Menu
RSS
AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

Antalya'nın Kaş ilçesinde 3,9 ...

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün Tutuklanması AKP’nin Bir İntikam Planı Olarak Görünüyor

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün T…

“AKP ve onun sözünden çıkmayan...

CHP: İktidarın Demokrasi Anlayışı İşte Tam Budur; Kepez Belediye Başkanı Şok Bir Kararla Tutuklandı

CHP: İktidarın Demokrasi Anlayışı İşte Tam Budur; …

Antalya’nın Sarısu teleferik h...

Başkan Böcek: Teleferikteki 25 Kabinde 184 Vatandaşımızı Kurtarma Çalışmaları Sürüyor

Başkan Böcek: Teleferikteki 25 Kabinde 184 Vatanda…

Antalya'da 1 kişinin öldüğü 2'...

Başkan Muhittin Böcek: Daha Nice Bayramlarda Hep Beraber Olmak Dileğiyle

Başkan Muhittin Böcek: Daha Nice Bayramlarda Hep B…

Antalya Büyükşehir Belediye Ba...

Prev Next

Hatay’ın Reyhanlı ilçesindeki bombalı saldırıların üzerinden bir yılı aşkın süre geçti. Hatırlayacaksınız, Sayın Başbakan olayın hemen ardından ’’Yeni dönemi hazmedemeyenler,özgürlük havasının teneffüs edilmesine olumlu bakmayanlar, Suriyeden gelen sığınmacıları hazmedemeyenler bu işi yapmış olabilir’’ demişti.

Daha sonra failleri biliyoruz açıklaması geldi. DHKPC sorumlu tutuldu,olmadı Esed yanlısı güçler denildi. İŞİD üstlendi denildi daha sonra yalanlandı. El nursa, EL kaide, El muhaberat yapmış olabilir denildi. Reyhanlı ile ilgili askeri yazışmalar yayımlandı, yazışmalarda El Nusra cephesinin Türkiye de bombalı eylem yapacağı yazılıydı vs.vs…

Failleri biliyoruz derken neredeyse 15 ay geçti üzerinden, hala bekliyoruz. Açıklama yok.

Dergimizin Haziran 2013 sayısında Reyhanlıdaki patlamalar ve Hatay’daki gelişmeler ile ilgili CHP Hatay İl Başkanı Avk.Servet Mullaoğlu ile bir röportaj gerçekleştirmiştik.

Bu gün oluşan gelişmeler ışığında bir kez daha okunarak değerlendirilmesinin anlamlı olacağı düşüncesi ile 2. Kez yayılıyoruz röportajı.  

Saygılı - Antalya ya hoş geldiniz. Sekiz gün önce Reyhanlı’da bir patlama yaşadınız, bir çok vatandaşımız hayatını kaybetti başınız sağ olsun ve geçmiş olsun diyorum.

Mullaoğlu - Tüm dilekleriniz için teşekkür ederim.

Saygılı - Suriye’den gelen sığınmacılar, son Reyhanlı patlamaları hatayı gündeme taşıdı. Hatay ve sınıra yakın yerlerde neler olmaktadır. İl ve ilçelerinizde yaşayan insanların sosyo - psikolojik durumları nasıl? Bizler sadece basından edinebildiğimiz bilgiler çerçevesinde görüş oluşturabiliyoruz. Basındaki kısıtlama, yasak ve otokontrolü de düşünürseniz sağlıklı bilgi alabilmemiz mümkün değil. Reyhanlı da patlamadan önce durum nasıldı.

Mullaoğlu - Suriye’den gelmiş pasaportuyla gelmiş yerleşmiş insanları görüyorsunuz reyhanlıda. Reyhanlıya patlamadan önce gittiğinizde Suriye’nin bir ilçesine gitmiş gibi oluyordunuz. Kampların dışında otuz-kırk bin civarında sığınmacı vardı. İş yerleri açmaya başlamışlardı tamamen şehre hakim pozisyondaydılar. Tabii bu süreç AKP’nin yanlış politikası sonucu oluştu. Hiçbir sığınmacı gelmemişken, Suriye de olaylar başlamamışken kamp yerleri ayarlanmaya başladı. Sığınmacıların gelmesi istendi. Hatırlarsınız, psikolojik sınır vardı. Sığınmacı sayısı yüz bini aşarsa müdahalenin zemini hazırlanacaktı gibi bir düşünce vardı. İlk gelen sığınmacılara çok şey vaat edildi. Onlarla konuşmalardan biliyoruz. İş vaat edildi, ev vaat edildi, maaş vaat edildi. Suriye de problemi olmayan insanlar da gelmeye başladı. Ancak bu tür gelen insanların çoğu pişman, Kente yerleştirilenlerin bir kısmı Suriye den ayrılmayı düşünmüyorlardı ama bu cazip teklifler sonucu geldiler.

