Menu
RSS
Antalya Valiliğinden Manavgat’ta Yaşanan Felaket Hakkında Bilgi Verildi

Antalya Valiliğinden Manavgat’ta Yaşanan Felaket H…

Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nü...

Büyükşehir Ekipleri Manavgat’ta Vatandaşın Yanında

Büyükşehir Ekipleri Manavgat’ta Vatandaşın Yanında

Antalya’nın Manavgat ilçesinde...

CHP Antalya İl Başkanı Kamacı: Tek Adam Rejiminin Yereldeki Uzantısı; Utanmadan İftira Atıyorsunuz

CHP Antalya İl Başkanı Kamacı: Tek Adam Rejiminin …

CHP Antalya İl Başkanı Nail Ka...

TKP: Maraş Katliamı Bu Düzenin Açık Yüzüdür

TKP: Maraş Katliamı Bu Düzenin Açık Yüzüdür

Türkiye Komünist Partisi (TKP)...

Halkın Eğitiminden Tasarruf Olmaz

Halkın Eğitiminden Tasarruf Olmaz

Haberi okuyunca donup kaldım. ...

Muratpaşa CHP İlçe Başkanı Kıran: CHP Belediyelere Haciz Kıskacı Düpedüz Faşizmdir!

Muratpaşa CHP İlçe Başkanı Kıran: CHP Belediyelere…

CHP Muratpaşa İlçe Başkanı Can...

Sahim Sen: Asgari Ücretin Belirlenmesinde İnsan Onuru Ve Yaşam Kalitesi Öncelikli Olmalı!

Sahim Sen: Asgari Ücretin Belirlenmesinde İnsan On…

Türkiye’nin en önemli gündem m...

Kızılarık Mahallesi Halkı: Mahalle Bizim, Ev Bizim, Direneceğiz

Kızılarık Mahallesi Halkı: Mahalle Bizim, Ev Bizim…

Kızılıarık Mahallesi halkı evl...

Prev Next

Antalya DİSK: Bu Asgari Ücretle Yaşanmaz! Gelirde Adalet, Vergide Adalet İçin Omuz Omuza Mücadeleye

Antalya DİSK: Bu Asgari Ücretle Yaşanmaz! Gelirde Adalet, Vergide Adalet İçin Omuz Omuza Mücadeleye

Asgari ücretin açıklanması sonrası belirlenen miktara tepkiler gün geçtikçe artıyor ve bu asgari ücretin açlık sınırının bile altında olduğunu,

2025 yılına girdiğimiz bu günlerde belirlenen ücretin eksiye geçeceğini belirtmekteler. DİSK Akdeniz Bölge Temsilcisi ve Genel İş Antalya Şube Başkanı Vedat Küçük Antalya Defterdarlık binası önünde yağmura rağmen basın açıklaması yaptı.

Basın açıklamasını Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri ile birlikte yapan Küçük asgari ücret konusunda görüşlerin açıklamadan önce Balıkesir’deki patlama nedeniyle ölenler için başsağlığı diledi.

Küçük basın açıklamasında “İşçiler, emekçiler, emekliler olarak her gün daha fazla yoksullaşıyoruz, yüksek enflasyon karşısında alım gücümüz eriyor. Biz hayat pahalılığı ve enflasyon karşısında yaşam mücadelesi verirken şirketler kasalarını dolduruyor.

Türkiye, dünyada ücretlerin en düşük olduğu ve gelir dağılımının en adaletsiz olduğu ülkeler arasında yer alıyor” dedikten sonra sözlerine şöyle devam etti:

Gelirdeki adaletsizliğin sürekli olarak nedeni, Türkiye işçi sınıfının örgütlenme ve hak mücadelesinin sistematik olarak baskı altına alınması ve engellenmesidir.

Bugün karşı karşıya kaldığımız grev yasakları da tutuklamalar da, sendikalı olan işçilerin işten çıkarılması da, hepsinin amacı aynıdır: Amaç Türkiye işçi sınıfını asgari ücrete mahkum etmektir. Amaç hepimizi asgariye mahkûm ederek şirketlerin kar rekorlarını korumaktır.

