ATSO Başkanı Çetin’den Su Kıtlığı Uyarısı
- Yazan Haber Kaktus
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin, ciddi önlemler alınmaması halinde 80 yıl içinde dünyada birçok kıyı kentinin yaşanmaz hale geleceğini söyleyerek, “Antalya'nın geleceğinde de sıcaklık artışı, yağmur azalması, deniz düzeyinin yükselmesi, su kıtlığı gibi riskler bulunuyor" dedi.
ATSO'nun Nisan ayı olağan meclis toplantısında konuşan Davut Çetin, EXPO'nun Antalya için önemli bir kazanım olduğunu belirtti. Önümüzdeki ay Meclis olarak Expo turu yapacaklarını aktaran Davut Çetin, şöyle konuştu:
"Şimdiden giden ve gidecek arkadaşlar var, ama birlikte ATSO Evi'nde bir etkinlik yapacağız. Zamanında yetişmesi ve ülke katılımı yönünde endişeler vardı.
Son dönemde Cumhurbaşkanlığı himayelerine alınması, çalışmaları hızlandırmıştır. Expo, neredeyse 10 yıllık topyekün bir gayretin sonucudur. Çok kişinin, çok kurumun emeği, katkısı vardır.
Odamız da kuruluş aşamasında, Expo Ajansı kuruluna kadar Expo'nun sekretaryasını yürütmüş, katkı sağlamıştır. Tabii ki eksikler de kalmıştır. Etkinlik programının birkaç ay öncesinden ilan edilmiş olması gerekirdi.
Oysa halen kesin bir program ilan edemiyoruz. Şu anda Avrupa ülkelerinde dünyaca ünlü isimlerin konserlerinin afişlerini asmış olsaydık EXPO'ya katılım daha iyi olurdu.
Eksik kalan bir konu ise çevre yolları oldu, ama yine de bakiye pozitiftir, bu kadar soruna rağmen, açılışın yetişmesi bir başarıdır."
Expo'da TOBB Toplantısı Önerisi
Türkiye'nin bütün kurumlarını ve şirketlerini toplu gezilerle Expo'da görmek istediklerine vurgu yapan Başkan Çetin, “Sayın Hisarcıklıoğlu başkanımıza da bütün oda ve borsa başkanlarıyla bir TOBB toplantısının Expo'da yapılmasını teklif ettik.
Mayıs ayında genel kurul var, sonra da Ramazan ayı başlıyor. Yine de bir zaman bulunabilir ve böyle bir toplantı yapılırsa mutlu oluruz. Daha önce dünya odalarına davet yapmıştık. Şimdi artık Expo fotoğraflarıyla bu çağrımızı tekrarlayacağız" dedi.
Ciddi Kuraklık Riski
Antalya'da çevreci bir dönüşümün lüks bir konu olmadığına da işaret eden Davut Çetin, şöyle konuştu:
“Cuma günü, Türkiye ile birlikte birçok ülke iklim değişikliğine karşı Paris İklim Anlaşmasını imzaladı. Bu anlaşma küresel ısınmayı 2 derecede tutmayı hedefliyor. Eğer ciddi önlemler alınmazsa 80 yıl içinde dünyada birçok kıyı kenti yaşanmaz hale gelecek.
Antalya'nın geleceğinde de sıcaklık artışı, yağmur azalması, deniz düzeyinin yükselmesi, su kıtlığı gibi riskler bulunuyor. Çevre Bakanlığımızın raporundan alınan görüntülere bakacak olursak, zamana göre yağmur azalması tahmin ediliyor.
Ciddi kuraklık riskine işaret ediliyor. Burada 2 senaryo ve 100 yıllık tahminler görüyoruz. Bölgemizde 2040'a kadar yüzde 20 civarında yağış azalması riski bulunuyor. Daha uzun vadede ise çok daha ciddi risk görülüyor.
