Türk Sağlık Sen Antalya Şube Başkanı ‘Sağlıkta Şiddet Son Bulsun’

Yılmaz’ın açıklaması şöyle;

“Gün geçmiyor ki sağlıkta şiddet hakkında bir haber duymayalım. Bu gün burada hasta yakınları tarafından herkes bayram tatili yaparken acil serviste hizmet sundukları esnada Kemer Dev.Hast. görevli ve Kemer İlçe temsilcimiz Niymet HAZAR başta olmak üzere sağlık çalışanlarına yapılan saldırıyı protesto etmek için toplanmış bulunuyoruz.

Yetkililer sözlü şiddetten cinayete kadar değişen boyutlardaki sağlıkta şiddet olaylarının önüne geçmek için ne zaman tedbir alacaklar merak ediyoruz. Artık bir an önce sağlık kurum ve kuruluşların da gerekli önlemler alınmalıdır. Güvenli ve huzurlu bir yerde görev yapmak sağlık çalışanlarının hakkıdır.

Sağlık’ta şiddet Dr.Ersin ARSLAN ‘ın katledilmesiyle yüzünü en ağır şekilde göstermiştir. Bu olaydan sonraki iki yılda doktorlar bıçaklanmış, hemşireler komalık edilmiş, sokaklarda 112 çalışanları demir levyelerle dövülmüştür. Hastanelerin basıldığında çalışanların canlarını kurtarmak için nasıl bir mücadele verdiği hastane kameralarından kamuoyuna yansımıştır.

Türk Sağlık-Sen olarak Sağlık Bakanlığı Beyaz Kod verilerine dayanarak yaptığımız araştırmaya göre 1 Ocak-1 Eylül 2013 tarihlerini kapsayan 8 aylık sürede sağlıkta 7 bin 287 şiddet olayı yaşandığının ortaya çıkması da şiddetin önlenemeyişinin açık bir göstergesidir. Sağlık alanında resmi verilere göre her ay yaklaşık bin şiddet vakası görülmektedir.

Yöneticilerimiz sağlıkta şiddet konusunda duyarlı olmalı, çalışanlara yapılacak bu tür saldırıların önüne geçmek veya bu saldırıları engellemek için gerekli önlemleri almalıdırlar.

Bizim sağlık çalışanları olarak düne göre eksimiz olmadığı gibi artılarımız vardır. Yetkililer artık şunlara son vermelidir.

• Sağlık çalışanlarını populist yaklaşımlarla halkla karşı karşıya getirmekten,
• Hekimlerin ellerini hastaların ceplerinden çıkarttık demekten,
• Ne kadar para verseniz bunları doyuramazsınız demekten
• Sağlık çalışanlarını hedef haline getirmekten vazgeçmelidirler.

Sağlıkta Şiddet süslü sözlerle, X-Ray cihazları ve güvenlik görevlileri ile çözülemez. Burada da önlenememiştir. Sağlık çalışanlarının güvenli bir ortamda çalışmalarını sağlamakla görevli Güvenlik Görevlileri bu görevlerini yerine getirememiştir. Maalesef bir kez daha acil serviste güvenlik zaafı yaşanmıştır.

Sağlıkta şiddeti önleme adına en önemli çalışmayı TBMM gerçekleştirmiş, TBMM Sağlık Çalışanlarına Yönelik Şiddeti Araştırma Komisyonu tüm tarafları dinleyerek 66 öneriyi içeren çok önemli ve kapsamlı bir rapor hazırlamıştı.

Fakat iş uygulamaya gelince ne yazık ki gerekli adımlar bir türlü atılmamıştır. Sağlıkta şiddete karşı sağlık sektörünü oluşturan tüm paydaşlar, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet karşısında, söz ve eylem birliği içinde olması için Bakanlık tarafından bir çalışma yapmamıştır. Raporda uzun çalışma sürelerinin yeniden düzenlenmesi istenirken, bakanlık aile hekimlerine ve aile sağlığı çalışanlarına da nöbeti koymuştur. Çalışma barışını bozan performansa dayalı ücretlendirme ile ilgili hiçbir düzenleme yapılmadı.

Bundan sonra şunlar yapılmalıdır:

• Ulu önder Atatürk’ün “Beni Türk Hekimlerine Emanet Edin.” sözünde vücut bulan halkımızın hekimlerine ve sağlık çalışanlarına olan güven duygusunun tekrar kazandırılması,
• Özveriyle çalışan tüm sağlık çalışanlarına karşı halkımızın önceden olduğu gibi sevgi ve saygı duymasının sağlanmasından geçmektedir

Sağlık çalışanları güvenli bir çalışma ortamı istiyor. Bugün şiddete uğrayacak mıyım korkusunu yaşamadan hizmet etmek istiyor.

Sağlıkta şiddetin önlenmesi için;

Özellikle vatandaşlarımızın bilgilendirilmesi için yoğun bir çalışma yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Televizyonlarda kamu spotlarından, hastanelerde hasta ve hasta yakınlarına sağlıkta şiddetle ilgili broşürler verilmesi gibi sosyal çalışmalar gerçekleştirilmelidir.

Caydırıcı cezaların olması için TCK’da gerekli düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Şiddeti önleme konusunda ilk yapılması gereken cezaların arttırılmasıdır. Cezaların caydırıcı olması için TCK’da bir düzenleme yapılmalıdır.

• Sağlıkta şiddet sadece basit bir darp olmaktan çıkarılarak, kamu hizmetini engelleme,
• Vatandaşın sağlık hakkını kullanmayı engelleme ve bunun sonucunda insan hayatının riske atılması gibi suçlarının da cezası olmalıdır.
• Tutuklu yargılama gibi şiddette caydırıcılığı arttıracak unsurlar hayata geçirilmelidir.

Sonuç olarak; çözüm ne kadar gecikirse, sorunlar o ölçüde artacaktır. Sağlıkta şiddete çözüm için ne yazık ki yeterli çaba gösterilmiyor. Sorun sürekli öteleniyor. Etkin ve caydırıcı önlemler her nedense bir türlü alınmıyor. Bunun sonucunda da her ay bin şiddet vakası yaşanıyor. Artık sağlık çalışanları güvenli bir işyeri, hayatından endişe etmeden, şiddete uğrama korkusu yaşamadan hizmet üretmek istiyor. Bu konuda Sağlık Bakanı Sayın Dr. Mehmet Müezzinoğlu’ndan sağlık çalışanlarının memnuniyetini dikkate alma anlamında çalışmalar bekliyoruz. Güvenli çalışma sağlık çalışanlarının hakkıdır”