Menu
RSS
Akdeniz'de 4,2 Büyüklüğünde Deprem

Akdeniz'de 4,2 Büyüklüğünde Deprem

AFAD'dan alınan bilgiye göre A...

TMMOB Şehir Plancıları Odası: Kamuda Tasarruf, Krize Sebep Olanlardan Başlatılmalıdır

TMMOB Şehir Plancıları Odası: Kamuda Tasarruf, Kri…

TMMOB Şehir Plancıları Odası t...

ORC Anketi: Erken Seçim Olmalı mı?

ORC Anketi: Erken Seçim Olmalı mı?

ORC Araştırma’nın "Bu Pazar se...

Bayramın ilk 3 günündeki trafik kazalarında 22 kişi hayatını kaybetti

Bayramın ilk 3 günündeki trafik kazalarında 22 kiş…

Bakan Yerlikaya, “Lütfen aşırı...

Bayram Tatilinin İkinci Günü: 726 Kaza, 11 Ölü, 1295 Yaralı

Bayram Tatilinin İkinci Günü: 726 Kaza, 11 Ölü, 12…

İçişleri Bakanı Yerlikaya, bay...

Faturalar Kabaracak... Elektrik Ve Doğal Gaza Zam Kapıda!

Faturalar Kabaracak... Elektrik Ve Doğal Gaza Zam …

Temmuz ayında, genel seçim ve ...

Bayram Gibi Bayram: Yurttaşlar Et Bile Alamıyor

Bayram Gibi Bayram: Yurttaşlar Et Bile Alamıyor

Yurttaşlar bırakın kurban alma...

Acemi Kasap' Bilançosu: Toplam 16 Bin Yaralı

Acemi Kasap' Bilançosu: Toplam 16 Bin Yaralı

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca b...

Prev Next

CHP’li Kadınlardan Çağrı: Demokrasi İçin Bir İmza da Sen Ver

CHP’li Kadınlardan Çağrı: Demokrasi İçin Bir İmza da Sen Ver

Cumhuriyet Halk Partisi İl Kadın Kolları başkanlığında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Taksim’de okuduğu ve Taksim Manifestosu diye adlandırılan manifestoya destek için imza “Demokrasi İçin Bir İmza da Sen Ver” kampanyası başlattılar.

CHP İl Kadın Kolları Başkanı Nilüfer Deveci, imza kampanyasının amacını şöyle açıklamıştır: “Antalya’daki 19 ilçede başlatılan imza kampanyası ile Taksim’de manifestoya onay veren 1 milyon kişiye imza atarak katkıda bulunulması amaçlanmaktadır.

Öte yandan Çanakkale'de yapılan il başkanları toplantısında, Kılıçdaroglu’nun, tüm il ve ilçe başkanlarına "Taksim ve Yenikapı manifestolarını herkese çok iyi anlatın" direktifini haşata geçirilmesi için başlatılmıştır”

Deveci yanında Muratpaşa İlçe Kadın Kolları Başkanı Ömür Kahyaoğlu, Döşemealtı İlçe Kadın Kolları Başkanı Hanife Aldemir ve partili kadınlarla birlikte il binası önünde yaptığı açıklamada;

“Cumhuriyeti ilan ettikten sonra, demokrasiyi bu ülkeye getiren, çok partili sistemi parlamenter sistemi hayata geçiren, iktidara geliş ve gidişlerin darbe ile değil, seçimle halkın oyuyla olmasını sağlayan kurucu partidir Cumhuriyet Halk Partisi.

15 Temmuz darbe girişiminin ilk anlarından itibaren meclise ve parlamenter sisteme sahip çıkan da Cumhuriyet Halk Partisi ve milletvekilleridir.

Siyasal parti olarak ilk mitingi İstanbul Taksim Meydanında, ikinci mitingimizi de İzmir Gündoğdu Meydanında gerçekleştirdik. Cumhuriyet Halk Partisi olarak Darbeye ve diktaya karşı net duruş sergiledik.

Bu ülkede hepimiz barış içerisinde kardeşçe birlikte yaşayacağız. Farklı görüşlerimiz farklı inançlarımız farklı kimliklerimiz olabilir. Ama biz kimliklerimiz, inançlarımız ve yaşam tarzlarımızla; demokrasi içerisinde; birbirimize saygı göstereceğiz.

