Menu
RSS
Meteorolojik Uyarı: Antalya'nın Doğu İç Kesimlerinde Kuvvetli Yağış Bekleniyor!

Meteorolojik Uyarı: Antalya'nın Doğu İç Kesimlerin…

Meteoroloji 4. Bölge Müdürlüğü...

Antalya Emek Platformu: Ekmek, Adalet Ve Hürriyet İçin 1 Mayıs Meydanlarına!

Antalya Emek Platformu: Ekmek, Adalet Ve Hürriyet …

2024 1 Mayıs’ında da işçiler, ...

Antalya Eğitim İş: Öğretmene Şiddete Dair Boş Sözler Değil Yaptırım İstiyoruz!

Antalya Eğitim İş: Öğretmene Şiddete Dair Boş Sözl…

Eğitim İş Sendikası Antalya Şu...

Kepez Belediye Başkan Vekilliğine Refik Emre Altekin Seçildi

Kepez Belediye Başkan Vekilliğine Refik Emre Altek…

Kepez Belediye Meclisi, görevi...

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

Antalya'nın Kaş ilçesinde 3,9 ...

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün Tutuklanması AKP’nin Bir İntikam Planı Olarak Görünüyor

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün T…

“AKP ve onun sözünden çıkmayan...

Prev Next

Antalya Büyükşehir Başkanı Türel’in ‘Boğaçayı Projesi’ Mahkemelik Oldu

Antalya Büyükşehir Başkanı Türel’in ‘Boğaçayı Projesi’ Mahkemelik Oldu

Antalya Büyükşehir Belediyesi Boğaçayı Projesinin Yürütmesinin Durdurulması Ve İptali İstemiyle Dava Açılmıştır. Mimarlar Odası Antalya Şubesi, Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şubesi ve Bölge sakini Kutay MERİÇ tarafından

açılan davaya ilişkin yapılan basın açıklamasında 6 neden davaya dayanak noktası olarak sunulmaktadır.

Antalya Büyükşehir Belediyesince,  Boğaçayı’nın Akdeniz’e deşarj noktasından membaya doğru olan 750 metrelik bölümünün, Taşkın ve Rüsubat Kontrolü Amaçlı Düzenleme yapılması işinin ASAT Genel Müdürlüğüne yaptırılmasına yönelik kararının;

1- ASAT’ın; DSİ görev ve yetki alanında kalan Taşkın ve Rüsubat kontrolü amaçlı düzenleme yapma görev ve yetkisinin bulunmamaktadır. Asıl amaç Boğaçayı’nın denize deşarj noktasından membaya doğru 750 mt.’lik bölümünün

kanal haline getirilerek deniz suyunun 750 mt içeriye alınması projesidir. ASAT Su havzaları Koruma ve Kontrol Yönetmeliğinin ilgili maddelerinde; “Aksu Çayı, Boğaçay ve benzeri alüvyonel akifer özelliğindeki,

yeraltı suyu temin edilen su rezervuarlarını besleyen derelerden, kum ve çakıl çıkarılması amacıyla kum ocağı açılmasına izin verilmez...”, “Aksu çayı, Boğaçayı ve kollarına, havza içerisinde bulunan yerleşim yerleri,

sanayi tesisleri ve işletmelerde üretilen atık suların hiçbir arıtma işlemine tabi tutulmadan verilmesi yasaktır….”, “Bütün deniz kıyısı bölgelerinde, yeraltı suyu kalitesinin korunması amacıyla, tuzlu su girişimini önleyecek emniyetli çekim tespitlerinin yapılması gereklidir…..”

hükümleri yer almaktadır. Yönetmelik Hükümleri gereği ASAT’ın başlıca görevlerinden biri yönetmeliklerinde bizzat ismi belirtilerek altı çizilen  Boğaçayı ve kollarını korumak kollamak, yer altı sularını denizin tuzundan uzak tutmaktır.

