülke olduğunu ve kadına Siyasal Hak tanıyan ilk ve tek İslam ülkesi olduğumuzu söyledi.

Kantarcılar açıklamasına şöyle devam etti:

“Bugün kadının siyasetteki yerine öykündüğümüz ülkelerin kadınları Siyasal Haklarını bizden onlarca yıl sonra kazandı. Türk Kadını 1935 de ilk kez Parlamentoya girdiğinde Kadın Parlamenter oranıyla dünya listesinde 2. sıradaydı.

83 yıl sonra bugün % 15 küsurluk Kadın Parlamenter oranıyla dünya listelerinin sonlarında sürünüyoruz. Avrupa Parlamentoları Listesinde sonuncu sıradayız. Yerel Parlamentolardaki % 4 lük oranla çok daha acıklı durumdayız. Tüm listelerin sonlarındayız.

83 yıl sonra Meclislerimiz "Kadınsız Meclistir" ve Demokrasimiz hala "Erkek Demokrasisidir.

Yaşadığımız bu "Eksik Demokrasi" veya bir Bilim Kadınımızın değişiyle "Defolu Demokrasi" 21.yüzyılda Türkiye'nin ayıbıdır.

Cumhuriyet Devrimi; özünde bir Kadın Devrimidir. Atatürk; Türk Kadınına Siyasal Haklarını verirken kadını, erkeği ile eşit, çağdaş ve gerçekten Demokratik bir ülke hedeflemişti.

Ne yazık ki yarım kalan Aydınlanma Devrimiyle bu hedeflerin hiçbirine ulaşılamadı. Bugün biz Türk Kadınları artık şunu çok iyi biliyoruz ki: Haklara sahip olmak yeterli değildir. Önemli olan o hakları kullanabilmektir. Bu konuda kadınlar suçlu değildir.

Suç; kadınlara haklarını kullandırtmayan Eril İktidarlarındır.   

Siyasette kadınlar engelli konumdadır ama 100 metre koşucusu erkeklerle aynı kulvarda yarışması istenir.

Siyasette kadınların önünde eğitimsizlik, ekonomik yetersizlik, toplumsal cinsiyet ayrımcılığı, destek mekanizmalarının eksikliği vs. gibi bir dizi engel vardır.

Türkiye bu konuda taraf olduğu Uluslararası Sözleşmelerin gereğini de yerine getirmemekte, kadınların Siyasette ve Karar Mekanizmalarında yer almasını sağlayacak hiçbir şey yapmamaktadır.

Oysaki Siyasal Katılım kadınların eğitim, sağlık, istihdam, ekonomi, cinsiyet ayrımcılığı, kadına yönelik şiddet gibi tüm güçsüzlük alanlarında en önemli çözüm anahtarıdır.

Kısaca kadınların Siyasette ve Karar mekanizmalarında eşit katılımı sadece kadınlara ait sorunların değil, tüm toplumsal sorunlarımızın çözümü için tek şart, tek çaredir.

Nüfusun yarısını oluşturan kadınların Yerel ve Ulusal Parlamentolarımızda eşit temsilini istemek salt bir eşitlik talebi değil, özünde bir Demokrasi talebidir.

Gerçek bir Demokraside yaşamak isteyen her birey, özellikle de Siyasetçi ve Ülke Yöneticileri derhal eşit temsili sağlayacak uygulamaları yaşama geçirmelidir. Bunun içinde tek çare Cinsiyet Kotası uygulamasıdır.

Bugün tüm dünyada 90’dan fazla ülkede uygulanan Cinsiyet Kotasının en etkin çözüm yolu olduğu hem bilimsel, ilim de uygulama açısından ispatlanmıştır.

Cinsiyet Kotası uygulamayan ülkelerde kadınların temsil oranı % 17'nin üstüne çıkamamakta, uygulayan ülkelerde ise Temsilde Kritik Eşik" denen % 30’un altına düşmemektedir.

Önümüzdeki süreçte TBMM'de Anayasa Değişikliği Uyum Yasaları paketi içerisinde Siyasi Partiler ve Seçim Yasalarında değişiklikler yapılacaktır. Biz CKD olarak bu süreçte "% 50’lik Cinsiyet Kotası" uygulamasının yasalaştırılmasını talep ediyoruz.

Bu günlerde erkeklerin seçilmesini sağlayacak "Seçim İttifakları" , "Dar Bölge, Daraltılmış Bölge" , "Seçim Barajları" vs. konuşulurken kimse kadınların da seçilmesini sağlayacak "Cinsiyet Kotasını" getirelim dememektedir.

Biz Cumhuriyet Kadınları olarak artık Siyasal Haklarımızı kullanma, bu hakkı yaşama geçirme kararlılığındayız. Bize haklarımızı kullandırtmayan Eril İktidarlarla mücadele edeceğiz.

Erkek egemen Meclislerden çıkan kararların kadınların lehine olmadığını yıllarca yaşayarak gördük. Kadınların siyasal geleceği erkeklerin iki dudağı arasında olamaz. Yasalarla güvence altına alınmalıdır. Uygulanmaması halinde ağır Anayasal cezai yaptırımları olmalıdır.

Biz kadınlar Siyasal Haklarımızı kazanışımızın 83. yılında siyasetçilerden, yetkililerden artık içi boş kutlamalar, hamasi nutuklar, bol vaatler istemiyoruz. Artık somut uygulamalar bekliyoruz.

Başta İktidar Partisi olmak üzere TBMM’de grubu bulunan tüm siyasi partilere sesleniyoruz:

"En geç 8 Mart 2018 tarihine kadar % 50'lik Cinsiyet Kotası Uygulamasını yasalaştırın." Bu görevi yapmayan Siyasi Partilerin Demokrasiden bahsetmeye hakları da, hadleri de yoktur.

Ayrıca tüm Demokratik Kitle Örgütlerine de bu konuda dayanışmak ve birlikte mücadele etmek üzere çağrıda bulunuyoruz.

Cinsiyet Kotası Yasası Mücadelesi ülkemizde Demokrasi için bir mihenk taşı olacaktır. Hep birlikte gerçekten Demokrasi isteyen ve istemeyenleri göreceğiz.

Gerçek bir Demokraside yaşamak ve çocuklarını büyütmek isteyen tüm vatandaşlarımızı da omuz omuza mücadeleye davet ediyoruz.

Değerli Basınımızın güçlü desteğini talep ediyor ve saygılarımızı sunuyoruz”

yukarı çık
0
Paylaşım