Menu
RSS

Şahı Merdan Derneği'nden iftiralara cevap

  • Yazan 
Şahı Merdan Derneği'nden iftiralara cevap

Değerli üyelerimiz, kıymetli canlarımız ve saygıdeğer kamuoyu!

Bu satırları üzülerek ele aldığımızı ifade ediyor, önyargı, iftira ve ithamdan uzak durarak, bazı dost bildiğimiz kardeşlerimizin daha fazla hakka girmesini önlemek ve kamuoyunu bilgilendirmek üzere sizlerle paylaşıyoruz.

Aşağıda okuyacaklarınız ‘’ilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır’’ ’’Eline, Beline, Diline sahip ol’’ ‘’incinsen de incitme’’  sözünün kısa bir dersidir. Bu sözleri önce bizler uygulayacağız ve kavga dili kullanmadan, yaftalamadan, iftira etmeden, dostlarımıza bilgi vereceğiz. Hiçbir dernek hakkında olumsuz bir söylemde bulunmayacağız. Sadece iftiralara cevap vereceğiz. Şah-ı Merdan Alevi Bektaşi Eğitim ve Kültür Derneği olarak bu konuda son açıklamamızdır bundan sonra bu mevzu ile alakalı herhangi bir iftiraya basın yoluyla cevap vermeyeceğimizi, bütün gücümüzü ve enerjimizi yolumuz için harcayacağımızı siz değerli kamuoyuna duyururuz. Ayrıca bu açıklamalar sebebiyle sanki alevi kurumları kavga ediyormuş gibi bir görüntü çıktığı içinde önce alevi camiasından sonrada siz değerli okurlardan özür dileyerek ve evrensel değerlerin temsilcisi olmaya gayret göstereceğimizi beyan ederek sözlerimize başlıyoruz.

Dernek olarak Genel duruşumuz; Ufkumuzun geniş olması, eğitimci olmamız ve kırmızı çizgilerimizin çok az olması sebebiyle Alevi Vakıf ve derneklerinin hepsine saygı duyuyor bizden farklı yönleri olsa bile bunu bir zenginlik olarak kabul ediyoruz. Yol bir sürek bin bir diyoruz. Birileri gibi bazı vakıf ve dernekleri yol düşkünü veya kötü olarak değerlendirmiyoruz. Hiçbir güç veya oluşum bizi bu çizgimizden ayıramaz.

Dün bir sitede yayınlanan bir haberde Antalya Alevi Bileşenlerini oluşturan bazı Dernekler ve Vakıf, bizim, Aleviler içine cemaatin sızma operasyonunun parçası olduğumuzu belirterek, 3 gün önce derneğimizin facebook sayfasından bir duyuru ile Alevi bileşenlerinden üzülerek ayrıldığımızı açıklamamıza rağmen, zaten ayrılmış bir derneği hızlarını alamayarak bileşenlerden çıkarma kararı almışlar. Bu kararı imzalatarak aldıklarını söyledikleri başkanlardan iki kişiye (PSAKD Antalya şube başkanı Selçuk Akpınar, AKD Antalya şube başkanı Selçuk Koçnebioğulları) telefon ettiğimizde böyle bir şeyin kendi aralarında konuşulduğunu fakat, kendilerini çağırarak söylentiler hakkında savunmalarının alınması gerektiğini hatırlatmalarına rağmen kulak ardı edildiğini, eğer ispat edilirse böyle bir şey varsa gereği yapılsın dediklerini ve imza atmadıklarını söylediler. Ayrıca Alevi bileşenlerinin içinde bulunan PSAKD Altınova şube başkanı Adnan ASLAN ve Döşemealtı ALEVİYOL derneği başkanı Savaş SEZGİN böyle bir kararın alınmasında oy kullanmamış ve yargısız infaz olduğu gerekçesiyle karşı çıkmışlardır. Bu söylentilere inananların başında Antalya HBV Vakfının olduğunu, sebebi sorulduğunda ise sadece öyle diyolar lafından öte geçemediklerini, toplantıya katılan bazı dernek başkanları ifade ettiler. Yani maalesef Hacı Bektaşı Veli’nin adına yakışmayan olumsuzlukların bizzat Vakıf tarafından yapılması, ibadet yerimiz olan cem evimizin yöneticisi konumundaki kişilerin bu tavırları bizleri derinden üzmüştür. Bu satırları basın önünde bu şekilde yazmaktan bir alevi olarak hicap ettiğimizi belirtmek isteriz. Bir derneğin onuruyla oynamak bu kadar kolay olmamalı diye düşünüyoruz.