Saygılı - Suriye’den İnsanların gelmesi teşvik edildi diyorsunuz

Mullaoğlu - Evet ilk gelenlerin çoğu işsiz güçsüzdü, adeta umuda yolculuk yapar gibi geldiler,’’Tayyip bize ev verecek, iş verecek’’ şeklinde konuşuyorlardı. Kamp yerlerinin hazırlanması ve bu tür vaatlerle insanların ilçeye çağırılması daha olaylar olmadan başlamıştı.

Saygılı - Bunun nedeni ne olabilir?

Mullaoğlu - Bunun nedeni, Suriye’nin iç işlerine karışmaya karar verilmiş olmasıdır.

Saygılı - Hatay’ın yapısı biliyoruz. Tarihten gelen yapısıyla değişik dinde, etnik yapıda, mezhepte insanların hoşgörüyle bir arada yaşadığı bir bölgemiz. Oradaki vatandaşlarımızın tepkilerini görüyoruz sığınmacılara karşı. Hoşgörü abidesi olmuş yöre halkı bu kadar tepkiliyse onlar üzerinde stres yaratan yoğun psikolojik olaylar söz konusu gibi.

Mullaoğlu - En hazin tarafı burada Hıristiyan da var suni, alevi, Süryani de var aklınıza gelebilecek her tür insan var. Bunlar binlerce yıldır birlikte yaşamışlar, kız alıp vermişler iş ortaklıkları kurulmuş. Benim yönetimde çalıştığım bir arkadaşımın eşi Yahudi kendisi ise alevi. Burada insanların mezhebini, farklı kimliklerini sorgulamak ayıplanır. İnsan unsuru ön plana çıkmış durumda. Hepsinin de Suriye’de akrabaları var. Kemal Sunal’ın sınır filmindeki gibi. Öz kardeşlerinden bazıları burada bazıları Suriye’de, hala evlilikler devam ediyor. Toplumun tüm kesimleri etkilendi bu gelişmelerden

Saygılı - Bu bölgede sınır ticareti de yapılıyordu.

Mullaoğlu - İşin ekonomik boyutu çok büyük ama şimdi onu da düşünemiyoruz, şu an huzur derdindeyiz.

Saygılı - Şubat’ta Cilvegözü sınır kapısında patlama oldu.

Mullaoğlu - 11 Şubatta

Saygılı - Evet, arkasından 2 Mayıs’ta Akçakale’de sığınmacılar polis yaralıyor, 3 Mayıs’ta G. Antep’te olaylar, Hatay’da Ehl -i Beyt Derneği başkanının evine giriliyor tehdit notları bırakılıyor. Olaydan önce bir genç dövülüyor…

Mullaoğlu - Türkiye’den Suriye’ye geçen iki metropolit kaçırılıyor Suriyeli muhalifler tarafından…

Saygılı - Arka arkaya gelen olaylar yeni bir şeyler olacağının da habercisi gibiymiş. Suriye’ni yapısı nasıl? Şu an sizler daha yakından bilmektesiniz coğrafik konumunuz gereği.

Mullaoğlu - Bölgede yaşayan bizler Suriye’nin yapısını anlattığım ilişkilerden dolayı çok iyi bilmekteyiz Defalarca gidip gelmişiz. Hükümet aynı Libya da ki gibi Esad’ın üç ayda gideceği gibi yanlış bir düşünceye kapılmıştır. Biz bunun böyle olmayacağını biliyorduk. Çünkü Suriye’de Esad’a ciddi bir halk desteği var. Kabinede 22 Sünni 1 Alevi 1 Dürzi 1 Hıristiyan var. Sermaye Sünnilerin elinde, dolayısıyla Esad’ın en büyük destekçileri sünnilerdi. Entelektüel muhalefet, Avrupa’daki muhalefet ilk başta Esad’a karşıydı ama onlar ‘’ işin ucu başka yere gidiyor Amerika yönlendirmeleri ve İsrail’in parmağı var’’ diyerek rejimin yanında yer aldılar. Sonunda iş Vahabi- selefilere kaldı, bunların da ne oldukları ve ne yapmak istedikleri belirsiz. Dolayısıyla bizim hükümetin öngördüğü muhalefet gelişmedi aksine yalnızlaştı. Sistemden rahatsız olan sistemi eleştirenler de sistemin yanında yer aldı. Bunları görmezseniz Suriye’yi doğru tahlil edemezsiniz.

