Menu
RSS
Dikkat Bugün Bu yollar Trafiğe Kapalı

Dikkat Bugün Bu yollar Trafiğe Kapalı

24 Kasım Pazar Günü “25 Kasım ...

Başkan Muhittin Böcek: Eğitim Önderlerimize Bugün Her Zamankinden Daha Fazla İhtiyacımız Var

Başkan Muhittin Böcek: Eğitim Önderlerimize Bugün …

“Cumhuriyet sizden fikri hür, ...

Sebahat Çevik Yazdı: Şehir ve Şiir

Sebahat Çevik Yazdı: Şehir ve Şiir

“Neredesin sen ey aradığım şeh...

Belediye İş Sendikası: Mustafa Kemal Atatürk’e ve Laik Cumhuriyete Saldırılara Geçit Vermeyeceğiz!

Belediye İş Sendikası: Mustafa Kemal Atatürk’e ve …

Belediye İş Sendikası son günl...

Toros Kadınları: Kadınları Kadınlarla Vurmak

Toros Kadınları: Kadınları Kadınlarla Vurmak

Koltuğumun altındaki dosyayla ...

Antalya’da Hayat 2 Dakika Durdu

Antalya’da Hayat 2 Dakika Durdu

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni...

Antalya'da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Vefatının 86'ncı Yıldönümü Anma Programı

Antalya'da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Vefatının…

Antalya’da bu yıl düzenlenecek...

Prev Next

Antalya İMO’dan Yine Deprem Uyarısı

Antalya İMO’dan Yine Deprem Uyarısı

Antalya İnşaat Mühendisleri Odası “Deprem Haftası’ nedeniyle Antalya ve Türkiye’de yaşanabilecek depremlere yönelik uyarılarda bulunmaya devam etti. Genel Merkezlerinin bu konuda ciddi çalışmalar yürüttüğünü belirten Oda Başkanı Mustafa Balcı, Antalya’nın ikinci derecede deprem bölgesi olduğunu hatırlattı.

“Depreme Suskun Kalmak Yıkıma Ortak Olmaktır” sloganıyla çıkış yapan İnşaat Mühendisleri Odası, her yıl olduğu gibi uyarılarını sürdürmeye devam etti. Topraklarımızın neredeyse tamamına yakın bir bölümü "deprem tehlikesi" altında bulunduğunu belirten İMO Başkanı Mustafa Balcı, nüfusun %95ten fazlası da deprem tehlikesi olan yerlerde yaşandığını, ayrıca büyük sanayi kuruluşlarımızın %75i de deprem tehlikesi altında bulunduğunu ifade etti.

Balcı, özel olarak deprem zararlarını azaltmak, genel olarak da diğer doğa olaylarının ortaya çıkaracağı zararlardan çok fazla etkilenmemek için, bilinen mühendislik yöntemlerini kullanmak son derece önemli, fakat yeterli değildir. Doğal olayların afete dönüşmemesi için konunun; teknik ve mühendislik boyutuyla birlikte sosyal, toplumsal, çevresel ve ekonomik boyutlarının da dikkate alınması gerektiğini söyledi.

İnşaat mühendisliği, toplumsal gelişme ve modernleşme süreci ile iç içe geçmiş bir meslek disiplini içinde olduğunu vurgulayan Balcı, “ülkemizin ve şehrimizin, bu sürecinin her anında inşaat mühendislerinin derin izlerini bulmak mümkündür.

Biz İnşaat Mühendisleri olarak, izlerimizi deprem riski altındaki bölgelerimizde, deprem sonrasında yaşanacak can ve mal kayıplarının en alt seviyelerde tutulması noktasında da hissettirmek istiyoruz. Endişeliyiz. Yapı üretim sürecinin endişelerimizi giderecek şekilde sağlıklı işlemediğinin farkındayız.

Lakin endişemiz bu kadarla sınırlı değildir. En azından meslek odalarının, üniversitelerin, bilim çevrelerinin, sivil inisiyatiflerin kamu yönetimi tarafından oluşturulacak ortak bir zeminde bir araya gelerek başlatacağı sürecin, siyasi iradenin yanlış tutumu nedeniyle sekteye uğratıldığını görmek endişelerimizi artırıyor.

Mevcut yapı stoku biz inşaat mühendislerini endişelendiriyor. TOKİ tarafından üretilen büyük konut projelerinin yapı denetim sisteminden muaf tutulması bizleri endişelendiriyor. Deprem toplanma alanlarının imara açılması, yerel yönetimlerin rant odaklı projeler geliştirmesi ve en az diğerleri kadar önemli olmak üzere deprem tehlikesinin görmezden gelinmesi, toplumsal duyarlılığın törpülenmesi endişelerimizi pekiştiriyor” dedi.

