Menu
RSS

Balık; Kamusal, Bilimsel, Laik Eğitime Darbe Tasarısı Geri Çekilmelidir

Balık; Kamusal, Bilimsel, Laik Eğitime Darbe Tasarısı Geri Çekilmelidir

Eğitim İş Antalya Şube Başkanı Mehmet Balık MEB 652 sayılı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nda yapılması düşünülen değişikliklerle ilgili kaygılarını dile getirdi.

Balık yaptığı yazılı açıklamada bu değişiklikler ile eğitimde tam bir yıkım yaşanacak, kamusal eğitim alanı daha da daralacak, eğitim kamusal bir hizmet olmaktan çıkacak, denetim devre dışı kalacak, kadrolaşmanın, çocuk istismarının ve çocuk işçiliğinin önü açılacaktır dedi.

Açıklamada şunlara değinilmekte; “AKP iktidarı, dini eğitimi yaygınlaştırma, eğitimi özelleştirme ve ticarileştirme uygulamalarına, MEB 652 sayılı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’yla yenilerini eklemeye hazırlanmaktadır.

TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’nda 1 Haziran 2016 tarihinde Maarif Vakfı’nın kurulmasına ilişkin teklif kabul edilirken, tasarının bu haliyle yasalaşması durumunda, eğitimde tam bir yıkım yaşanacak, kamusal eğitim alanı daha da daralacak, eğitim kamusal bir hizmet olmaktan çıkacak, denetim devre dışı kalacak, kadrolaşmanın, çocuk istismarının ve çocuk işçiliğinin önü açılacaktır.

Maarif Müfettişleri Tasfiye Edilecek Denetim Devre Dışı Kalacak

Tasarı ile MEB’de halen Rehberlik ve Denetim Başkanlığı şeklinde faaliyette bulunan birim “Teftiş Kurulu Başkanlığı”na dönüştürülmekte, İl Milli Eğitim Müdürlükleri bünyesinde bulanan Maarif Müfettişleri Başkanlıkları kaldırılarak, müfettişlerin Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı çalışma merkezlerinde görev yapması öngörülmektedir.

Öte yandan halen Maarif Müfettişi unvanı ile görev yapmakta olanlar “Eğitim uzmanı” kadrolarına geçirilmektedir. Yapılacak olan mülakat sonucunda diğer Bakanlık Müfettişleri ile Maarif Müfettişleri arasından mülakatla 500 Bakanlık Maarif Müfettişi alımı yapılması planlanmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası devlete eğitim konusunda kesin ve net görevler yüklemiştir. Bu görev Anayasamızın 42. maddesinde "Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve devrimleri doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır.

Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz." açık bir şekilde ifade edilmiştir. Eğitim öğretim devletin gözetim ve denetimi altında olmak zorundadır.

1739 Sayılı Temel Eğitim Kanunu’nun 17. maddesinde “Milli eğitimin amaçları yalnız resmi ve özel eğitim kurumlarında değil, aynı zamanda evde, çevrede, işyerlerinde, her yerde ve her fırsatta gerçekleştirilmeye çalışılır.

Resmi, özel ve gönüllü her kuruluşun eğitimle ilgili faaliyetleri, Milli Eğitim amaçlarına uygunluğu bakımından Milli Eğitim Bakanlığının denetimine tabidir” denilmektedir. Aynı Kanunun 56. maddesinde ise “Eğitim ve öğretim hizmetinin, bu kanun hükümlerine göre Devlet adına yürütülmesinden, gözetim ve denetiminden Milli Eğitim Bakanlığı sorumludur” ifadesi yer almaktadır.

Anayasamız ve yasaların devlete yüklediği gözetim ve denetim görevleri müfettişler tarafından yürütülmüştür. Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatının 18 milyon öğrenci, 60 bin okul, 1,2 milyon öğretmen, yaygın eğitim kurumları, özel öğretim kurumları, motorlu taşıt sürücüleri kurslarının, rehberlik, teftiş ve inceleme soruşturması düşünüldüğünde şu anda;  2507 Maarif Müfettişi ile 3 yılda bir olmak üzere istenilen düzeyde yürütülemezken, merkeze bağlı 500 Bakanlık Maarif Müfettişi ile yürütülmesi imkânsızdır.

Devlet, mesleğe girdikten sonra personelin çalışma şartlarını veya unvanını hak kaybı yaratacak şekilde tek taraflı olarak değiştiremez.

MEB’e bağlı 2507 Maarif Müfettişi, belli bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra, dört yıllık ikinci bir fakülte bitirmek, seçme ve yeterlilik sınavlarını kazanmak gibi bazı özel koşullara yerine getirerek mesleğe girmiştir. Bunların yok sayılarak sonradan yapılan düzenleme ile unvanlarının alınması kazanılmış hakların ihlali anlamına gelmektedir.

Bu düzenlemenin geçmesi halinde, Bakanlığı gözetim ve denetiminde olan 70 bin civarında kurumda yeterli ve etkili denetim yapılamayacak böylece usulsüzlükler, yolsuzluklar, çocuk istismarı, keyfi uygulamalar ve mağduriyetler artacaktır.

Burada esas amaç, Cumhuriyete,  Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı, bilimsel eğitimden yana müfettişleri saf dışı bırakmak, eğitimi dinselleştirme amaçlarına uygun olarak kendilerine biat eden bir kadro oluşturarak eğitimi denetimsiz bırakmaktır”

yukarı çık
0
Paylaşım