Değerli Canlar! Bizi çağırmadan hakkımızda değişik dedikoduları dillendiren kurumların isimlerini yayınlamak istemiyoruz çünkü isminde Alevi ibaresi olduğundan ve kişiler gelip geçici olduğundan sadece bu işin başındaki kurumun adını verdik. Bunun içinde ayrıca Hünkârımızdan özür diliyoruz.

Antalyada iki yıl önce açılmış, bir yıldır aktif faaliyette olan bir derneğiz. Şu ana kadar BOZATLI HIZIR, ZEYNEP ANA, ÖRNEK ANNE HZ. FATIMA ve en son da Muratpaşa belediyesi meclis salonunda KERBELA programı yaptık. Gelen canlarımız gözyaşları içerisinde ayrılmış ve teşekkür etmişlerdir. Hatta programa bazı Sünni kardeşlerimizde katılmış gözleri yaşararak izlemiş ve üzülerek Alevileri şimdiye kadar çok yanlış tanıdıklarını beyan etmişlerdir. Bu güne kadar Cem Evinin konferans salonunda 3 tane program yaptık ve hepsinde de Anadolu Aleviliğinin güzelliklerini çağırdığımız dedelerle, gençlerin saz, söz ve emekleriyle, gelen canlarımıza tattırmaya çalıştık.

Şu an derneğimizde her Pazar günü semah kursu vardır. Yakında saz kursuda başlayacaktır. Hafta içleri bazı akşamlar canlarımızla bir araya gelip Ehli beytin ve Muhammed Mustafanın Ahlakını, İmam Ali’nin Edebini, 7 ulu ozanımızı, 4 kapı 40 makamı, Hünkarımızın Makalatını, Kaygusuz Abdal’ın DilGüşasını, Alevi Bektaşi yol ve inancını anlatan eserleri okuyoruz. Okuduğumuz bilgileri yorumluyor canlarımızla cemal cemale bakıyor gönlümüzü birlemeye çalışıyoruz. Buradan bütün üyelerimize sesleniyoruz eğer bizden HAK MUHAMMED ALİ çizgisi dışında bir şey duyarsanız lütfen bizi uyarınız ve dara çekiniz.

Gelelim diğer iftiralara;