Haberin Videosu:

Amaç hepimizin gelirini patronların insafına bırakmaktır.

DİSK Genel Başkan Yardımcımız Remzi Çalışkan ve Çukurova Bölge Temsilcimiz Kemal Göksoy, hukuki sebeplerle değil bu adaletsiz düzene itiraz ettikleri için tutuklanmıştı. Bu haksız hukuksuz tutuklamalara karşı adalet mücadelemizde ilk sonucu aldık ve Remzi başkan dün tahliye edildi.

Bizim mücadelemiz, bizim bu örnek dayanışmamız devam edecek ve Kemal Başkan da en kısa zamanda aramıza katılacak. Çünkü DİSK varsa örgütlü mücadele varsa, dayanışma varsa umut var. Biz varsak umut var. 

Yine metal işkolundaki grevlerimiz bu adaletsiz düzen devam etsin diye Anayasa’ya aykırı biçimde yasaklandı. Ancak Anayasa’ya aykırı grev yasağını kabul etmeyen, ekmeğine, hakkına, hukukuna, Anayasal düzene sahip çıkarak mücadelelerini sürdüren

Birleşik Metal İş üyesi işçi kardeşlerimiz grev boylarında kazanmaya devam ediyor.

Dün Birleşik Metal İş üyesi Hitachi Energi işçilerinin grevi başarıyla sonuçlandı. Yarın direnen tüm metal işçisi kardeşlerimiz mücadelelerini zaferle sonuçlandıracaklar.

Haberin Videosu:01

Artık öğrensinler; DİSK’i susturmak, DİSK’li işçileri teslim almak isteyenler artık bilsinler ki ne tutuklamalar ne grev yasakları ne baskılar ne engeller bizleri yolumuzdan çeviremeyecek. Grevlerde de direnişlerde de hapishanelere de tek bir DİSK’li boyun eğmedi, eğmeyecek!   

Evet arkadaşlar verdiğimiz mücadele topyekûn bir adalet mücadelesidir. Bugün buradayız çünkü gelirde adaletsizlik yetmezmiş gibi vergide de adaletsizlik sürüyor. Yıllardır vergide adalet için mücadele ediyoruz. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alın diyoruz.

Ancak ülkeyi yönetenler patronları kolluyor; vergi deyince akıllarına işçi, emekçi, emekli geliyor.

Yüksek enflasyon nedeniyle ücretliler ciddi bir alım gücü kaybı yaşarken, öte yanda yine yüksek enflasyon sayesinde şirketler, bankalar kar rekorları kırarken, gelirde adaletsizlik büyürken bir de vergi adaletsizliğinin altında eziliyoruz.

 Dünyanın en adaletsiz vergi düzenlerinden biri Türkiye’de. Vergi gelirlerinin büyük bölümünü KDV gibi dolaylı vergiler oluşturuyor. Bu adaletsiz vergileri zengin de fakir de, işçi de patron da aynı oranda ödüyor. İşçi de patron da, sermaye de emekçiler de,

zengin de yoksul da marketten alışveriş yaparken aynı oranda vergi veriyor. Vergide adaletsizlik, dolaylı vergilerle büyüyor.   

Öte yandan gelirlerimizden alınan vergiler de adaletsiz. Biz işçiler ücretlerimizi almadan peşin peşin gelir vergisi ödüyoruz. Üstelik bu gelir vergisinin oranları çok yüksek. Ama zenginler, patronlar için sürekli vergi afları çıkıyor. Bir kararname ile, bir gecede şirketlerin vergileri sıfırlanıyor.

Bizler bu adaletsizliği kabul etmiyoruz.  Yıllardır vergide adalet için işyerlerinden meydanlara, meydanlarda vergi dairelerinin önüne mücadelemizi sürdürüyoruz ve sürdürmeye devam edeceğiz.

İşveren kesimi ve hükümet tarafından bir teklif sunulmadan ve müzakere yapılmadan oldu bittiyle belirlenen 2025 yılında uygulanacak asgari ücret Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından net 22 bin 104, brüt ise 26 bin 5 TL olarak duyuruldu.