Taşkın ve Rüsubat Kontrolü projelerini hazırlama ve uygulama görevi 6200 Sayılı Kanun ile DSİ’ye verilmiştir. Yasanın 2/a Maddesinde;  “Taşkın sular ve sellere karşı koruyucu tesisler meydana getirmek”, 2/c Maddesinde; “Sulak alanları ıslah etmek,

erozyon ve rüsubat kontrolü ile ilgili etüt ve planlama işlerini yapmak veya yaptırmak, …..” denilmektedir. Madde hükümlerinden de anlaşılacağı gibi Taşkın ve Rüsubat Kontrolü amaçlı uygulama Görevi DSİ’nindir.

Yasa ve Yönetmelikler kapsamında, Büyükşehir Belediyesi ve ASAT’ın görev alanında kalmayan Taşkın ve Rüsubat Kontrolü amaçlı uygulama yetkisi olmaması,

2- Proje, Antalya temiz içme suyu kaynakları yakınında ve sulak alan içinde yapılmakta olup, bu proje kaynakların kirlenmesine yol açacaktır. Bu konuda kesinleşmiş mahkeme kararı vardır.

Danıştay 6.Daire 2007/4819 E-2009/12251 K. Sayılı kararına esas  Bilirkişi raporunda; “ …. Su Kaynakları Alanı’nın tüm Turizm Merkezi alanın kapladığı halde konunun göz ardı edildiği, Antalya Kent Bütününün, en önemli su kaynaklarını barındıran

vadi sisteminin, ekolojik ortamının en hassas noktalarında bulunan Boğaçay-Çandır Çayı ve Göksu Çayı’nın Turizm Merkezi ilan edilmesi sonucu Miras ECO Coğrafya’nın korunmasına ilişkin temel ilkelere aykırı davranıldığı,

tüm bu nedenlerle kamu yararının ihlal edildiği; kamunun uygulamadan, giderilmesi olanaksız zarar göreceği ….”  Yönündeki yargı kararına aykırı olması,

3- Boğa çayı projesi, sadece denizin çaya girilmesi sağlanarak kanal yapılması değildir. Proje ile dere kenarının turizme hizmet edecek bir cazibe merkezi haline getirileceği, Etrafının sinema salonları ile temalı park olacağı hatta

açık hayvanat bahçesi bile yapılacağı basına yansımış olup, yine  Danıştay 6.Daire 2007/4819 E-2009/12251 K. sayılı Kararına esas bilirkişi raporunda; “ …. Bölgenin su ekoloji sistemi, orman ekoloji sistemi ve tarım ekolojik sistemi ile

bir “EKO COĞRAFYA” oluşturduğu, ….alanda kum ocaklarının tahribatı sonucu ,daha önce var olan su akışı ve çayların iki yakasındaki yeşil ağaçlıklı alanların kaybolmuş ,tehlikeye düşmüş olduğu, tehlikeye düşmüş,

tehdit altında veya endemik olan bitki ve hayvan türlerinin varlıklarını sürdürmeleri, üremeleri ve yeniden kazanımlar için önlemler alınması gerektiği …” belirtilmiş olup, projenin tamamen ticari ve turizm amaçlı CAZİBE MERKEZİ yaratmak hedeflenmiş,

projenin çevredeki ekolojik sisteme vereceği zarar hiç hesaplanmamış, aksine, çevreyi daha çok tahrip edecek yeni kararlar alınmış olmasının, çevredeki tarım alanlarını, eko sistemi ve florayı yok edici bir proje olması,