Saygılı - Patlama olduğu zaman, anında açıklama geldi hükümetten, patlamanın sorumlusunu Suriye hükümeti olarak açıklandı Başbakan tarafından.

Mullaoğlu - Patlamanın hükümetin anlattığı gibi olmadığına inanıyorum. Patlama olmadan önce sığınmacı bir Suriye vatandaşı lokanta açmış. Burada kavga çıkıyor. Bu Suriyeli vatandaşın aslında Amerikalı olduğunu tespit ettik. Patlamadan üç gün öncesinden itibaren çevrede sığınmacılar yoktu. Birden ortadan kayboldular. Patlamada ölen beş Suriye vatandaşı var. Oysa o bölgede yüzlerce Suriyeli olurdu. Olaylar oluyor, sığınmacılar ortadan kayboluyor, Amerikalı bir kişi Suriyeli sığınmacı kisvesi altında Reyhanlı’da dönerci açıyor burada kavga çıkıyor Türk Bayrağı yakıldı diye infial yaratılıyor, gençlerle Suriyeli sığınmacılar arasında istenmeyen olaylar oluyor, hiçbir Suriyeli sokağa çıkmıyor ve bomba patlıyor. Bunların hepsi rastlantı olabilir mi? Muhtemelen istihbarat örgütlerinin işi.

Saygılı - Anlattıklarınız Hatay’ın provokasyonlara açık olduğunu gösteriyor.

Mullaoğlu - Kesinlikle. Biz bunu öngörmüştük. Din adamlarına yönelik saldırı olduğunda Hatay’da ciddi oyunların oynandığını biliyorduk. Halk ta biliyordu. Halk çok bilinçli, tüm bunlara rağmen aklıselim davranıyorlardı. Böyle olayların geleceğini biliyor, bekliyor ve endişeleniyorduk.

Saygılı - Başlangıçta Bütün partilerin ortak açıklaması oldu Hatay’da

Mullaoğlu - Evet. Biz önermiştik, herkes biliyordu bir şeyler olacağını, bir oyun oynandığını. Bütün il başkanları toplandık ortak deklarasyon verdik. İşe de yaradı. Şu anda da AKP dışında bütün il başkanları irtibat halindeyiz

Saygılı - İlk bildiride AKP il Başkanının da imzası var mıydı?

Mullaoğlu - O zaman imza atmıştı. Şu anda teklif etmek istemiyoruz. Onların da duyarlı davranmaları gerekiyor. Adımız gibi eminiz buradaki AKP’liler ve AKP ye oy veren vatandaşların hiç birisi hükümetin bu politikalarını uygun bulmuyor. Ama sadece bu yetmez sessiz kalmaları da doğru değil. Onlar da rahatsız çünkü. Hatay dünyaya örnek teşkil edecek bir il. Davutoğlu ya da Tayyip Erdoğan, hayal peşinde yeni bir Padişahlık ruh haliyle gaza gelmiş gidiyorlar buna sessiz kalınmaması gerekir.

Saygılı - Anlattığınız bu politikalar ve ruh hali değişmezse gelecekte hangi noktaya gelebiliriz?

Mullaoğlu - Benim şöyle bir öngörüm var, yeni kurulması düşünülen’’ misakı milli’’ sınırlar içerisinde Apo ile beraber Tayyip Erdoğan’ın başlattığı süreç içerisinde Hatay kadostral değişikliklere uğrayacak gibi geliyor bana. Bütün bu hareketlenmeler özellikle Hatay üzerinde mezhepsel çatışma çıkarma çabaları… Hatay’ın sosyolojik yapısını bildiğiniz halde neden Hatay’da bu kadar ısrar ediyorsunuz. İnsanları alevi olduğu için kesen vahşi insanları Hatay’ın kalbinde oturtuyorsunuz, silah verip eğitiyorsunuz. Bu bölgede yaşayan aleviler silahların kendilerine yönelebileceği endişesi taşımazlar mı? Devlet kendi eliyle kaşıyor bunu.

