Tüm Bel Sen Antalya Şube Başkanı İlhan Karakurt 8. Olağan Kongrede Güven Tazeledi

Köprünün altından çok sular aktı. Sadece virüs değil, doğal afetler de oldu. Orman yangınlarında ciğerimiz yandı. İşsizlik, hayat pahalılığı, enflasyon ve zamlar doğal değildi" diyerek AK Parti iktidarını eleştirdi.

29 Ekim'de Cumhuriyetin 100. yılının kutlandığını hatırlatan Karakurt, "Kurtuluş savaşlarında dişiyle tırnağıyla düşmandan parça parça vatanını, namusunu kurtaran Türkiye halkı, gördük ki Cumhuriyeti gericilere, şeriatçılara, ortaçağcılara teslim etmeyecek. Bunun işaretlerini Antalya'da,

Ankara'da, Türkiye'nin her yerinde gördük. Bu bizim kıvanç kaynağımız" diye konuştu.

Haberin Videosu:

Cumhuriyetin içinin boşaltıldığını söyleyen Karakurt, "Düşünün, parlamenter sistem yok sayılmış. Yargı, yasama ve yürütme devletin üç temel organı iken bugün hepsi tek adama bağlı" diyerek Can Atalay'ı örnek gösterdi.

İsrail'in günlerdin çocuklar başta olmak üzere masum insanları öldürdüğünün altını çizen Karakurt, "Hastaneleri, okulları bombalıyor. Gerçekten Filistin halkının yanındaysanız, orada çocukların öldürülmesini, katledilmesini ve daha yürümeyi öğrenmeden ölmeyi değil hayata tutunmasını istiyorsanız miting değil,

eğer samimiyseniz, gerçekten kararlıysanız NATO'dan çıkın. İsrail ile yaptığınız tüm askeri, siyasi anlaşmaları iptal edin ve İsrail Konsolosunu sınır dışı edin. Halkçılık, mazlumun yanında olmak budur. Filistin halkının en zor günlerinde Deniz Gezmiş ve arkadaşları uzaktan diplomasi

veya mesaj vererek değil, oraya gittiler ellerinde silahla siyonizme karşı mücadele ettiler. Buradan Filistin'de mücadele edenler adına Deniz Gezmiş şahsında şehit düşenleri selamlıyorum" dedi.

Son günlerde yurtlarda yaşanan asansör arızalarına dikkat çeken Karakurt, "Geleceğimiz çocuklar, 15-20 bin liraya kiralık ev bulamıyorlar. Bulsalar yemek, yemek bulsalar ulaşım sorun. Devlet sarayın ışıklarını 24 saat yakarken, 50-60 yere yazlık yaparken bu çocukların

asansörü bozuk yurtlarda okumaya devam etmelerini nasıl açıklarsınız? Her anne baba artık çocuğumu nasıl okuturum? derdinde. Çocuklar toplumsal bir varlık, devletin sorumluluğudur" şeklinde konuştu.

Kiraların cep yaktığını belirterek ev sahipleri ile kiracılar arasındaki kavgaların arttığına işaret eden Karakurt, "Türkiye'de konut enflasyonu var. Daha geçen seneye kadar memur, işçi bir ev alma hayali kuruyordu. Maaşlarımızı biriktirirsek araba sahibi oluruz diyorduk. Hayallerimiz yıkıldı. Dolar fırladı, enflasyon diz boyu. Verdikleri maaşların artık pazarda bile karşılığı yok. Umutlarımızı yıktılar" şeklinde konuştu.

2023 yılı Ağustos ayında memur ve memur emeklilerini ilgilendiren toplu sözleşme yapıldığını hatırlatan Karakurt, şunları söyledi:

"Memur Sen, yakleşık 3 milyon memur, 3 buçuk milyon emekli adına sözleşme masasına oturdu. KESK olarak en büyük konfederasyonlardan 3'üncüyüz. Sözleşme masasında sendikalarla işverenin, hükümetin konuşacağı konulardır ücret, ikramiye ve sosyal haklar.

Cumhurbaşkanı sözleşme masasını boşa çıkarmak, sendikaları anlamsız hale getirmek için sözleşme görüşmelerinden önce 8 bin lira seyyanen zam verdi. Cumhurbaşkanı açıkca mesaj verdi. 'Bundan sonra toplu sözleşme falan yok, tekli sözleşme var. Onu da ben yaparım'.

