Kılıçdaroğlu sel bölgesinde

CHP’nin TBMM Grubu, 5.Çalışma ve Değerlendirme Toplantısı'nın açılış konuşmasının ardından CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz günlerde sel felaketinin yaşandığı Manavgat ilçesinde esnafı ziyaret etti. Bir esnafın deposundaki hasarı inceleyen Kılıçdaroğlu, çocuklarla da yakından ilgilendi.

Ziyaretin ardından gazetecilere değerlendirmede bulunan Kılıçdaroğlu; "Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, ilçenin tarihinin en büyük yağışını aldığını söyledi. Esnaf gerçekten büyük zararla karşı karşıya. AFAD’ın bazı tespitler yaptığı ifade edildi. O yetkilileri kutluyorum. Ama tespit edilen zararın bir an önce karşılığının ödenmesi lazım. Sadece esnaf değil, otellerde de ciddi zararlar var. Çiftçilerin zararları var. Biz mecliste bir araştırma komisyonunun kurulması planlıyoruz. İktidar partisi de buna destek verirse, zarar daha objektif şekilde tespit edilir. CHP olarak zararların ödemesi için de takipçi olacağız. Bu yıl turizm sezonunun durgun geçtiği ifade edildi. Dolayısıyla hem sezonun durgun geçmesi hem de afetin yaşanması ciddi bir sorun. Bazı esnaf arkadaşlarımız bu bölgenin afet bölgesi olarak ilan edilmesini istedi. Hükümetin bu tutumunun menfi olduğunu biliyoruz. Ama sonuçta esnaf can kaybı olmadığı için şükrediyor" dedi.

Manavgat Belediye Başkanı Sözen’in felaket anında canla başla çalıştığını aktaran Kılıçdaroğlu, "Çok sayıda mağduru otellere yerleştirdi. Sorunlarına çözüm üretmeye çalıştı ancak Antalya Büyükşehir Belediyesi’ni yanında göremedi. Göremediği için de son dedece üzgündür. Özellikle bazı su kanallarının zamanında temizlenmesi gerekiyordu. Büyükşehir Yasası çıktıktan sonra alt yapı tümüyle Büyükşehire devredilmiştir. Büyükşehir öyle anlaşılıyor ki bu alanda görevini biraz ihmal etti. Umarız bundan sonra böyle bir şey olmaz" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu ziyaretin ardından kaldığı otele döndü.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Antalya'da devam eden kampında çözüm sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Manavgat gezisi sırasında CNN Türk'e özel açıklama yapan Kılıçdaroğlu, “Baştan beri böyle bir çözüm süreci olmayacağını zaten söylemiştim. İki taraf birbirine güvenmiyor. İki taraf masaya oturmuşlar ne konuştuklarını da bilmiyoruz. Biz ne dedik bu işi çözecekseniz şeffaf olacaksınız, toplumsal desteğiniz olacak" dedi.

Sürece ilişkin neyi nasıl yapacağının millete anlatılması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Kapalı kapılar ardında birileri oturuyor. Masanın bir ucunda Abdullah Öcalan diğer ucunda Recep Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu oturmuşlar konuşuyor. Ne konuştuklarını biz bilmiyoruz, ne söylediklerini de biz bilmiyoruz. Hangi sözler verildi hangi taahhütler verildi onları da bilmiyoruz. Kapalı kapılar ardında Türkiye'nin en temel sorunu çözülmez. Çözümsüzlük üretirsiniz. Zaten bu hükümetin de gitme zamanı geldi. Akılla yönetilir bir ülke akılsızlıkla değil. Aklı devre dışı bırakırsanız kaosu yaratırsınız. Bakın şiddet geldi. 40 vatandaş öldü, niye öldü. Bunun hesabını kim verecek? Normal demokrasilerde bunun hesabını veren bir siyasi otorite olur. Yok öyle bir otorite çünkü hükümet sorun olmaya başladı, kendisi sorun olan bir hükümet sorun çözemez."