Saygılı - Redhack , twitter ortamında bir belge yayınladı.İç İşleri Bakanlığı belgenin e-mail yoluyla değil cep tel ile çekilerek yollandığını söyledi.Belgeyi yalanlamadı.Reyhanlı saldırıları sonrasına ait olduğu iddia edilen belgelerde, Suriye’de faaliyet gösteren El Kaide yanlısı gruplara ulaştırılmak üzere hazırlandığı öne sürülen bomba yüklü araçlara ilişkin detaylara yer verilirken bu araçların Suriye tarafından arandığı bilgisi de dikkat çekti. Redhack’in yayınladığı belgelerde ayrıca, söz konusu planların, 25 Nisan’da elde edildiği belirtilen ve Suriye’deki en etkili silahlı muhalif gruplardan El Nusra’nın üç araca Türkiye’ye yönelik bir eylemde kullanmak üzere bomba düzeneği yerleştirdiği yönündeki bilgilerle paralellik taşıdığı gibi bilgiler vardı.

Mullaoğlu - Doğru yalanlamadı. Bu gün Reyhanlı’ya gitseniz otellerde ajanlar cirit atıyor. Böyle bir yerde üç gün önce bir infial yaşanmış. Olacakları istihbaratın ön görmemesi düşünülebilir mi. Çocuklar bile güler buna.

Saygılı - Özellikle mi istihbarat zafiyeti yaratılıyor?

Mullaoğlu - Bu bir yorum, biz doneler üzerinden bakalım. Patlama anında çekilen internet görüntüleri var. Patlamadan sonra Allahü ekber sesleriyle sevinen ruh hastası gurup var. BBC de yayınlanıyor El Nusra biz yaptık diyor. Ardından falan failler yakalandı açıklaması yapılıyor, faillere bakıyorsunuz siyasetle ilgisi olmayan daha çok kaçakçılıkla uğraşan kişiler. Bunlar kullanılmış ya da istihbarat örgütleri ile ilişkide olabilecek kişiler olarak tahmin ediyorum. Aslında bunların böylesine profesyonel bir patlamayı gerçekleştirebilmeleri de zor gözüküyor. Kamera görüntülerine ulaşamadığımız için tahmin olarak söyleyebilirim oradaki patlayan arabalar tespit edilenlerin dışında başka arabalar da olabilir.

Saygılı - Bombanın patlamasından sonra halkın gösterdiği tepkilere karşı polis güç kullandı. Bir yandan bombalandılar diğer taraftan polis copuyla karşı karşıya kaldılar. Halk neye tepki gösterdi?

Mullaoğlu - Hükümete karşı büyük tepki vardı. İnsanların içleri yanmış. Ebetteki tepkileri olacak, bırakın göstersin diyemiyor Emniyet. İç İşleri Bakanlığına bağlı, onun derdi Hükümet yıpranmasın diye önlem almak. Kamu yararını, kamu düzenini korumadan çok hükümetin düzenini koruma derdinde. Hükümet yıpransın istemiyorlar. Ancak halk çok bilinçli ne yaparlarsa yapsınlar bu olumsuzlukların temelinde AKP nin yanlış politikalarının yattığını çok iyi biliyorlar. Onaylamıyorlar, tepki gösteriyorlar.

Saygılı - Halk Hükümetin açıklamalarına şüpheyle yaklaşıyor o zaman.

Mullaoğlu - İki gün önce partimizden gelen heyetle sınıra gitmiştik. Sınırda minibüslerle Suriye’ye rahat gidiyorlar ve geliyorlar. Kimin geldiği ve gittiği belli değil. Böyle bir ortamda sınırdan her türlü insan da bomba da girer nükleer silah da girer. Her türlü suiistimale açık. Akıldışı işler bunlar. Bizler hepsini burada görüp yaşıyoruz. Böyle bir olayı birkaç çocuğun üzerine atıp işin içinden sıyrılmak istiyorlar. Öyle ifadeler var ki gözaltına alınanların; örneğin ‘’orada bizi bir kişi karşıladı Acilciler’’diye. Acilciler mi kaldı.80 öncesi bir fraksiyon. Beşar Esad’ı aramışlar’’ kahramanlar’’ geldi diye. Bu mümkün mü? Esad’a ya da ailesinden birine bu ortamda ulaşmak o kadar kolay mı? Bir senaryo var ortada. Bizden inanmamızı bekliyorlar. Biz gerçeklerin açığa çıkmasını istiyoruz.

