Menu
RSS
Antalya Emek Platformu: Ekmek, Adalet Ve Hürriyet İçin 1 Mayıs Meydanlarına!

Antalya Emek Platformu: Ekmek, Adalet Ve Hürriyet …

2024 1 Mayıs’ında da işçiler, ...

Antalya Eğitim İş: Öğretmene Şiddete Dair Boş Sözler Değil Yaptırım İstiyoruz!

Antalya Eğitim İş: Öğretmene Şiddete Dair Boş Sözl…

Eğitim İş Sendikası Antalya Şu...

Kepez Belediye Başkan Vekilliğine Refik Emre Altekin Seçildi

Kepez Belediye Başkan Vekilliğine Refik Emre Altek…

Kepez Belediye Meclisi, görevi...

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

AFAD Duyurdu: Antalya'da Deprem!

Antalya'nın Kaş ilçesinde 3,9 ...

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün Tutuklanması AKP’nin Bir İntikam Planı Olarak Görünüyor

PSAKD Akdeniz Bölge Sorumlusu Arslan: Kocagöz’ün T…

“AKP ve onun sözünden çıkmayan...

Prev Next

Eğitim Sen: Ekonomik Kriz Gerekçesiyle Eğitimden Tasarruf Yapılması Kabul Edilemez

Eğitim Sen: Ekonomik Kriz Gerekçesiyle Eğitimden Tasarruf Yapılması Kabul Edilemez

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk, Mecliste görüşülmekte olan 2019 yılı bütçesinde eğitime ayrılan miktarın zorunlu ihtiyaçları bile karşılamaktan uzak olduğunu söyledi. Eğitim Sen Antalya Şube binasında yaptığı basın açıklamasında Öztürk,

“Eğitim Sen, eğitim sisteminin bütün kademelerinde uzun süredir büyük bir yıkımla karşı karşıya olduğunu sık sık vurgulamaktadır.

Şüphesiz bu durumun temel nedeni ‘tek adam’ yönetiminin siyasal hedefleri ve bu hedeflere ulaşmak için benimsediği tercihleridir. Ancak söz konusu tercihlerin ülkemizi ve eğitim kurumlarımızı büyük bir belirsizliğe ve yıkıma sürüklediği açıktır” dedi.

Öztürk konuşmasında bütçedeki eğitim harcamaları ile ilgili tabloları açıkladıktan sonra şöyle devam etti:

“Yeni sistemin ilk bütçesi olarak 2019 bütçesi görüşmelerinde MEB ve Yükseköğretim bütçelerinden oluşan eğitim bütçesi 15 Aralık Cumartesi günü Genel Kurul’da görüşülecektir.

2019 merkezi yönetim bütçesi rakamlarına bakıldığında, ekonomik kriz nedeniyle kamu harcamaları ve kamu yatırımları üzerinden ciddi anlamda tasarruf yapılacağı, dolayısıyla ekonomik krizin faturasının yine halkın, emekçilerin sırtına yıkılmak istendiği anlaşılmaktadır.

2019 yılında MEB ve yükseköğretim kurumlarına ayrılan bütçe rakamlarına bakıldığında, eğitimin ve yükseköğretimin en temel ihtiyaçlarının görmezden gelindiği, bütçenin sadece zorunlu harcamalar dikkate alınarak hazırlandığı,

hatta zorunlu harcamalarda bile kısıntıya gidildiği dikkat çekmektedir.

2019 MEB ve Yükseköğretim bütçelerinin bizlere gösterdiği en temel gerçek, eğitimde yaşanan yoğun ticarileşme sürecinin, 2019 yılında derinleşmesi beklenen ekonomik krizin de etkisiyle, artarak devam edeceği,

velilerin 2019 yılında cebinden yapacağı eğitim harcamalarının belirgin bir şekilde artacağıdır. 

Genel bütçeden yeterince kaynak ayrılmayan okullarımız ve üniversitelerimiz, 15 Temmuz sonrasında yaşanan kitlesel tasfiye ve siyasal baskıların da etkisiyle, eğitim biliminden, bilimsel faaliyetlerden hızla uzaklaşmış,

başta kadro politikası olmak üzere, hemen her konuda iktidarın ve piyasanın ihtiyaçlarına göre hareket edilmeye başlanmıştır.

