Menu
RSS
Meteorolojik Uyarı: Antalya'nın Doğu İç Kesimlerinde Kuvvetli Yağış Bekleniyor!

Meteorolojik Uyarı: Antalya'nın Doğu İç Kesimlerin…

Meteoroloji 4. Bölge Müdürlüğü...

Antalya Emek Platformu: Ekmek, Adalet Ve Hürriyet İçin 1 Mayıs Meydanlarına!

Antalya Emek Platformu: Ekmek, Adalet Ve Hürriyet …

2024 1 Mayıs’ında da işçiler, ...

Antalya Eğitim İş: Öğretmene Şiddete Dair Boş Sözler Değil Yaptırım İstiyoruz!

Antalya Eğitim İş: Öğretmene Şiddete Dair Boş Sözl…

Eğitim İş Sendikası Antalya Şu...

Kepez Belediye Başkan Vekilliğine Refik Emre Altekin Seçildi

Kepez Belediye Başkan Vekilliğine Refik Emre Altek…

Kepez Belediye Meclisi, görevi...

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

Antalya'nın Kaş ilçesinde 3,9 ...

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün Tutuklanması AKP’nin Bir İntikam Planı Olarak Görünüyor

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün T…

“AKP ve onun sözünden çıkmayan...

Prev Next

Antalya Söyleşileri başlıyor..

  • Yazan 
Antalya Söyleşileri başlıyor..

Antalya Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, her ayın ilk Perşembe günü gerçekleştirecekleri söyleşiler ile Antalya’da kentlilik bilincinin arttırılmasının amaçlandığını söyledi.

Antalya Kent Konseyi’ce hazırlanan proje kapsamında bundan böyle her ayın ilk Perşembe günü düzenlenecek ‘Kentler mi bizi, biz mi kentleri biçimlendiriyoruz? Antalya Söyleşileri ve Gezileri ‘ programı 6 Kasım’da start alıyor. Sunumu ve rehberliği Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tuncay Neyişçi tarafından yapılacak her söyleşi de ele alınacak konuyla ilgili Cumartesi günleri bir de gezi tertip edilecek. Düzenlenen basın toplantısında ilk bölümü 9 Mayıs 2015 tarihine kadar devam edecek programla ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Neyişçi, hazırlanan projeyle Antalya’da kentlilik bilincinin geliştirilmesinin amaçlandığını belirterek, “İçinde yaşadığımız kentleri tanımıyorsak o kentlerde kiracı gibi yaşamak durumunda kalırız. Yani hiçbir zaman ev sahibi haline gelemezsiniz. İşte bu Antalya söyleşilerinin temel nedeni Antalya’da yaşayanlara doğal, kültürel değerleriyle, ekonomik, kültürel, sosyal sorunlarıyla Antalya’yı tanıtıp kent bilinci yaratmaktır” dedi.  

Kenti her yönüyle tanımanın, sorumluluk duygusunu da beraberinde getireceğine işaret eden Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, “İçinde yaşadığınız kenti kültürüyle, doğasıyla, sosyal ve ekonomik yapısıyla tanıyorsanız o zaman o kentte kendinizi ev sahibi hissedersiniz, o kentin geleceğiyle ilgili sorumluluk alırsınız, bedel ödemeye hazır olursunuz. Şimdi kapının önüne çıkıp sorun herkes sorunları başkalarına ciro ediyor. Oysa esas sorunun sahibi ne belediye başkanıdır, ne validir, ne Kent Konseyidir, tamamen bireylerdir. Onun için bizim hedefimiz Kent Konseyi üzerinden kentin bireylerine seslenmek ve o bireyleri kentli haline getirmektir. Projenin temel amacı da budur” diye konuştu.

Sözlerini, “Bireyler talep ederlerse, yöneticiler, politikacılar bunları dikkate almak zorundadırlar. Doğrusu da o dur. Yukarıdan ödül olarak verilenler değil, tabandan bizim isteklerimize göre bir kent yönetiminin, bir kent değerlendirilmesinin yapılması lazım” şeklinde sürdüren Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, hazırlanan programı ise konu başlıklarıyla şöyle açıkladı:

“Bizim söyleşimiz her ayın ilk Perşembe günü 15.30’da burada programda belirtilen konularla ilgili yapılacaktır. Ondandan sonraki cumartesi günü el aldığımız konuyla ilgili gezi yapılacaktır.