Saygılı - Patlamadan hemen sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Reyhanlıyı ziyaretinden söz edebilir misiniz?

Mullaoğlu - Genel Başkanımızın ziyareti çok olumlu karşılandı. Genel başkanımız hiç siyaset yapmadı, bunu ifade etti. Kalben acıları paylaştı, taziye ziyaretlerinde bulundu, halk memnun kaldı tabi’i ki. Acımızı paylaşmaya bir tek Kılıçdaroğlu geldi dediler. Hiç bir koruma olmadan dolaştı, bizler güvenlik arttırılsın mı diye sorduk, Genel Başkan kabul etmedi, ben halkla, esnafla kucaklaşarak acılarını paylaşmak istiyorum dedi. Halk bundan son derece memnun oldu. Acıları çok büyüktü, merhem oldu bu ziyaretleri, yalnız olmadığını hissetti halk.

Saygılı - Bakanların da ziyareti oldu.

Mullaoğlu - Bakanlar halkın arasına giremediler. Valilikte toplantı yaptılar. Yarın Tayyip Erdoğan Reyhanlıya gelecek. Dışarıdan adam toplayacaklar. Şu an ne Başbakan ne de Bakanlar serbestçe sokakta halkın arasında rahatça dolaşamaz. Reyhanlı AKP ilçe başkanı istifa edecekti durdurdular. Her aileden bir şehit var politikalarını nasıl savunacaklar. Bu acılar bu yanlış politikaların ısrarı yüzünden. İstedikleri kadar senaryo üretilsin halk bombanın kimin tarafından patlatıldığını biliyor

Saygılı - Suriye olaylarına nasıl bakmalıyız sizce?

Mullaoğlu - Biz prensip olarak bütün Ülkelerin bütün insanların en güzel sistemde özgürlükler içinde yönetilmesi gerektiğine inanıyoruz. Ama buna o Ülkenin insanları karar vermeli. Bizi sürekli Baas’çı Esad ‘cı olmakla eleştiriyorlar. Bir mart tezkeresinde emperyalist müdahaleye karşı çıkarken Saddamcı değildik, şimdi de Esad’cı değiliz. Bizim partimizin tarihsel kökleri ve antiemperyalist duruşu var o çerçevede değerlendirilmesi gerekiyor. Bunun altını çiziyoruz. Esad ya da başkası bizi ilgilendirmiyor. Halkların birbirine kırdırılmasına karşıyız, emperyalist politikalara karşıyız. AKP hükümetinin emperyalizmin oyuncağı olmasına karşıyız.

Saygılı - Şu an Hatay’da ekonomik durum nasıl?

Mullaoğlu - Son olaylar Hatay ekonomisini çok kötü noktalara getirdi. Hayvancılık tarım zaten bitmişti. Olaylardan önce Sınır ticareti ve ihracat ciddi boyutlardaydı. Türkiye’nin İstanbul’dan sonra en büyük nakliye filosuna sahipti, bunların hepsi bitti. Sadece Hatay değil Türkiye etkilendi bu durumdan. Nevşehir’de yetişen patates orta doğuya buradan çıkıyordu. Ekonomik ve manevi çok büyük kayıplarımız oldu. Çok daha büyük yaralar açılmadan bu yanlış politikadan vazgeçilmeli. Davutoğlu bir an önce istifa etmelidir. Bu bölgedeki AKP’liler de makam ve mevki ye gelmek için yanlış politikaları eleştirmekten korkmamalılar. Ülkenin geleceği makamlardan daha önemlidir. Dönen dolapları onlarda biliyor çünkü. Aynı durum bizim partimizde olsaydı taban büyük tepki gösterirdi. AKP tabanından da aynı namuslu tavrı bekliyorum. Hepimizin ülkemize borcu var.

Saygılı - Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ediyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum.

Mullaoğlu - Ben de teşekkür ederim.

0
Paylaşım