  • Dernek başkanımızın cemaat yurtlarında kaldığını ve yetiştiğini yazmışlar. Bu başkanımız tarafından da yalanlanmış bir iftiradır kanıtlamak iftirayı atanların boynunda kara bir leke olarak kalacaktır.
  • Paranın gücüyle her şeyi ele geçireceğimizi yazmışlar, işte buna çok güldük. Çünkü yaptığımız programların salonları ücretsiz, programda yer alanlar tamamen gönüllü yani masrafsız. Ayrıca derneğimize veya programlarımıza gelen kimseler maddi çıkar için değil manevi kazanım için geliyor. Bunu kafamızdan uydurmuyoruz. Gelen canlarımızın ifadeleridir. Hiçbir programımızda da çeyrek altın dağıtmadık. Bütün üyelerimize telefon açıp tek tek sorabilirsiniz. Ayrıca bizler eğitimciyiz, Başkanımız Üniversitede Eğitim görevlisi, dershane işleten canlarımız ve fedakar üyelerimiz var. Bir de işin en acıklı tarafı da bu para meselesi için, İmam Hüseyin’in yezit karşısında boyun eğmemesini örnek göstermişler. Ah güzel insanlar gelin size daha güzel örnekler verelim; Haticetül Kübra varını yoğunu bu hak din için feda etti paranın gücüyle bir şeyleri satın almak için mi yaptı. Muhammed Mustafa elinde ne var ne yok bu yol için harcadı. İnsanlara hak adına güzel şeyler anlatmak için dağıttı. İmam Aliyyel mürteza günlük yevmiyeyle çalışır ev ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra kalanını fakir fukaraya ikram ederdi. Bazen hepsini verirdi peki bunu maddiyatın gücüyle insanları ele geçirmek için mi yapmıştı. işte bizler bu yol ulularını örnek alıyoruz onun için yolumuza ufak da olsa bir şeyler harcıyoruz. Sorsaydınız söylerdik ama neyse önemli değil bu satırları okurken bile fikriniz değiştiyse bizim için yeterli. Hünkarımız Hacı Bektaşı Veliden öğrendik biz kimseye kin beslemeyeceğiz.
  • Derneğimizde Yaptığımız sohbetlerde gençleri dindar, kaderine razı ve itaatkar yapmaya dönük telkinlerde bulunuyormuşuzJ ve bu da Sünni din anlayışı çerçevesinde oluyormuş.

Derneğimizde yaptığımız muhabbetlerimizde Alevi yolu ve öğretileri, Hacı Bektaşı Veli nin, İmam Aliyyel Mürtezanın, 12 imamların ve yol büyüklerimizin sözlerini okuyor ve inancımızı kuvvetlendirmeye çalışıyoruz. Alevi derneğinde Sünnilik anlatılsa zaten ilk önce üyelerimiz karşı çıkardı diyor İftiralara bir an olsun gaflet halinde inananları da bekliyoruz kapımız herkese açık. Gelsin yerinde görsünler söylentilere kulak asmasınlar. Böyle düşünen başkanlara HBV’nin ‘’gördüğünü ört görmediğini söyleme ‘’ düsturunu hatırlatıyoruz.

  • Alevileri Sünnileştirmek, Şiileştirmek için faaliyet yapıyormuşuzJ Öncelikle bu iftirayı atanlar bir karar versin de biz de ona göre cevap verelim. Çünkü ikisi de birbirinden çok farklı ve taban tabana zıt. Buradan duyuruyoruz ne şii ne de Sünni biz ALEVİYİZ ve asimilasyona karşıyız. Yaptığımız her program Alevi Bektaşi çizgisinde kalacaktır. Ehli Beyt ve Kuran yörüngelidir. imam Aliye talip, Hünkar’a bağlı bir duruşumuz vardır.
  • Alevileri asimile etmenin parçasıymışız! Bir alevi derneği nasıl oluyor da hem Alevileri asimile etmeye çalışıyor hem de her programında, muhabbetinde Alevi Bektaşi inancının güzelliklerini anlatıp gelen Sünnilerin bile Alevilere karşı bakışını olumlu manada değiştiriyor buna biz de anlam veremedikJ
  • Kendi başımıza hareket ederek, gizli toplantılar yaparak, kamusal alanda rant sağlamaya çalışıyormuşuz. Bir Alevi derneği olarak yönetim kurulumuz var ve orada kararlarımızı alır programlarımızı yaparız. Bu konuda hiçbir derneğin tüzüğünde, bir başka dernekten izin alır ibaresi yer almamaktadır. Makul ve üyelerimizce kabul gören yolumuza aykırı olmayan, yasaların belirlediği çerçevede her programı yapmaya hakkımız var ve buna hiçbir derneğin tahdit koymaya hakkı yoktur. Asıl gizli toplantı, bir dernek hakkındaki mesnetsiz iftiraları, o derneğe haber vermeden bir araya gelerek dillendirmek ve savunmaya mahal vermeden yargısız infaz yapmaktır.
  • Başkanımız bir yerel televizyonda Almanya merkezli bir alevi vakfının sapkınlık içerisinde olduğunu söylemiş; oysaki gerçek Almanya merkezli bazı dernekler olacaktı Alevi kelimesini kim koymuşsa. Neyse yanlışlıkla koymuşlardır diyip geçelim.
  • Bilinçaltımızda alevi düşmanlığı varmış; Anadoluda bir ifade vardır artık bir noktadan sonra La Havle… derler. Yani günümüz Türkçesiyle ‘’Yok Artık’’. Eğer Ehli Beyt sevgisini ön plana çıkarmak, birlik bereberlik içinde devletle ve başka mezheplerle kavga etmemek, ötekileştirmeden hareket etmek, toplumun her kesimine kucak açmak, Gençlere sokağın karanlığını değil de ilmin ışığını tavsiye etmek, Alevilik adına inançsızlığı ön plana çıkaranlara Alisiz Aleviliği ön plana çıkaranlara karşı Aliyi savunmak, Ali siz olmaz demek, her söyleminde acaba yoluma inancıma ne katabilirimin derdi ile hareket etmek alevi düşmanlığı yapmak ise vay bu yolda çalışanlara! Yuh böyle düşünenlere!!! (kusura bakmayın)

