“Gezi Direnişi'ne adadık”
- Yazan Editör
![“Gezi Direnişi'ne adadık”](/media/k2/items/cache/1379b5de7cb668c186ab48a9361eabd7_L.jpg)
9. İşçi Filmleri Festivali’nin başlaması nedeniyle yapılan basın toplantısında, düzenleme komitesi adına bir konuşma yapan Halkevleri temsilcisi Kutay Meriç, bu yılkı festivali Gezi Direnişi’ne adadıklarını belirterek ““Uluslararası İşçi Filmleri Festivali Antalya'da da perdelerini açıyor. Festivalimizi bu yıl ülke çapında dokuzuncu, Antalya'da ise altıncı kez düzenliyoruz.
İşçi Filmleri Festivali, dokuz yıl önce yola çıktığında "Anlatılan senin hikayendir" demişti. Çok sayıda film festivalinin bulunduğu ülkemizde; işçilerin, yoksulların, ezilenlerin eşit ve özgür bir dünya isteyenlerin hikayelerini anlatacak bir festival ise yoktu. Bugün Uluslararası İşçi Filmleri Festivali, bizi esir almak isteyen karanlığa karşı sanat ve sinema açısından yolumuzu aydınlatan, parlayan bir yıldız olmuştur” dedi.
Meriç konuşmasına şöyle devam etti; “Bu yıl festivalimizi haksızlıklara, baskıya ve zulme karşı ülkemiz tarihinde eşi benzeri olmayan o direnişe, Gezi Direnişine adadık. Festivalimizin bu yıl ki teması olan "her yer festival, her yer direniş"le, AKP iktidarının tahammülsüz tutumunun bir sonucu olarak yitirdiğimiz Berkin'i, Ali İsmail'i, Ethem'i, Abdocan'ı, Ahmet'i, Ayvalıtaş'ı, Hasan Ferit'i, Medeni'yi saygıyla anıyoruz.
Ülkemizde vahşi kapitalizm politikalarının bir sonucu olarak her yıl binlerce işçi kardeşimiz, adına kaza denilen iş cinayetlerinde yaşamını yitiriyor. Soma'da yüzlerce madencimizin yaşamını yitirdiği katliamın ardından Amasra'da, Zonguldak'ta ve en son Ermenek'te çok sayıda madencimiz bu yıl içinde hayatını kaybetti. On işçi kardeşimizi bir inşaatın asansör faciasında kaybettik.
Yine geçtiğimiz günlerde Isparta'nın Yalvaç ilçesi yakınlarında, çoğu kadın ve çocuklardan oluşan mevsimlik geçici tarım işçilerini taşıyan aracın şarampole yuvarlanması sonucu 16 kadın işçi ve bir çocuk işçi yaşamını yitirdi.
İşçi sınıfının ve çalışma koşullarının güvencesiz, güvenliksiz bir hale getirildiği ülkemizde bu yaşananlara kaza denilemez. Neo liberal vahşi kapitalizm uygulamalarının bir sonucudur bu yaşananlar. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali ile iş cinayetlerinde yitirdiğimiz işçi kardeşlerimizi bir kez daha anıyoruz.
Antalya'da Altın Portakal kapsamında yaşanan sansür tartışmaları bize bir kez daha gösterdi ki; sanata ve düşünce özgürlüğüne sahip çıkmak, karanlığa karşı mücadelenin olmazsa olmazıdır. Sansüre uğratılan, baskıya uğrayan sanatın ve sanatçıların sığınaklarından da biridir İşçi Filmleri Festivali.
Dayanışmanın festivali
Sponsorumuz yok. Seyirciden para istemiyoruz. Gişelerde bilet satmıyoruz. Festivalimiz sponsorsuz, biletsiz ve ücretsizdir. Tamamen dayanışma yoluyla üretilen festivalimiz, sanatın ancak sermayenin egemenliğinden, zorbaların baskısından kurtulduğunda halktan yana olabileceğini ve bunun mümkün olduğunu gösteren bir umut ışığıdır. Antalya halkını festivaline sahip çıkmaya, Haziran günlerinde Çallı'da, Cumhuriyet Meydanı'nda özgürlük için mücadele eden gençlerinin hikayelerini izlemeye çağırıyoruz. İzleyeceklerimiz bizim hikayemiz”