4- Konyaaltı sahilinde var olan çakıl taşları Boğaçayı’nın getirdiği rüsubat (birikinti) denilen, binlerce yılda oluşan kum ve çakıl taşlarından oluşmaktadır.  Boğaçayı’nın denize taşıdığı kum ve çakıllar, uzun yıllardır bu hat üzerinde faaliyet gösteren

kum ocakları nedeniyle oldukça azalmış ve sahil çekilmeye başlamıştır. Boğaçayı’nda gerçekleştirilecek bu projeyle rüsubat kanalda kalacak olup denize geçişi engellenecektir. Bu da, rüsubattan beslenemeyen kıyıda çok kısa sürede

kıyı erozyonu meydana gelecek ve sahil yok olacaktır. Bir başka deyişle sahildeki kum tabakası yok olacağı için kalan tabaka katılaşacak, ayak basılamayacak kadar sertleşecek ve geri dönüşü olmayan sonuçlar olacaktır. Uzmanlarca hazırlanan

Boğaçayı ile ilgili bir başka raporda; Kıyı dengesini bozan ve kıyı erozyonuna neden olan faktörlerden en önemlisinin, kıyıdan kontrolsüz bir şekilde kum çakıl alınması, kıyıyı besleyen malzemenin kıyıya ulaşmasının engellenmesi ve

bilinçsiz kıyı yapısı inşa edilmesi sonucu kıyıdaki sediman dengesinin bozulduğu, 1934 tarihli harita ile 2016 tarihli uydu görüntüsünün çakıştırılmasında, Boğaçayı çıkış ağzı civarında 70 m. Gürsu sahilinde ise ortalama 50 m. gerileme ölçüldüğü belirtilmektedir.

kanal projesi ile, artık Boğaçayı’nda gelen rüsubat, denize dökülemeyecek, aksine deniz Boğaçayı’nı dolduracak ve doğal olmayan bir tuzlu su kanalı oluşacaktır. Bu kanal nedeniyle, taşımı gittikçe azalan rüsubat  (kum, çakıl vs birikimler) sahile taşınamayacak, 

sahildeki kumlar ve taşlar kalmayacak, kıyı şeridi  erozyonla yok olacak, dünyaca ünlü Konyaaltı Sahilinde tahribat ve erozyonun  çok daha büyük boyutlara ulaşacağı

5- Boğaçayı Projesi; Boğaçayı kıyısında yeşil alanların küçültülerek Özel Proje Alanı adı altında yaratılan mülkiyeti Büyükşehir Belediyesi ve Hazineye ait konut yapılması olanağı da getirilen alan ile devamındaki konut alanlarının değerlerinin artırılmasına yönelik bir projedir.

Bu projenin uygulanmasında herhangi bir kamu yararı bulunmaması,

6- Geçmişte DSİ’nin çalışmaları ve incelemeleri neticesinde dere yatağının asgari 300 m. genişliğinde tutulması hesaplanmış ancak, daha sonra bu karardan dönülerek yatak genişliği 260 m.’ye düşürülmüştür.

1998 yıllarında yatağın 300 m.den 260 m. düşürülmesinin vahim sonuçları, taşkın ve hatta köprü yıkılması ile sonuçlanmıştır. Proje ile Boğaçayı kenarları duvar ve yapılacak platformlarla daha da daraltılacaktır.

Olası bir sel felaketinde taşkınların nasıl önleneceği ile ilgili

Rüsubat miktarı analizlerinde, havza alanı 927.3 km2 olan Boğaçayı havzasından denize ortalama 260.000 m3/yıl rüsubat taşındığı tahmin edilmektedir. Proje ile kanala giren bu rüsubat denize ulaşamayacaktır.

Bu da kanalın her yıl 260.000 m3/yıl rüsubat ile dolacağı anlamına gelir ki, bunun temizlenmesi maliyeti ve kimin tarafından nasıl yapılacağı ile ilgili bilimsel bir çalışma yapılmamış olması, yapıldı ise kamuoyu ile paylaşılmaması,

Gerekçeleriyle Yürütmenin durdurulması ve projenin iptali istemiyle, Mimarlar Odası Antalya Şubesi, Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şubesi ve Bölge sakini Kutay MERİÇ tarafından dava açılmıştır.

yukarı çık
0
Paylaşım