İhraç ya da işten atma politikalarıyla bütün eğitim kurumlarını çölleştiren uygulamaların arttığı bir dönemde okulların ve üniversitelerin bütün itiraz ve karşı çıkışlara rağmen iktidarın arka bahçesi, hatta resmen ‘devlet dairesi’ haline getirilmek istenmektedir.

Eğitim Sen, eğitim sisteminin bütün kademelerinde uzun süredir büyük bir yıkımla karşı karşıya olduğunu sık sık vurgulamaktadır. Şüphesiz bu durumun temel nedeni ‘tek adam’ yönetiminin siyasal hedefleri ve

bu hedeflere ulaşmak için benimsediği tercihleridir. Ancak söz konusu tercihlerin ülkemizi ve eğitim kurumlarımızı büyük bir belirsizliğe ve yıkıma sürüklediği açıktır.

Eğitimden beklenen amaçların gerçekleşmesi, öğretmen, akademik ve idari personel açıklarının kadrolu istihdam ile kapatılması, eğitimin niteliğinin yükseltilmesi, okul-derslik açıkları sorununun çözülmesi,

okulların ve üniversitelerin fiziki alt yapı ve donanım eksikliklerinin giderilmesi ve diğer sorunlar için mevcut piyasacı bütçe anlayışının acilen değişmesi gerekmektedir.

Yapılması gereken, kamusal kaynakların yine kamusal bir hak olan eğitim için, özel çıkarlar değil, toplumsal çıkarlar gözetilerek değerlendirilmesidir.

Ekonomik kriz gerekçesiyle eğitimden tasarruf yapılması ve eğitim ve yükseköğretim bütçesinde kısıntıya gidilmesi kabul edilemez.

Eğitim Sen Olarak Taleplerimiz;

  • *MEB bütçesinin milli gelire oranı en az iki kat arttırılmalı, başlangıç olarak OECD ortalamasına (%6) çıkarılmalıdır…
  • *Kamu kaynaklarının özel okullara/özel üniversitelere aktarılması uygulamasına derhal son verilmeli, eğitime yeterli bütçe, okullara ve yükseköğretim kurumlarına ihtiyacı kadar ödenek ayrılmalıdır.
  • *Eğitim bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay mutlak anlamda arttırılmalı, eğitimi ticarileştirmeyi hedefleyen özel sektör, dini vakıf ve cemaatlerle yapılan ya da yapılacak olan her türlü ortak proje ve protokoller iptal edilmelidir.
  • *Vergi dilimi soygununa son verilmeli, ek dersler başta olmak üzere, tüm ek ödemeler temel ücrete dâhil edilmeli emekliliğe yansıtılmalıdır… 
  • *Ek ders saat ücreti hesaplanırken bir öğretmenin aylık maaş tutarı esas alınmalıdır. (3600/60 = 60 TL)
  • *Sözleşmeli/ücretli öğretmenlik gibi her türlü güvencesiz istihdam uygulamalarına esnek, kuralsız ve angarya çalışmaya son verilmeli, sözleşmeli öğretmenlerin tamamı kadroya geçirilmelidir.
  • *2018 yılında aile ve çocuk yardımı başta olmak üzere, sosyal yardımlar sembolik olarak belirlenmekten çıkarılmalı, ihtiyaç kadar artış yapılmalıdır…
  • *Eğitime hazırlık ödeneği sadece öğretmenlere değil, tüm eğitim ve bilim emekçilerine yılda iki kez en az bir maaş tutarında ödenmelidir...
  • *24 Haziran seçimleri öncesinde verilen sözler tutulmalı, tüm eğitim ve bilim emekçilerinin ek göstergeleri 3600’e çıkarılmalıdır.
  • *Eğitim emekçilerinin 3600 ek gösterge talepleri doğrultusunda düzenleme yapılmalıdır.
  • *Öğretmen, akademik personel, memur ve yardımcı hizmetli açıkları kapatılmalıdır.”
  • *Tüm eğitim ve bilim emekçilerine insan onuruna yakışır bir ücret ve sağlıklı çalışma koşulları sağlanmalıdır.
yukarı çık
0
Paylaşım