Türkiye'de su arzı ve talebi böyle giderse zaten 6-7 yıl sonra eşitlenecek ve sonraki yıllarda su kıtlığı başlayacak. Şu anda bile Antalya çevresinde bazı derelerin kuruduğunu görüyoruz. Tek şansımız ciddi bir su eylem planı hazırlamak ve ormanları, su kaynaklarını koruyarak önlem almaktır.
Bugün Finike'de, Kumluca'da oda ve borsalarımız karşı çıkmasına rağmen halen su kaynakları iyi korunmuyor. Bir çevreci dernek karşı çıksa, dersiniz ki, onlar zaten ilke olarak karşı çıkıyorlar. Oysa orada oda ve borsalar tarıma zarar verildiğini söylüyorlar.
Ayrıca, şunu da görelim, yeşil ekonomi, çevreci ekonomi aynı zamanda geleceğin ekonomisidir. İşte bu nedenle biz EXPO'yu Antalya'nın geleceğinde bir model olarak ele almalıyız."
Turizm Ve Tarımdaki Kayıplar
Tarım ve turizmde aynı durumun devam ettiğini sözlerine ekleyen Davut Çetin, gelinen noktayı şöyle özetledi:
“Turizmde şu anda yüzde 30 kayıpla devam ediyoruz, ama sezona yaklaştıkça kaybımız artıyor. Bütün ümidimiz son dakika satışlarının biraz daha iyi olması. Bildiğiniz gibi hükümet, uçak desteklerinin süresini uzatma kararı aldı.
Turizm sektöründe kredi yapılandırması talebimiz baştan beri vardı, bu karar da geçen ay çıktı. Bunlar elbette önemli adımlar. Tarım sektörüne gelince, yaş meyve ve sebze ihracatımızda şu ana kadar yüzde 25 düşüş oldu. Domates gibi bazı ürünlerde düşüş yüzde 39'a ulaştı. Geçen ay ihracatçılarımızın alternatif kanallar yarattığını söylemiştim.
Bu sayede Rusya etkisi büyük ölçüde telafi edildi, ama yine de kayıp sözkonusu oldu. Havaların erken ısınması da ilave bir etken oldu ve geçen yıl bu dönemde domates 2 lira iken şu anda 1 lira. Geçen yıl 2 lira olan sivri biber şu anda 60 kuruş, geçen yıl 1 lira 20 kuruş olan patlıcan şu anda 40 kuruş.
Çilek bile geçen yıl 3 liraydı, bu yıl 2 lira 40 kuruş. Dolayısıyla tarımda ürünün bolllaştığı dönemde üretici önemli kayıp yaşıyor. Bunları daha önce öngörmüş ve söylemiştik. Yani, Türkiye'de sebze-meyve enflasyonu düşüyor, ama bu, üreticinin ve Antalya'nın kaybı ile gerçekleşiyor. Ama sanayide özellikle çimento kaynaklı düşüş görüyoruz.
Rusya ve Ortadoğu'daki durum ihracatta diğer ürünlere de bu şekilde yansıyor. Sonuç olarak tarımda, turizmde ve hatta sanayide dış talebin azalması bütün Antalya ekonomisini doğal olarak etkiliyor."
Cam Piramit'te 'Pazar'
Cam Piramit'te 'yöresel ürün fuarı' adı altında pazar kurulduğunu hatırlatan Davut Çetin, konuşmasını şöyle tamamladı: “Neredeyse toptan satış yapacak düzeyde her ürünün satıldığını görüyoruz.
Bir defa Cam Piramit'te böyle reklamla satış yapılması haksız rekabettir. Dünyada bu tür etkinlikler sosyal amaçlı ise, kar amacı yoksa bir vakıf sosyal amaçlı yapıyorsa izin verilir.
Veya ev kadınlarına, engellilere el işlerini satmak için olabilir, ama ticaret amaçlı bir etkinliğe izin verilmemelidir. O zaman biz de gidip Ankara'da Kızılay'da, İstanbul'da Taksim, Kadıköy meydanlarında Antalya pazarı kuralım." dedi.