Camiye, kışlaya, adliyeye siyaseti sokmayacağız. Medyanın özgürlüğünü koruyup, savunacağız. Cumhuriyetimizin kurucu değerlerine sahip çıkacağız”

Biz Kadın Kolları Antalya İl Başkanlığı ve 19 İlçe Kadın Kolları Başkanlığı olarak, Antalya'nın tüm ilçelerinde mahallelerinde, kapı kapı dolaşarak Taksim manifestosunu halkımıza anlatacağız, seferberlik başlatıyoruz. Ve imza kampanyasıyla Taksim manifestosunu desteklemeye davet ediyoruz” dedi.

Basın açıklaması sonrası CHP’li kadınlar bastırdıkları Taksim Manifestosu bildirilerini yol boyunca dağıttılar.

Taksim Manifestosu

1.15 Temmuz darbe girişimi parlamenter demokrasimize karşı yapılmıştır. TBMM bombalanmış ama bombalar altında Parlamento görevini yapmış ve darbeyi püskürtmüştür. Bu darbe girişiminin sorumlularını, iç ve varsa dış destekçilerini kınıyor ve lanetliyoruz

2.Bütün siyasal partiler darbe girişimine karşı çıkmış, demokrasi konusunda Türkiye'de tartışmasız bir "ortak payda" oluşmuştur... Bu ortak tutum ve anlayış siyasette uzlaşma kültürünün güçlenmesine de katkı vermek zorundadır.

3.Her türlü darbeye ve parlamenter sistem üzerindeki her türlü vesayete karşı çıkmak tüm demokratların, demokrasiden yana olanların, bu ülkeye namus borcudur. Hep birlikte ve her zaman "ne darbe, ne dikta, yaşasın tam demokrasi" demeliyiz ve söylemeye de devam etmeliyiz.

4.Demokratik Parlamenter sistemimize karşı yapılan darbe girişimi, halkın "direnme hakkını" kullanmasıyla ayrı bir anlam ve boyut kazanmıştır. Direnme hakkı demokrasiyi korumanın meşru yolu olarak ortaya çıkmıştır.

5.Demokrasimizin teminatı olan "demokratik, iaik ve sosyal hukuk devleti" ilkesinin, Türkiye için ne kadar yaşamsal olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır. Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti, bizi çağdaş uygarlığa taşıyacak olan anahtardır.

6.Bu darbe girişimi, Anayasada; "yasama, yürütme ve yargı" olarak yer alan "güçler ayrılığı" ilkesinin demokrasideki denge - denetleme işlevinin güvencesi olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.

7."Balyoz", "Ergenekon" ve "Casusluk" gibi davalarda, mağdur edilen insanların itibar ve haklarının iadesi, kaçınılmaz olarak bütün siyasal partilerin gündeminde olmak zorundadır.

8.Bu darbe girişimi, Devlet yönetiminin liyakate dayanması gerektiğini çok açık bir biçimde ortaya koymuştur. Devletin yapılanmasında siyasal yandaşlık, akrabalık cemaatçilik, tarikatçılık değil; bilgi, birikim ve deneyim gibi ilkeler esas alınmalıdır. Bir başka anlatımla, devleti yönetme yerine devleti ele geçirme anlayışını tarihe gömmeliyiz... Bu bağlamda devletin yeniden inşası bir zorunluluktur. 

9.İnancı, kimliği, yaşam tarzı ne olursa olsun, bu ülkenin güzel insanları bu ülkenin caddelerinde, sokaklarında, meydanlarında, parklarında özgürce gezebilmelidir. Hiç kimse unutmasın, 15 Temmuz darbe girişimi, 3. sınıf demokrasinin ortaya çıkardığı bir tablodur. Bu ülkenin insanları 3. sınıf bir demokrasiye değil, özgürlükçü demokrasiye yani tam demokrasiye layıktır. Türkiye tümüyle darbe hukukundan arınmalıdır...

10.Devlet; kinle öfkeyle önyargıyla yönetilemez. Darbe girişiminde bulunanlar hukuk içinde, hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalınarak yargılanmalıdır. Devletin vakarı ve ciddiyeti bunu zorunlu kılmaktadır. İşkence, kötü muamele, baskı, tehdit, devleti darbecilerle aynı düzeye düşürür. Buna izin verilmemelidir.

Hükümet meclisten aldığı OHAL yetkisini, en kısa sürede meclise iade etmelidir. Hakimiyet kayıtsız şartsız AKP ye ait değil," Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir." Milletin seçtiği meclisindir, parlamentonundur. Parlamento devre dışı bırakılmamalıdır.

yukarı çık
0
Paylaşım