Menu
RSS
Antalya Emek Platformu: Ekmek, Adalet Ve Hürriyet İçin 1 Mayıs Meydanlarına!

Antalya Emek Platformu: Ekmek, Adalet Ve Hürriyet …

2024 1 Mayıs’ında da işçiler, ...

Antalya Eğitim İş: Öğretmene Şiddete Dair Boş Sözler Değil Yaptırım İstiyoruz!

Antalya Eğitim İş: Öğretmene Şiddete Dair Boş Sözl…

Eğitim İş Sendikası Antalya Şu...

Kepez Belediye Başkan Vekilliğine Refik Emre Altekin Seçildi

Kepez Belediye Başkan Vekilliğine Refik Emre Altek…

Kepez Belediye Meclisi, görevi...

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

Antalya'nın Kaş ilçesinde 3,9 ...

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün Tutuklanması AKP’nin Bir İntikam Planı Olarak Görünüyor

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün T…

“AKP ve onun sözünden çıkmayan...

Prev Next

Antalya SOL Parti: Şimdi Cumhuriyet İçin Yeniden Kuruluş, Yeniden Kuruluş İçin DEVRİM Tek Yoldur

Antalya SOL Parti: Şimdi Cumhuriyet İçin Yeniden Kuruluş, Yeniden Kuruluş İçin DEVRİM Tek Yoldur

SOL Parti Antalya İl Başkanı Aysel Aydın Cumhuriyet’in 100. Yılı dolaysıyla bir  açıklama yayınladı. Yapılan açıklama da Cumhuriyet’in 100. Yılı selamlanırken,

Cumhuriyet’in ilerici köklerinden koparıldığı, tek adam rejimi altında yeni bir Saltanat ve Hilafet rejimine dönüştürüldüğü ifade edildi.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Cumhuriyet’in kuruluşunun 100.yılını selamlıyoruz

 Mustafa Kemal önderliğindeki Anadolu halkı emperyalist boyunduruğu parçalayarak ve onun işbirlikçisi köhnemiş saltanatı yenerek Cumhuriyet’i kurdu.

Cumhuriyet devrimi bir halkının kurtuluşu, bağımsızlık ve laiklik temelindeki yeni bir ülkenin yıkıntıların içinden kuruluşu anlamına gelmiştir.

Bu kurtuluş ve kuruluş mücadelesini bugün de yeniden kuruluş fikriyle sahiplenmeye devam ediyoruz.

Cumhuriyet, Emperyalizme Bağımlı İslamcı Faşizme Dönüştürüldü

Ancak Cumhuriyet tüm ileri niteliklerine karşın bir emekçi cumhuriyeti olmamıştır. Tepeden kapitalistleşme yolu, emperyalizme bağımlılığın yeni taşlarını döşemiştir.

Kürt halkı başta olmak üzere ezilen halkların demokratik haklar temelinde bir arada yaşaması güvence altına alınması da başarılamamış, milliyetçi bir dışlama bugüne dek sürecek çözümsüzlüğe kaynaklık etmiştir.

Cumhuriyet’in ilerici köklerinden kopartılarak çürüme sürecine sokulması ise asıl olarak İkinci Dünya Savaşı sonrasında Amerikan sistemi içerisine girerek başlamıştır.

Türkiye, 1945 sonrasında ABD’nin soğuk savaş politikalarına bağlı olarak ekonomik ve askeri ikili anlaşmalar çerçevesinde yeniden sömürgeleştirilme sürecine girmiştir.

Türkiye devlet yapısı bu bağımlılık doğrultusunda süreç içinde Amerika’nın sosyalizmin genişlemesine karşı izlediği Yeşil Kuşak Projesi doğrultusunda şekillendirilmiştir. Ordudan istihbarat birimlerine bütün devlet yapısı, askeri darbelerle ve paramiliter faşist yapılarla desteklenen sömürge tipi faşist bir nitelik kazanmıştır.