Aslında biz haklı olduğumuzu nerede anladık biliyor musunuz değerli canlar. Bizi karşılarına alıp konuşamadılar. Yüzümüze bakıp bunları söyleyemediler. Yiğit adam insanın yüzüne konuşur. Ama daha önce de açıkladığımız gibi dedelerimiz bize ‘’bu yol dikenlidir ayağını seven girmesin’’ demişti onun için sarsılmamaya gayret ediyoruz. Sarsılmadık demiyoruz çünkü düşmanın attığı taş değil dostun attığı gül insanı yaralıyor.

        Yani değerli Antalya halkı, kıymetli canlar ve muhterem üyelerimiz yukarıda da bahsettiğimiz gibi yapılan suçlamaların hepsi zan ve iftiradan öteye gitmemektedir. Elle tutulur gözle görülür hiçbir şey bulunmamaktadır.

         Bizim üzüldüğümüz taraf şudur; bu iftirayı atan bizimle aynı masaya oturup karşılıklı çay içip muhabbetlerimizi dinleyen, derneğimize gelip misafir olan bu başkanlarımız, açıkça atılan bu iftiralara inandıklarından dolayı bir toplulukta yüzümüze nasıl bakacaklar. Haber yayınlandığı gün bu iftiraya evet diyen imza atanlar telefonlarımıza dahi çıkma cesaretini gösteremediler. Biz şu an kendimizi unuttuk onları düşünüyoruz. Bize ne diyecekler acaba, Çünkü tanıdığımız kadarıyla iyi insanlardı, hala da öyle düşünüyoruz. Birilerinin dolduruşuna ve yanlış bilgilendirmesine kurban gittiler diye düşünüyoruz. Kapımız her zaman açık lütfen çekinmesin gelsinler.

        Allaha şükür kimseye atılmış bir iftiramız yok. Atılan mesnetsiz bir iftiraya inancımız yok. Ve bizim bilmediğimiz şahit olmadığımız herhangi bir iftirayı bu dernek ve başkanlarımıza atarlarsa kendilerine sormadan inanmayacağımızı kamuoyunun önünde saygıyla duyururuz.

                ŞAH-I MERDAN ALEVİ BEKTAŞİ DERNEĞİ olarak bundan sonra da yolumuza dedelerimiz önderliğinde bundan önce olduğu gibi sadık kalacağımıza, atılan taşlara bakmaksızın HAK MUHAMMED ALİ çizgisinden asla sapmayacağımıza, Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan diyerek dimdik yürüyeceğimize Ehli Beyt ve 12 imamların Manevi huzurunda söz veriyoruz. GİTTİĞİMİZ YOLDAN, DURDUĞUMUZ DARDAN, ÇAĞIRDIĞIMIZ PİRDEN ŞEFAAT BULMAK DİLEĞİYLE… Aşk ile…

Şahı Merdan Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Yıldız

yukarı çık
0
Paylaşım