Asgari ücret işveren kesimi ve hükümet tarafından bir teklif sunulmadan ve müzakere yapılmadan oldu bittiyle belirlendi ve açıklandı.

 Teklif yok, göstermelik de olsa müzakere yok. Türkiye’de 1974’ten bu yana ulusal düzeyde asgari ücret açıklanıyor. Komisyon 50 yıldır ilk kez gece toplandı, üstelik işçi tarafı olmadan. Ülkemizde bu kadar önemli bir süreç, asgari ücretin tespit süreci de gayri ciddi hale geldi.

İşverenlerin ve hükümetin tek taraflı kararıyla asgari ücret belirlenirken uluslararası sermaye çevrelerine verilen yüzde 30 artış sözüne kuruşu kuruşuna uyuldu.

Bu asgari ücret bu ülkeyle, işçiyle, ücretliyle, dar gelirliyle dalga geçmektir, milyonları yoksulluğa değil, açlığa mahkûm etmektir. Bu ülkede yaşayan herkesin gerçek olmadığını yaşayarak bildiği TÜİK’in resmi enflasyonun bile yüzde 46 olduğu koşullarda yüzde 30’luk bir artış ile

milyonlarca işçi ve ailesi enflasyona açıkça ezdirildi. Devletin toplayacağı vergi ve harçlardaki artışı belirleyen yeniden değerleme oranı yüzde 44 iken asgari ücrete bunun çok altında bir artış yapıldı.

Geçtiğimiz yıl asgari ücrete 5600 lira artış yapılmış iken, yıl boyunca asgari ücretin alım gücü 7500 lira azaldı.  Bu kayıp telafi edilmediği gibi asgari ücret geçen senekinden bile az, 5100 lira artırıldı.

Kasım ayı itibariyle açlık sınırının 21 bin lira civarında olduğu düşünüldüğünde, yılın ilk veya ikinci ayında asgari ücret açlık sınırın altına düşecektir. Yani asgari ücret elimize geçtiğinde artık sadece karın doyurmaya bile yetmeyecektir.

Yeni asgari ücret emeğin ürettiği değerden aldığı payın daha da düşmesine de yol açacak. Asgari ücretin kişi başına milli gelire oranı yüzde 36’lara kadar gerileyecek, zaten bozuk olan gelir dağılımı daha da bozulacak. Sermaye kar rekorları kırmaya devam ederken,

ülkenin tüm değer ve güzelliklerini üretenler açlıkla mücadele edecek. Bu adaletsiz düzen böyle gitmez!

Her zaman vurguladığımız gibi Türkiye’de asgari ücret istisnai bir ücret değil, ortalama bir ücrettir. Asgari ücret, işçi sınıfının en az yarısının ücretidir, milyonların meselesidir.

Asgari ücrete ve genel olarak ücretlere dair tarafların yaklaşımı nasıl bir ülke hayal ettiklerinin göstergesidir. Ülkeyi yönetenler bu asgari ücretle Türkiye’nin uluslararası piyasalarda ucuz ve güvencesiz işçi cenneti olarak sunulmasına karar verdiklerini bir kez daha ilan etmiştir.

Bu tercihe karşı hepimize düşen görev emeğin yanıtını örgütlemektir. İşçiler örgütlenerek, sendikalı olarak, DİSK’li olarak asgari ücret dayatmasından kurtulacaktır. İşçiler her türlü yasağa ve baskılara rağmen grevleriyle, direnişleriyle kendilerine ve ülkeye vurulmak istenen zincirleri kırmaktadır.

Tüm işçileri, tüm sınıf kardeşlerimizi örgütlenmemizi büyütmeye, bu mücadeleye katılmaya, bu sefalet dayatmasını püskürtmeye, bu adaletsiz düzene karşı birleşmeye çağırıyoruz.

Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz!

Gelirde, vergide ve ülkede adalet için mücadeleye devam!

yukarı çık
0
Paylaşım