Bu anlayışa bağlı olarak ülkenin ilerici devrimci demokratik hareketleri temel tehlike olarak görülmüş, İslamcılık ve faşist hareketler devlet politikası olarak desteklenmiştir.

AKP, ABD’nin Ortadoğu planları doğrultusunda bir proje olarak gündeme getirilerek iktidara taşındı. Cumhuriyet, sonunda İstanbul’un yeni hilafet merkezi olarak işaret edilmesine uzanan BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) ekseninde,

Cumhuriyet’in son ilerici kırıntıları da ortadan kaldırılarak İslamcı faşist bir rejime dönüştürülmüştür.

Bugünkü İslamcı rejime dönüşüm, devrimcileri yok etmek üzere yapılan Amerikancı darbelerin, devletin ‘kemalist’ yapılarının, partilerinin bu emperyalizme bağımlı düzen içinde büyüyen gericileşme dalgasıyla bütünleşen ideolojik örüntülerinin de bir sonucu olarak yaşanabilmiştir.

Geldiğimiz noktada 100 yıl önceki Cumhuriyet, Amerikan boyunduruğu altındaki gerici tek adam rejimi altında yeni bir Saltanat ve Hilafet rejimine dönüşmüştür.

Şimdi Cumhuriyet için yeniden kuruluş, yeniden kuruluş için DEVRİM tek yoldur.

Bu yüzden de ülkemizin ihtiyacı olan şey yalnızca AKP iktidarının bu tek adam rejimini ortadan kaldırılarak geriye dönülmesi olarak görülemez.

İhtiyacımız olan böyle bir İslamcı faşist rejime geçişe zemin oluşturan devletin bütün ideolojik-politik anti-demokratik baskı aygıtlarından, emperyalist boyunduruklardan kurtularak, gerçekten demokratik, laik ve eşit temeldeki bir devrimci dönüşümdür.

Bağımsızlıktan, kardeşlikten, özgürlükten, laiklikten ve eşitlikten yana devrimci demokratik bir cumhuriyet kuracağız!

Devrimci Demokratik Cumhuriyet, Amerikan emperyalizmi ve NATO’ya tüm bağları kopartacak, bağımsız bir cumhuriyet olacaktır.

Devrimci Demokratik Cumhuriyet, tarikat ve cemaatlerin devlet içindeki örgütlenmelerini dağıtacak laik bir cumhuriyet olacaktır.

Devrimci Demokratik Cumhuriyet, tek adam rejimine dayanan bu çürümüş Saltanat’ı yıkarak; halkın söz, yetki ve karar sahibi olduğu demokratik bir cumhuriyet olacaktır.

Devrimci Demokratik Cumhuriyet, sömürücü sınıfların, sermayenin ve patronların egemenliğine meydan okuyacak emekçiler cumhuriyeti olacaktır.

Devrimci Demokratik Cumhuriyet, Kürtlerin ve tüm ezilen halkların demokratik haklarının güvence altına alındığı bir arada bir yaşamın cumhuriyeti olacaktır.

Devrimci Demokratik Cumhuriyet, gençlerin KYK yurtlarında ölmediği, işçilerin, köylülerin, emeklilerin insanca yaşayabildiği sosyal bir cumhuriyet olacaktır.

Devrimci Demokratik Cumhuriyet, ekolojik yıkıma ve talana son verilmiş doğayla barışık bir cumhuriyet olacaktır.

Böyle bir devrimci dönüşümü bütün emekçiler, işçiler, gençler, kadınlar, bütün ezilen halklar birleşerek, örgütlenerek, kendi haklarımıza ve geleceğimize sahip çıkarak kazanacağız.

Türkiye’nin 100 yıl önceki ilerici kazanımları ve devrimci mücadele geleneklerinin yarattığı birikimler bu mücadelede en önemli gücü kaynağımız olmaya devam edecektir."

yukarı çık
0
Paylaşım