Menu
RSS
Antalya Emek Platformu: Ekmek, Adalet Ve Hürriyet İçin 1 Mayıs Meydanlarına!

Antalya Emek Platformu: Ekmek, Adalet Ve Hürriyet …

2024 1 Mayıs’ında da işçiler, ...

Antalya Eğitim İş: Öğretmene Şiddete Dair Boş Sözler Değil Yaptırım İstiyoruz!

Antalya Eğitim İş: Öğretmene Şiddete Dair Boş Sözl…

Eğitim İş Sendikası Antalya Şu...

Kepez Belediye Başkan Vekilliğine Refik Emre Altekin Seçildi

Kepez Belediye Başkan Vekilliğine Refik Emre Altek…

Kepez Belediye Meclisi, görevi...

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

Antalya'nın Kaş ilçesinde 3,9 ...

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün Tutuklanması AKP’nin Bir İntikam Planı Olarak Görünüyor

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün T…

“AKP ve onun sözünden çıkmayan...

Prev Next

Ali Aksüt: Bu Ülke Bu Dünya Yeni-Onurlu Kuşaklar Bekliyor

Ali Aksüt: Bu Ülke Bu Dünya Yeni-Onurlu Kuşaklar Bekliyor

6 Mayıs’ta idam edilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı anmak için Konyaaltı Cemevi’nde anma toplantısı düzenlendi. CHP Konyaaltı Üniversite Komisyonu tarafından düzenlenen anma gecesinde film gösterileri, türküler söylendi.

CHP Konyaaltı İlçe Başkanı İlhan Buğdaycı ve CHP Antalya milletvekili Dr. Niyazi Nefi Kara kısa birer konuşma yaptılar. Daha sonra kürsüye gelen Araştırmacı Yazar (Kaktüs Medya yazarı) Ali Aksüt 68 Kuşağı ve Denizler üzerine bir konuşma yaptı.

CHP Konyaaltı İlçe Başkanı İlhan Buğdaycı, anma etkinliğini düzenleyen Üniversite Komisyonu’nun kuruluş ve çalışmaları üzerine bilgilendirme yaptıktan sonra, “Günün anlam ve önemi üzerine söylenecek tek söz özetle şudur;

İdama giderken, idam sehpasını kendisi tekmeleyen, “Kahrolsun Faşizm, Kahrolsun Emperyalizm, Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye” sloganlarını haykıranların sözleri üzerine başkaca eklenecek bir şey olmadığı kanaatindeyim” dedi.

Daha sonra kürsüye gelen CHP Antalya Milletvekili Dr. Niyazi Nefi Kara ise şunları söyledi; “Devam edin, devam edin kavgaya, cellat vurdu tekmeyi sehpaya, 6 Mayıs şafağında üç fidan idam edildi.

Yine “bitmedi bu kavga, bitmedi, sürecek, yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek” şiirini söyledik. Denizlere söz verdik o yolda yürüyoruz.  Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye, Yaşasın Demokratik Türkiye” sloganları ila yolumuza devam ediyoruz”

68 kuşağı ve Denizler üzerine anlatımlarını yapan Ali Aksüt ise tarihsel gelişimi anlattıktan sonra sözlerine şöyle devam etti;

“Yürekleri sevgi ve sorumlulukla doluydu. Yaşadıkları ülkeleri ve içinden çıktıkları toplum kadar dünyanın diğer halklarını da seviyorlardı. Gönüllerini evrensel değerlerle doldurmuş, özgürlük aşığı, paylaşımcı idiler.

Bu Devrimci/demokrat gençler; antiemperyalist bir söylemle, bağımsızlık türküleri söyleyerek meydana çıktılar. 68 Kuşağı diye anıldılar. Aynı duygular ile dolu siz sevgili gençler bu yiğit insanları anmak için bir araya geldiniz.

68 Kuşağı eylemleri: değişik halkların gencecik, pırıl pırıl evlatlarının emekten yana, antiemperyalist, devrimci kavgasıdır.

1968 Yılı emperyalizme duyulan tepkinin miladıdır. Çünkü bu dönem dünya dengeleri; yoksullar/emekçiler aleyhine altüst olmuştur.

68 Hareketi işçi-Öğrenci ittifakının başladığı dönemdir. Kan ve barut ile gelen zulme karşı özgürlük ve barışı slogan edenlerin dönemdir.

Dünya Savaşı’ndan sonra Fransa’da başlasan ve yükselerek dünyaya s ayılan anti-emperyalist gençlik hareketinin doruğudur. Kimilerine göre ise kendilerine doğrultulan silahların namlularına çiçek sokan gençlerin başlattığı harekettir.

Dünya gençliğinin bu hareketi ülkemiz gençliğini de derinden etkilemiştir.

Onlarda ortaya çıkıp ” Sayılarının azlığına, düşmanın çokluğuna bakmadan; şerefsizce yaşamaktansa şerefle ölmek yeğdir” dediler. Özgüvenleri tamdı ve boyun eğmemek de parolaları idi.