Memur Sen de ona uygun davrandı. O dönemde sendikal bölünmüşlük, rekabet sonucu gerekli tepkiyi veremedik. Gördük ki, o gün tepki gösteremeyenler bugün sefaletten kurtulmak için çalışıyor. Onun için sendikal rekabete son vererek, emekçilerin ön yargılarıyla,

siyasi düşünceleri ya da başka nedenlerle bölünmesine veya rekabet ederek zayıflamasına hiç ihtiyacımız yok. Tüm Bel Sen olarak, iş yerinde birlik, iş kolunda birlik ve Türkiye'de birlik diyoruz. Birlik bizim gücümüz."

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e 2024 yılı bütçesindeki 2 buçuk milyar lira açık sorulduğunda, vergilerle kapıtalacağı cevabının alındığına işaret eden Karakurt, "'Vergiyi tabana yayacağız' diyor. Vergiyi tabana yaydınız zaten. İliğimiz kurudu. Patronlara yayın vergiyi. Zenginlerden servet vergisi alın. Emekçinin yakasından düşün artık. Taban dediğiniz biziz. Zaten maaşlarımız Temmuz'da, Eylül'de azalıyor. Daha ne istiyorsunuz" diye sordu.

"İşverenlere, patronlara teşvik ve vergi indiriminden dolayı 2 buçuk milyon dolar devlet almamış" diyen Karakurt, "İşte onlardan alırsanız bütçe açığı da kalmaz, kaynak sorunu da biter. Yeri geldiğinde 'Başka Türkiye yok, bu vatan bizim' diyenlere sesleniyorum; gerçekten dürüstseniz,

Türkiye'yi seviyorsanız bir defaya mahsus servet vergisi verin" ifadelerini kullandı.

Yerel seçim sürecinin yaklaştığına işaret ederek Tüm Bel Sen olarak, demokratik, halkçı, sosyal bir belediye başkanı istediklerini kaydeden Karakurt, "Belediyeyi şirket, kendisini patron, bizi de maraba gören belediye başkanlarına oy vermeyeceğiz.

Çalışanların hakkını, hukukunu yok sayanlara oy vermeyeceğiz. Liyakat yerine sadakat ataması yapanlara oy vermeyeceğiz. Sendikalarla, halkla birlikte belediyeyi yönetenlere ve çalışma barışını sağlayan, sendikal temsilcilere karar alma organlarında, komisyonlarda yer veren,

kentin kaynaklarını öğrencilere, yoksullara ve diğerlerine harcayacak bütçeyi kim yapacaksa onun yanındayız. Yalancıya, talancıya oy yok, demokratik ve halkçı olanlara oy var.

Konuşmasının sonunda 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'na dikkat çeken Karakurt, şunları dile getirdi:

"Toplu değil, tekli sözleşme yapılıyor. Cumhurbaşkanı karar veriyor. Bu sendika yasasından biran önce kurtulmamız lazım. Belediye başkanının ağzına bakmayacağız. Siyasi partilerin arka bahçesi olmayacağız. Devlet güdümlü olmayacağız. Tek boyun eğeceğimiz,

önünde ceketimizi ilikleyeceğimiz sizler varsınız. Emekçilerin sendikası olacağız. Sendikaların temel özelliği, çalışanı ayrım yapmaksızın emek mücadelesine kazanmayı hedefler. Yani siyasi görüşüne, etnik kimliğine, inancına bakmaz. Sadece emekçi olması yeter.

Günümüzde bu birliğin sağlandığını söyleyemem. Tüm Bel Sen Antalya Şubesi olarak, ısrarla işyerinde birlik, iş kolunda birlik derken bunu kastediyoruz. Partilerin sendikası olmaz ama Türkiye'de her partinin bir sendikası var.

O zaman sendikaları kapatalım, partilerin il veya ilçe örgütlerinde sendika komisyonu kuralım. Bu prangadan kurtulmalıyız. Tüm Bel Sen hiçbir zaman bir siyasi partinin arka bahçesi olmayacak. Yandaş olmayacak.

Sarı sendikalara karşı da devlet güdümlü sendikalara karşı da emekçilerin hakkını savunmaya devam edeceğiz."