Antalya KESK: “Toplu Sözleşme” İktidarın Emek Düşmanı Politikasını Bir Kez Daha Göstermiştir
- Yazan Kaktus Haber
![Antalya KESK: “Toplu Sözleşme” İktidarın Emek Düşmanı Politikasını Bir Kez Daha Göstermiştir](/media/k2/items/cache/cd37fbd496ca69ed3a964285def12c66_L.jpg)
KES Antalya Şubeler Platformu hükümetin açıkladığı zam oranları konusunda bir günlük işi yavaşlatma eylemini gerçekleştirerek, Attalos Meydanı’nda protesto basın açıklaması yaptı.
KESK Antalya Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Nurettin Sönmez tarafından okunan basın açıklamasında hem hükümetin sözleşme ve zam konusundaki tavrını sert bir şekilde eleştiren Sönmez hem de Memur Sen ve Kamu Sen’in sözleşme konusundaki tavırlarını eleştirdi.
Sönmez “Bir aya yakın süren toplusözleşme sürecinde yasa gereği konfederasyonumuz KESK’in de görüşmelerde yer alması gerekirken, ilk toplantı hariç diğer toplantıların hiçbirisine KESK çağrılmamıştır. Kapalı kapılar arkasında Cumhur ittifakının arka bahçesi konumundaki iki konfederasyon
Memur Sen ve Kamu Sen ile süreç gizli bir şekilde yürütülmüş ve mutabakat metni Memur Sen tarafından imzalanmıştır. Kamu Sen ise sessiz kalarak imzalanan satış sözleşmesini onaylamıştır” dedi.
KES Antalya Şubeler Platformu adına yapılan protebsto basın açıklamasında konuşan Sönmez şunları söyledi: “Hükümet ve Memur Sen arasında kamu emekçilerinin ve emeklilerin iradesini yok sayan bir sözleşme imzalandı. Ailelerimizle birlikte toplam 20 milyonluk geniş bir kitlenin
geleceğini doğrudan ilgilendiren “toplu sözleşme” iktidarın emek düşmanı politikasını bir kez daha göstermiştir.
Bir aya yakın süren toplusözleşme sürecinde yasa gereği konfederasyonumuz KESK’in de görüşmelerde yer alması gerekirken, ilk toplantı hariç diğer toplantıların hiçbirisine KESK çağrılmamıştır. Kapalı kapılar arkasında Cumhur ittifakının arka bahçesi konumundaki iki konfederasyon
Memur Sen ve Kamu Sen ile süreç gizli bir şekilde yürütülmüş ve mutabakat metni Memur Sen tarafından imzalanmıştır. Kamu Sen ise sessiz kalarak imzalanan satış sözleşmesini onaylamıştır.
Kısacası milyonlarca kamu emekçisi ve emeklisi bir “oldubitti” durumu ile karşı karşıya bırakılmıştır. Bu durum bile tek başına kamu emekçisine ve emekliye verilen değeri ortaya koymaktadır.
Varılan mutabakata göre;
2022 yılı için %.5.+%7 maaş artışına,
2023 için ise %8 + %6 artış oranına imza atılmıştır.
Kısacası iki yıl için toplamda %67,2 maaş artışı teklif eden “yetkili” konfederasyon iki yıl için toplamda %26 oranına imza atmıştır.
Teklif ve varılan mutabakat arasında toplamda 41 puan fark vardır.
Buna rağmen sanki büyük bir lütufmuş gibi, altışar aylık dönemlerde enflasyon farkının oluşması durumunda söz konusu farkın maaşlara yansıtılacağı ifade edilmiştir.
Sözleşmede garip olan bir başka gerçeklik ise sadece sendika üyesi kamu emekçilerinin yararlandığı toplusözleşme ikramiyesi yıllık 235 TL artırılmıştır.
Söz konusu artıştan sendika üyesi olmayan toplamda en az 1 milyon 800 bin kamu emekçisi ve 2 milyon kamu emeklisi ayrıca iş kolunda %1 örgütlülüğü sağlayamamış olan sendika üyeleri yararlanamayacaktır.