68’li yıllar denilince akıllara önce bağımsızlık mücadelesi ve emeğin emekçinin kurtuluşu geldiğinden sloganları kısaca şunlardı:

”Tek Yol Devrim”, ”Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye”

“Yaşasın Bağımsızlık savaşı veren dünya halkları ”,

“Yasaklamak yasaktır. ” Diyorlar ve İnsanlığın özgürleşmesi ya toptan olacak ya da olmayacak. ”

“Patron sana muhtaç, sen ona değil. ” Düşüncesini halk ile buluşturuyorlardı.

Sloganları etrafında işçiler, köylüler, memurlar ve tüm ezildiğini bilenler ile buluştular.

Dünya edebiyatçıları onlarla ilgili binlerce kitap yazdı. Değişik sanat kollarında bu genç devrimci yürekler işlendi. Onlar:

“Düşmesin bizimle yola, evinde ağlayanlar gözyaşlarını boyunlarında ağır bir zincir gibi taşıyanlar” diye diye direndiler.

Üniversite sıralarından başlayıp, toplumsal muhalefete ulaşmış, bugünün gençliğine umut aşılayan, cesaret veren engin bir deneyimin tarihe kazılmasıdır.

6.Filo, Kommer’ler, Bağımsızlık Yürüyüşleri, yabancı üslerin kapatılması istekleri, tarlalarda, köylerde, fabrikalarda, sokakta, okullarda “Hak verilmez alınır” diyenlerin el ele verdiği harekettir.

Ruhları aramızda yaşayan onurlu 68 kuşağının bazı sloganları bakın o günlerde halka ne mesaj veriyordu?

-Devrim inanılmaz bir şeydir, çünkü gerçektir.- Gerçekçi ol, imkansızı iste!

- Bir şey talep etmeyeceğiz, bir şey istemeyeceğiz, alacağız.

Bugün andığımız gencecik üç fidan da bu kuşağın ölümsüzleşen sembollerinden oldular. Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan Ankara Karşıyaka Mezarlığında değil, ülkesini, halkını seven namuslu ve yürekli insanların gönlünde yaşıyor.

68 Kuşağı; büyük bedeller ödeyerek, adlarını tarihe onurlu bir şekilde yazdırdığı için ölümsüzleşiyor.

Bu üç fidanın yanında Mahirlerden, Ulaşlardan başlayarak daha nice onurlu genç faşizmin kurbanı oldular. Suçları ülkelerini ve ön yargısız halklarını sevmeleri idi. O sayılarını bile bilemediğimiz onurlu gençler için bir şair:

’Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı.

Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı.

Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı.

Gittiler akşam olmadan ortalık karardı. ”

Gelecek bilinçli, onurlu namuslu gençlerin eseri olacaktır. Tek başına kurtuluş yoktur. Bu ülkenin de, yarınların da umudu sizlersiniz. Kendi bilgi kararlılık ve çabanız yarını belirleyecektir.

Aydın ve barışık insanların ülkesi Türkiye’nin yeni mimarları, bekçileri sizler olacaksınız. Sizler kinin nefretin değil aşkın sevdanın, bağımsızlık ve özgürlüğün türkülerini söyleyeceksiniz.

Sevgili gençler, siz bu toprağın evrensel değerler ile büyümüş; Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye” diye haykıran, onurlu babaların onurlu annelerin, onurlu evlatlarısınız.

Dil, din, ırk ayrımını geride bırakmış aydın ve temiz yürekli, özgürlükten yana tavır koymuş insanlarsınız.

İçiniz kin değil sevgi ve paylaşım ruhu ile dolu. Sizler yoksulun, emekçi halkın yarınısınız. Sizler umudumuz yüz akımızsınız. Onurumuz direncimiz, namusumuz, tek güvencemizsiniz.

Yarınlarını güven altına almak isteyen topluluklar gençlerini iyi eğitir, onlara güvenir sorumluluk verirler.

Eğer ülkemiz ilerde: aydın, demokrat, paylaşımcı, ırk, dil, din ayrımı yapılmayan, sınıflar arası uçurumları olmayan özgür bir ülke olacaksa;

Eşit yurttaşlık yaşama geçirilecekse sizler taşın altına elinizi koyup, geleceğinizi yaratma çabasına gireceksiniz. Demokrasi her ülkeye bu çabaların ve ödenen bedellerin sonunda gelebilmiştir.

Ortalık daha da kararmadan her onurlu genç sorumluluğunu anımsamak, değil mi gençler?

68 kuşağının onurlu mücadelesine biz de varız diye katılan 78 Kuşağı’nı da anmamak elbette haksızlık olacak. Bu ülke bu dünya yeni-onurlu kuşaklar bekliyor.

Bu duygularla faşizmi lanetliyor. Onları onurla saygıyla sevgiyle anıyoruz”

yukarı çık
0
Paylaşım