Perge’den Yola Çıkarak Aya Yolculuk:

Antalya kurulmadan önce Perge vardı ve o Perge’de yaşayan dünyanın en büyük matematikçisi Apollonius vardı. Dünyada ilk defa uyduların yörüngelerini çalışmış birisidir. Ay da bir kratere onun adı verilmiştir. Bugün bunu kaç kişi biliyor acaba. Perge’den, Karain Mağarası’ndan başlayarak bir Antalya tarihi üzerinde duracağız. Bunlar Antalya’nın markalaşmasına katkı sağlayacak yerlerdir.

Su mu? Taş mı? Falezlerin Öyküsü :

Kırkgöz kaynaklarından başlayarak Düden Şelalesi’nin döküldüğü yere kadar bu traverten platosu nasıl oluşmuş, o sular nerelerden geçiyor ele alıp irdeleyeceğiz. Kapadokya’daki gibi karstik oluşumlar var. Ancak bunlar ya çöplerle dolduruluyor ya da üzerine konut yapmak için dümdüz ediliyor. Bunları da katılımcılara göstereceğiz.

Kaleiçi, Canımın İçi:

Kaleiçi ve yakın çevresi üzerinden Antalya gezilecek ve doğal, kültürel değerlerinin ne kadar önemli olduğunu söyleyeceğiz. Kaleiçi acaba bildiğimiz Kaleiçi mi, yoksa buranın çok farklı özellikleri ve hikayeleri mi var bu konuları tartışacağız.

Kuşkusuz ki Antalya Dünyanın En Güzel Kenti midir?

Bugün şikayet ettiğimiz Antalya acaba ufacık rötuşlarla dünya çapında bir kent olabilir mi? Antalya’nın bugün ki yapısının ne olduğu konusunda bir tartışma yapacağız. Burada da yine falezler üzerinde batıya bakarak güneşin doğuşunu izleyeceğiz, simit, peynir, çay ve müzik eşliğinde. Lara kumulları ve Obruk Ormanını da gezeceğiz. Son derece önemli bir değer olan buraların içi adeta çöplük halinde. Hiç kimse sahip çıkmış değil.

Kırkgöz’den Akdeniz’e Suyun Peşinde Kırkgöz, Karain Mağarası, Varsak Düdeni, Düden Şelalesi:

Kepez bölgesinde stadyum büyüklüğünde 4 tane obruk var. Bunların bazıları çöplük olarak kullanılmaya başlandı. Antalyalılar maalesef bunların farkında değiller. Yoğun ve çarpık kentleşme nedeniyle bunlar da ortadan kalkıyor. Antalya merkezinde travertenler üzerinde yaptığımız bu hataları hiç olmazsa Kepez bölgesinde yapmayalım.

Antalya’nın Kutsal Mekanları:

Antalya’nın kutsal mekanlarını tanıyor muyuz? Hıristiyanlardan, Yahudilerden kalma eserler var. Selçukludan, Osmanlıdan kalma İslami eserler var. Ama biz bunların sadece bir iki tanesini o da ismiyle biliyoruz. İşte bu değerleri ve bunların birbirleri arasındaki kültürel ilişkileri ve süreçleri anlatacağımız bir başka program olacak gezisiyle birlikte.

Dağlar, Ormanlar, Leoparlar, Termessos, Güver Uçurumu:

Bu bölgenin birazda doğal ve jeolojik zenginlikleri üzerinde duracağız. Burnumuzun hemen dibindeki dünyanın en güzel jeolojik ve jeomorfolojik yapıların birsi var Güver Uçurumu. Geziye katılacak olanlarla bu Güver Uçurumu’nun içine kadar gireceğiz. Çok eski devirlerde yapılmış Leopar kapanlarını da ziyaret etme şansımız olacak.

Bir takım ufacık rötuşlarla bu kent Paris’le, Londra’yla, Barselona’yla yarışabilecek kadar güzel bir kent olur. Öncelikle falezleri kentin özel bir kimliği olarak görmeliyiz. Buraların aydınlatılması bile kentin çehresini değiştirecektir. Elimizdeki değerin farkını bilmeliyiz.

yukarı çık
0
Paylaşım