Menu
RSS
Antalya Emek Platformu: Ekmek, Adalet Ve Hürriyet İçin 1 Mayıs Meydanlarına!

Antalya Emek Platformu: Ekmek, Adalet Ve Hürriyet …

2024 1 Mayıs’ında da işçiler, ...

Antalya Eğitim İş: Öğretmene Şiddete Dair Boş Sözler Değil Yaptırım İstiyoruz!

Antalya Eğitim İş: Öğretmene Şiddete Dair Boş Sözl…

Eğitim İş Sendikası Antalya Şu...

Kepez Belediye Başkan Vekilliğine Refik Emre Altekin Seçildi

Kepez Belediye Başkan Vekilliğine Refik Emre Altek…

Kepez Belediye Meclisi, görevi...

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

Antalya'nın Kaş ilçesinde 3,9 ...

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün Tutuklanması AKP’nin Bir İntikam Planı Olarak Görünüyor

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün T…

“AKP ve onun sözünden çıkmayan...

Prev Next

“Halkın direnme hakkı ortaya çıkacaktır”

  • Yazan 
“Halkın direnme hakkı ortaya çıkacaktır”

CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, “Bugün geldiğimiz nokta yeni bir süreçtir. Anayasası askıya alınmış bir devlet var. Parlamentosu yürütmenin baskısı altında, yargı yürütmenin kontrolü altında, dolayısıyla bu süreç biraz daha hızlanarak giderse halkın direnme hakkı ortaya çıkacaktır” dedi.

 

Başkanlık Sistemi tartışmaları için de “Ne yaparlarsa yapsınlar, CHP olduğu sürece başkanlık sistemi gelmez” diyen Kılıçdaroğlu, grup toplantısında özetle şunları söyledi:

NAMUSUNA SAHİP ÇIK

“Ettiği yemine bağlı kalmıyor. Namus ve şeref kavramı, bizim dokumuz için, geleneğimiz için çok önemli kavramlardır. Namus, şeref için gerekirse her türlü mücadeleyi yaparız. Geleceksin parlamentoya, kürsüye çıkacaksın tarafsız olacağın konusunda ‘namus ve şerefim üzerine and içerim’ diyeceksin, parlamentodan çıkacaksın, namus ve şerefi çöp sepetine atacaksın. Bunu kabul etmiyoruz. Adam gibi adamsan, namusuna da şerefine de sahip çıkacaksın.

NEYİ YÜRÜTTÜĞÜNÜ BİLİYORUM

Başkanlık modeli gelecek, kendi istediği başkanlık modeli olacak, diktatörlük sistemi olacak, yürütme işleri de oraya bağlanacak, ben onun neleri yürüttüğünü gayet iyi biliyorum. Daha önce ne diyordu; 1993, ‘Başkanlık sisteminin ortaya çıkışı, bir özentinin sonucu, ya da Amerikan emperyalizminin bize tavsiyesidir.’ Erdoğan diyor bunu, 93’te. Şimdi ne oldu birdenbire, yürütme işi elinden alındı, nasıl yapacak? Başkanlık gelecek ki o işi yapsın, aile boyu bu işi yapıyorlar biliyorsunuz. Bilal oğlanı al, diğerlerini al hepsi profesyonel bu konuda. Bunların bir de genel başkan yardımcıları var, Süleyman Soylu. Ne kadar soylu bir adam bilemezsiniz. AKP’ye geçmeden önce, yani müzik kutusuna para atmadan önce, ‘Başbakan yani Erdoğan padişah olmak istiyor, yolsuzluklarla mücadele edeceğim diyen hükümet Türkiye’yi yolsuzluk çukurunun içinde batırdı’ diyor. Şimdi ne diyor? Parayı attı artık onun müziğini çalacak. ‘Başkanlık sistemi sadece yeryüzünde değil, Avrupa’da, Güney Amerika’da değil, uzayda bile yapılabilecek en önemli sistemlerden birisidir’ diyor. Pes vallahi, atma Süleyman bu kadar. Ufak at da civcivler yesin...

O GENÇLERİN ÖNÜNDE OLACAĞIM

İç güvenlik diye bir kavram mı kaldı, yasasını getiriyorsunuz 12 Eylül darbe yasalarını tahkim etmek istiyorlar, arada boşluklar var, o boşlukları doldurmak istiyorlar. Hırsızlık düzenini korumak için getiriyorlar bunu, yapılmak istenen budur. Tabanca olursa 1 yılla yargılanıyorsun, cezayı alsan da paraya dönüşüyor ve serbest bırakılıyorsun. Sapan olursa 2 yılla yargılanıyorsun, poşu olursa 4 yılla... Bunların adaleti bu. Diktatörlükler böyle sanal düşman yaratarak gelir. İç Güvenlik Yasası, milletin elini kolunu bağlamak için. Sanıyorlar ki PKK’yı kontrol etmek için. PKK’nın hapse düşme derdi yok ki. Kimin derdi bu dert? Gezi’de eylem yapan gencecik çocukların derdi. Ne diye poşu veya yüzlerine bir şey takıyorlar. Biber gazından korunmak için. ‘Bunlar için getiriliyor.’ Ne getirirsen getir, hangisini getirirsen getir, söz veriyorum o gençlerin en önünde ben olacağım.

YENİDEN ULUSAL KURTULUŞ SAVAŞI

İşadamına, işçiye, çiftçiye, hak arayan kim varsa, onlara söylüyorum; hepimiz oturup yeniden düşünmek, karar vermek zorundayız. Yeniden bir ulusal kurtuluş savaşını başlatmak zorundayız. Biz ulusal Kurtuluş Savaşı’nı verirken, hiçbir zaman ne inanç ne kimlik ne başka bir ayrım yaptık. Bu topraklarda yaşıyorsak, çocuklarımıza karşı görevlerimiz vardır.

YARGI, DİKTATÖRÜN YAN ORGANI

Bir diktatörün beklentisine uygun bir kararı yargı verirse, ona yargı denmez, diktatörün yan organı denir. Goebbels, ‘Führer nasıl karar verecekse Almanya’daki yargıçlar da o paralel de karar vermelidir’ diyor. Aynı beklenti içindeler. Ama kimse kusura bakmasın, avucunuzu yalarsınız.

AĞABEYİN İZİN VERMEZ

Davutoğlu ‘CHP’nin Türkiye’nin gündemine ilişkin hiçbir sözü yoktur’ dedi. Hayatımda bu kadar yalan söyleyen ikinci bir adam görmedim. Sen de duy ağabeyin de duysun. Türkiye’nin gündemi ile ilgili öneri yapıyorum. Gel, milletvekillerini milletin kendisi seçsin, lider seçmesin. Gelir mi? Ağabeyi izin vermez.

SEN ÇOCUK MUSUN

İktidar bizi ‘Paralelcilerle iş birliği yapıyor’ diye suçluyor. Bu valileri tayin eden CHP mi? Hâkimleri, askerleri tayin eden CHP mi? ‘Yanlış yapıyorsun’ dedik. O, bakanını gönderdi Amerika’ya, ‘bir emirleri var mıdır’ diye. Her şeyi yaptın, berbat ettin, senin yolsuzlukların ortaya çıktı, dönüyorsun utanmadan CHP’yi suçluyorsun. Devleti teslim edeceksiniz, sonra aradan 12 yıl geçecek, ‘Bizi kandırmışlar’ diyeceksiniz. Sen çocuk musun? Hani sen dünya lideriydin? Ne oldu birdenbire sizi kandırdılar.”   Okan KONURALP / ANKARA 4 Şubat 2015 – Hürriyet.com

yukarı çık
0
Paylaşım