Menu
RSS

AÜ Eğitim Görevlisi: 'Yivli Minare, Aslında Zafer Burcu'

AÜ Eğitim Görevlisi: 'Yivli Minare, Aslında Zafer Burcu'

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Akdeniz Uygarlıkları Araştırma Enstitüsü'nde öğretim görevlisi Mikail Patrick Duggan, Antalya'nın simgesi Yivli Minare'nin aslında minare olarak değil, Haçlılara karşı kazanılan zaferin hatırlanması amacıyla yaptırılan bir zafer burcu ve gözetleme-haberleşme kulesi olduğunu söyledi.

Bugünkü Kaleiçi bölgesinde olan Antalya, Selçuklu Devleti'nin yükselme döneminde 1207 yılında Sultan I. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından fethedildi. Babası I. Gıyaseddin Keyhüsrev ve ağabeyi I. İzzeddin Keykavus'tan sonra 1220 yılında Selçukluların başına geçen I. Alaeddin Keykubat ise bugün Antalya'nın simgesi konumundaki Yivli Minare'yi 1225 yılından sonra inşa ettirdi.

AÜ Akdeniz Uygarlıkları Araştırma Enstitüsü, Akdeniz Ortaçağ Araştırmaları Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Mikail Patrick Duggan, uzun yıllardır Kaleiçi ve bölgesinde gerçekleştirdiği araştırmalar neticesinde, Antalya'nın simgesi olan Selçuklu eseri Yivli Minare ile ilgili ilginç bir iddia ortaya attı.

1225'DEN SONRA İNŞA EDİLDİ

Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubat'ın 1225 yılında Kilikya yönünde gerçekleştirdiği seferle Alanya'dan Silifke'ye kadar olan bölgeyi Selçuklular'ın hakimiyetine aldığını belirten Mikail Patrick Duggan, “O dönemde bölge Kilikya Ermenileri'nin yani Hristiyan güçlerinin eli altındaydı.

Tesadüfen aynı dönemde Hristiyanlar'ın, yani Haçlılar'ın da Mısır'a, Müslüman topraklarına Haçlı Seferi var. I. Alaeddin Keykubat'ın, Kilikya Ermenileri'ne karşı gerçekleştirdiği sefer aynı zamanda Hristiyanlar'ın Mısır'a saldırılarına karşı cihat özelliği taşıyor" dedi.

HAÇLILARA KARŞI ZAFERİN İŞARETİ

Bu cihadın bütün İslam dünyası tarafından bilinmesi ve hatırlanması namına da Antalya'da bir zafer kulesi inşa ettirildiğini belirten Duggan, “Kule başarılı seferin işareti olduğu gibi aynı zamanda işaret kulesi vazifesi de görüyor.

Çünkü doğu tarafından Antalya Körfezi çok girintili çıkıntılı olduğu için yakınlara gelen düşman filosunun görülme ihtimali çok zayıf. Bir şekilde erken uyarı sistemi oluşturulması gerekiyor ve kulenin o fonksiyonu da var" diye konuştu.

TÜNEKTEPE-YİVLİ MİNARE ARASINDA HABERLEŞME

Akdeniz sahillerinde kıyı kontrol sıkıntısının yanı sıra, o dönem Kıbrıslılar çok önemli bir tehdit olduğu için erken uyarı sistemi oluşturulması gerektiğini belirten Duggan, Tünektepe civarında da Antalya Kalesi'ne haber vermek üzere kurulmuş bir tesis olduğunu düşündüğünü açıkladı.

Duggan, “Buradan erken uyarı sistemiyle haber veriliyor ve Yivli Minare'den bu görüldükten sonra limanın kapatılması gibi önlemler alınıyor. Antalya Limanı Selçuklular'ın en önemli limanı fonksiyonunda ve donanma komutanı diyebileceğimiz Emirü's-Sevahil'in de bulunduğu yer" dedi.

ZAFER BURCUNDAN MİNAREYE

Duggan, “Yani Yivli Minare, yanındaki caminin minaresi değil. Ayrıca asıl cami de orada değil. Bu zafer minaresi, Selçuklulardan sonra Beylikler döneminde Doğu Roma devrine ait depo amacıyla kullanıldığını düşündüğümüz binanın camiye dönüştürülmesiyle birlikte cami minaresi fonksiyonuna bürünmüş.

Beylikler döneminde yanındaki bina camiye dönüştürülünce, zafer burcu da minare fonksiyonu almış. Zaten bina da aslen cami olarak dizayn edilmemiş. Yivli Minare'nin mimari formunu ve cami binasından ayrı durumda oluşunu da önemli bir delil olarak görüyoruz" diye konuştu.

SELÇUKLULAR'IN YAPTIĞI CAMİYİ KIBRISLILAR YAKMIŞ

Yaşananların, Selçuklular'ın güvenlik endişesinin ne kadar yerinde olduğunu gösterdiğini de belirten Duggan, “Zira 1361'de Kıbrıs'taki Lusignan Krallığı'na mensup bir donanma Antalya'yı baskınla ele geçiriyor. 12 yıl boyunca şehir Kıbrıslılar'ın işgalinde kalıyor. Bu dönemde, yeri yine iç kalede ama Yivli Minare yakınında olmayan bir alandaki Ulu Cami de yıkılıp yakılıyor.

12 yıl sonra ise Zincirkıran Mehmet Bey adlı Türk komutanı Antalya'yı tekrar teslim aldığında, haliyle ayakta duran bir Ulu Camii mevcut değil. Bu sebeple şimdiki Yivli Minare camisinin olduğu yer Doğu Roma döneminde kullanılan depo veya benzeri bir binayken camiye dönüştürülüyor" dedi.

ÜZERİNDEKİ KİTABE YİVLİ MİNARE'YE AİT DEĞİL

Şu an Yivli Minare'nin hemen üstünde beyaz mermerden o yıllara ait bir kitabe bulunduğunu, ancak bu kitabenin Yivli Minare için yapılmadığını kaydeden Duggan, “Kitabe I. Alaeddin Keykubat'a ait ama Yivli Minare için yapılmış değil, başka bir binaya ait.

Ama muhtemelen Osmanlı zamanında bulunduğu yer yıkılınca veya ait olduğu yerden düşünce halk tarafından Yivli Minare'nin üstüne yerleştirilmiş. Halk aslında Yivli Minare'nin I. Alaeddin Keykubat'a ait bir yapı olduğunu biliyor. Bu kültür, tarih bilinciyle o kitabeyi oraya yerleştirmişler.

Üzerinde 'Bu binanın yapımını yüce Sultan dünya ve dinin ulusu karaların ve iki denizin Sultanı Alaeddin Keykubat bin Keyhüsrev emretti' yazılıdır. Kırık bir kitabe olduğu için üst kısmı ve tarih kısmı ne yazık ki mevcut değil" diye konuştu.

yukarı çık
0
Paylaşım