Ülkemizi, kentlerimizi, yapılarımızı depreme karşı hazırlamanın iki temel yolu bulunmakta olduğu belirten Balcı, “ilki mevcut yapı stokunun iyileştirilmesi, güçlendirilmesidir. İkincisi ise yapı üretim sürecinin denetlenmesidir. İlki, mevcut olumsuzluğu azaltmayı amaçlamaktadır. İkincisi ise geleceği kazanmakla ilgilidir. Aklımıza, son zamanların gündemdeki tabiriyle "çılgın" sorular geliyor.

Antalya depreme hazır mı? Buradan Sayın Yetkililere soruyoruz, gerçekten "Antalya depreme hazır mı?" Afet Yönetimi ile ilgili herhangi bir çalışma var mı? Afet Sonrası Çadır ve Toplanma Yerleri olarak belirlenen yerler var mı? Mevcut yapı stoklarının deprem riski nedir? Antalya`da deprem riskinin azaltılması gerekçesine dayalı olarak yürütülen Kentsel Dönüşüm ve Yenileme Uygulamaları, kimlere ve neye hizmet edecektir. Yetkilileri bu soruları cevaplamaya çağırıyoruz.

Bu sorulara verilecek cevapların önemi için de uyarıyoruz. Tüm bunlar için yetkilileri uyarmak yetmiyor, sanırım uyandırmak da gerekiyor” şeklinde ifade etti.

Her deprem öldürmesin, her önlem hayat olsun, ifadesiyle konuşmasını sürdüren Balcı. Biz, şehrin sahipleri olarak bir an önce Antalya’mızın depreme hazırlanmasını istiyoruz! Bir an önce bir deprem Master Planına sahip olmak istiyoruz. Bir an önce Afet Toplanma Merkezimizin belirlenmesini istiyoruz.

Bir an önce Afet Toplanma Merkezimizin kamuoyu ile paylaşılmasını ve Antalya`da yaşayan herkesin bu merkezin yerini bilmesini istiyoruz. Bir an önce deprem zararlarının en az yaşanacağı yeni ve bütüncül bir Nazım Plan yapılmasını istiyoruz. Bu çalışmalarda daha fazla geç kalınmasın istiyoruz.

İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi olarak yapılacak çalışmalara katkı vermeye, taşın altına elimizi koymaya hazır olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Olası büyük bir depremde sadece geç kalanlar değil, hepimiz bu enkazın altında kalırız diye uyarıyoruz. Toplumsal duyarlılığımız, yaşamın kutsallığına olan inancımız, bilimsel, mesleki gerçekliklerimiz çerçevesinde, biz inşaat mühendisleri geleceğe endişeyle değil, güvenle bakmak istiyoruz. Kamuoyuna saygı ile duyurulur” dedi.

Oda binasında basın toplantısı ile ‘Deprem Haftası’ açıklamasında Oda Başkanı Mustafa Balcı, geçtiğimiz ay seçilen yeni yönetim kurulunu da tanıttı. Oda Sekreterliğine Ahmet Evci, Sayman Üyeliğe Mustafa Murat Ayhan seçildiler. Yönetim Kurulu Üyeliklerini Umut Turan, Hüseyin Faruk Kara, Murat Yılmaz ve Volkan Kılıçarslan oluştu.

Daha önce görev yapan yönetim kurulu arkadaşlarına teşekkür eden Balcı, “örgütümüzü bugünlere taşıyan ve bizlere emanet eden değerli meslektaşlarımızın, emeklerine ve katkılarına çok şey borçlu olduğumuzu biliyoruz. Odamızın mücadele kültürünün yaratılmasında ve sürdürülmesinde sorumluluk alarak elini taşın altına koyan, "daha yürüyecek çok yolumuz var" diyen meslektaşlarımızla da bu yolculukta beraber olmaktan onur duyuyoruz.

Ülkemizin ekonomik, sosyal, kültürel, siyasal ve toplumsal olarak büyük bir yıkım ve tahribata uğramasına, meslek alanımızın etkisizleştirilmesine, örgütümüzün siyasi iktidarın emir eri haline getirilerek piyasanın kulu kölesi yapılması girişimlerine vereceğimiz en güzel cevap örgütlülüğümüzü güçlendirerek geleceğe taşımak olacaktır” şeklinde konuştu.

yukarı çık
0
Paylaşım