Bu durum kamu emekçileri arasında eşitsizliğe yol açacak iş barışını bozacak bir gelişmedir.
Değerli arkadaşlar yine kamu emekçilerinin yıllardır talep ettiği ve iktidarın en tepesinde olanların seçim meydanlarında vaat olarak dillendirdikleri 3600 ek gösterge de sözleşmede bağıtlanmamıştır. Sadece “toplu sözleşme dönemi içinde yapacağımız çalışmaları meclise yasa haline getirilmek üzere göndereceğiz” denilmiştir.
Yıllardır kadro bekleyen, bugün sayıları beş yüz bini aşan sözleşmeli personel konusu da “3+1 sistemi üzerinde çalışacağız” gibi net olmayan, vaatlerle geçiştirilmiştir.
Buradan Bir Kez Daha Soruyoruz
Ülkenin her köşesinde çarşıda, pazarda, mutfakta yaşanan gerçek enflasyon %45’i aşmıştır. Üretici ve tüketici enflasyonu arasındaki makasın tam 26 puan açıldığı dolayısıyla hayat pahalılığının önümüzdeki dönemde bırakalım düşmesini daha da artacağının açık olduğu koşullara rağmen
hedeflenen enflasyon rakamlarını temel alan bu mutabakatın neresi başarılıdır?
Bu mutabakat;
*Kamu emekçilerinin yıllardır yaşadığı gelir vergisi adaletsizliğine son vermiyor.
*Emekli olduğumuzda maaşlarımızın yarı yarıya düşmesine yol açan ek ödemeler emekliliğe yansıtılmıyor.
*Farklı adlar altında güvencesiz istihdam edilenler kadrolu-güvenceli istihdama geçirilmiyor.
*“4/C’li 4/B’liler” olarak bilinen kamu emekçilerinin ek ödeme, emeklilik gibi temel sorunları çözülmüyor.
*Sayıları yüz bini aşan Yardımcı Hizmetler Sınıfının yaşadığı mağduriyetler giderilmiyor.
*Torpilin, kayırmanın kapısını sonuna kadar açan mülakat sitemine son verilmiyor.
*OHAL KHK’leri ile sorgusuz-sualsiz işinden ekmeğinden edilen kamu emekçileri görevine iade edilmiyor.
*Kadın kamu emekçilerine yönelik ayrımcılığın önüne geçilmesi için kadın taleplerinin kadın emekçiler tarafından görüşülmesi ve mutabakat metninde ayrı bir başlık altında yer alması metinde yine yok.
*Kamu kurumlarında ücretsiz kreşler açılması, söz konusu kreşler açılıncaya kadar kreş yardımı verilmesi yok.
Mutabakatta saymakla bitirmeyeceğimiz daha pek çok temel sorunumuza ilişkin tek bir cümle bile edilmemiştir.
Sonuç olarak ortada kamu emekçilerinin sorunlarını çözecek bir mutabakat metni yoktur.
KESK olarak 20 milyonluk devasa bir kitleye sefalet, yoksulluk, güvencesizlik dayatan bu mutabakatı Kabul Etmiyoruz!
Kamu emekçileri kendi haklarına sahip çıkmadan ve haklarını alabilmek için mücadelede ortaklaşmadan kazanım elde etmenin mümkün olmadığı bilinmelidir.
Biz her şeye rağmen sendika olmanın gereğini yerine getirmeye devam edeceğiz. Hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmekle görevli olduğumuz 5,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisinin sesi olmayı sürdüreceğiz.
Bu görev ve sorumluluğun bir adımı olarak tüm kamu emekçilerini kendilerine dayatılan sefalet-yoksulluk ve güvencesizlik mutabakatına karşı tepkilerini göstermek üzere örgütlenmeye çağırıyoruz.
Bizleri yıllardır siyasi iktidarın ve yine bu iktidarın Hakem Kurulu’nun iki dudağı arasından çıkacak kararlara mahkûm eden mevcut sisteme karşı grev hakkı ile tamamlanmış gerçek toplu sözleşme sistemi için mücadelemizi sürdüreceğiz”