Metal İş Grevinin yasaklanması “darbedir”

Toplantıya KESK adına Hüseyin Karabulut, Emekli Sen adına Belkıs Özgen, Devrimci Turizm İş adına Mustafa Yahyaoğlu, TMMOB adına Dursun Büyüktaş ve Sosyal İş adına Hüseyin Kaplan’da katıldı.

DİSK Akdeniz Bölge Temsilciliği'nde düzenlenen toplantıda konuşan DİSK Antalya Bölge Temsilcisi Cemal Aybar, anayasal bir hakkın kullanımının Ak Parti Hükümeti tarafından engellenmesini kınadıklarını belirterek, “Bu antidemokratik bir karardır ve açıkça, sermaye karşısında işçi haklarının gasp edilmesidir" dedi. 30 Ocak günü Resmi Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararı ile metal grevinin yasaklandığı Türkiye'de demokrasinin olmadığının bir kez daha ilan edildiğini aktaran Cemal Aybar, şöyle konuştu:

“DİSK/Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi metal işçilerinin grev oylama sandıklarında, grev meydanlarında ortaya çıkan iradesine karşı Bakanlar Kurulu'nun aldığı yasaklama kararının adı darbedir. Yaşananlar sadece metal işçilerine değil tüm işçi sınıfına karşı bir darbedir. Bakanlar Kurulu kararında adına erteleme dense de fiilen yasaklama anlamına gelen bu hak gaspıyla bir kere daha görülmüştür ki, bu ülkede işçilerin grev hakkı bulunmamaktadır."

Grev hakkının ILO Sözleşmeleri dahil olmak üzere pek çok uluslararası sözleşmenin güvencesi altında olduğuna vurgu yapan Cemal Aybar, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“ILO Örgütlenme Özgürlüğü Komitesi'nin 1996 tarihli raporuna göre içinde metal sektörünün de bulunduğu çok sayıda sektör grev yasağı kapsamına alınamaz. Birleşmiş Milletler'e üye pek çok ülke grev hakkını tanımaktadır. 90 ülke grev hakkına anayasasında yer vermiştir. Grevin yasak olduğu ülkelere baktığımızda Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar gibi, işçilerin hiçbir yasal hakkının olmadığı ülkeleri görüyoruz. Bu ülkelerde işçiler köle veya mahkûm gibi çalışıyor. Yoksulluk ve açlık içinde yaşıyor, iş kazalarında ölüyor veya sakat kalıyorlar. Grevi yasaklayan AKP ve patronların hayal ettiği çalışma yaşamı işte budur."

12 Eylül darbecilerinin hukuku, grev hakkını sadece toplu sözleşme görüşmelerinde uyuşmazlık olması halinde tanıdığını, bunun dışındaki tüm grev türlerini yasakladığına işaret eden Cemal Aybar, konuşmasını şöyle tamamladı:

“2003'te lastik ve cam, 2004'de yine lastik ve cam, 2005'te maden, 2014'te cam ve maden, bugün de metal grevlerini engellemeye yönelik kararlara imza atan AKP iktidarı, işçi sınıfının bu hakkına tahammülü olmadığını açıkça göstermektedir. MESS grevini yasaklarken de 'milli güvenlik' gerekçesini öne süren AKP iktidarı için işçilerin kitlesel ölümü değil kitlesel grevi, kitlesel olarak hakkını araması 'güvenlik' sorunudur. Kendi iktidarı döneminde 15 bin işçi ölürken 'fıtrat' ve 'kader' söylemiyle sorunu geçiştirenler, konu işverenlerin çıkarı olunca Bakanlar Kurulu'nun toplandığı pazartesi gününü bile bekleyememiş, grevin başladığı gün alelacele bakanlara bu kararları imzalatmıştır."